Gülser Yıldırım: İktidar halkların kanı üstünde oturuyor

  • 13:23 20 Mayıs 2021
  • Hukuk
 
ANKARA - Kobanê Siyasi Soykırım Davası’nda savunma yapan Gülser Yıldırım, "Özgürlük, barış ve demokrasi halklar içindir. İktidar ise çıkarları doğrultusunda hareket ediyor. Dün yoksulluktan geldik diyenler bugün halkların kanının üstüne oturuyor. Bunlar saltanatlarını sürdürüyor, bu hak ve adalet değildir. Bu hastalıklı bir zihniyettir. Biz de eşitlik, adalet, özgürlük için mücadele ediyoruz” dedi. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu 28’i tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Siyasi Soykırım Davası’nın 2'nci duruşması ikinci gününde savunmalarla devam ediyor. 
 
Gültan Kışanak'ın ardından HDP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Günay Kubilay, Zeynep Ölbeci ve HDP önceki dönem milletvekili Gülser Yıldırım savunmaları ile devam etti. 
 
'AYM herkesi uyardı'
 
Mahkemelerinin sadece bu kritik davalardaki AİHM kararlarını değil, AYM kararlarını da tanımadıklarını söyleyen Günay, "AYM herkesi uyardı; saray rejimin de bu uyarıyı yaptı. Anayasa’nın 2’nci maddesinde Türkiye Cumhuriyeti’nin bir hukuk devleti olduğu ifade edilmişti. Hukuk devleti bir retorikten ibaret değildir’ dedi. Yaptığınız şey burada koskocaman AİHM Büyük Dairesi’nin kararını uygulamıyorsunuz. AİHM kararını beğenmeyebilirsiniz,  iktidarın da hoşuna gitmiyor ama bunu uygulamak zorundasınız. Uygulamadığınızda anayasal suç işlemiş olursunuz. Şimdi sağlam Ağrı Dağı’na sırtınızı dayamış olabilirsiniz, size Zekeriya Öz’ü hatırlatayım. Altına zırhlı araç verilmişti. Siyaset arenası her zaman oynaktır. Biz 2013’ten itibaren AKP ile birlikte çözüm süreci yürüttük. Sırrı Süreyya Önder diyor ki; ‘Kobanê olayları olduğunda bakanın yanındaydım’ diyor. Şimdi neredeyiz, hapisteyiz. Türkiye’deki siyasi koşullar değişti, öküz öldü ortaklık bozuldu" dedi. 
 
‘Direktif almışsınız’
 
Günay daha sonra reddi hakim taleplerini sıraladı: “Reddi hakim gerekçelerim; Anayasaya  uymuyorsunuz, AİHM  kararlarına uymuyorsunuz  ama belli ki direktif almışsınız. Belli ki yönünüz siyasi iradeye dönmüş olabilir ama bunu yapacaksanız üzerinizdeki cübbeyi çıkarmak zorundasınız. Tutukluluğuma dair ise, HDP’nin  aynı zamanda kurucu üyelerden bir tanesiyim. İçine giren siyasi sürecin bilincinde olan bir sosyalistim. Bir yeni yaşamın inşası için uğraşıyoruz. Dosyayı eğer incelediyseniz benimle ilgili tek şey, HDP Merkez Yürütme Kurulu üyesi olarak bir çağrı yapmışız hepsi bu kadar. Bunun dışında dosyada olan şey 2009’da ‘Sosyalist demokrasi başka okul başka’ diyerek yazdığım bir dergi yasaklanmış. Aradan yıllar geçmiş ve bu dergi benim evimden çıkmış ve Parti'nin Sözcülüğünü yapmışım. Bunlar için mi tutuluyorum. Üstelik bu çağrı dediğiniz şey AİHM siyasi ifadeler sınırları içindedir diyor. Geçelim bunu bizim anayasamız ifade özgürlüğü kapsamına alıyor. Biz burada oyun oynamıyoruz.  Bizim hayatımız siyasi prestijimiz söz konusu.”
 
Salonda Kürtçe tercüman yok!
 
Ardından söz alan tutuklu siyasetçi Gülseren Yıldırım, reddi hakim taleplerini Kürtçe konuşarak yapacağını belirtti. Bunun üzerine mahkeme heyeti, "Siz devam edin tercüman yok sonra çözeriz siz konuşun" dedi.  
 
‘Kobanê davası değil Kürt halk siyasetinin engellenmesi davası'
 
Tercüman olmadığı için konuşmak istemediğini belirten Gülseren, 18 Mayıs'ta Selahattin Demirtaş'ın hukuki değerlendirme yaptığına atıfta bulunarak, "Mahkemenin hukuksuzluğunu dile getirdi. Onlara katılıyorum yine Yüksekdağ, mahkemenin kime hizmet ettiğine dair, HDP’nin neden engellendiğine dair değerlendirme yaptı. Politik, felsefi ve vicdani olarak ortaya koydu. Kobanê Davası diyorlar ama biz bunu kabul etmiyoruz. Bu Kürt halkının siyasetinin engellenmesinin davasıdır. Bu zulüm tek adam rejiminin zihniyetidir. İnkar üzerine kurulu bir zihniyet. Bu zihniyet devam ettikçe bu sorunlar da devam edecek.  Ahlak ve vicdan ve azıcık hakikat arayışı olan varsa mahkum ediliyor. Bugün başlayan bir durum değil, 100 yıllık tarih boyunca bu böyle devam etti.  AKP-MHP faşist ittifakı devam ediyor. Onlar bizi nasıl yargılayabilir? İnkar siyasetinin sözcüleri mi bizi yargılayacak? Bütün haklarımız ayaklar altına alınıyor. Bunlar ne dinde ne de imanda var. AKP dini kullanıyor, Müslümanız diyor. Ama bu kadar Müslümanlıkla alakası olmayan şeyler yapıyor. Ezelden beri Kürt halı üzerinde katliam yürütülüyor. Kürt halkı Müslüman değil mi?” şeklinde konuştu. 
 
Gülseren devamında şöyle konuştu: 
 
"HDP’nin ideolojisinde, fikrinde olduğum için bahtiyarım. İnsan sevgisi, doğa sevgisi, kadın hakları gibi bir ideolojiyi bana sevdirdiği için teşekkür ediyorum. Sevgili başkanım Figen Yüksekdağ Türk olmasına rağmen başkanımız oldu. Herkes inancı ile HDP çatısı altında birleşti ve herkes kendi inancını yaşattı. Bizi bir araya getiren bu inanç, bu ideoloji bu felsefedir. Bu tüm dünyadaki ezilen halkların hakkını savunuyor. HDP ile iktidar arasındaki farkın bilincinde olan kimin neyi hak ettiğini de bilecektir. 7 Haziran’da Türkiye ve Kürt halkı HDP’ye sahip çıktı. İktidarı korkutan ise halkların birlikteliği idi. Özgürlük, barış ve demokrasi halklar içindir. İktidar ise çıkarları doğrultusunda hareket ediyor. Dün yoksulluktan geldik diyenler bugün halkların kanının üstüne oturuyor. Bunlar saltanatlarını sürdürüyor, bu hak ve adalet değildir. Bu hastalıklı bir zihniyettir. Biz de eşitlik, adalet, özgürlük için mücadele ediyoruz. 
 
Bu mahkemenin hakikati yansıttığına inanmıyorum
 
İktidarı yaratanlar karşısında konuşuyorsak bu HDP fikriyatı sayesindedir. Bizi duvarlara hapsederek esir almak istiyorlar. İslamiyete o kadar bağlı olsalardı bunları yapmazlardı. Bu mudur inanç, bu mudur İslamiyet? Biz dürüst bir siyaset yürütüyoruz. Türkiye halkları için siyaset yürütüyoruz. Zalimler karşısında demokrasiyi savunuyoruz ve savunmaya da devam edeceğiz. Vicdani muhasebeni ver ve savunduğun şeyin neye karşı olduğunu söyle. Ben bu muhasebeye girince vicdan azabı çekebileceğim bir şey olmadığını görüyorum. Tüm muhalif kesimler iktidarın elinden çeken tüm kesimlere sahip çıkmamız gerekiyor. İnsani şeyleri yaşatmamız lazım. Halklar arasında kardeşliği oluşturmamız lazım savaşı değil. Bu topraklarda kadınlar katlediliyor. Limi insanların talimatları doğrultusunda gerçekleşiyor her şey. O nedenle de bu mahkemenin hakikat yansıttığına inanmıyorum. Kürt halkının düşmanlığı demokratik görülemez. Tüm arkadaşları saygıyla selamlıyorum. Bu mahkemeyi adil görmüyorum ve kabul etmiyorum.”
 
Kürtçe tercüman talebi
 
Gülser'in konuşmasının ardından söz alan avukatlar, "Gülser hanım sizi reddetti ama siz anlamadığınız, gerekçelerini duymadığınız bir duruma dair karar vereceksiniz. Bu nedenle öğleden sonra da Kürtçe konuşacak arkadaşlarımız var bu nedenle tercümanın bulundurulmasını istiyoruz" dedi. 
 
‘İŞİD’i savunan dosya hazırlanmış’
 
Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nden duruşmaya SEGBİS ile bağlanan Zeynep Ölbeci de Kürtçe konuştu.  Zeynep, “IŞİD’i savunan bir dosya hazırlanmış. Hukuka, insanlığa uygun bir şey yok. O nedenle de bu mahkemeyi kabul etmiyorum. Avukatım bunları ayrıntılı bir şekilde ortaya koyacaktır. Bütün deliller ANF’den toplanıp buraya sunulmuş. Heyetin bu dosyayı kabul etmesi ne kadar yanlı olduğunu gösteriyor. Bu nedenle mahkeme heyetini reddediyorum” diye belirtti. 
 
Mahkeme duruşmaya bir saat ara verdi.