İSTANBUL- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin kayyuma ilişkin yaptığı açıklamada, “Halkın iradesine ve özgürlüğüne sahip çıkmak için hep birlikte yükselteceğimiz bu ses, demokrasinin güçlü bir savunusu olacaktır. Kayyım uygulamalarına son verilene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz” denildi.

 

İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, "Kayyım darbedir" şiarıyla Beyoğlu'nda bulunan Şişhane Meydanı'nda basın açıklaması gerçekleştirdi. “Kayyım darbedir! Halk iradesine dur de!” ve “ Halk iradesine sahip çıkıyor” pankartının açıldığı açıklamada “Bîjî berxwedana Wan’ê” , “ Kayyıma geçit yok”, “Kayyım halklar nezdinde hükümsüzdür”, “ Antep işçisi yalnız değildir”, “Faşizme ölüm halka hürriyet” dövizleri taşındı.

Açıklamada sık sık, “Kayyumlar gidecek biz kalacağız”, “ Direne direne kazanacağız”, “ Halk hukuk adalet”, “ Faşizme karşı omuz omuza”, “ Kayyımlar darbedir, darbe ye hayır!” sloganlarının atıldı. Açılmaya Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi(DEM Parti) İstanbul Milletvekilleri Cengiz Çiçek,  Kezban Konukçu, Emek Partisi (EMEP) İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, Dem Parti İl Eş Başkanları Murat Kalmaz ve Gonca Yangöz ile çok sayıda kadın ve emek örgütü temsilcileri katıldı.

 

‘Van halkı direnişiyle bize güç veriyor’

 

Açıklama öncesi söz alan Milletvekili Keziban Konukçu, iradesine sahip çıkan, direnen Wan halkına selam gönderdi. Kezban Konukçu, “Wan halkı direnişleriyle bizlere güç veriyorlar. İktidar daha önce yaptığı hukuksuzluklara uydurma gerekçeler bulurdu. Ama Abdullah Zeydan’la ilgili olan dosyaya baktığımızda artık bir uydurmaya dahi gerek duymadıklarını görüyoruz. Bilirkişi raporlarıyla Zeydan’a isnat edilen suçların olmadığı ortadayken faşizmin en temel uygulamalarında biri olan kendi hukukunu bile tanımayan bir noktaya geldiğini görüyoruz. Ezilen halklarla, Kürt halkının iradesi gasp ediliyor. Kent uzlaşısıyla halkların iradesine saldırıyorlar. Sermayeyi zengin etmek için hukuku bile ihlal ediyorlar. Bugün Van’da ki direnişle Antep’teki direniş bize şunu gösteriyor, iktidar artık yönetmiyor. İşçilerin söylediği gibi sadece nefes almak istemiyoruz insanca yaşamak istiyoruz. Biz birlikte ve bir arda olmaya devam edeceğiz. Halkların birleşik mücadelesiyle onların sonları yakındır. Mutlaka kazanacağız biz kazanacağız” dedi.

 

‘İktidarın gidişini izliyoruz’

 

Ardından söz alan EMEP Milletvekili İskender Bayhan, OHAL ve atanan kayyımlarla Türkiye’de yaşanan gerçeklerin bir kez daha gözler önüne serildiğini belirtti. Türkiye’de yaşayan sermaye düzeni ve tek adam rejiminin halkla bütün bağlarını kopardığını ifade eden İskender Bayhan, “Biz bir kez daha Wan halkının iradesini tanımayan, Antep’te on binlerce emekçinin sendikasının başkanı tanımayan, onların taleplerini tanımayan iktidarının gidişini karşılıyoruz. Bunun için asla bu saray rejimin yaptıklarını bir göç gösterisi olarak değil çöküşü olarak tarihe not düşüyoruz. Bunun için barış diyenler emek ve demokrasi diyenler kazanacaklar saltanatlar çöker. Bu mücadeleler büyüyecek. Bu ülkenin dört bir yanından işçi emekçiler kazanacaklar ve siz kaybedeceksiniz. Yolumuz kardeşlik ve barış yoludur” sözlerini kullandı.

 

Daha sonra basın metnini Emek ve Demokrasi Güçleri adına Derin Kuş okudu. Derin Kuş, halkın iradesini hiçe sayan ve demokrasinin temellerine darbe vuran kayyım uygulamaları konusunda bir kez daha seslerini yükselttiklerini ifade etti. Derin Kuş, belediyelere kayyım atanması, sadece yerel yönetimlerin işleyişini engellemekle kalmayıp aynı zamanda halkın özgür iradesine yapılan ciddi bir saldırı olduğunu vurguladı. 31 Mart seçimlerinin hemen ardından haziran ayında Colemêrg’e atanan kayyım ile başlayan gasp zincirinin geçtiğimiz günlerde Wan Büyükşehir Belediyesi ile devam ettiğini kaydeden Derin Kuş, AKP-MHP iktidarının sandıkta yaşadığı hezimetin acısını belediyeleri gasp ederek çıkarttığını belirtti. 

 

Mücadele mesajı

 

Emek ve Demokrasi Güçleri olarak belediyelere kayyım atanmasının derhal sonlandırılmasını ve halkın özgür iradesine saygı gösterilmesini talep ettiklerini belirten Derin Kuş, “Halkın seçtiği temsilcilerin görevde kalabilmesi için mücadelemizi sürdüreceğiz. Kayyım atamalarına karşı olan bu tutumumuz sadece bir yerel yönetim meselesi değil aynı zamanda tüm toplumun demokrasisini savunma mücadelesidir. İstanbul’da neredeyse tüm kent uzlaşısı yapılan belediyelerde ‘terörle mücadele’ adı altında ezilen hakların dayanışmasına darbe vurulmuş, ve bu başarıdan elde edilen zafere tahammül edilememiştir. Kent uzlaşısı sistemine ‘terör örgütü yöntemi’ diyerek dostlarımızı kriminalize etmenizi kabul etmiyoruz.  Bu dayanışma güçlenerek büyüyecek ve tutuklanan arkadaşlarımızı geri alacağız. Halkın iradesine ve özgürlüğüne sahip çıkmak için hep birlikte yükselteceğimiz bu ses, demokrasinin güçlü bir savunusu olacaktır” diye belirtti.

 

Açıklama sloganlar eşliğinde son buldu.