Berfin Özgül Köse: Siyaset yapma hakkımı HDP’de kullandım

  • 15:13 15 Haziran 2021
  • Hukuk
ANKARA - Kobanê Siyasi Soykırım Davası’nda savunma yapan Berfin Özgül Köse, “Benim için HDP toplumun her kesimi kapsayan anayasal düzlemde toplumsal mücadele yürüten bir parti. Siyaset yapma hakkımı HDP’de kullandım” dedi.
 
Aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş ile Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) önceki dönem Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel’in de bulunduğu 28’i tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Siyasi Soykırım Davası’nın 3’üncü duruşması 2’nci gününde Sincan Cezaevi Kampüsü’nde devam ediyor.
 
Ankara 22 Ağır Ceza Mahkemesi heyeti tarafından görülen duruşma, verilen aranın ardından tutuklu yargılanan isimlerin savunmalarıyla başladı.
 
‘Klasörler elimize ulaşmadı’
 
HDP önceki dönem Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Berfin Özgül Köse, ek klasörlerin cezaevine gönderildiğinin ifade edildiğini ancak cezaevi yönetimi tarafından kendisi ya da arkadaşlarına verilen bir bilgi ve belge olmadığını aktardı.  Berfin, “Haliyle bakamadım eklerde hakkımda herhangi bir bilgi var mı onun içinde, bilgim yok” şeklinde konuştu.
 
‘TV programlarında ‘katil’ oldum’
 
8 buçuk aydır Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunduğunu aktaran Berfin, “Cezaevine girdikten sonra anlık haberleri TV’den takip ediyoruz. Tartışma programlarında ne değilsem programlarda ‘katil ve yağmacı’ oldum. Ben bu dosya ile birlikte hayatımda ilk defa gözaltına alınıp yargılanıyorum. Sizden isteğim, her şeyden önce masumiyet karnemi esas almanızı rica ediyorum. Emekçi bir aileden geliyorum. Çocukluğumda hak, hukuk, kadın, emek sınıfı hep  konuşulan şeylerdi” dedi.  
 
‘HDP toplumun her kesimi kapsayan bir partidir’
 
HDP’nin parti tüzüğünü okuyan Berfin, “Benim için HDP toplumun her kesimi kapsayan anayasal düzlemde toplumsal mücadele yürüten bir parti. Hakkımda iddianamede delil olmamasının sebebi, bulunamamasından değil bulunacak bir şeyin olmamasındandır. Tanık beyanları yer alıyor. Davanın ikinci duruşmasında dikkatimi çeken, avukatların reddi hakim talebi olduğunda mahkeme başkanının yönlendirme aldığıdır. Siz de bunda kanıt aradınız. Bu benim için doğrudur. İddianamede ismi geçen tanık kimdir tanımıyorum. Tanığın neye dayalı böyle bir beyanda bulunduğunu bilmiyorum. HDP çok bileşenli bir partidir. MYK da öyle. Hem siyasette hem özel yaşamımda özgür bir birey oldum” şeklinde konuştu.
 
‘Siyaset yapma hakkımı HDP’de kullandım’ 
 
Siyaset yapma hakkını HDP’de kullandığına dikkat çeken Berfin, “O dönemde Suriye’de tam bir insanlık dramı yaşanıyordu. Yaşanan bu insanlık dramına karşı duyarlıydım. Her zaman barıştan yana biri oldum. Katıldığım MYK toplantılarının hiçbirinde şiddet içerikli hiçbir konuşma olmadığı gibi bir karar da alınmamıştır. Atılan tweetlerle ilgili AİHM kararı vardır ve bu karar da bu tweetlerin şiddet içerikli olmadığını, yaşanan eylemlerin bu tweetlerin nedeni olmadığını söylüyor” ifadelerini kullandı.
 
‘Deliller ANF’den alındı’
 
Ayhan Bilgen ve Can Memiş’e toplantıya katılıp katılmadığının sorulduğunu ifade eden Berfin, kendisine sorulmadan cevap vereceğini belirtti. Berfin, “6 senelik bir soruşturmada kimlerin toplantıda olup olmadığı HTS kayıtlarından zaten anlaşılıyor. Bugün HTS kayıtlarına bakılsaydı benim o toplantıda olmadığım ortaya çıkardı. Çünkü yıllardır aynı hattı kullanıyorum. Bir önceki duruşmada hakkımda herhangi bir delil yoktu ama ara kararda ANF sitesinden alınan haberlerde hakkımda delil ortaya çıktı” dedi.
 
‘Haberde çağrı şiddet içermiyor’
 
ANF’den alınan haberin erişime kapalı olduğu için tamamına bakamadığının altını çizen Berfin, iddianamede ise bir kısmının verildiğini kaydetti. Bu haberin nasıl aleyhte bir delil olduğunu soran Berfin, “Verilen haber de yapılan çağrının bir şiddet çağrısı olmadığını gösterir nitelikte. Benim bu haberle nasıl bir bağlantımın olduğunu da anlamış değilim. Açıkçası HDP’li olmam dışında bir şey yok. Neyle suçlandığımı açıkçası anlamıyorum. Tweete ilişkin de AİHM kararı ortada. 3 bin 530 sayfalık iddianamede hakkımda 4 satırlık bilgi var. Orada da kimlik bilgilerim yer alıyor. Bu davadan beraat edeceğimizi düşünüyorum ama neden tutuklu yargılandığımı bilemiyorum” sözlerine yer verdi. 
 
‘Nasıl kaçma şüphesi uyandırıyorum?’
 
Tutuk inceleme değerlendirmelerinde “kaçma şüphesi uyandırdığı” gerekçesiyle tahliye edilmediğinin ifade edildiğini aktaran Berfin, savunmasına şöyle devam etti: “Kaçma şüphesi nasıl uyandırıyorum bilmiyorum. Bu soruşturmadan habersiz değildim. 2015 yılında soruşturma başlatıldı ve 2 buçuk sene sonra ifadeye çağrıldım. Kobanê olayları kapsamında HDP’den yöneticiler de tutuklandılar. Bu bilgilere sahiptim ama kaçma girişiminde bulunmadım. Ailem öğretmen ve yeşil pasaport alabilirim. Yurt dışına gidebilirdim ama gitmedim. Hiç yurt dışına çıkmadım ve hiç yurt dışı yasağım da olmadı. Ailemle yaşadığım evden alındım. Çağrılsaydım da gelirdim daha önce de geldim ifade verdim. 6 yıldan sonra nasıl kaçma şüphesi oluşuyor? Kaçmak için hiçbir sebebe sahip değilim. Beraat edilmeyi ve öncesinde tutuksuz yargılanmayı talep ediyorum.”
 
Berfin’in savunmasının ardından mahkeme başkanı, “Gözaltında verdiğiniz ifade size mi ait?” diye sordu. Berfin ifadenin kendisine ait olduğunu belirtti.
 
‘Savunma hakkı ihlali’
 
Ardından Berfin’in avukatı Nuray Özdoğan müvekkilinin beyanlarına katıldığını söyleyerek, dosyaları tam olarak inceleyemediklerini kaydetti. Nuray, “Tutukluların hepsi için geçerli bir durum. Dosya gönderilse bile ne kadar inceleme şansları olacak, bilgisayar kullanma olanakları ne kadar tanınacak? Bunlar belirsiz olduğu için tutukluların dosyayı incelemesi zor olacak. Tüm bu durumlar savunma hakkı bakımından da tartışmalı bir durum. Şu an tutuklu yargılanıyor olması savunma hakkı ihlali üzerinden gerçekleşiyor” ifadelerinde bulundu. 
 
‘Soruşturma savcısı yargılanmalı’
 
Müvekkili Befin’e yönelik suçlamanın HDP’nin MYK’sında bulunması olduğunu belirten Nuray, müvekkilinin görev alma halinin bir suç olarak lanse edildiğini vurguladı. Müvekkilinin siyasi faaliyette bulunmasının düşünce ve ifade özgürlüğünün ihlal edildiğinin altını çizen Nuray, “İddia makamı her ne kadar aleyhe bir delil sunmazsa da bizim sunduğumuz delillerin dikkate alınmasını istiyorum. Aylardır tutuklu bulunması için somut delillerin oluşması lazım. Henüz bir somut delil yok. Bu süreci yürüten soruşturma makamının yargılanmasını gerektirecek daha fazla delil var. Yani şu an soruşturma savcısının yargılanması gerekiyordu. Savcı makamının oluşturduğu bir suç delili ile yargılama yürüyor. Bunun sonuçlarını da tutuklu olarak yargılananlar yaşıyor. Ama bu ülkenin yaşayacağı sonuçlar daha ağır. Öncelikle müvekkilimize masumiyet karinesinin tanınmasını istiyoruz. Bunları bildiğinizi biliyoruz ama uygulanmadığı için tekrar etmek durumundayız. Bu kadar büyük bir yargılamada müvekkilim tutuklu yargılanıyorsa elbette ki tekrar tekrar bunları anlatacağız” şeklinde konuştu. 
 
‘Adil yargılama sürecini görmüyoruz’
 
Mahkeme heyetinin tutanakları kendi anladığı gibi düzenlediğine ve müvekkilinin masumiyet karinesinin ihlal edildiğine dikkat çeken Nuray, şöyle devam etti: “Masumiyet karinesinin müvekkile tanınması yönünde talebimiz var. Duruşmalar boyunca bir kısım yargılananların temel hak ve hürriyetleri ihlal edildi. Ama hiçbir şekilde temel hak ve hürriyetleri ihlal edilme yönündeki eylemlerde rıza aranmaz. Bunlar suçtur yapılmamalı. Savcılık makamının yaptığı büyük suçu biz devam ettirmeyelim.  Siz tekrar tekrar incelerseniz o klasörler ile bu yargılama yürümez. Soruşturma başlangıç tarihi itibariyle makul bir sürede soruşturma tamamlanmamış. Sizlerde soruşturmanın tamamlanması tarihinin makul bir tarih olmadığını biliyorsunuz. Bu sadece kendini devam eden bir iktidarın bir partiye dönük soruşturmasından başka bir şey değil. Mahkemenizde avukatlar olarak, söz almak için çaba sarf ediyoruz. Adil yargılama sürecini görmüyoruz.”
 
‘Savcının derdi başka’
 
Müvekkilinin aleyhine delil bulamadığını aktaran Nuray, savcının aleyhte delil bulmaya yönelik bir uğraşı içine girmediğine de işaret etti. Mahkemenin de iddia makamının hazırladığı şekilde dosyayı kabul ettiğini söyleyen Nuray, “Ama savcı makamının derdi başka olduğu için gözü bir şey görmemiş ve MYK üyesi ve HDP’li olmasını yeterli görmüş. İktidar ne diyorsa yargılamalar ona göre değişiyor. Tutuksuz yargılama talep ediyoruz” dedi.
 
Duruşma tutuklu yargılanan siyasetçilerin savunmalarıyla devam ediyor.