Kobanê Davası: Engizisyon mahkemelerini anımsattı

  • 09:05 27 Nisan 2021
  • Hukuk
Öznur Değer
 
ANKARA - Kobanê Davası’nı takip eden kadınlar, davanın hukuki temellere dayanmadığını belirterek, dava üzerinden demokrasi ve özgürlük mücadelesinin mahkum edilmek istendiğine işaret etti. HDP’li Tülay Hatimoğulları, yargılamanın “engizisyon mahkemelerini anımsattığına” dikkat çekti.
 
Aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ile Selahattin Demirtaş’ın da bulunduğu 28’i tutuklu olmak üzere 108 ismin yargılandığı Kobanê Davası çok sayıda siyasetçi, sivil toplum örgütü temsilcisi, yabancı heyetler ve gazetecilerin katılımıyla dün Sincan Cezaevi Kampüsü’nde başladı.
 
Davanın daha ilk dakikalarında tartışma ve tepkiler başlarken, heyet başkanının dışarıda bekleyen yüze yakın avukatı içeri almaması duruşma salonundaki katılımcılar ve yargılanan siyasetçiler tarafından protesto edildi. Davayı takip eden avukat ve katılımcılar, davanın hukuksuz bir şekilde yürütüldüğünü vurguluyor.
 
Davayı takip eden Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Canan Yüce, HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları ile Figen Yüksekdağ’ın avukatı Ezgi Güngördü, duruşmanın ilk gününü değerlendirdi.
 
‘Dava engellemelerle başladı’
 
Davayı eleştiren SYKP Eş Genel Başkanı Canan Yüce, yargılanan bütün arkadaşlarının yaptığı tek şeyin HDP üyesi olmak, demokrasi ve özgürlüğü savunmak, kadın mücadelesi yürütmek olduğunu ifade etti.  Canan, yalan bilgi ile donatılmış bir iddianame ile karşı karşıya olduklarını vurgulayarak, davanın ilk gününde gerçekleşen katılıma dikkat çekti.  Davanın engellemelerle başladığına değinen Canan, “Ne yazık ki kapıda ilk önce basın mensuplarının engellendiği, açıklama yapılmasına dahi izin verilmemesi gerçeklerinin saplanması üzerinden bir başlangıç oldu diyebiliriz. İçeride de bu sürdü. Keza 300’ü aşkın kolluk kuvveti salonu doldurmuşken, avukatların ‘yer yok’ gerekçesiyle içeri alınmaması ve mahkeme başkanının büyük bir ısrarla ‘Yer var siz girmiyorsunuz’ demesi, ‘SEGBİS ile bağlanın, herkesin burada olması gerekmiyor’ demesi üstten, hukuku yok sayan, savunmayı yok sayan bir yaklaşımdır” sözlerine yer verdi.
 
‘Elbette gerçek açığa çıkacak’
 
Heyetin duruşmaya iddianameyi kabul ederek başladığının altını çizen Canan, iddianamenin kumpas ve asılsız bir iddianame olduğuna işaret etti. Buradan da davanın talimatla başladığını ifade eden Canan, iktidarın HDP’yi kriminalize etmek, HDP’yi bu dava üzerinden mahkum etmek, barış, demokrasi ve özgürlük mücadelesini mahkum etmek istediğini bir kez daha gördüklerini belirtti. Bundan sonraki süreçte savunmanın gerektiği şekilde olmasını dilediklerini sözlerine ekleyen Canan,  “Ancak biliyoruz ki hukuk işlemiyor. Biz topluma karşı, halka karşı sorumluyuz. Biliyoruz ki haklıyız. Bugün olmasa, yarın olmasa elbette bu gerçeğin açığa çıkacağını biliyoruz” dedi.
 
‘HDP yargılıyor’
 
HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, izledikleri Kobanê Duruşması’nın, engizisyon mahkemelerini anımsattığını kaydetti. Hak ve hukukun olmadığına dikkat çeken Tülay, avukatların tamamının salona alınmadığı bir mahkemenin gerçekleştiğini aktardı. Bunun, bu davanın tamamen siyasi bir dava olduğunu açığa çıkardığını dile getiren Tülay, “Bunun bir hukuk davası olmadığını bizlere bir kere daha bu mahkeme ortamında, tıpkı sıkıyönetim mahkemelerinden daha beter uygulamalarla göstermiş oldular. Bunu asla kabul etmeyeceğiz. HDP yargılanamaz, HDP kendisi yargılamaktadır” ifadelerini kullandı.
 
‘Adil yargılama olamayacağını söyleyerek dışarı çıktık’
 
Figen Yüksekdağ’ın avukatı Ezgi Güngördü ise duruşma salonunda bulunan yaklaşık 100 arkadaşlarının yanı sıra bir o kadar da içeri alınmayan arkadaşlarının olduğunu söyledi. Duruşma öncesinde heyet başkanı ile yaptıkları görüşmelerde, mahkeme başkanının bir engelleme olmayacağını belirttiğini ifade eden Ezgi, “Bize ne avukatlar yönünden ne de basın yönünden bir engellemeyle karşılaşmayacağımızı söylemişti. Ama duruşmaya girdiğimizde 100’den fazla avukat arkadaşımızın dışarıda kaldığını söyledik, itirazlarımızı dile getirdik. Ancak hakim bu itirazlarımızı değerlendirmeksizin kimlik tespitine başladı. CMK ilgili maddeleri gereğince avukatları olmadan kimlik tespiti yapamayacaklarını söyledik. Ancak bizi dinlemedi ve kale almayacağını açıkça beyan etmiş oldu. Bu şekilde bir yargılamanın adil yargılama kapsamında olamayacağını söyleyerek dışarı çıktık. Daha sonra arkadaşlarımız iddianamenin okutulmak üzere olduğunu söylediler ve hakimin ısrarla ‘Avukatlara kapımız açık isterlerse gelirler’ dediğini söyledi. Aynı zamanda Sayın Figen Yüksekdağ’ın SEGBİS’te konuşması sırasında SEGBİS sisteminin sesinin kapatıldığını öğrendik. Bunun üzerine duruşma salonuna tekrar girdik. Ancak aynı muameleyle tekrar karşılaştık” dedi.