Gülser Yıldırım: DAİŞ zihniyetiyle Rojava’ya saldırı gerçekleşiyor
- 09:06 29 Aralık 2024
- Güncel
Öznur Değer-Neslihan Kardaş
MÊRDÎN- Nisêbîn-Qamişlo sınırında devam eden nöbetin önemine dair konuşan Kürt siyasetçi ve TJA aktivisti Gülser Yıldırım, DAİŞ zihniyeti ile Rojava’ya saldırılar olduğuna dikkat çekerek “Rojava’yı Kuzey Kürdistan’dan ayrı ele almıyoruz. Orada gerçekleşen her bir saldırı, kimliğimize, varlığımıza, özgürlüğümüze ve geleceğimize yönelik bir saldırıdır. Rojava’nın düşmesi tüm insanlık değerlerinin düşmesidir. Zafer bizim olacaktır” dedi.
Türkiye ve Türkiye’ye bağlı Milli Suriye Ordusu’nun (SM0) Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırıları üzerine Mêrdîn’in (Mardin) Nisêbîn (Nusaybin) ilçesinde Nisêbîn-Qamişlo sınırında başlayan nöbet eylemi iki haftayı günü geride bıraktı. Gün boyu 7’den 70’e insanların ziyaret ettiği nöbet eylemine katılan yurttaşlar, Nisêbîn’den Rojava direnişine ses oluyor. Savaşa karşı “barış” için haykırılan nöbet eyleminde Türkiye’nin saldırılarını bir an önce sonlandırması isteniyor.
Nöbet eylemine katılan Kürt siyasetçi ve Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Gülser Yıldırım, nöbeti değerlendirdi.
‘Rojava’da yüzbinlerce Kürt kimliksiz bırakıldı’
“Arap Baharı’nın” ardından Suriye’de başlayan iç savaşı hatırlatan Gülser Yıldırım, Esad rejiminin en çok baskı uyguladığı kesimlerden birinin Kürtler olduğunu vurguladı. Esad rejiminin Rojava’da yüzbinlerce Kürt’ü kimliksiz bıraktığını anımsatan Gülser Yıldırım, Rojava’da geçmişten bu yana gerçekleşen Kürt katliamlarına değindi. Kürtlerin özgürlük mücadelesi sayesinde Rojava’da yeni bir bilinç ve kimlik kazandığının altını çizen Gülser Yıldırım, “Rojava halkımız arasında kimliğine, kültürüne yönelik bir bilinç vardı ve bu kapsamda bir örgütlülük oluştu. Rojava halkımız da gelişen bu atmosferde, Esad rejimi ile muhalifler arasında savaş devam ederken, insanlığa karşı karanlık bir güç olan DAİŞ’in belirmesiyle mücadele etmeye başladı. DAİŞ’in Kürt halkını yok etmeye çalışmasıyla saldırılarına başlaması elbette düşündürücü. Şengal katliamında kadınların köle pazarlarında satılmasından tutalım, kadınlara yönelik her türlü işkenceye kadar büyük zulmeden DAİŞ, ardından yönünü Rojava’ya çevirdi” şeklinde konuştu.
‘DAİŞ zihniyetiyle yeniden Rojava’ya saldırı gerçekleşiyor’
DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırısını hatırlatan Gülser Yıldırım, “Bu saldırıda Kürt halkının dört parça Kürdistan’dan bu saldırılara karşı alanlara aktığını gördük. Sadece Kürdistan’da değil Türkiye’nin de birçok kentinde aydın, yazar ve demokratların da DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırısını kendine yönelik bir saldırı olarak gördü ve buna karşı çıktı. Bu direnişin Kobanê’nin özgürleşmesi ve DAİŞ’ten arınması sonucunu doğurduğunu gördük. Bu direniş Rojava’nın özgürlüğü oldu. O nedenle de bugün burada 14 günü aşkın süredir nöbette bulunan halkımız da neyin nöbetini tuttuğunu çok iyi biliyor. Bugün DAİŞ’in ismi değişmiş olabilir ama aynı zihniyetle yeniden Rojava’ya saldırı gerçekleşiyor” sözlerine yer verdi.
‘Rojava’ya saldırı, Kürtlerin özgürlük talebine saldırıdır’
Birçok farklı yapıdan HTŞ adı altında bir ordu çıkarıldığını belirten Gülser Yıldırım, Esad rejiminin HTŞ’ye teslim olarak ülkeden ayrıldığını söyledi. Bugün Suriye hükümeti adına HTŞ’nin konuştuğunu ifade eden Gülser Yıldırım, “Bugün Suriye hükümetinin HTŞ’nin elinde olduğunun görülmesiyle başta AKP-MHP hükümeti HTŞ ile ilişkilenmek istedi. Hedef belliydi. Rojava statüsünün ve Rojava halkının yok edilmesi amaçlanıyor. Bunu çok iyi biliyoruz. Burada da bize yönelik saldırıların tamamını bunun bir parçası olarak görüyoruz. Rojava’ya yönelik saldırı, Kürtlerin özgürlük talebine yönelik bir saldırıdır. Bugün gerçekleşen kayyım atamaları, özgür basın üzerindeki saldırılar ve son olarak Rojava’da SİHA ile katledilen Nazım ve Cihan arkadaşlarımız hakikati gözler önüne seriyor. Bu tablo, Kürt statüsünün dünyanın hiçbir yerinde oluşmamasına yönelik saldırıların işaretidir” dedi.
‘SMO Suriye Ordusu ise o zaman HTŞ kimin ordusu?’
“Suriye Milli Ordusu” adına Rojava’da, Minbic’te, Tişrîn’de halka yönelik saldırılar gerçekleştiğinin altını çizen Gülser Yıldırım, “Eğer SMO Suriye Ordusu ise o zaman HTŞ kimin ordusu? Desteklediğiniz HTŞ Şam’da hükümetini ilan etti. HTŞ, yeni Suriye’nin hükümetiyse o zaman SMO kimdir, nereden çıktı? Suriye’de iki ordu mu var? Ya da bu AKP-MHP iktidarının ordusu mudur? Bu kabul edilemez bir şey. Rojava kime saldırdı, kimin için tehlike arz ediyor? Kürtlerin özgürleşmesi, statü sahibi olması sizin için tehlike ise o ayrı bir şey. Ama dünyada hiç kimse için tehlike değildir. Aksine bugün Rojava’da yaratılan sistem, dünyadaki vicdan ve ahlak sahibi, demokrasi ve özgürlük isteyen tüm insanların rol ve model aldığı bir sistem. Rojava’da dünyaya örnek olan bu sistem kimi rahatsız ediyor? Tekçileri, ırkçıları, faşistleri rahatsız ediyor. Erkek egemen devletleri, işgalcileri, gaspçıları rahatsız ediyor. O nedenle Rojava sistemi o kadar hedef alınıyor” diye belirtti.
‘Tüm halkımızı, nöbetleri sahiplenmeye çağırıyorum’
Son olarak nöbetin sahiplenmesi çağrısında bulunan Gülser Yıldırım, “Halkımız burada Kobanê ruhuyla bu nöbeti sürdürerek Rojava’ya sahip çıkıyor. Tüm halkımıza, nöbet eylemlerini sahiplenme çağrısında bulunuyorum. Buradan sesimizi daha fazla yükseltelim. Tüm dünyadaki Kürtler kendini Rojava’nın bir parçası olarak görüyor. Bugün biz Nisêbîn sınırındayız ve aşağımızda Qamişlo var. Kürt halkının kalbine bir çizgi kurulmak istendi. Qamişlo’yu Nisêbîn’den, Nisêbîn’i de Qamişlo’dan farklı ele almıyoruz. Rojava’yı Kuzey Kürdistan’dan ayrı ele almıyoruz. Orada gerçekleşen her bir saldırı, kimliğimize, varlığımıza, özgürlüğümüze ve geleceğimize yönelik bir saldırıdır. Bu çerçevede tüm halkımızı, nöbetleri sahiplenmeye çağırıyorum. Rojava’nın düşmesi tüm insanlık değerlerinin düşmesidir. Zafer bizim olacaktır” ifadelerini kullandı.