10 Ekim davası: Yargıçları ifşa edeceğiz

  • 09:35 11 Mart 2021
  • Hukuk
ANKARA - Ankara Gar katliamının görülen duruşmasında mahkeme başkanının “Adalet istiyoruz” diyen bir aileyi salondan çıkarmak istemesine tepki gösteren avukat Senem Doğanoğlu, “Bu dava 10 Ekim Ankara Katliamı Davası. 103 insanın öldürüldüğü, yüzlerce insanın yaralandığı, milyonlarca insanın tanıklık ettiği bir dava. Heyetin neyi yargıladığını anlaması gerekiyor” dedi.
 
DAİŞ’in, 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Garı’nda binlerce insanın katıldığı Barış ve Demokrasi Mitingi’ne yönelik düzenlediği saldırıda 103 kişi yaşamını yitirmiş, binlerce kişi ise yaralanmıştı. Yaşamını yitiren ailelerin kurduğu 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği ise yaşamını yitirenler anısına her ayın 10’unda katledildikleri yerde anma etkinliği düzenliyor.
 
Firari sanıklar ve insanlığa karşı suçtan yargılanan sanık Erman Ekici yönünden devam eden davanın 9’uncu duruşması, Ankara Adliyesi 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görüldü. Duruşmada dinlenen tanık Büşra Şahin’in ifadesine müdahalede bulunan ve tanıklık etmesinin önünü almak isteyen sanık avukatına katılımcı ailelerin tepki göstermesi sonucu duruşma salonunda mahkeme heyeti ile müdafi aileler arasında tartışma başladı. Katliamda çocuğunu yitirmiş bir babanın “Adalet istiyoruz” demesini kendisine hakaret sayan heyet başkanı ise duruşma salonunu terk ederek davayı erteledi.
 
Önceki duruşmada, heyet başkanın Yargıtay’a terfi etmesi dolayısıyla heyetin değişmesi ve yeni heyetin tutumu tartışma konusu oldu. Davaya katılan aile, avukat, milletvekilleri ve demokratik kitle örgütleri heyetin tutumuna tepki gösterirken, dava avukatlarından Senem Doğanoğlu konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
 
‘Davanın sahibi yeni gelen heyet değil biziz’
 
Davanın 9’uncu celsesinin görüldüğünü ancak yaklaşık 60 celseyi önceki dosyalarda yürüttüklerini dile getiren Senem, heyetin bu tutumunun hukuken izah edilebilir bir tarafının olmadığına işaret etti. Duruşmada, DAİŞ’li bir tanığın sorgusu varken, usule aykırı olarak tanığın sorgusunu bölen bir biçimde, sanık Erman Ekici’nin avukatının müdahaleleriyle karşılaştıklarını kaydeden Senem, bunların geçiştirilebilir şeylerken mahkeme başkanının dinamiği yükselttiğini ifade etti. Yükselen dinamik üzerine katılımcı ailelerden birinin ‘Adalet istiyoruz’ dediğini belirten Senem, “Adalet istiyoruz dışında başka bir teması olmayan bir yargılama yapıyoruz. Mahkeme başkanı, ailenin duruşmanın düzenini bozduğu iddiasıyla salonu terk etti. Bütün heyet bunu yaptı. Bu davanın sahibi yeni gelen heyet değil, ailelerdir, biziz. Mahkeme başkanı bu konudaki ısrarı gereği duruşmayı erteledi. Hukuken bunun bir karşılığı yok” sözleriyle tepkisini dile getirdi.  
 
‘Katliama maruz kalan insanların dokunulmazlığı vardır’
 
Duruşma düzenini sanık avukatı ile mahkeme başkanının bozduğunu aktaran Senem, mahkeme başkanının adalet talebine karşılık duruşmayı ortadan kaldırdığını sözlerine ekledi. Bu davanın sıradan bir dava olmadığının altını çizen Senem, “Yeni gelen bir mahkeme başkanının duruşma düzenini bozmadığı aşikar olan bir eylem nedeniyle duruşma düzeninin bozulduğunu iddia ederek, salonu terk etmesi, yargı görevini bırakması beklenebilir bir şey değil. Bu dava 10 Ekim Ankara Katliamı Davası. 103 insanın öldürüldüğü, yüzlerce insanın yaralandığı, milyonlarca insanın tanıklık ettiği bir dava. İnsanlığa karşı suç dediğimiz suç tipi ilk defa bu yargılama ile gündemde ve bunun üzerinden yargılama yürütülüyor. Bütün bu katliama maruz kalan insanların dokunulmazlığı vardır. Heyetin bunu görmek konusunda görevlendirilip görevlendirilmediklerini bilmiyoruz henüz. Belli ki tüm heyet böyle davranarak bir yerde pozisyon aldırttı ve İŞİD’li bir tanığın ifadesine müdahale etti” ifadelerini kullandı.
 
‘Heyetin neyi yargıladığını anlaması gerekiyor’
 
“Bu dava biz bitti demeden bitmeyecek” diyerek heyetin tutumuna tepki gösteren Senem, heyetlerin gidebileceğini ancak kendilerinin kalacağını kaydetti. Bütün sanıkların insanlığa karşı suçtan yargılanıncaya kadar burada olacaklarına vurgu yapan Senem, heyetin de böyle devam edemeyeceğini çok net anlaması gerektiğini söyledi. Senem,  Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nin özel olarak Gar Katliamı ve birkaç dosya ile görevlendirilen bir heyet olduğuna işaret ederek, birkaç dosyanın bitmesinin ardından kendi dosyalarına bakan heyetin de dağıtılabilir görüldüğünü belirtti. Yeni gelen heyetin ceza hukuku konusunda bilgi, yetenek ve deneyime dair bilgisinin olmadığına dikkat çeken Senem, “Bu tip davalarda zaman aşımına düşecek. Firari sanıkların olduğu davalarda genel olarak ‘yakalama kararının beklenilmesine’ denilip kapatılır. Sivas, Madımak gibi katliamlar da böyle oldu. Muhtemelen bu heyet de bunun için görevlendirildi. Öyle bir plan var ama biz buna müsaade edecek durumda değiliz.  Daha toplanacak çok delil var, daha İŞİD eylemlerine devam ediyor. Daha yeni Ezîdî bir kız çocuğu, Ankara’nın göbeğinde İŞİD’lilerin elinden alındı. Bugün dinlenen tanığın dahil olduğu grubun içinden olan bir İŞİD’li bu. Heyetin neyi yargıladığını anlaması gerekiyor” şeklinde konuştu.
 
‘Yargıçların ifşasını yapacağız’
 
Senem, CMK’ya atıfla itirazlarını yaptıklarını belirterek, heyetin CMK’dan da bihaber olduklarına dikkat çekti. Bundan sonrasında da öncesinde olduğu gibi davayı topluca yürüteceklerini sözlerine ekleyen Senem,  inat ve öfkelerinin devam ettiğine işaret etti. Heyette yer alan yargıçlar yönünde bir ret sürecinin olup olmayacağını tartıştıklarını kaydeden Senem sözlerini şöyle sürdürdü: “Her koşulda Ankara Adli Yargı Komisyonu’na başvuracağız. Bu yargıçların bu eylemlerinin bir şekilde ifşasını yapacağız. Önümüzde takriben 8 gün var ama hukuki tüm girişimlerde bulunacağız. 2016 Kasım’ında ilk duruşma başladı ve o günden bu yana hiçbir şey kaybetmedik. Biz onlara güç verdik, onlar her zaman bize güç verdi. Dünyada sanıyorum ki insanlığa karşı suça maruz kaldığını söyleyen, bunu anlamlandıran ve bu konuda talepte bulunan başka bir katliam mağduru yok. Dolayısıyla bu anlamda çok özel bir yargılama yaşıyoruz. 19 Mart’taki duruşma için bize iki salon verilmiş durumda. İki salonu da hınca hınç doldurmaya devam etmek durumundayız.”