2024: Direnişin sesi kıtaları aştı (12)

  • 09:01 31 Aralık 2024
  • Güncel
Bir yıl, bir dünya direnişi 
 
HABER MERKEZİ - 2024, "Abdullah Öcalan’a Özgürlük, Kürt Sorununa Siyasi Çözüm" kampanyasının Avrupa’dan Rojava’ya, İran’dan Türkiye’ye dört kıtada yankı bulduğu, tecride karşı halkların direnişinin küresel bir dayanışmaya dönüştüğü yıl oldu.
 
Son bir yıl, Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü ve Kürt sorununun çözümüne yönelik küresel çapta ses getiren bir kampanya ve direniş yılı oldu. “Abdullah Öcalan’a Özgürlük, Kürt Sorununa Siyasi Çözüm” kampanyası, Avrupa’dan Kuzey ve Doğu Suriye’ye, Güney Kürdistan’dan Güney Amerika’ya kadar dört kıtada yürütülen etkinliklerle dünya kamuoyunun dikkatini çekti. Kampanya, kadın hareketlerinden enternasyonalist dayanışma gruplarına, akademisyenlerden siyasi figürlere kadar geniş bir taban tarafından sahiplenildi.
 
Bu büyük kampanya, 2023 yılının 10 Ekim’inde Strasbourg merkezli olarak başladı ve Abdullah Öcalan’ın 74’üncü doğum yılı vesilesiyle dünyanın 74 farklı merkezinde yapılan basın açıklamalarıyla duyuruldu. İlk andan itibaren geniş bir yankı uyandıran kampanya; yürüyüşler, insan zincirleri, okuma etkinlikleri, halk toplantıları, dayanışma mesajları ve sivil itaatsizlik eylemleriyle büyüdü. Abdullah Öcalan’ın paradigmasının odağında yer alan kadın özgürlüğü, demokratik ulus ve ekolojik toplum fikri, etkinliklerin merkezine yerleştirildi. Bu süreçte cezaevlerindeki açlık grevleri ve tecrit karşıtı halk hareketleri, direnişin farklı boyutlarını oluşturdu.
 
Bir yıl boyunca bu kampanyanın yansımaları farklı bölgelere göre çeşitlendi. Avrupa’da enternasyonalist dayanışmanın damga vurduğu eylemler ön plandayken, Kuzey ve Doğu Suriye ile Güney Kürdistan’da Abdullah Öcalan’ın fikirlerinin pratikte uygulanışı halk direnişiyle buluştu. Türkiye ve Kürdistan’da ise tecrit karşıtı mücadele, halk buluşmaları ve cezaevlerindeki açlık grevleriyle desteklendi. 
 
Kampanyanın bir yıl boyunca bu farklı coğrafyalarda nasıl yürütüldüğünü derledik.
 
Türkiye ve Kürdistan: Tecrit karşıtı mücadele ve adalet nöbetleri
 
Türkiye ve Kürdistan, Abdullah Öcalan’a yönelik ağırlaştırılmış tecrit uygulamalarına karşı direnişin sürdüğü, kitlesel eylemler ve cezaevlerindeki tutsakların açlık grevleriyle mücadele hattının örüldüğü bir alan oldu. Halk toplantılarından sokak eylemlerine, Adalet Nöbetleri’nden siyasi partilerin girişimlerine kadar, direniş yıl boyunca çok boyutlu bir şekilde devam etti.
 
 
Ekim 2023’te, Abdullah Öcalan’a yönelik 9 Ekim uluslararası komplonun yıldönümünde, Türkiye’nin birçok kentinde sokak eylemleri düzenlendi. Amed, İstanbul ve Wan gibi kentlerde gençlik hareketleri “Bijî Serok Apo” sloganıyla sokakları doldurdu. Bu eylemlerde Abdullah Öcalan’ın sadece Kürt halkı için değil, Ortadoğu’daki barışın anahtarı olduğu vurgulandı. Aynı dönemde, siyasi tutsaklar İmralı’daki ağır tecrit uygulamalarını protesto etmek için cezaevlerinde dönüşümlü açlık grevlerini duyurdu.
 
Kasım ayında, Adalet Nöbetleri genişleyerek Amed, Wan, Adana, İstanbul, İzmir ve Mersin gibi kentlerde sürdürüldü. Tutsak aileleri, cezaevlerinin kapılarında ve Adalet Bakanlığı önünde bir araya gelerek Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünü talep etti. Eylemlerde, tecrit politikalarının Kürt halkının iradesini yok sayma girişimi olduğu vurgulandı ve hükümete tecridin derhal kaldırılması çağrısında bulunuldu.
 
Aralık ayında, cezaevlerindeki PKK ve PAJK’lı siyasi tutsaklar, tecride karşı direnişlerini daha da büyüterek, 15 Şubat 2024 tarihine kadar sürecek olan kapsamlı bir dönüşümlü açlık grevi başlattıklarını açıkladı. Bu süreçte kadın tutsakların direnişi öne çıktı. Özellikle Kürt kadın siyasetçi Sebahat Tuncel ve diğer kadın tutsaklar, eylemin hem tecride karşı hem de kadın özgürlükçü paradigmanın korunması için kritik olduğunu ifade etti.
 
Yılın ilk ayında yürüyüşler düzenlendi
 
Ocak 2024’te, Barış Anneleri, Adalet Bakanlığı önünde bir araya gelerek Abdullah Öcalan’ın tecridinin kaldırılması için yürüyüşler düzenledi. Amed ve Wan’dan Ankara’ya doğru yapılan yürüyüşlerde, Abdullah Öcalan’ın Kürt sorununun çözümünde kritik bir aktör olduğuna dikkat çekildi. Aileler ve anneler, İmralı’nın kapılarının açılması için mücadeleyi sürdüreceklerini belirtti.
 
Şubat ayında, siyasi partiler ve demokratik kitle örgütleri, “Büyük Özgürlük Yürüyüşü” başlattı. Wan ve Qers’ten (Kars) iki ayrı koldan yola çıkan yürüyüşçüler, kent kent ve ilçe ilçe dolaşarak halkı bilgilendirdi. Bu yürüyüşler, halkın geniş katılımıyla büyüdü ve tecridin sona erdirilmesi için yapılan çağrılar ülke genelinde duyuldu. Eylemler, 15 Şubat’a kadar sürdü ve Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünün Kürt halkı için hayati önem taşıdığı mesajı verildi.
 
 
Mart ayında, milyonların katıldığı Amed Newroz’unda Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü talebi güçlü bir şekilde dile getirildi. Newroz meydanlarında halk, “Önder Apo’nun özgürlüğü, halkların özgürlüğüdür” sloganını attı. Kadın ve gençlik hareketlerinin damga vurduğu Newroz, Abdullah Öcalan’ın fikirlerinin Kürt halkı için ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Aynı dönemde siyasi tutsaklar, tecrit politikalarına karşı mahkemelere katılmama ve avukat görüşlerini boykot etme kararı aldı.
 
Nisan ve Mayıs aylarında, kadın hareketleri Abdullah Öcalan’ın fikirlerini yaymak için büyük kampanyalar düzenledi. Amed, Wan ve Şirnex (Şırnak) gibi kentlerde kadınlar bir araya gelerek Abdullah Öcalan’ın kadın özgürlüğüne dayalı paradigmalarını tartıştı. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde, Kürt kadınlar sokaklarda Abdullah Öcalan’a yönelik tecride karşı direniş çağrısı yaptı.
 
Yaz aylarında, Adalet Nöbetleri ve açlık grevleri kesintisiz bir şekilde devam etti. Aileler, tutsak yakınlarının taleplerinin karşılanması için Adalet Bakanlığı ile görüşme taleplerini yineledi. Özellikle gençlik hareketleri, Amed ve Wan’da gece yürüyüşleri düzenleyerek Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için çağrılar yaptı.
 
Eylül ayında, cezaevlerindeki tutsakların açlık grevleri derinleşti. Adalet Bakanlığı’na yapılan toplu başvurulara rağmen yanıt alınamaması üzerine, cezaevlerindeki siyasi tutsaklar, aile ve avukat görüşmelerine çıkmama kararı aldı. Aynı dönemde, Kürt halkının direnişi sokaklarda büyüdü. Kadın hareketleri, Abdullah Öcalan’ın kadın özgürlüğüne dayalı paradigmasının hem Kürt halkı hem de Ortadoğu için bir çözüm yolu sunduğunu belirtti.
 
Ekim 2024’te, 9 Ekim komplosunun yıldönümünde Amed, Wan, İstanbul ve Şirnex’te kitlesel yürüyüşler düzenlendi. Gençlik ve kadın hareketlerinin yoğun katılımıyla gerçekleşen eylemlerde, Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünün Kürt sorununun çözümünde bir dönüm noktası olduğu vurgulandı.
 
Türkiye ve Kürdistan’da kampanya kapsamında yapılanlar şunlar: 
 
*Adalet Nöbetleri: Barış Anneleri’nin öncülüğünde Amed, Wan, İzmir ve Adana’da düzenlenen nöbetler, tecride karşı en uzun soluklu halk direnişlerinden biri oldu.
 
*Cezaevlerindeki direniş: PKK ve PAJK’lı tutsakların dönüşümlü açlık grevleri ve görüş boykotları, Abdullah Öcalan’ın özgürlüğüne yönelik taleplerin cezaevlerinden yükselmesine yol açtı.
 
*Newroz ve büyük yürüyüşler: Amed Newroz’u ve Büyük Özgürlük Yürüyüşü, halkın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü etrafında nasıl kenetlendiğini gösterdi.
 
*Kadın hareketlerinin rolü: Kadınlar, Abdullah Öcalan’ın özgürlükçü paradigmasını sadece tartışmakla kalmadı, bu fikirleri sahada örgütlü bir şekilde büyütmeye devam etti.
 
*Özgürlük yürüyüşü: Demokratik Kurumlar Platformu (DEKUP) öncülüğünde, “Abdullah Öcalan’a özgürlük Kürt sorununa demokratik çözüm” kampanyası kapsamında 16 Aralık’ta Amed’de başlayan “Demokratik Çözüm ve Özgürlük Yürüyüşü", Ankara'da son buldu. Burada yapılan açıklamada, tecridin sonlandırılması ve çözüm için diyaloğun başlatılması gerektiği vurgulandı. 
 
Yıl boyunca yapılan eylem ve etkinliklerin sonucunda DEM Parti milletvekilleri Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder, İmralı Adası'na giderek Abdullah Öcalan ile yaklaşık iki saat süren bir görüşme gerçekleştirdi. Abdullah Öcalan bu görüşmede, "Gereken pozitif adımı atmaya ve çağrıyı yapmaya hazırım" mesajını verdi. 
 
Türkiye ve Kürdistan’daki direniş, Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü sağlanana dek devam edeceğinin açık bir göstergesi oldu. 
 
Kuzey ve Doğu Suriye
 
Kuzey ve Doğu Suriye, Abdullah Öcalan’ın kadın özgürlüğü, demokratik konfederalizm ve ekolojik toplum paradigmasının pratikte yaşatıldığı bir bölge olarak, yıl boyunca tecride karşı yürütülen küresel mücadelede kilit bir rol oynadı. Halklar, bu paradigmayı esas alarak sadece tecride karşı değil, aynı zamanda bölgedeki askeri saldırılar ve baskılara karşı da direniş hattını ördü.
 
Ekim 2023’te, 9 Ekim uluslararası komplosunun yıldönümünde Kuzey ve Doğu Suriye’nin birçok kentinde kitlesel yürüyüşler düzenlendi. Halep’in Şêxmeqsûd ve Eşrefiyê mahallelerinde binlerce kişinin katıldığı protestolarda Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü talep edildi ve tecrit uygulamaları kınandı. Qamişlo’da düzenlenen etkinliklerde, Abdullah Öcalan’ın fikirlerinin halkların özgürlüğü için kritik önemde olduğu vurgulandı. Hesekê’deki Waşûkani Kampı’nda Abdullah Öcalan’ın kitaplarının yer aldığı bir sergi açıldı.
 
 
Kasım ve Aralık aylarında, Qamişlo, Minbic, Şehba ve Efrîn’de kadın hareketlerinin öncülüğünde yürüyüşler ve halk toplantıları gerçekleştirildi. Minbic’deki çadır eylemleri, tecridin kaldırılması ve Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü taleplerini geniş kitlelere ulaştırdı. Dêrik’te düzenlenen açlık grevleri ve Kobanê’deki direniş, tecridin sona erdirilmesi talebini daha da yükseltti.
 
2024 yılı boyunca, Rojava’daki halklar, Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için küresel kampanyanın bir parçası oldu. Ocak ayında, Fırat Kantonu Demokratik Öğrenci Hareketi’nin öncülüğünde Kobanê’de büyük bir yürüyüş düzenlendi. Şubat ayında, Şehba’da ve Efrîn’de düzenlenen halk toplantılarında, Abdullah Öcalan’ın fikirlerinin kadın özgürlük mücadelesi ve Ortadoğu’da barışın inşası için taşıdığı öneme dikkat çekildi.
 
Mart ve Nisan aylarında, “Önder Apo’nun Kitaplarını Okuma Günleri” başlatıldı. Bu etkinlikler, Qamişlo, Hesekê, Reqa ve Dêrik gibi bölgelerde büyük ilgi gördü. Özellikle kadınlar ve gençlerin katıldığı bu etkinliklerde, Abdullah Öcalan’ın fikirleri tartışılarak halkın siyasi bilinci güçlendirildi. Mayıs ayında, Rojava’nın birçok kentinde kitlesel yürüyüşler düzenlendi. Reqa ve Minbic’de kadın hareketleri, Abdullah Öcalan’ın tecrit koşullarının sona erdirilmesi için uluslararası çağrılar yaptı.
 
Haziran ve Temmuz aylarında, Şehba’daki çadır eylemleri ve Dêrik’teki kitlesel yürüyüşler, Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için yapılan mücadelenin ivmesini korudu. Ekim ayında, 9 Ekim komplosunun yıldönümünde Kobanê, Efrîn ve Qamişlo’da halk yürüyüşleri düzenlendi. Abdullah Öcalan’ın fikirlerinin sadece Kürt halkı için değil, tüm Ortadoğu için bir barış modeli sunduğu ifade edildi.
 
Güney Kürdistan (Başûr)
 
Güney Kürdistan’da Abdullah Öcalan’ın paradigması, özellikle Şengal Özerk Yönetimi ve Êzidî Özgür Kadın Hareketi’nin (TAJÊ) öncülüğünde sahiplenildi. Bu bölgede, Abdullah Öcalan’ın fikirleri halkların kurtuluş mücadelesi ve kadın özgürlüğü için bir rehber olarak görüldü.
 
Ekim 2023’te, Şengal’de düzenlenen kitlesel yürüyüşlerde Abdullah Öcalan’ın fikirleri doğrultusunda özerklik talepleri dile getirildi. Şengal Özerk Yönetimi, Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünün Kürt halkının kaderi açısından kritik bir öneme sahip olduğunu vurguladı. Silêmanî’de düzenlenen etkinliklerde Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için uluslararası kamuoyuna çağrılar yapıldı.
 
Kasım ve Aralık aylarında, Şengal’de Êzidî kadınları, Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için yürüyüşler düzenledi. TAJÊ tarafından yapılan açıklamalarda, kadın mücadelesinin Abdullah Öcalan’ın paradigmaları sayesinde güçlendiği ifade edildi. Ayrıca, Şengal’de düzenlenen halk toplantılarında Abdullah Öcalan’ın tecrit koşulları kınandı ve halkın direnişiyle tecridin aşılabileceği mesajı verildi.
 
2024 yılının ilk aylarında, Şengal Özerk Yönetimi ve Êzidî Özgür Kadın Hareketi, Abdullah Öcalan’ın fikirlerini daha geniş kitlelere ulaştırmak için kampanyalar düzenledi. Şubat ayında, Şengal’de TAJÊ ve Arap Kadın Meclisi’nin öncülüğünde düzenlenen bir çalıştayda, Abdullah Öcalan’ın paradigmasının Orta Doğu’da barışın inşası için sunduğu çözüm önerileri tartışıldı.
 
Mayıs ve Haziran aylarında, Şengal ve Silêmanî’de yürüyüşler ve halk toplantıları düzenlendi. TAJÊ tarafından başlatılan “Önder Apo Evinize Misafir” kampanyası kapsamında halk toplantıları ve ev ziyaretleri gerçekleştirildi. Bu etkinlikler, Abdullah Öcalan’ın fikirlerinin Güney Kürdistan’daki halklar arasında daha geniş bir şekilde yayılmasını sağladı.
 
Eylül ve Ekim aylarında, Şengal’de ve Silêmanî’de düzenlenen etkinliklerde Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü talebi dile getirildi. Şengal halkı, Abdullah Öcalan’ın fikirlerinin Êzidî halkının direnişinin temelini oluşturduğunu ifade etti. 
 
Yıl içinde Mexmûr Kampı'nda da kadınlar öncülüğünde birçok eylem ve etkinlik düzenlendi. Eylemlerde, Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğü istendi. 
 
Rojhilat ve İran 
 
Rojhilat ve İran’da Abdullah Öcalan’ın paradigması, Kürt Kadın Özgürlük Hareketi (KJAR) tarafından sahiplenildi. Baskıcı rejimin politikalarına karşı kadınların öncülük ettiği direniş, Abdullah Öcalan’ın kadın özgürlükçü paradigması üzerinden güçlendi.
 
 
2023 Ekim ve Kasım aylarında, KJAR, Abdullah Öcalan’ın paradigmasıyla bağlantılı açıklamalar yaparak kadınların özgürlük mücadelesine ilham verdiğini vurguladı. Rojhilat’ta kadınlar, Abdullah Öcalan’ın fikirlerinin baskıcı rejimlere karşı direnişin temeli olduğunu belirtti. Ayrıca, yeraltı yapılanmaları ve kadın örgütleri, Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için uluslararası kampanyalara destek verdi.
 
2024 yılı boyunca, Rojhilat'ta ve İran genelinde Abdullah Öcalan’ın fikirlerini esas alan birçok gizli etkinlik ve açıklama yapıldı. KJAR, özellikle kadın hareketleri içinde Abdullah Öcalan’ın özgürlük paradigmasının kadınların örgütlenmesi ve hak taleplerinin temelini oluşturduğunu belirtti.
 
Mart ayında, İran rejiminin baskıcı politikalarına karşı Abdullah Öcalan’ın paradigmasını esas alan bir dizi kadın toplantısı düzenlendi. Ayrıca, Abdullah Öcalan’ın fikirleri doğrultusunda kadınların özgürlük mücadelesini büyütme çağrıları yapıldı.
 
Haziran ve Temmuz aylarında, İran’da KJAR tarafından örgütlenen açıklamalarda, Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin bölgedeki tüm halkların iradesine yönelik bir saldırı anlamına geldiği ifade edildi. Kadınların özgürlükçü mücadelelerinin Abdullah Öcalan’ın paradigmasıyla doğrudan bağlantılı olduğu vurgulandı.
 
Avrupa: Direnişin merkezi oldu 
 
 
Avrupa, Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için yürütülen mücadelenin küresel ölçekte en örgütlü ve görünür olduğu bölge olarak ön plana çıktı. Kürt halkı, kadın örgütleri, enternasyonalist dayanışma ağları ve akademisyenlerin katkılarıyla düzenlenen etkinlikler, tecridin sona erdirilmesi ve Kürt sorununa demokratik bir çözüm için dünya kamuoyunda büyük bir yankı uyandırdı. Avrupa, aynı zamanda Abdullah Öcalan’ın demokratik konfederalizm, ekolojik toplum ve kadın özgürlüğü odaklı paradigmasının geniş kitlelere ulaştırıldığı, entelektüel ve politik dayanışmanın merkezi oldu.
 
Ekim 2023: Kampanyanın başlangıcı ve ilk adımlar
 
Abdullah Öcalan’a yönelik 9 Ekim komplosunun yıldönümü vesilesiyle, Avrupa genelinde yüzlerce etkinlik düzenlendi. İsviçre’nin Fribourg, Bellinzona, Solothurn ve Aarau şehirlerinde bilgilendirme stantları açılarak uluslararası komplonun tecrit politikalarının devamı olduğu vurgulandı. Almanya’nın Frankfurt, Saarbrücken ve Gießen kentlerinde düzenlenen panellerde, Abdullah Öcalan’ın kadın özgürlüğü ve demokratik ulus paradigması tartışıldı. Frankfurt’taki Goethe Üniversitesi’nde genç kadınlar sticker ve bildiri çalışmalarıyla Abdullah Öcalan’ın fikirlerini tanıttı.
 
 
Fransa’da Montpellier, Strasbourg ve Le Vigan’da düzenlenen etkinliklerde, kadın örgütleri ve enternasyonalist gruplar, Abdullah Öcalan’ın paradigmasının kadın hareketleri ve ekolojik mücadeleler için sunduğu perspektifleri ele aldı. İspanya’nın Barcelona ve Granada şehirlerinde seminerler düzenlendi; burada Abdullah Öcalan’ın demokratik ulus anlayışının küresel önemi tartışıldı. Portekiz’in Lizbon ve Coimbra şehirlerinde, Demokratik Konfederalizm modeli üzerine paneller gerçekleştirildi. Ayrıca, İsveç, Norveç ve Finlandiya’da çadır eylemleri ve paneller düzenlenerek Abdullah Öcalan’ın fikirleri geniş kitlelere ulaştırıldı.
 
Kasım 2023: İnsan zincirleri ve kitlesel çağrılar
 
Kasım ayı boyunca İsviçre’nin 11 kentinde insan zinciri eylemleri düzenlenerek, tecrit uygulamalarının uluslararası kurumlar tarafından kınanması çağrısı yapıldı. Almanya’da Düsseldorf, Dortmund ve Berlin’de, Fransa’da Paris ve Normandiya’da düzenlenen yürüyüşler, Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için geniş katılımlarla gerçekleştirildi. Strasbourg’daki tramvaylarda dağıtılan broşürler ve sivil itaatsizlik eylemleri, Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin Avrupa kamuoyuna taşınmasında etkili oldu.
 
Britanya’da Kürt Halk Meclisi, Londra ve İskoçya’da halk toplantıları ve paneller düzenleyerek Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü taleplerini gündeme taşıdı. İskandinav ülkelerinde düzenlenen halk buluşmalarında gençlik örgütleri ve kadın hareketleri, tecride karşı mücadelede aktif rol oynadı. Norveç’in Oslo kentinde yapılan etkinliklerde, uluslararası kurumların Türkiye’nin tecrit uygulamaları karşısındaki sessizliği kınandı.
 
Aralık 2023: Küresel okuma günleri ve enternasyonal etkinlikler 
 
 
Aralık ayında, Abdullah Öcalan’ın kitaplarına odaklanan “Küresel Okuma Günleri” etkinliği kapsamında, 160 farklı merkezde okuma etkinlikleri düzenlendi. Almanya’nın Frankfurt ve Fransa’nın Paris şehirlerinde kurulan çadır eylemleri, Abdullah Öcalan’ın fikirlerini daha geniş bir tabana ulaştırmayı hedefledi. İsviçre’nin Bern ve Cenevre kentlerinde, Birleşmiş Milletler Ofisi önünde oturma eylemleri düzenlenerek, tecridin uluslararası kamuoyunda daha fazla gündeme getirilmesi çağrıları yapıldı. Ayrıca, İtalya’da Papa’nın Noel konuşması sırasında genç enternasyonalistler “Öcalan’a Özgürlük” pankartı açarak dikkat çeken bir eylem gerçekleştirdi.
 
Ocak-Şubat 2024: Özgürlük yürüyüşleri ve kartpostal kampanyaları
 
Ocak ayında, Paris’ten Strasbourg’a kadar süren 25 günlük Özgürlük Yürüyüşü, tecride karşı mücadelenin kitleselleştiği bir dönüm noktası oldu. İngiltere, Almanya ve Fransa’da halk, Abdullah Öcalan’a özgürlük talebiyle düzenlenen bilgilendirme stantlarına yoğun ilgi gösterdi. Aynı dönemde başlatılan “İmralı’ya Kartpostal Gönderme Kampanyası”, binlerce kişinin katılımıyla Avrupa genelinde yankı buldu.
 
Şubat ayında, Fransa’nın Sarcelles ve Almanya’nın Mannheim şehirlerinde düzenlenen etkinliklerde Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü talep edilirken, gençlik örgütleri Basel’den Saint-Louis’e kadar süren enternasyonalist bir yürüyüş düzenledi. 17 Şubat’ta Köln’de gerçekleştirilen büyük yürüyüşte yüz binlerce kişi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünü talep ederek, tecridin sona erdirilmesi çağrısını dünya kamuoyuna duyurdu.
 
Mart-Nisan 2024: Kadın hareketleri ve dayanışma etkinlikleri
 
8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle Berlin, Avignon ve Londra’da yapılan eylemlerde, Abdullah Öcalan’ın kadın özgürlükçü paradigması vurgulandı. Kürt kadın hareketi öncülüğünde düzenlenen mitinglerde, Abdullah Öcalan’ın tecridinin kadınların özgürlük mücadelesine yönelik bir saldırı olduğu ifade edildi. Mart ayında, İsviçre’nin Luzern kentindeki Newroz kutlamaları sırasında Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü talep edildi.
 
 
Nisan ayında, İsviçre’nin Bern kentinde düzenlenen “Paskalya Yürüyüşü” ve Cenevre’deki Birleşmiş Milletler Ofisi önünde düzenlenen oturma eylemleri, Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için yapılan uluslararası dayanışmanın önemli bir parçası oldu. Bu dönemde, Avrupa Kürt Kadın Hareketi (TJK-E) öncülüğünde Vatikan ziyaret edilerek, Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü talep edildi.
 
Yaz ayları: Gençlik hareketleri ve sanatsal eylemler
 
Haziran ayında Marsilya’daki bir müzik festivalinde yapılan sivil itaatsizlik eylemi, tecride karşı mücadelenin sanatsal bir boyut kazandığını gösterdi. Temmuz ayında Strasbourg’da genç kadınların başlattığı “Rêwîtiya Azadiyê” (Özgürlük Yolculuğu), Abdullah Öcalan’ın kitaplarının halka tanıtıldığı ve tecridin uluslararası farkındalığının artırıldığı bir kampanya oldu. Benzer etkinlikler, Liverpool ve Münih gibi şehirlerde devam etti.
 
Sonbahar: 9 Ekim Komplosu ve kitlesel yürüyüşler
 
Eylül ayında, İsveç’in Stockholm ve Almanya’nın Berlin kentlerinde düzenlenen yürüyüşlerde, Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için uluslararası dayanışma mesajları verildi. 9 Ekim komplosunun yıldönümünde Londra, Cenevre ve Torino’da düzenlenen etkinliklerde, Abdullah Öcalan’ın barış, kadın özgürlüğü ve halkların demokratik birliği için sunduğu perspektifler tartışıldı. Kasım ayında Köln’de yapılan yürüyüş, kampanyanın zirve noktalarından biri oldu.
 
Dünyanın dört bir yanında…
 
Son bir yıl, Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü talebi ve Kürt sorununun çözümü için dünyanın dört bir yanında güçlü bir mücadeleyle geçti. Avrupa, Kuzey ve Doğu Suriye, Güney Kürdistan, İran, Türkiye ve Kürdistan’ın diğer bölgelerinde düzenlenen eylem ve etkinlikler, bu mücadelenin küresel bir direniş hattına dönüştüğünü gösterdi. Avrupa’da kitlesel yürüyüşlerden insan zincirlerine, sivil itaatsizlik eylemlerinden okuma etkinliklerine kadar çok çeşitli etkinlikler düzenlenerek Abdullah Öcalan’ın fikirleri dünya kamuoyunun gündemine taşındı. Rojava ve Güney Kürdistan’da, Abdullah Öcalan’ın paradigması pratikte uygulanarak, kadın hareketleri ve halk direnişiyle tecride karşı evrensel bir mücadele verildi. Türkiye ve Kürdistan’da ise cezaevlerinden sokaklara kadar uzanan direniş, Adalet Nöbetleri, halk yürüyüşleri ve milyonların katıldığı Newroz etkinlikleriyle tecride karşı mücadeleyi daha da görünür kıldı.
 
Bu ortak direniş yılı, Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü talebinin, kadın özgürlüğü, ekolojik toplum ve demokratik ulus hedeflerini savunan geniş kesimlerin mücadelesine dönüştüğünü ortaya koydu. Yerel sınırları aşarak uluslararası bir dayanışma haline gelen bu hareket, Kürt halkının iradesinin tanınması ve Kürt sorununun çözümü yolunda kritik bir adım olarak tarihe geçti. Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü sağlanana kadar süreceği vurgulanan bu mücadele, halkların eşitlik, özgürlük ve barış arayışındaki ortak çığlığı olarak küresel direnişle devam ediyor.
  
Son.