![](/staticfiles/news/167429/2021/07/01/823x463cc-010721-dyb-baro-ist-soz-acklamaa.jpg)
Kadın avukatlar: Mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz
- 14:11 1 Temmuz 2021
- Hukuk
HABER MERKEZİ - Birçok kentte baroda yer alan kadın avukatlar yaptığı açıklamada, İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme işleminin iptali için mücadelelerini kararlılıkla sürdüreceklerini vurguladı.
İstanbul Sözleşmesi'nin yürürlükten kaldırılmasına karşı Ankara, Diyarbakır, İzmir ve daha birçok kentte barolarda yer alan kadın avukatların katılımıyla basın açıklaması gerçekleştirildi.
Diyarbakır
Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi Diyarbakır Adliyesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya Baro Başkanı, Yönetim kurulu üyeleri ve baro avukatları katılırken, “İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz, İstanbul Sözleşmesi yaşatır” pankartı taşındı.
Avukatlar adına açıklamayı Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi temsilcisi Çiğdem Sevimli okudu.
‘Kazanımlar ortadan kaybedilmek isteniyor’
Çiğdem, sözleşmenin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile tek taraflı olarak 20 Mart tarihinde feshedildiği duyurusunu hatırlattı. Haksız çekilme kararının 23 Mart 2021 tarihinde Avrupa Konseyi'ne bildirildiğini kaydeden Çiğdem, kararın 1 Temmuz’da yani bugün resmiyet kazandığını ifade etti. İstanbul Sözleşmesi’nden Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile çekilmenin hukuken yok hükmünde olduğunu vurgulayan Çiğdem, “Zira sözleşme temel hak ve özgürlüklere ilişkin olup; Anayasal güvence ile teminat altına alındığından bu hakların Cumhurbaşkanı kararı ile ortadan kaldırılması mümkün değildir. Bu karar kadınların, insan hakları alanındaki kazanımlarını geriye doğru ortadan kaldırmak ve tüm insan hakları belgelerini tartışmaya açmak demektir” dedi.
‘Yapılan açıklama ikna edici değildir’
Sözleşmenin mevcut siyasal iktidar tarafından çekincesiz olarak imzalandığını söyleyen Çiğdem, sözleşmenin yine aynı iktidar tarafından feshedildiğini yineledi. Çiğdem, “Mevcut İktidar, bu çekilme kararına dayanak gerekçeleri somut olarak ortaya koyamamış. Sunulan sözde gerekçeler ise ne kamuoyunu, ne kadınları ne de bu alanda mücadele edenleri ikna edememiştir. Bu bağlamda hukuksal süreç içerisinde Türkiye Barolar Birliği, barolar, dernekler ve siyasi partiler tarafından Danıştay’da mezkur kararın iptaline ilişkin davalar açılmıştır. Açılan davalarda Danıştay bu tarih itibariyle yürütmenin durdurulması istemlerinin bir kısmını reddetmiş, diğerlerine ilişkin ise henüz bir karar vermemiştir. Davalar Danıştay önünde esas yönünden ise derdest durumdadır. Cumhurbaşkanının fonksiyon gaspının Danıştay kararı ile Anayasaya uygun bulunması, yasama yetkisine müdahalenin kabulüdür” ifadelerine yer verdi.
‘Sözleşme kadınlar açısından kazançtır’
Çiğdem sözleşmeden çekilmenin Türkiye’nin kadına yönelik şiddetle mücadele alanındaki yükümlülüklerinden vazgeçmesi anlamına geldiğini belirtti. İstanbul Sözleşmesi’nin iç hukukta uygulaması olan 6284 Sayılı Kanun’un temelinin yıkmak olduğuna dikkat çeken Çiğdem, “Bu koşullar altında kadınları şiddetten koruyan yasalar ve mekanizmalar risk altında olacaktır. İstanbul Sözleşmesi, kadınların ve kadın örgütlerinin ortak mücadelesi sonucu elde ettikleri çok önemli bir kazanımdır. Toplumun yarısına etki eden bu sözleşmeden tek bir kişinin kararı ile çekilmeyi kabul etmiyoruz” diyerek sözleşmeden çekilme işleminin iptali için mücadelelerini kararlılıkla sürdüreceklerini söyledi.
Açıklama, “İstanbul Sözleşmesi yaşatır” sloganıyla son buldu.
İzmir
İzmir Barosu Kadın Hakları Komisyonu ve baroya bağlı avukatlar ise Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi'nden resmi olarak çıkmasına karşı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Binası Güney kapısında bir araya geldi. Erkek avukatların da desteklediği açıklamada, ‘İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmiyoruz’ yazılı pankart açılırken sık sık “Erkek adalet değil gerçek adalet”, “Asla yalnız yürümeyeceksin" ve “Susmuyoruz korkmuyoruz itaat etmiyoruz” sloganları atıldı. Açıklamayı avukatlar adına İzmir Barosu Genel Sekreteri Perihan Çağrışım Kayadelen okudu.
'Sözleşmenin maddeleri uygulanmadan kaldırılıyor'
Sözleşmeden çekilme kararıın kadınların vazgeçtiği anlamına gelmediğini kaydeden Perihan, “Nahide Opuz’u ve annesini koruyamamanız uluslararası alanda yankı uyandırınca, koşa koşa ilk imzacısı olduğunuz İstanbul Sözleşmesi’ni de etraflıca okuduk. Değil şikayetçi olduğunuz maddeleri, bugüne kadar İstanbul Sözleşmesi’nin diğer hükümlerini de uyguladığınızı görmedik. Biz sözleşmeyi hayata geçirin diye eylem yaparken, siz uygulamadan komple kaldırdınız” diye belirtti.
Sözleşmenin yeniden yürürlüğe girmesi için mcüadelelerini sürdüreceklerini vurgulayan Perihan, "Biz biliyoruz ki, toplumsal cinsiyet normlarını bir bütün olarak tasfiye etmeyi hedeflemeyen hiçbir politik tahayyül, kadınları özgürleştiremez. İzmir Barosu olarak; mahkemelerde, karakollarda, eylemlerde, kadınların yanlarında olmaya devam edeceğiz" dedi.
Açıklama, alkışlarla sona erdi.
Ankara
Ankara Barosu İstanbul Sözleşmesi'nin yürürlükten kaldırılmasına ilişkin Ankara Adliyesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya çok sayıda avukat katıldı. Kitle adına açıklamayı Ankara Barosu Yönetim Kurulu üyesi Avukat Burcu Mine Gargın yaptı.
'Tarihi çağrılar gerekiyor'
Türkiye'nin tarihi bir eşikte olduğunu ve o tarihi eşikte olmanın da tarihi çağrıların gerektiğine işaret eden Mine, İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararından ivedilikle dönülerek gerekli adımların atılması için yetkililere çağrıda bulundu. Mine, "Bu noktada gösterilecek duruş; sokaklarında kadınların boğazlarının kesildiği, balkonlarından kadınların atıldığı, caddelerinde kurşunlanmış kadınların boylu boyunca uzandığı bir coğrafyada sadece kadınların değil yaşamın ve insan onurunun yanında alınacak duruştur” dedi.
‘Kadın hareketi artık önlenemez'
İstanbul Sözleşmesi'nin çekilme kararında ısrar etmek, kadına dönük şiddetle mücadeleyi zayıflatmak ve potansiyel suçluları cesaretlendirmek anlamına geldiğine dikkat çeken Mine, "Neredeyse her gün bir kadın cinayetine uyanılan ülkemizde kadınlar fotoğrafları siyah beyaz, adları ise sosyal medyada hashtag olmaya bir adım uzaklıktadır. Ancak herkes bilmelidir ki; ülkemiz için ortadan kaldırılmaya çalışılan İstanbul Sözleşmesi, sözü ve ruhuyla hepimizin içine çoktan işlemiştir. Attığımız her adımda, vereceğimiz her mücadelede yaşayacaktır. Bu ülkede kadınlar kimsesiz değildir ve kadın hareketi artık önlenemez, geriletilemez ve önemsizleştirilemez. Bizleri geriye atan adımların vicdanlarda meşrulaştığı eşik çoktan aşılmıştır” diye belirtti.
‘Sözleşme yaşam hakkıdır’
Tüm yetkilileri İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararından geri adım atmaya davet eden Mine, "Kuşkusuz ki İstanbul Sözleşmesi kadınları yaşattığı kadar kendisi de yaşayacaktır. İstanbul Sözleşmesi'nin, yaşam hakkının, insan onurunun ve tarihte tek yenilgileri olmayan ve bundan sonra da olmayacak kadınların yanında olduğumuzu, kadın mücadelemizi eskisinden de kararlı bir şekilde devam ettireceğimizi tarih önünde tüm kamuoyuna saygıyla ile arz ederiz” sözlerini kullandı.
Ardından söz alan Ankara Baro Başkanı Erinç Sağkan ise, mücadelelerinin sonuna kadar devam edeceklerini söyledi.
Açıklama, "İstanbul Sözleşmesi Yaşatır" sloganı ile sona erdi.
Mersin
Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi, İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılmasını yaptıkları basın toplantısı ile protesto etti. Baroda gerçekleşen açıklamada Baro Kadın Hakları Merkezi Başkanı Şirin Güner basın metnini okudu. Cumhurbaşkanı kararıyla İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasının Anayasa ve uluslararası mevzuatlara aykırı olduğunu belirten Şirin, İstanbul Sözleşmesi'nin kadına ve çocuğa yönelik şiddeti engellemek için taraf devletlere, etkili işbirliği içeren politikaların hayata geçirilmesi görevlerini yükleyen bir insan hakları sözleşmesi olduğunu söyledi. Kadının insan hakları kazanımlarından geriye gidişe neden olacak her türlü düzenlemenin karşısında olacaklarını aktaran Şirin, İstanbul Sözleşmesi’nde imzanın çekilmesi işleminin geri alınması için mücadele etmeye devam edeceklerini vurguladı.
Van
Van Barosu Kadın Hakları Komisyonu, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararına ilişkin Van Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı. “İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararını tanımıyoruz” pankartının açıldığı açıklamaya Van Barosu Başkanı Zülküf Uçar ve Kadın Komisyonu üyeleri katılırken, basın metnini Van Kadın Hakları Komisyonu Sekreteri Avukat Şeyma Şen okudu. Amacı kadına yönelik şiddeti önlemek olan Sözleşme’den çekilme kararının anayasaya ve kanuna aykırı olduğunu belirten Şeyma, “Bu hukuksuzluk yürütmenin durdurulması talebinin reddi kararı ile Danıştay eliyle de devam ettirilmektedir. Biz kadın hakları savunucuları bu hukuksuzluğu tüm bu süreç boyunca iktidardan gelen engellemelere rağmen onurlu direnişimizle durmaksızın haykırdık. Yapılan hukuksuzluğu tekrar açıklama gereği bile duymuyoruz, bu ancak malumun ilanı olurdu” şeklinde konuştu.
“Sözleşmeden vazgeçmiyoruz” diyen Şeyma, insan haklarına, kadına, eşitliğe, toplumsal hayata dair kaygılar gütmeyen, radikal bir azınlığın iradesinin bütün toplumun iradesine tercih edildiğini gösteren bu sözleşmeden çekilme çabasının kadınların iradesinin hiçe sayılması olarak görüldüğünü kaydetti.
Açıklama, “Korkmuyoruz, susmuyoruz, vazgeçmiyoruz”, “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır” ve “Kararı geri al sözleşmeyi uygula” sloganlarıyla son buldu.
Batman
Batman Barosu Kadın Hakları Merkezi, baro binası önünde açıklama yaptı. Kadın Hakları Merkezi üyesi Gülbahar Demir, Sözleşme’den vazgeçmeyeceklerinin altını çizerken, “Sözleşme’den çekilme kararı ile şiddete uğrayan veya öldürülen her kadının sorumluluğu, bu kararı verenlerin üzerindedir” dedi.
Mardin
Mardin Barosu Kadın Komisyonu da İstanbul Sözleşmesi’nin bugün itibariyle yürürlükten kaldırılmasına karşı açıklama yaptı. Baro avukatlarının katıldığı açıklamada konuşan avukat Dilan Koç, mücadeleden vazgeçmeyeceklerini dile getirdi.
Urfa
Urfa Kadın Platformu ise Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Urfa Şubesi’nde açıklama yaptı. Yaşamevi Kadın Dayanışma Derneği Yöneticisi Selma Köroğlu, verilen kararın yok hükmünde olduğunu belirtti.