Neslihan Şedal: Bu halk gaspçılara geçit vermeyecek

  • 14:10 11 Şubat 2025
  • Güncel
 
 WAN- Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Abdullah Zeydan’ın ceza almasına tepki gösteren eşbaşkan Neslihan Şedal, “Biz ilk gün de söyledik şimdi de söylüyoruz: Biz bu iradeye sahip çıkacağız canımız pahasına.  Ama biz bu iradeyi asla gaspçılara talancılara bırakmayacağız” dedi. 
 
Wan Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Abdullah Zeydan’ın Diyarbakır 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın karar duruşmasında 3 yıl 9 ay hapis cezası verilmesinin ardından halk belediye binası önünde toplanmaya başladı. 
 
 Abdullah Zeydan’a verilen cezaya tepki gösteren Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Neslihan Şedal ajansımıza konuştu.
 
 ‘Birçok hileye rağmen seçimi aldık’ 
 
Uzun bir süredir Wan halkının iradesine karşı gasp girişimlerinin olduğunu dile getiren Neslihan Şedal, 31 Mart yerel seçimlerinde ve mazbata verilmesi sürecinde Wan halkının günlerce süren direnişini hatırlattı. Neslihan Şedal, “14’te 14 başarısından sonra bir hazımsızlık olduğunu söyleyebiliriz. Bizlerin burada yürütmüş olduğu belediyecilik modeline karşı bir hazımsızlık var. Eğer halk, iktidarın atadığı kayyımlardan memnun olsaydı biz belediyeleri büyük bir oy oranıyla almazdık. Birçok hilenin yapıldığı, oy taşımaların olduğu, hileli bir şekilde kumpasla almak istediklerini biliyoruz. Ancak bütün bu hile ve kumpaslara rağmen büyük büyük bir başarıyla kendi belediyelerimizi kayyım gasplarından AKP iktidarının gasp politikalarından aldık ve halkın hizmetine koymuş olduk” sözlerini kullandı.
 
‘Anayasanın tanınmadığı bir ülkede yaşıyoruz’ 
 
Neslihan Şedal, demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü yaşam felsefesiyle belediyecilik faaliyetlerini sürdürdüklerini belirterek, bu modelin halkların dili ve kültürüne yönelik çalışmalarını hedef alan büyük bir korku ve algı operasyonuyla karşı karşıya kaldığını ifade etti.  Neslihan Şedal, “Algı operasyonları ile kayyım atama operasyonlarıyla birlikte biz hizmet etmeyelim diye birçok politika uygulandı. Bu saldırılara rağmen biz halkımızla birlikte ortak aklı ve kolektif ruhu esas alarak birçok çalışmayı hayata geçirdik. Maalesef burası bir hukuk devleti değil. Yasanın, anayasanın bittiği ve tanınmadığı bir ülkede yaşıyoruz. Özellikle AKP döneminde bunu çok daha fazla yaşamaya başladık” dedi. 
 
‘Kürtlerin seçme ve seçilme hakkı engelleniyor’ 
 
Söz konusu Kürtler olduğunda seçme ve seçilme hakkı yerine farklı bir uygulamanın devreye girdiğine işaret eden Neslihan Şedal, Akdeniz Belediyesi’ne kayyım atanması ile Kürt halkının iradesinin yok sayıldığını hatırlattı. Neslihan Şedal devamında, "Burada halklar, kendi inançları ve dilleriyle yüzyıllarca eşit, özgür ve adil bir yaşam sürdürmüştür. Biz, DEM Parti olarak bu yaşam biçimini yerel yönetimlerde hayata geçiriyoruz. Bu kadar kadın kırım politikasının yaşandığı ve halkların asimile edilmek istendiği bir gerçekliğe karşı, kadın özgürlükçü bir yaşam modelini belediyecilik anlayışıyla bütünleştirdik. Dolayısıyla, kadınların özgürce yaşayabileceği, ekonomik politikaları hayata geçirebileceği ve kendi tarihiyle buluşabileceği akademiler ile kadın yaşam merkezleri açıldı. En temel saldırı gerekçelerinden biri ise Wan’da eşbaşkanlık modelinin toplumsallaşmasının önüne geçmekti." 
 
 ‘Halkımız bizimle birlikte nöbet tutuyor’ 
 
İktidarın Wan Büyükşehir Belediyesi’ne karşı bir saldırı hazırlığında olduğunu aktaran Neslihan Şedal, 'Bu davada ceza verilmesinin temel gerekçesi de bu hazırlığın olmasıdır. Şunu ifade edelim ki, biz bunları öyle kolay elde etmedik. Belediyeleri de kolayca almadık. Wanlı kadınların, gençlerin ve Wan halkının büyük bir emeği var. 31 Mart’ta belediye gasp edilmek istendi, ancak halk buna izin vermedi. Mazbata sürecinde belediyeyi almak istediler, fakat halk sokaklara dökülerek demokratik tepkisini ortaya koydu. Burada büyük bir emek var. Bu halk, gaspçılara ve talancılara asla geçit vermeyecek. Halkımız şu anda bizimle birlikte nöbet tutuyor. İlk günden beri söylediğimiz gibi, şimdi de söylüyoruz: Biz bu iradeye, canımız pahasına da olsa, sahip çıkacağız ve onu asla gaspçılara, talancılara bırakmayacağız" dedi.
 
Dayanışma çağrısı 
 
Son olarak, Kürdistan ve Türkiye halklarına çağrıda bulunan Neslihan Şedal, sözlerini şöyle sonlandırdı: 'Wan’ın başarısını hiçbir zaman sadece Wan’ın başarısı olarak görmedik. Çünkü Türkiye ve Kürdistan’daki tüm halklar ayaklandı. Ortaya konulan bu başarı, toplumsal dayanışmanın bir sonucuydu. Eğer bizler haksızlığa ve hukuksuzluğa karşı topyekûn bir ses çıkarmaz, başımızı kaldırıp bu zulmün kabul edilemez olduğunu söylemezsek, diğer kentler de birer birer kaybedilecek. Ancak tepki gösterir, sözümüzü birleştirir, duygularımızı bütünleştirir ve hukuksuzluğu reddedersek, hem tüm kentlerimizi kurtarmış hem de irademize sahip çıkmış olacağız. Bu nedenle, tüm kesimleri bu dayanışmanın etrafında kenetlenmeye çağırıyoruz."