
‘MESEM gibi yapılar çocuk emeğini sömürüyor’
- 09:04 22 Şubat 2025
- Çocuk
Pelşin Çetinkaya
AMED - ILO ve UNICEF'e göre, dünya genelinde 160 milyon çocuk çalıştırılırken, Türkiye'de her 5 çocuktan biri çalışıyor. İHD Çocuk Komisyonu üyesi Berfin Elçi, yoksulluğun çocuk yaşta çalıştırılmayı artırdığını belirterek, "MESEM gibi yapılar çocuk emeğini sömürüyor, denetim mekanizmaları devreye girmeli" dedi.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu'nun (UNICEF) 2021’de yayımladığı rapora göre, dünya genelinde 160 milyon çocuk çalıştırılıyor. Bu çocukların 63 milyonu kız, 97 milyonu erkek olup yaklaşık yarısı (79 milyon) sağlığa zararlı ve tehlikeli işlerde çalıştırılıyor. Dünyada çocuk yaşta çalıştırılma durumuna baktığımızda en önde gelen Afrika’da olduğu gibi Türkiye’de de yaklaşık her 5 çocuktan biri çalıştırılıyor. Üstelik kayıt dışı çalıştırılan çocuklar bu istatistiklere yansımıyor.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre de 15-17 yaş grubundaki çocukların işgücüne katılma sıklığı 2022’de yüzde 18,7 iken 2023’te giderek arttı ve yüzde 22,1 olarak belirlendi. Yine verilere göre; çocuk yaşta çalıştırılma özellikle erkek çocuklarda yüzde 32,2, kızlarda ise yüzde 11,5. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin verilerine göre; 2023 Eylül-2024 Ağustos eğitim öğretim yılında en az 66 çocuk, 2013-2024 yılları arasındaki 11 yıllık dönemde ise en az 695 çocuk çalıştırılırken, yaşamını yitirdi. Ayrıca Türkiye, OECD’nin açıkladığı güncel verilere göre; çocuk yoksulluğunun en yüksek olduğu 2’nci ülke durumunda.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şube Çocuk Komisyonu üyesi Berfin Elçi, çocuk yaşta çalıştırılmalara ilişkin artışa dair değerlendirmelerde bulundu.
‘Çocukların çalıştırılması yaşamı olumsuz etkiliyor’
Çocuk yaşta çalıştırılma oranındaki artışın, ekonomik krizle de bağlantısına dikkat çeken Berfin Elçi, “Verilerin artışı yoksullukla doğrudan bağlantılı ve yoksulluk ile çocuk işçileri arasında doğrudan bir anlatı var. Çocuk yoksulluğu, çocuk işçiliğini doğrudan artırıyor. Artan yoksulluk sebebiyle aileler çocuklarını çalıştırmak zorunda kalıyorlar ve devletin kontrolü dışında çalıştırılan bu çocukların da nasıl çalıştığı bilinmiyor. Artan çocuk işçiliği, çocukların hem psikolojik hem fiziksel sağlığını hem de eğitim hayatlarını etkiliyor. Ayrıca, çocukların çalıştırılmaları, gelecekteki hayatlarını da olumsuz etkiliyor. Gelecekte düşük maaşla çalışmalara mahkum olmalarına sebep oluyor. Çocuk işçi olarak çalışan çocuklar, akranları tarafından zorbalığa da uğrayabiliyorlar, dışlanabiliyorlar. Bu durumun, ailelerin yoksullukla doğrudan bağlantısı var. Bu durumun önüne geçilebilmesi için ailelerin ekonomik bakımdan desteklenmesi, iş bulma imkanlarının sağlanması, aynı zamanda bunun önüne geçilebilmesi için ailelere bu konuda eğitimlerin verilmesi lazım” sözlerini kullandı.
‘Toplumsal yapıyı derinden yaralıyor’
Berfin Elçi, çocukların sadece eğitimle meşgul olması gerekirken, para kazanmak, ailelerini geçindirmek veya eğitim masraflarını karşılayabilmek için çok tehlikeli ve riskli alanlarda çalıştırıldığına şahit olduklarını aktardı. Berfin Elçi, “Bu alanlarda maalesef ki çocuk ölümleri gündeme geliyor. Bu, kayıt altına alınmadığı veya bir mekanizmadan geçmediği için işverenlerin, kurumların tamamen inisiyatifine kalmış durumunda. Böyle alanlarda çocukların güvenliğinden söz edebilmek mümkün değil. Her gün neredeyse çocuk işçiliği üzerinden ölümlerin meydana geldiğine şahit oluyoruz. Aslında, çocuk işçiliği uzun vadede toplumsal yapıyı çok derinden yaralıyor. Çocuk ölümleri, toplumsal yapıyı doğrudan etkiliyor” ifadelerini kullandı.
‘MESEM’ler kapatılmalı’
“Çocuk emeği sömürüsü, çocuğun sağlıklı bir şekilde büyümesini engelleyen, çoğunlukla yasadışı ve insan hakları ihlali olarak tanımlanıyor” diyen Berfin Elçi, “Çocukların düşük ücretle, zor ve tehlikeli işlerde çalıştırılması, onların hem psikolojisini hem de eğitim hayatlarını doğrudan etkileyen bir durumda yer alıyor. Aynı zamanda, Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) gibi bakanlığa bağlı kuruluşlar üzerinden çocukların sömürülmesi, düşük ücretli olarak görülüp bu işlerde çalıştırılmaları, bu çocukların kayıt dışı kalmasına yol açıyor. Yani, evet, çocukların çalışması kayıt altına alınıyor ama çırak olarak görüldükleri için çocuk işçiliği statüsünde görünmüyorlar. Bu yüzden, aslında kayıtlar sandığımızdan çok daha fazla. Bunun önüne geçilebilmesi için denetim mekanizmalarının çok etkili bir şekilde çalışması lazım. Biz, çocuk hakları savunucuları olarak, bakanlığa bağlı MESEM’lerin çocuk sömürüsü uygulaması olduğunu düşünüyor ve derhal kapatılması gerektiğini savunuyoruz” şeklinde konuştu.
‘Dosyaların üzerinde durulmalı’
Berfin Elçi son olarak, bundan sonraki hukuki süreçte adli makamların bu dosyaların üzerinde durması gerektiğine dikkat çekerek, “Ancak bu dosyalarda adli makamların daha çok işverenlerin yanında durduklarına ve sorumluların cezalandırılmadıklarına şahit oluyoruz. Bu da tabii ki ucuz iş gücü olarak görülen çocukların çalıştırılmasının önünü açmış oluyor” dedi.