‘Narin Güran davasında geciken deliller adaleti gölgeledi’

  • 09:04 1 Ocak 2025
  • Hukuk
 
Şehriban Aslan
 
AMED - Narin Güran dosyasında faillere verilen cezayı ve soruşturma aşamasını değerlendiren Avukat Gevriye Atlı, “Kolluk bazı delillere çok geç ulaştı ya da delillere ulaşmamasının tek sebebi bu gecikme oldu” diyerek durumun çok daha farklı olabileceğine dikkat çekti.
 
Amed’in Rezan ilçesine bağlı Çûlî kırsal mahallesinde 21 Ağustos’ta kaybolan ve 8 Eylül’de cenazesine ulaşılan 8 yaşındaki Narin Güran davası, 26 Aralık ve 28 Aralık tarihlerinde görüldü. Mahkeme, fail Nevzat Bahtiyar’a “delilleri yok etme” suçundan 4 yıl 6 ay ceza verdi. Ayrıca, failler Enes Güran, Yüksel Güran ve Salim Güran’ın, Narin Güran’a yönelik “kasten öldürme suçunu iştirak halinde işlediklerinin” tespit edildiği belirtilerek ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Mahkeme, suçun niteliği ve delillerin ağırlığı nedeniyle takdiri indirim uygulanmasına yer olmadığını ifade etti.
 
Amed Barosu, duruşmanın ardından yaptığı açıklamada, “Bizim beklentimiz Nevzat’ın da suça ortak olduğunu düşünerek ceza verilmesiydi ama bu gerçekleşmedi. Kararı İstinaf’a götüreceğiz” dedi.
 
Narin’in avukatlarından Gevriye Atlı da hem davayı hem de davanın yürütülme aşamalarını değerlendirdi.
 
‘Soruşturmayı çok titizlikle yürüttük’
 
Narin Güran olayının Amed’de yaşanan talihsiz bir olay olduğunu belirten Gevriye Atlı, Amed Barosu olarak soruşturma aşamasından itibaren dosyada yer aldıklarını söyledi. Gevriye Atlı, “Amed Barosu gerek Çocuk Hakları Merkezi gerekse Kadın Hakları Merkezi olarak bu tür vakalarla çok sık karşılaşıyor. Bu tür vakalarda tehlike en yakındakilerden geliyor. İlk günden itibaren aileyle fazla temas kurmamamızın ve orada durmamamızın nedeni buydu. O köyde herkes şüpheliydi. Maalesef yanılmadık ve yine failler en yakınlarından, ailenin içinden çıktı. Diyarbakır Barosu olarak 15 avukat ile takip komisyonu oluşturduk. Diyebilirim ki bu süreci çok titizlikle yürüttük ve Türkiye’de ilk defa bir baronun katılma talebi kabul edildi” dedi.
 
‘Kolluğun eksik ve ihmalleri vardı’
 
Davanın duruşma süreçlerine değinen Gevriye Atlı, “Bütün hukukçuların üzerinde mutabık olduğu bir gerçek var; evet, soruşturma aşamasında kolluğun birçok eksikliği var. Kolluk bazı delillere çok geç ulaştı ya da delillere ulaşmamasının tek sebebi bu gecikme oldu. Bilindiği üzere Narin 21 Ağustos’ta katledildi ancak olaydan 18 gün sonra bulundu. Ancak cansız bedeni suyun içinde olduğundan birçok delile ulaşılamadı. Biz sürekli bu şekilde beyanda bulunduk. Bu yönde savcılıkta bir dilekçe talebimiz de var. Kolluğun ihmalleri ve eksikleri nedeniyle birçok delile ulaşılamadı. Baştan itibaren en yakından başlanıp şüpheli gözüyle bakılsaydı, durum çok daha farklı olabilirdi. Yargılama sürecine çok daha net delillerle gidilebilirdi.
 
Aramalara ailenin dahil olması, amcanın muhtar olması ve bu yönlendirmeleri yapması süreç açısından büyük bir ihmalkârlıktı. Ancak dosyada yapılan yargılama sonucu ciddi çelişkili beyanlar, karşılıklı suçlayıcı ifadeler ve yok edilmeye, gizlenmeye çalışılan deliller vardı. Ailenin birçoğunun telefon kayıtlarının silinmesi ve bazılarının telefonlarını kaybetmesi veya kırmaları... Bunların hepsi oradaki şüpheleri yoğunlaştırdı” şeklinde konuştu.
 
‘Kararı istinaf ettik’
 
Fail Nevzat Bahtiyar’a verilen 4 yıl 6 ay cezayı değerlendiren Gevriye Atlı, bu kararın tepkilere yol açtığını belirtti. Gevriye Atlı, “Fail Nevzat’ın 18 gün boyunca susması ve ihbarda bulunmaması, ayrıca dosyada bazı delillerde onun da olay mahallinde bulunması nedeniyle iştirak halinde insan öldürme suçundan cezalandırılması gerekiyordu. Ancak mahkeme bu şekilde bir kanıya vardı. Hukukçu olarak baktığımızda Nevzat’ın öldürme fiiline katılıp katılmadığını bilmiyoruz. Narin’in ölüm saati net tespit edilemediği için Nevzat sadece delilleri gizleyen, yok eden konumunda değerlendirilerek bu ceza verildi. Biz baro olarak katılan sıfatıyla bu kararı İstinaf’a götürdük. İstinaf değerlendirilmesinden sonra sürece devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
 
‘Cezasızlık ile sonuçlanmasın diye mücadele verdik’
 
“Narin dosyası bütün Türkiye’nin gündemine oturdu” diyen Gevriye Atlı, “Basın dosyayı çok fazla takip etti. Yargılama salonları dışında sosyal medyada fişlenmesi nedeniyle gündem oldu. Aslında bu dosya bize iktidarın bir an önce şiddeti önleyici politikalar düzenlemesi gerektiğini bir kez daha gösterdi. Çünkü bizler öncelikle şiddeti önlemeye çalışıyoruz. Ancak var olan şiddet dosyalarının da cezasız kalmaması için mücadele ettik. Cezasızlık politikasıyla sonuçlanmaması için bu mücadeleyi verdik” dedi.
 
‘Dosyayı yakından takip ediyoruz’
 
Bu dosyada ailenin başka ilişkilerinin de konuşulduğuna vurgu yapan Gevriye Atlı, şu sözleri kullandı: “Belki Nevzat yakalanmasaydı aile belki bu tür ilişkilerini kullanıp bu dosyayı fail meçhul olarak kapatmayı düşünüyor olabilirlerdi. Benim kanaatim böyle bir kurgu ve böyle bir beklenti ile yola çıkıldı. Ya da bu kadar Türkiye gündemine oturmasaydı, hak örgütleri, barolar, kadın, çocuk örgütleri ve tüm Türkiye’nin ‘Narin’in ailesi biziz’ demesi ve dosyayı bu kadar sahiplenmesi bu dosyanın cezasız kalmamasını sağladı. Ayrıca Amed Barosu olarak dosyaya büyük emek verdik.  Aynı zamanda Van’da ‘intihar’ denilen Rojin olayında da Amed Barosu başından beri soruşturmanın içinde. Biz Van Barosu’na destek olmak için bu dosyayı sonuna kadar takip edeceğiz. Bir hafta önce Van Barosu’nda cumhuriyet savcısı ile görüşme yaptık. O dosyayı da yakından takip ediyoruz. Kadın cinayetlerinde, çocuk cinayetlerinde ve şiddetin önlenmesi için Diyarbakır Barosu olarak mücadele etmeye devam edeceğiz.”
 
Amed Barosu hedef gösterildi
 
Gevriye Atlı son olarak şöyle konuştu: “Fail avukatları, çobanın sorgulanma videosu üzerinden baroya çok yüklendi. Baro olarak bu dosyayı takip ettiğimizi herkes biliyordu. Baroya onlarca ihbar ve görüntü geldi. Biz onları titizlikle inceledik. Dosyaya katkı sunacakları ekledik. Savcılıkla iletişime geçildi. Bu da bizi hedef haline getirdi. Bizim tek amacımız maddi gerçeği açığa çıkarmaktı. Ben komisyonda kadın merkezinden yana yer alan biri olarak delillere göre Yüksel Güran’ın avukatlığını yapabilirdim. Yüksel Güran, eğer olayı olduğu gibi yani gördüğü gibi anlatsaydı, öldürmeye engel olup olayı anlatmış olsaydı, seve seve diğer tarafa geçer ve Yüksel’in avukatlığını yapardım. Bizim tek amacımız Narin’in faillerinin bulunup cezalandırılmasıydı.”