‘Ayla Akat Ata dönemin mağduruyken bugün sanık konumunda'

  • 09:01 4 Mayıs 2021
  • Hukuk
 
Dilan Babat 
 
ANKARA - Geçtiğimiz günlerde ilk duruşması görülen ve 18 Mayıs tarihine ertelenen Kobanê Davası’na ilişkin konuşan avukat Şevin Kaya, müvekkili Ayla Akat Ata’nın 6-8 Ekim olaylarında Diyarbakır’da bir grup tarafından silahlı saldırıya maruz kaldığını hatırlattı. Şevin, “Müvekkilimiz o dönemin mağduru iken bugün sanık konumunda” dedi.      
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu 108 ismin yargılandığı Kobanê Davası, 26 Nisan tarihinde Sincan Cezaevi Yerleşkesinde görülmeye başlandı.  Kobanê Davası’ndan 17 kadın yargılanırken iddianamede yöneltilen suçlar ise siyasetçilerin katıldıkları basın açıklamaları, mitingler oldu. Kobanê Davası’nın görülen ilk duruşması 3 Mayıs tarihine ertelenirken,  pandemiden kaynaklı duruşma 18 Mayıs tarihine ertelendi.   
 
Sincan Cezaevi’nde tutulan siyasetçi Ayla Akat Ata’nın avukatı Şevin Kaya, duruşmaya dair izlenimlerini aktardı.   
 
‘Esas olan yüz yüzelik ilkesi’  
 
Duruşma öncesi dışarıda ve salonda önlemlerin alındığını söyleyen Şevin, sabah saatlerinde dışarıda büyük bir avukat yığılması olduğunu belirtti. Şevin, “Avukatlar saatlerce duruşmanın yapılacağı binanın kapısının önünde bekletildi. Duruşmanın yapılacağı salona girdiğimizde ise salonun dolduğu belirtildi. Salonun dışında kalan avukatlara ise, ‘eğer duruşmayı izlemek istiyorsanız aşağıda bir salon var orada izleyebilirsiniz’ denildi. Bizim bu tavrı kabul etmemiz mümkün değil, esas olan yüz yüzelik ilkesidir.  Avukatlar olarak bizlerde, ‘duruşma salona gireceğimizi ve salona girmeden duruşmanın başlamayacağını’ belirttik. İçerideki arkadaşlarımız ile irtibat kurduğumuzda arkadaşlarımız mahkeme başkanı ile bu duruma dair tartışma yürüttüklerini belirttiler. Dosyanın savunmasını yapacak arkadaşlarımız dahi duruşma salonunun dışında bırakıldı” dedi.    
 
‘Yaşanan hiçbir hukuksuzluk zapta geçilmedi’  
 
Dışarıda bekleyen avukatların salona alınması için içeride bulunan avukatların bu hukuksuzluğun duruşma zaptına geçilmesi için söz almak istediğini söyleyen Şevin, ancak mahkeme başkanının avukatlara söz vermediğine dikkat çekti.  Şevin, “Arkadaşlarımız muhatap alınmadı. Mahkeme başkanı ise umursamaz bir tavır içerisinde yaklaştı. Arkadaşlarımızın mahkeme başkanın tavrını protesto etmek için duruşma salonu terk etmelerine rağmen bu durum da zapta geçmedi. Avukatların durumu protesto etmek için dışarı çıktığı sırada, davada bulunan gazeteci ve milletvekili arkadaşlardan öğrendiğimiz kadarıyla mahkeme başkanı kimlik tespiti yapmaya başlamış. Tabi yargılanan müvekkillerimiz ise avukatları olmadan kimlik tespiti vermeyecekleri şeklinde bir beyanları oldu. Buna rağmen kendilerince kurdukları tiyatroda, kurguladıkları tüm aşamaları devam ettirdiler. Mahkeme başkanı müvekkillerimize, ‘kapı açık avukatlarınız gelebilir ama gelmiyorlar’ dediğini öğrendik. Bundan kaynaklı avukat arkadaşlarla duruşma salonuna girdik. Yaşanan tartışmaların ardından bütün avukat arkadaşlar içeriye alındı. Avukat arkadaşların içeriye girmesinin ardından, iddianame okunmaya başlandı” diye belirtti.    
 
‘Müvekkillerimize söz verilmedi’
 
Şevin devamında, kimlik tespiti ardından mahkeme başkanının iddianameyi okumaya geçtiğini, ve avukatların mahkeme başkanına, “usul itirazlar ve reddi hakim” nedenlerinin de yargılandığını kaydetti. Şevin, bu siyasetçilerin ise HDP geçmiş dönem Eş Genel Başkanlarından Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) geçmiş dönem Eş Genel Başkanı Sebat Tuncel olduğunu söyledi. Eş genel başkanların avukatları aracılığıyla mahkemeye beyanda bulunduklarını dile getiren Şevin, “Mahkeme ise bu karara, herhangi bir hüküm vermeden ‘yazılı yapabilirsiniz’ diye geçiştirerek, yargılanan müvekkillerimize söz vermedi. Müvekkillerimiz SEGBİS ile ısrarla söz almak istemelerine rağmen mahkeme başkanının tutumuna karşı üzerine ‘söz istiyoruz’ yazılı kağıtları SEGBİS’le göstermelerine rağmen SEGBİS’in sesi kapatılarak yargılamaya devam edildi. Bizler söz istememize rağmen söz vermeden iddianame okunmaya başlandı. Mahkemenin savunmayı ve yargılanan müvekkillerimizi yok sayan tavrıyla, duruşmayı devam ettirmemiz mümkün değildi.  Mahkeme başkanının tavrına karşı eğer orada oturmaya devam etseydik bu, yaşanan hukuksuzlukları meşrulaştırmak olacaktı. Duruşma salonunda, alkışlarla, masaya vurarak duruşmada yaşanan hukuksuzluğu protesto ettik” sözlerini kullandı. 
 
Reddi hakim talebinde bulundu
 
Ayla ve Sebahat’ın söz istemelerine rağmen, mahkeme başkanının görmezden gelen bir tavırla karşı karşıya kaldığını ifade eden Şevin, şöyle devam etti: Ayla Akat, yaşanan hukuksuzluğa karşı ayağa kalkarak, ‘böyle devam ederse duruşma salonundan ayrılmak istiyorum’ dedi. Sebahat Tuncel, ısrarla ‘yaptığınız hukuka aykırıdır’ dedi. SEGBİS ile katılan müvekkillerimizin bağlantıları kopartıldı ve iddianamenin okunduğunu dahi bilmiyorlardı. İddianame, üç saate okunarak, reddi hakim nedenlerinin taleplerinin olduğunu itiraz tabi olduğu için duruşmayı erteledi. Ama bizler, duruşma sonrasında duruşma tutanağında gördüğümüz kadarıyla tutukluluk incelemesi dahi yapılmamış. Bu da tamamıyla hukuka aykırı. CMK’da her duruşmada tutukluluk incelemesinin yapılması gerekiyor. Duruşmayı bir an önce bitirmek için yaptıkları hukuka aykırı durumları dahi fark edememişler. Davanın önceden 3 Mayıs’a ertelenmesi durumunda 7 günlük itiraz süresinin dahi bittiği gün değil. Reddedilmiş bir heyetin yargılama yapması yine hukuken mümkün değil. Reddi hakim talebinde bulunduktan sonra mahkeme iddianame okuma işlemi yapamaz. Mahkemeye ara verip yedi günlük itiraz sürecinin bekledikten sonra bir üst mahkemeye taşımak zorunda. Reddi hakim talebinde bulunan müvekkillerimiz, iddianamenin okunmasından önce elden vermesine rağmen mahkeme başkanı, talebi işleme dahi koymadı. Hukuka aykırılıklar silsilesi bütün dava boyunca devam etti.” 
 
‘Suç duyurusu araştırılmadı’ 
 
Ayla’nın Kobanê Davası’nda yargılanmaya nasıl dahil edildiği ve illiyet bağının nasıl kurulduğunun belli olmadığını kaydeden Şevin, Ayla hakkında yürütülen soruşturmada 2018 tarihinde bir müzekkerede, Ayla’nın “şüpheli” olarak dosyaya konulduğunu söyledi. Şevin, “Ayla Akat sadece HDP twettini rt yaptığı için dosyaya dahil edilmiş. Dosya kapsamında 2019’da ifadeleri alınan tanıklar var. Gizli tanıklardan biri, Ayla ile ilgili ifade veriyor. Yıllardır siyaset içerisinde aktif olan ve herkes tarafından bilinenleri söylemiş. Onun dışında bir bağı yok. Ayla Akat, 6-8 Ekim olaylarında Diyarbakır’da kimlerin olduğu tespit edilmeyen bir grup tarafından araç içerisinde saldırıya maruz kalmıştı. Ayla Akat o saldırıdan kurtulabiliyor. O dönemde mağdur iken, bugün sanık konumunda. Diyarbakır Emniyeti, ve Valisi ile görüşmeleri var. Onlar dahil oluyor ve Ayla Akat, durumun başka noktalara götürülmemesi için özellikle basına vermiyor. Olaydan bir ay sonra suç duyurusunda bulunuyor. Ayla’nın suç duyurusu ise herhangi bir araştırma yapılmadan ‘daimi arama kararı’ (yürütülen soruşturma neticesinde bazen şüphelilerin tespiti mümkün olmaması) verildi” diye belirtti. 
 
‘Mükerrer nedenlerle yargılama yapılıyor’ 
 
Şevin, Ayla’nın 6-8 ekim olaylarından dolayı gözaltına alınıp yargılanıyorsa, aynı dönem kendisine saldıranın  da kim ya da kimler tarafından yapıldığının araştırılması için taleplerini belirttiğini, ancak bu taleplerin  dikkate alınmadığını sözlerine ekledi. Şevin, “Dosyayı sunmamıza rağmen o tarihlerde şikayetleri belirttik. Aracıyla giderken yolu kesilen Ayla Akat Ata’nın milletvekili olduğu ve saldırganlar tarafından fark edilmiş. Bu nedenle hedef olmuş ve saldırıya uğramıştır” dedi. 
 
‘Ayla’nın kadın mücadelesi yargılanıyor’
 
Ayla’nın yürüttüğü kadın mücadelesinin hedef alındığını dile getiren Şevin, “Ayla Akat’ın yüzlerce dosyası var. Diyarbakır’da zaten yargılanması yapılıyordu. Bu dosya kapsamında mükerrer nedenlerle yargılama yapılıyor. Ayla Akat’a yöneltilen suçlar, yaptığı basın açıklamaları, yürütmüş olduğu kadın mücadelesine dönük söylemler, katılmış olduğu basın açıklamaları. Bir etkinlikte sadece bulunması bile suç olarak ele alınmış. Yürütmüş olduğu mücadele ilk defa hedef alınmıyor. Bunları söylememize rağmen söylemlerimiz dinlenilmedi” diye konuştu.