Gar Katliamı davası: Mahkeme polislerin dinlenmesini reddetti

  • 16:06 3 Eylül 2021
  • Hukuk
 
ANKARA - Gar Katliamı davasında, DAİŞ'lilerle konuşulmasını isteyen polis ve jandarmaların tanık olarak dinlenmesi talebi reddedilirken, duruşma ileri bir tarihe ertelendi. Aileler ise yaptıkları açıklama ile katliamın 7’nci yılı dolayısıyla çağrı  yaptı. 
 
DAİŞ'in 10 Ekim 2015’te Ankara Garı Meydanı’nda yapılan “Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi”ne saldırarak gerçekleştirdiği katliam nedeniyle “insanlığa karşı suç"tan yargılanan fail Erman Ekici ve firari sanıklar yönünden görülen davanın 12’nci duruşması Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
 
Tanık olarak dinlenen Muhammed Kasım Kurt, davaya ne tanık ne de sanık olarak dahil olmak istemediğini belirtti.
 
Avukat talepleri
 
Avukatlar, tanığın duruşma salonunda bulunmasında herhangi bir sakınca bulunmadığını kaydederek taleplerini sıraladı. Avukatlar, tanığın Ankara 21’inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandığı davanın dosyasını isteyerek, “Sorguda tanık sizin yönlendirmelerinizle isim vermedi. Bunun tutanaklara yansımasını istiyoruz. Kilis İl Jandarma İstihbarat Müdürlüğü'ne  yazı yazılarak İlhami Balı ile görüşen 3 görevlinin kimlik bilgilerinin tespit edilerek kendilerinin tanık olarak dinlenmesini talep ediyoruz” dedi.
 
Valentina Yıldız’ın kimliğini kullanmış
 
Ardından dava sanıklarından “Rus Ayşe” olarak bilinen Valentina Slobodjanjuk’un kimliğini kullandığı belirtilen Yıldız Bozkurt’un SEGBİS aracılığıyla tanık olarak ifadesine başvuruldu. Mahkeme  başkanının sorduğu isimleri tanımadığını belirten Yıldız, “Ben kimlik bilgilerimin İŞİD’liler tarafından kullanıldığını bilmiyordum. Polisler beni emniyete götürerek parmak izimi aldılar. O sıra kimliğimin kullanıldığını öğrendim. Hatta kimlik bilgilerimle hastaneye bile gitmişler” diye kaydetti.
 
‘Telefonumu kimseye vermedim’
 
Dava avukatı Senem Doğanoğulları’nın, “Mayıs 2015’ten Ekim'e kadar Valentina ile telefon görüşmeniz tespit edilmiş. Ne diyeceksiniz?” sorusuna Yıldız, “Ben hiç bu kişi ile görüşmedim. Telefonumu kimseye vermedim” dedi.
 
Yıldız, “Bir buçuk yıl önce DAİŞ’lilerin benim kimlik bilgilerimle kadın doğum ünitesine gittiğini öğrendim” diye belirtti. 
 
DAİŞ'linin numarasıyla konuşulmuş
 
Avukatlar birkaç telefon numarası söyleyerek bunların kayıtlı olup olmadığını öğrenmek istedi. Verilen numaralardan biri ile Yıldız’ın daha önce telefon görüşmesi gerçekleştirdiği ortaya çıktı.
 
Mahkeme başkanı, dosyaya gelen evrakları paylaştı.
 
2015 Türkiyesi...
 
Ardından avukat İlke Işık söz aldı. İlke, “6 koca yıl geçti. Yaklaşık 5 yıldır yargılama devam ediyor. Tek gayemiz adaletin tesis edilmesi. 104 insanın nasıl bu kadar kolay öldüğünü ve toplam sorumluları ortaya koymaya çalışıyoruz. Umarız 2015 Türkiye’sini bir daha yaşamayız. Ülkenin en büyük katliamında tüm sorumlular yargılanamaz ve sorumlular açığa çıkmazsa doğal olarak böyle suçlar sürer ve katliamlar devam eder. 2015 Türkiye'si 6 yıla rağmen hiç unutulmadı ve hala konuşulmaya devam ediyor. Çünkü o dönemde korku iklimine ihtiyaç vardı. 9 Ekim 2015’te Sedat Peker bir miting yapmıştı ve ‘Eğer seçimlerde AKP kazanmazsa ülkede oluk oluk kan akacak' demişti. Bir gün sonra 10 Ekim’de Ankara’da oluk oluk kan aktı. Sedat Peker'in söylediği her şey iktidarın icraatlarıyla uyumlu” dedi.
 
Çözüm süreci vurgusu
 
İlke, dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun “Dönemi anlatsam yer yerinden oynayacak” sözlerini anımsatarak, “7 Haziran’da kaybeden iktidar yeniden tesis edildi. 2015’ten sonra farklı koşulları yaşıyoruz. HDP’nin Adana binasına saldırıldı, Diyarbakır mitingi bombalandı. Ülkede çok sayıda katliam gerçekleşti. Ceylanpınar’da 2 polis öldü ve bir terör saldırısı olmadığı açığa çıktı ancak araştırılmadı. Ardından çözüm süreci bitti. Sadece barış olsun, çözüm süreci bitmesin diye on binlerce insan mitinge gittik. Tek amacımız barıştı” sözlerine yer verdi.
 
‘Savcıların odası aransın'
 
6 yıldır kovuşturmanın genişletilmesini talep ettiklerini belirten İlke, “Doğru düzgün bir gerekçe sunmadan taleplerimizi reddettiniz. Savcılık katliamın planlayıcısına bakmadınız. Eski savcıların odasında araştırma yapılmasını talep ediyoruz ve haklarında soruşturma başlatılmasını talep ediyoruz” dedi.
 
Talepler sıralandı
 
Avukat Senem Doğanoğlu ise “Yıldız Bozkurt hakkında suç duyurusunda bulunulmasını istiyoruz. Kuteybi Ahmed'in tanık olarak dinlenmesini istiyoruz. Mersinden sanık Kuteybi Ahmed hakkındaki dijital materyallerin getirilmesini talep ediyoruz. Tüm sanıkların eşlerinin dinlenmesini istiyoruz.
 
Fail avukatları hedef aldı
 
Duruşmaya tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS ile bağlanan fail Erman Ekici, üzerine atılı suçlamaları reddederek dava avukatlarını hedef aldı.
 
Askerlerin dinlenmesi talebi reddedildi
 
İddia makamının ara mütalaasını açıklamasının ardından ara kararını açıklayan Mahkeme Başkanı, sanıkların  kırmızı bültenle aranmasına ilişkin Adalet Bakanlığ’ına yazılan müzekkerelerin beklenmesine, Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığa dijital materyallerin incelenmesi için yazı yazılmasına, 9 Haziran’daki ara kararda yazılan müzekkerelerin beklenmesine, DAİŞ’in medya propaganda sorumlusu olarak bilenen Ömer Yetek'in tanık olarak dinlenmesine, DAİŞ bilgilerini istihbarat teşkilatlarına sattığı iddia edilen Kuteybe Hammet'in tanık olarak dinlenmesine, Muhammed Kurt ile DAİŞ iletişimini sağlayan askerlerin dinlenmesi taleplerinin reddine, Yıldız Bozkurt hakkında suç duyurusunda bulunulmasının reddine karar verdi.
 
Kararın ardından duruşma 24 Kasım’a ertelendi.
 
Duruşmanın ardından aile ve avukatlar adliye önünde basın açıklaması yaptı.
 
Aileler, “10 Ekim’i unutma unutturma”, “Gün gelecek devran dönecek katiller halka hesap verecek”, “Faşizme karşı omuz omuza” sloganları attı.
 
Katliamın yıldönümüne çağrı
 
Açıklamada konuşan 10 Ekim Barış Derneği Başkanı Mehtap Sakinci Coşkun,  “Katliamın 71’inci ayında buradayız. Hiç of demeden geldiğiniz bir duruşma daha sona erdi. Taleplerimizin reddedildiği halde bize sallanan parmakları görüyoruz duruşma salonunda. Yargılamanın adil yargılama sürecinden geçmediğini görüyoruz. Önümüzdeki ay bu günlerde katliamın 6’ıncı yıldönümü. 6 yıldır bir süreç takip ediyoruz. Bu ülkede katliamlar olağanlaştırıldı. Biz bunu teşhir etmeye çalışırken artık öyle olmayacağını da vurgulamaya çalışıyoruz. Fail hala bize saldırıda bulunabiliyorsa ve yalan yanlış savunma yapabiliyorsa ya da beraat edeceğine dair bir umut taşıyorsa, adil yargılamanın olmadığını gösteriyor. Bir gün  gerçek adaletin  olacağına inanıyorduk ancak umutlarımız azalıyor. Bu davanın üstünün  kapatılmasından bıktık, usandık, yorulduk. Bu yüzden ne kadar sesimizi çıkarsak az. Türkiye’de bize gelmeyecek adaletin kimseye gelmeyeceğini bir kez daha söylemek istiyoruz. Siz de istiyorsanız başkası için de adaletin gelmesini desteklemek zorundasınız. Katliamın yıldönümünde herkesi katliam mahalinde bir arada olmaya davet ediyoruz. Çünkü o dayanışma bizi en iyi götüren şey ve dayanışmanın gücüne inanıyoruz” sözlerine yer verdi.
 
‘Bunları yazın’
 
Katliamda yaşamını yitiren Korkmaz Tedik'in annesi Zöhre Tedik, mahkeme başkanının duruşmadaki tavırlarına tepki göstererek, “Hakim katliamda canı yanmış insanları dışarı atmakla tehdit ediyor. Bunları yazın. Herkes bilsin, duysun. Jandarma ve polisin adını söylemeyeceksin diyor heyet” şeklinde konuştu.  
 
‘Katilleri koruyorlar'
 
Ardından duruşma seyri hakkında konuşan avukat İlke Işık ise, “Geldiğimiz aşama taleplerimizin tamamının  reddine gelen, kamu görevlilerinin isminin söylenmesine engel olan ve gerçeğin açığa çıkmasına engel olan ve ailelerin sesini kısan bir mahkeme heyeti  ile karşı karşıyaydık. Katilleri koruyorlar ve cezasızlık istiyorlar. Bir grup İŞİD’liyi tutuklayarak 10 Ekim davasında adalet sağladıklarını söylüyorlar. Bunun adalet olmadığını söyledik, söylemeye devam edeceğiz. Öldürdükleri her insan için hesap verecekler. Siyasal iktidarı değiştirmek için 10 Ekim katliamı gerçekleşti. Bu katliamda parmağı olan tüm sorumluların açığa çıkması gerekiyor" dedi.  
 
Açıklama “10 Ekim’i unutma unutturma” sloganı ile sona erdi.