Tülay Hatimoğulları: Görüşme yetmez İmralı kapılarını açın

  • 12:44 5 Ocak 2025
  • Güncel
 
 
AMED-  DBP buluşmasında konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, “O nedenle devlet aklına biz buradan seslenmek istiyoruz bir daha. İmralı’da gerçekleşen bu görüşme yetmez, İmralı kapıları açılmalıdır Sayın Öcalan’ın barış için sadece Türkiye barışı değil bütün Orta Doğu barışı için de çalışabileceği fiziki koşulların sağlanması gerekir” dedi.  
 
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) 12 Aralık'ta gerçekleştirecekleri 7'nci Olağan Kongresi öncesi Amed'in Peyas ilçesinde bulunan Kaplan City adlı salonda halk buluşması gerçekleştiriyor. Aralarında Halkaların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları'nın da yer aldığı buluşmada çok sayıda sivil toplum kurum ve kuruluşunun yanı sıra, çok sayıda yurttaş da yer aldı.  
 
‘Kadını, yaşamı ve özgürlüğü sürekli savunduk’
 
Burada konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, 9 yıl önce Sîlopiya'da katledilen 3 kadın Sêvê Demir, Pakize Nayır ve Fatma Uyar’ı andı.  Tülay Hatimoğulları, “Kürt kadınları, kadın siyasetçileri devletin faşist otoriter rejimin her daim hedefi oldu. Kadın hareketini bitirmeye dönük sayısız operasyonlar gerçekleştirdiler. Ama kadınlar durmadı, Kürt kadınları Türkiye kadın hareketiyle birlikte güçlü bir mücadele yürüterek günümüze jin jiyan azadî, (kadın yaşam özgürlük) şiarını bütün dünyaya hep birlikte mal etmeyi başardılar. Kadına yönelik şiddetin her türlüsüne karşı mücadele ettik. Kadın cinayetlerine karşı mücadele ettik. Kadın katliamlarına, siyasetçi kadınlara yönelik düzenlenen suikastlere, yok saymaya karşı her daim mücadele ettik. Kadını yaşamı ve özgürlüğü sürekli savunduk savunmaya devam edeceğiz. Sakinelerden, Sevelere, Behice Boranlardan, Kader Ortakkayalara kadar kadın mücadelesi dimdik ayakta ve bizler bütün dünyada yeryüzünde, bütün kadınlar özgürleşene  dek mücadelemizi hep birlikte devam ettireceğiz” dedi.  
 
Tahir Elçi davası 
 
4 yıl önce Amed’de bulunan dört ayaklı minare önünde katledilen Amed Baro Başkanı Tahir Elçi davasında tüm faillerin beraat aldığını anımsatan Tülay Hatimoğulları, “Bu katliam sonrasında tiyatro gibi işleyen yargı sistemi dün itibariyle herkesi beraat etmiş durumda. Dava karara bağlandı. Bizim nazarımızda bu karar yok hükmündedir. Bizim nazarımızda Tahir Elçi barış elçisi olan her yoldaşlarımızın kurşunlara hedef olmuş her barış elçisi olan insanın hiç bir biçimde mevcut yargı sisteminin aldığı kararı o katiller hakkında aldıkları kararları asla kabul etmiyoruz. Bu kurşun barışa sıkılmıştır, Tahir Elçilere sıkılan kurşun barışa sıkılan bir kurşundur ve ben sizlerin huzurunda sevgili Tahir Elçi nezdinde barış mücadelesinde yitirdiğimiz bütün yoldaşlarımızı canlarımızı saygıyla anıyorum” diye belirtti.  
 
‘Kobani düşmedi düşmeyecek’
 
Suriye’de yeni gelişmelerin  yaşandığını ifade eden Tülay Hatimoğulları, bu gelişmelerin sadece Orta Doğu’yu değil tüm dünyayı etkilediğini kaydetti.  Tülay Hatimoğulları, “Suriye’deki gelişmelerin akabinde orada rejim değiştikten sonra bir demokrasi gelmedi. Beterin beterini yaşıyoruz. Başta Kuzey ve Doğu Suriye, Rojava toprakları Türkiye imalatı olan SMO tarafından ve onların beslemesi çeteler tarafından birçok operasyona maruz kalıyor. ‘Şimdi Kobanê düştü düşecek’ diyenler bir kez daha iştahları kabardı. Kobani’yi düşürmek için de ellerinden geleni yapıyorlar. Ama Kobani halkı IŞİD’in barbarlığına karşı geçmiş dönemde nasıl mücadele ettiyse şimdi de mücadele ediyor. Kobani düşmedi, düşmeyecek. Bu da onu düşürmek isteyenlere ders olsun.  Suriye’de Kürt halkına dönük gerçekleşen operasyonların yanı sıra oradaki Arap Alevilere, Hristiyanlara, Durzilere dönük de çok ciddi katliamlar gerçekleşiyor. Bizler buradan bir kez daha bütün dünya kamuoyuna, bütün uluslararası güçlere bütün demokrasi güçlerine Diyarbakır’dan sesleniyoruz. Oradaki katliamları durdurmak için derhal harekete geçmelidir, oradaki operasyonları durdurmak için derhal harekete geçmelidir. Özellikle Rojava’da kurulmuş olan özerk  yönetimin resmi bir statüye kavuşması için mücadelemizi daha çok yükseltmeliyiz. Biz biliyoruz ki Suriye’deki tek çare Kürt halkı başta olmak üzere oradaki yaşayan bütün farklı halkların ve inançların temsiliyetini sağlayan demokratik bir Suriye’nin inşası dışında bir seçenek yoktur. Bu seçeneğin içinde de Rojava modeli hayata geçmiş bir modeldir ve bütün Orta Doğu’ya ve dünyaya örnek olmuştur. Bu modelin hayata geçerek resmileşmesinin elzem olduğunu altını çiziyoruz” sözlerini kullandı.  
 
Tülay Hatimoğulları konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı: “Elbette bu gelişmeler sadece Suriye ve Rojava’da değil. 4 parça Kürdistanı etkileyen çok önemli gelişmeler oluyor. Ve biz 4 parça Kürdistan’ın bulunduğu 4 devlete buradan sesleniyoruz. Demokratikleşme sağlanmadığı sürece emperyalist güçlerin bölgede oyun kurmasının önünü açmış olursunuz. O nedenle 4 ülkede Irak, İran, Suriye, Türkiye’de de Kürt sorunu barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmelidir. Gelişmeler bizlere bunları dayatmaktadır. Umut ediyoruz ki bu ülkeler ne demek istediğimizi iyi anlar ve buna uygun bir biçimde ciddi şekilde yol alırlar. 
 
Sayın Öcalan: Her yeri Gazze’ye çevirmek istiyorlar 
 
İmralı kapıları şimdilik açılmıştır. DEM Parti heyeti Sayın Öcalan’ı İmralı’da ziyaret etmiştir. Sayın Öcalan’ın heyetimize söylediği bir iki noktayı sizlerle paylaşmak istiyorum. 7 maddelik açıklamayı yaptık onları elbette izlediniz. Sayın Öcalan şunu söylüyor, Suriye ‘deki gelişmeleri herkes yakinen takip etmelidir. Filistin’deki Gazze’deki gelişmeleri herkes yakinen takip etmelidir. Bugün emperyalist güçlerin bölgede oynamak istediği oyunlara baktığımızda Türkiye Kürdistanı da diğer bölgeleri de her yeri Gazze’ye çevirmek istiyorlar o nedenle Kürt sorunu çözülmelidir. Bu nedenle onurlu bir barışa imza atılmalıdır diyor. Bizler de bu sözlerin arkasındayız. Bir şey daha iletti bizler de elçi olarak onu sizlere iletmek isteriz. Dışarıda onurlu halkımıza, mücadeleden asla vazgeçmeyen İmralı kapılarının açılmasına vesile olan değerli halkımıza selam ve sevgilerimi iletiyorum dedi. 
 
Tarihsel bir kırılma anından geçiyoruz 
 
Biz de bütün bunlardan hareketle devlet aklına sesleniyoruz. Devletin aklı Suriye'deki gelişmeleri de Kızıldeniz’den bu topraklara kadar herkesimdeki gelişmeleri yakinen izlemekteyiz. Devletin aklı bunları analiz etmelidir. Kürt halkı 40 yılı aşkın devam eden saldırılara savaşa çatışmalara rağmen 4 parça Kürdistan’da varlık mücadelesini sürdürdü, mücadelesini büyüttü. Şimdi özerk yönetimini Rojava’da oluşturabilecek seviyeye geldiyse burada Kürt halkının çok önemli bir başarısı vardır. Tarihsel bir kırılma anından geçiyoruz. Bu tarihsel kırılmada ya pozitif bir şekilde kırılma gerçekleşecek barışı inşa edeceğiz ya negatif yönde kırılmalar gerçekleşecek ve her yer Gazze olacak. O nedenle devlet aklına biz buradan seslenmek istiyoruz bir daha. İmralı’da gerçekleşen bu görüşme yetmez, İmralı kapıları açılmalıdır Sayın Öcalan’ın barış için sadece Türkiye barışı değil bütün Orta Doğu barışı için de çalışabileceği fiziki koşulların sağlanması gerekir. 
 
Rehavete kapılmayalım 
 
Bu süreç önemli bir süreç hepimiz büyük bir heyecanla takip ediyoruz. Ama rehavete kapılmayalım. Nasılsa işler hal oluyor barış oluyor deyip demokratik mücadelemizi zayıflatan bir duruma asla düşmemeliyiz. Bugün İmralı kapıları açıldıysa siz değerli halkımızın verdiği mücadele sayesindedir. Bu görüşmelerin bir barış sürecine evrilebilmesinin yolu siz değerli halkımızın demokratik zeminde eylemlerini etkinliklerini sözünü fikrini ve duygusunu alanlarda meydanlarda en örgütlü şekilde en üst seviyeye taşıyarak bunun önünü açabiliriz. Bu bir süreç olacaksa bir barış süreci inşa olacaksa bu barış sürecinin Kürt halkının kazanımları lehine neticelenebilmesi için halkımızım mevcut olan mücadelesini katlayarak büyütmesi ve geliştirmesi gerekiyor. O nedenle asla rehavete kapılmadan her yerde sadece Kürdistan’da değil, Türkiye’nin dört bir yanında devrimci hareketlerle, sosyalistlerle, demokratlarla, aydınlarla, yazarlarla yani ez cümle bu topraklar kana doydu artık yeter. Barış istiyoruz diyen her kesimle çalışmalarımızı sürdürmeye ve bu sesi büyütmeye hep beraber devam edeceğiz. Sizler bunu yaparsanız hep beraber bütün halklar adına hep birlikte kazanabiliriz.”