![](/staticfiles/news/165721/2021/06/11/823x463cc-st-110621-kih-yc-dava-manset.jpg)
KİH-YÇ’den İstanbul Sözleşmesi için Danıştay’a dava
- 14:59 11 Haziran 2021
- Hukuk
İSTANBUL - KİH-YÇ İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesi ve yürürlükten kaldırılma tarihihin 1 Temmuz olarak belirlenmesine karşı Danıştay’a yürütmeyi durdurma talebiyle dava açtı.
Kadının İnsan Hakları - Yeni Çözümler Derneği (KİH-YÇ) 20 Mart’ta gece yarısı yayınlanan Cumhurbaşkanı Kararnamesi’yle İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesi kararına ve Sözleşme’nin yürürlükten kaldırılma tarihinin 1 Temmuz olarak bildirilmesine karşı Danıştay’da yürütmeyi durdurma talebiyle iptal davası açtı.
‘Sözleşme’den çekilme kararı risk barındırıyor’
KİH-YÇ açtıkları davayı resmi hesaplarından paylaştıkları yazılı açıklama ile duyurdu. Açıklamada, davanın açılma nedenine dair şu ifadeler kullanıldı: “Şiddete karşı yasal korunak olan sözleşmeden çekilme kararı, tüm şiddet mağdurları için telafisi güç zararlar doğurma riskinin yanı sıra, şiddet faillerini cesaretlendirme ve kadına yönelik şiddetle mücadelede yükümlülüğü olan devlet memurlarının görevlerini ihmal ve suistimal etmeleri riski barındırıyor. Kadın haklarına yönelik saldırıların ve toplumsal cinsiyet eşitliği karşıtı politikaların bir sonucu olarak gün geçtikçe uygulaması kötüleşen koruyucu ve önleyici tedbirlerin kurumsal güvencesi, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme girişimi ile iyice sarsıldı.
28 senedir kesintisiz bir şekilde kadınların özgür ve eşit yurttaşlar olarak topluma etkin katılımı için çalışıyoruz. Kadının İnsan Hakları - Yeni Çözümler Derneği olarak çekilme kararına karşı bu mücadelenin en önemli kazanımlarından olan ve kadına yönelik şiddeti önlemeyi amaçlayan İstanbul Sözleşmesi’ni ve yıllardır olduğu gibi sözleşmenin etkin bir şekilde uygulanmasını savunuyoruz.”
Açıklamada iptal davasının hukuki dayanağı da maddeler halinde şöyle sıralandı:
“* Temel hak ve özgürlüklere ilişkin bir insan hakları sözleşmesi olan İstanbul Sözleşmesi, Cumhurbaşkanı’nın çekilme yetkisi olan bir sözleşme değildir. Uluslararası insan hakları sözleşmelerinin onaylanmasına ve bunlardan çekilmeye ilişkin yetki, Anayasa’nın 90. ve 104. maddesi ve 244 sayılı Kanun ile 9 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi uyarınca Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde iken Cumhurbaşkanı’nın onaylama ve çekilme yetkisi ise ancak teknik, ticari ya da ikili uygulama sözleşmeleri gibi istisnai hallerde geçerlidir. İstanbul Sözleşmesi bir uluslararası insan hakları sözleşmesi olduğu için Cumhurbaşkanı’nın onaylama ve/veya çekilme yetkisinin olduğu istisnai sözleşmelerden değildir.
* İstanbul Sözleşmesi’nin onay kanunu yürürlüktedir. İstanbul Sözleşmesi’nin onaylanma kanunu olan 6251 sayılı Kanun halen yürürlükte olup, ilga edilmiş değildir.
* İstanbul Sözleşmesi iç hukukta doğrudan doğruya etki ve uygulama alanı bulan bir Sözleşmedir. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’da, kanunun uygulanmasında İstanbul Sözleşmesi’nin esas alınacağı belirtilmiştir. Çekilme kararı ile idarenin, yasama organının görev alanına giren bir yetkiyi kullanarak bir kanunda değişiklik yaptığı sonucu ortaya çıkmaktadır. Böylesi bir sonuç Anayasa’ya açık aykırılık teşkil etmektedir.
* Çekilme, devletin temel hak ve özgürlükleri geliştirmeye ilişkin yükümlülüğüne ve kamu yararına aykırıdır. İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddetin sona erdirilmesi amacıyla hızlı ve etkili önleme ve koruma mekanizmaları kurarak kadınları ve ev içi şiddete maruz bırakılan herkesi koruma altına alan, devletlere toplumsal cinsiyet eşitliğini tesis etmek için bütünlüklü politikalar yapma sorumluluğu yükleyen bir sözleşmedir. Kadınların şiddetten uzak, eşit ve özgür yaşamalarının teminatı olan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek, devletin anayasal yükümlülüklerinden geri çekilmesi anlamına geldiği için devletin temel hak ve özgürlükleri geliştirmeye ilişkin anayasal yükümlülüğünün de ihlali anlamına gelmektedir.”
‘Eşit ve özgür bir hayat için çalışmaya devam edeceğiz’
KİH-YÇ olarak İstanbul Sözleşmesi’nden geri çekilme kararına karşı her türlü hukuki takibinin yapılacağına dikkat çekilen açıklamada, “Ancak İstanbul Sözleşmesi için mücadelemiz şüphesiz ki söz konusu iptal davası ile sınırlı değil. Her zaman olduğu gibi bugün de temel hak ve özgürlüklerimizin ırk, etnisite, inanç, engellilik, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği dâhil olmak üzere hiçbir ayrımcılık yapılmaksızın gerçekleşmesi ve eşit ve özgür bir hayat için çalışmaya devam edeceğiz” denildi.