
DEM Parti ve CHP görüşmesi: ‘Demokratikleşme Paketi’ masada
- 15:01 10 Mart 2025
- Siyaset
ANKARA - DEM Parti İmralı Heyeti, Abdullah Öcalan’ın çağrısı sonrası ilk kez CHP ile bir araya geldi. CHP, DEM Parti heyetine Kürt sorununun çözümü için “Demokratikleşme Paketi” hazırlığına dair bilgilendirme yaparken, çağrı için gerekli adımlar üzerinde konuştu.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İmralı Heyeti ile birlikte Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile gerçekleştirdiği son görüşmenin ardından, kamuoyuna "Barış ve Demokratik Toplum" çağrısını duyurdu. Bu çağrının ardından, DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, beraberlerindeki heyetle birlikte siyasi partilerle temaslarına başladı.
Daha önce, 28 Aralık'ta gerçekleşen ilk İmralı ziyareti sonrasında, Abdullah Öcalan’ın mesajları Pervin Buldan, Sırrı Süreyya Önder ve Ahmet Türk tarafından muhalefet ve diğer partilere iletilmişti. Bu kez, 27 Şubat'ta İmralı Heyeti'ne dahil olan DEM Parti eş genel başkanları, çağrı sonrası siyasi partilerle doğrudan görüşerek süreci ilerletti.
Bu kapsamda, DEM Parti heyeti, çağrının ardından Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ile ilk resmi görüşmesini gerçekleştirdi. CHP Genel Merkezi'nde saat 13.00'te yapılan görüşmede, heyeti CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Genel Sekreter Selin Sayek Böke, Adalet Bakanlığı’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen ve Yurtiçi ve Yurtdışı Örgütlenmeden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ensar Aytekin karşıladı.
‘Görüşmeler Mart boyunca sürecek’
İki saat süren görüşmenin ardından ortak açıklama yapıldı.
İlk olarak söz alan Tülay Hatimoğulları, verimli bir toplantı yaptıklarını belirterek, hem Türkiye’deki siyasal gelişmeleri hem de Suriye’deki katliamları konuştuklarını ifade etti. Toplantının en temel gündeminin ise Abdullah Öcalan’ın çağrısı olduğunu ifade eden Tülay Hatimoğulları, “Sayın Abdullah Öcalan’ın yapmış olduğu ‘Barış ve Demokratik Toplum’ çağrısı ile ilgili kendilerini bilgilendirdik. Bu konuda da bir değerlendirmemiz oldu. Bizlerin özellikle bahsini ettiğimiz bu gündemlerle ilgili özellikle Sayın Öcalan’ın yapmış olduğu çağrıyla ilgili bilgilendirme ve birlikte değerlendirme mahiyetinde bugün itibariyle bir dizi görüşme başlatmış olduk. Mart ayı boyunca devam edecek çok sayıda görüşmemiz olacak. Aynı zamanda yine bu çağrının ve barışın toplumsallaşması için Türkiye’de 100 merkezde toplantılarımız olacak” sözlerini kullandı.
‘Çağrının muhatabı devlet ve toplumdur’
Çağrı ile birlikte yeni bir demokratik diyalog sürecinin yolunun açıldığını ifade eden Tülay Hatimoğulları, “Bu çağrının ana teması Kürt sorununun çatışma ve şiddetten arındırılarak yasal, siyasi ve demokratik bir zeminde çözümüne dair de çok önemli ipuçları veriyor. Bu çağrının muhatabı bir yandan Sayın Öcalan’ın kendi örgütü öte yandan Türkiye’deki bütün toplumsal ve siyasal dinamikler, siyasi partiler, iktidarı ve muhalefeti ile birlikte bütün siyasi partiler ve aynı zamanda devletin kendisidir” dedi.
Parlamentoya düşen rol
Tülay Hatimoğulları devamında şu sözleri kullandı: “Bu çağrının akabinde, bu sürecin özellikle yasal ve hukuki bir zemine kavuşması için kimi ortamların hazırlanması çok kıymetli ve önemli olacaktır. Bugün Sayın Özgür Özel ve heyetiyle bunları da istişare ettik. Özellikle parlamentonun burada üstlenmesi gereken rol ve parlamentonun bu süreçte üstleneceği rolün parlamentoya ne kadar büyük katkı sağlayacağının altını buradan çizmek istiyorum. Bu çağrının karşılık bulmasının zemininin güçlendirilmesi bakımında bir çatışmasızlık sürecinin başlaması çok önemli ve kıymetli olacak. Sayın Öcalan PKK’ye kendisini feshetmesiyle ilgili bir çağrı yaptı. PKK de buna olumlu yönde karşılık verdi. Koşulların hazırlanması ile birlikte kendi kongrelerini toplayabilecekleri bir zeminin oluşmasıyla beraber bu süreci başlatacaklarına dair bilgi vermişlerdi açıklamalarında. Burada çatışmasızlık sürecinin özellikle altını çizmek isterim. Çünkü bu fesih sürecinin gerçekleşebilmesi, bu demokratik dönüşümün gerçekleşebilmesinin zemininin güçlü bir biçimde hazırlanması gerekiyor. Başta çatışmasızlık sürecinin başlaması da önemli.
Siyasi partiler olumlu yanıtlar verdi
İkinci konu, başta bu görüşmeler olmak üzere bundan sonra parlamento zemininde atılacak adımların önemi. Yani bu süreçte bir yasallığın başlaması çok önemli. Biz buradan başta ana muhalefet partisi olmak üzere muhalefetin bu konuda bugüne kadar verdiği olumlu mesajlar çok kıymetli. Bugün barışın toplumsallaşması için bugün barışa dair biz en geniş yelpazedeki toplumsal mutabakatı sağlayabilmemiz bakımından bugüne kadar başta CHP olmak üzere muhalefet partilerin verdiği mesajlar çok önemli çok kıymetli çok değerli bulduğumuzu bu sürece verdikleri katkılardan dolayı verdikleri olumlu mesajlardan dolayı kendilerine teşekkür ederim. Bu süreç çok önemli bir süreç. Barış sürecinin bu girişimlerin hiçbir şekilde heba edilmemesi çok kıymetli. O nedenle her kesim tarafından bu sürecin sahiplenilmesi ve bu çorbada herkesin emeğinin ve tuzunun olması çok önemli ve çok kıymetlidir. Bu anlamıyla elbette devlete ve iktidara çok önemli görev ve sorumluluklar düşmektedir. Yapılan bu çağrıya Türkiye’de muhalefette bulunan bütün siyasi partiler ve çok sayıda toplumsal dinamikler tarafından olumlu yanıtlar verildi. bütün Türkiye kamuoyunun takip ettiği üzere aynı zamanda dışarıdan Türkiye dışından hem hükümetler düzeyinde devletler düzeyinde ve insan hakları kuruluşları düzeyinde dünya çapında bir sahiplenme var. Amerika’dan Suudi Arabistan’a varana dek çok geniş yelpazede bu çağrıya oldukça pozitif mesajlarla destek ve karşılık verildi. Bu nedenle zeminin bu kadar güçlü olduğu bir zamanda hepimizin demokrasiye, hepimizin barışa ekmek ve tuz kadar ihtiyacımız olan bir dönemde hali hazırda bu kadar geniş bir kesimden pozitif mesajlar verildiği bir zeminde burada başta iktidar ve devletin bu anlamıyla bu zemini güçlendirmesine katkı sağlamasının çok büyük bir önemi var.”
‘Zemin Parlamentodur’
Ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel söz aldı. Bir kez daha Meclis’ işaret eden Özgür Özel, bir “Demokartikleşme Paketi” üzerinde çalıştıklarını söyledi ve bunu önümüzdeki günlerde kamuoyu ile paylaşacaklarını duyurdu. Özgür Özel şöyle devam etti: “Parlamentoda bu sorunla ilgili çalışmalar başladığında biz kendi görevimizi yerine getirmiş milletin bize verdiği görevi yerine getirmiş bir biçimde orada olacağız. Bunu da önümüzdeki süreç içerisinde kamuoyu önünde parlamentodaki muhataplarımızla da paylaşacağız. Bizim hedefimiz Türkiye’nin hem Kürtler hem Türkler hem Aleviler hem Sünniler etnik kimliği ya da inancı mezhebi ne olursa olsun herkes için tam demokrasi tam özgürlük ve herkesin kendisini eşit gördüğü bir toplum. Bunun için yapılması gereken yasal düzenlemelerin tamamının yapılması gerekiyor. Burada meseleyi ikiye ayırmak lazım. Bir eksik olan ve yapılması gereken yeni yasal düzenlemeler var muhakkak ikincisi mevcut yasaların adil ve demokratik uygulanması, kötüye kullanılmaması var. Bununla ilgili adımları kararlılıkla atılması gerekiyor.
‘Toplumsal mutabakatla süreç yürütülmeli’
Buradan kim karlı çıkacak? Buradan bir bütün olarak Türkiye karlı çıkacak. Bu işi bir siyasi partinin karına ya da zararına, siyasi ikbal hedeflerine bir takım ufak hesaplara alet edersek hepimiz kaybederiz. Daha önce kaybettik mi evet kaybettik. 2013-2015 süreci doğru yönetilmediği için ve o süreçte muhalefet dışlandığı için CHP dışlandığı için toplumun çok büyük kesimi dışlandığı için bu iş başarılı olursa bundan siyaseten nemalanan ben olayım diyen kısır anlayış maalesef ve maalesef bugünlere getirdi bizi. Bugünle ilgili de baştan olumsuzlamak istemem, ama görünen o ki ülkeyi yöneten iktidar partisi özellikle AKP, Cumhuriyet Halk Partisi’ni, muhalefeti dışlayarak ve onların görüşlerini değersizleştirerek yol alma niyetinde. Buradan bir kez daha uyarıyorum ki kaybederiz, bütün Türkiye kaybeder. Eğer 2013-2015 süreci olması gerektiği gibi yönetilseydi, o günden bugüne akan gözyaşı ve kan akmayacaktı. O yüzden geçmişte yapılan hatalardan ders çıkarmak gerekir. Türkiye Büyük Millet Meclisi dışında oluşturulan zeminlerde bir çözüm arayışı, doğru bir arayış olmaz. Bunun için de şeffaf, samimi, Meclis’te ve toplumsal mutabakatı sağlayacak ve toplumsal rıza üretecek bir sürecin yürütülmesi ile ilişkili kararlılığımızı ifade ediyorum.
Demokratikleşme paketi hazırlığı
7-8 başlık ve ana tema üzerinde çalıştığımız, çok sayıda kanunda ve 20’den fazla kısımda çalışmalarını yaptığımız bir demokratikleşme paketi var. Bu paketin hayata geçmesi durumunda Kürt sorununda da çok önemli bir ilerlemenin kaydedileceği, hele hele Türkiye’nin dünyadaki algısı, ekonomisine yapacağı katkılar, şu anda en gerilerde olduğumuz endekslerde bizi çok daha ileriye götürecek, Türkiye’yi demokratikleşme üzerinde yeniden bir kalkınma sürecine sokacak bir süreçten kimse mahrum kalmayacak. Ama bunlar reddedilir, yapılmazsa, hem sorunun çözümü mümkün olmayacak. Çünkü demokratikleşme içermeyen hiçbir çözüm kalıcı olmuyor. Biz kendi iktidarımıza bunu adreslemeyi, bu sürece katkı sunmamayı da doğru bir yaklaşım olarak görmüyoruz. Biz dışlanırsak, süreç baltalanırsa, bu sorun bu dönemde çözülmezse, Adalet ve Kalkınma Partisi, parti çıkarları için, kişisel çıkarları için bunu heba etmiş bir siyasi hareket olarak tarihin sayfalarındaki yerini alır. Türkiye de önüne bakar. Türkiye’nin önüne bakacağı süreci beklemek yerine bugün ortaya çıkabilecek bu süreci hep birlikte sahiplenmek gerekiyor. Bizim bunun için 3 önerimiz var: Demokrasi, demokrasi, demokrasi. Bunun dışında bir önerimiz yoktur.”
‘Demokratikleşme yasal düzenlemelerle olur yapılacağı zemin de Meclistir’
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin sürece ilişkin son açıklamasını değerlendiren Özgür Özel, “Sayın Bahçeli kendi değerlendirmesini yapıyor. Sayın Bahçeli zaten kendi değerlendirmesiyle bu sorunun bu şekilde çözüleceğini düşünüyorsa ve toplumsal mutabakata gerek yok, muhalefete gerek yok, Meclis'e gerek yok diyorsa bu başka bir fas. O zaman bunun kaçırılmayacak bir fırsat olduğunu ifade etmemeleri gerekir. Bizim Cumhuriyet Halk partisi olarak söylediğimiz şu; biz ne gitmiş, bizim adımıza birileri ne biz doğrudan hiç kimseyle bu süreçle ilgili bir şeyler görüşmüş. Görüşmeler yürütmüş değiliz, ama bizim bildiğimiz bir şey var. Bu ülkede bir sorun var ve bu sorunun çözülmesinin tek yolu demokratikleşme. Demokratikleşme yasal düzenlemelerle olur. Yasal düzenlemelerin yapılacağı zemin de Meclistir. Biz bunu söylüyoruz. Bunun dışında ne söylersek söyleyelim Sayın Bahçeli’inin ilk başlarda tarif ettiği zemin de hukuka muhtaç bir zemindir. Ama bugün gelinen noktada da Cumhuriyet Halk Partisi kimin ne dediğinden bağımsız Kürt sorununu da kapsayacak büyük bir demokratikleşme paketi önermektedir. Bu sorun demokratik yollardan Meclis'te çözülmesi için elinden gelen katkıyı esirgemeyecektir. Onun dışındaki polemik alanları için de biz yokuz. Bunun dışında birileri bir sihirli değnek tarif ediyor. O sihirli değnek eliyle hiçbir şey yapmadan herşey hallolacak diye. Bu, ancak masallarda olur” diye ekledi.
Heyet, DEVA ile görüşmek için ayrıldı.