
10 Ekim Katliamı davasında mahkeme başkanı salonu terk etti
- 16:10 10 Mart 2021
- Hukuk
ANKARA - Ankara Gar Katliamı’nın 9’uncu duruşmasında mahkeme başkanı duruşma salonunu terk ederken dava, 19 Mart’a ertelendi. Dava sonrası adliye önünde yapılan açıklamada konuşan 10 Ekim Der Başkanı Mehtap Coşgun, mahkeme başkanının tutumuna tepki gösterdi.
Ankara'da Gar Meydanı’nda 10 Ekim 2015 tarihinde DAİŞ tarafından yapılan katliama ilişkin açılan ve sonrasında firari sanıklar yönünden tefrik edilen davanın 9’uncu duruşması Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Anma ile duruşma aynı saatte
Katliamın ardından, patlamada yakınlarını kaybedenler tarafından kurulan 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği her ayın 10’unda katliamda yaşamını yitirenler anısına katledildikleri yerde anma gerçekleştiriyor. Duruşma saatinin anma saatine denk gelmesi ise aileler tarafından tepki ile karşılandı. Aileler anma etkinliklerinin ardından duruşmaya katıldı. Duruşmaya çok sayıda avukatın yanı sıra milletvekilleri ile çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi katıldı. Duruşmayı birçok gazeteci takip etti.
"İnsanlığa karşı suç" kapsamında tutuklu yargılanan fail Erman Ekici ise duruşmaya tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Duruşma kimlik tespiti ile başladı. Ardından tanık Büşra Şahin dinlendi. Sanıkları tanımadığını ifade eden Büşra, yalnızca Muhammet Zana Alkan’ı tanıdığını kaydetti. Büşra, 2014 yılında evli olduğu Mustafa Deniz Şahin tarafından zorla Suriye'ye götürüldüğünü ve o ölünce ablasının eşi Emrah Şimşek tarafından Muhammed Zana Alkan ile evlendirildiğini söyledi.
Roj Kampı’ndan Türkiye’ye geçti
Tanık, devamında şöyle dedi: “Ben bu olay hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Ben zorla evlendirildim. Bir yıl sonra da bu kişi vefat etti. 2014’te Mustafa Deniz Şahin ile görücü usulü evlendim. 3 ay sonra Suriye’ye götürdü beni. 3 sene kaldım. Ablam da oradaydı. Ablam hastaydı orada ona bakıyordum ve evden pek çıkmıyordum. Ablam vefat edince onun 3 çocuğu ile kendi çocuğumu alıp Türkiye’ye geldim. Mustafa Deniz Şahin, 2015 Ocak ayında öldü. Çatışmada öldü. O ölünce ablamın eşi Emrah Şimşek beni Muhammed Zana Alkan ile evlendirdi. O da 2017’de öldü. Ablamın eşi Emrah Şimşek de orada vefat etti. Erman Ekinci’yi tanımıyorum. Orada kimseyi tanımıyorum. El-Bab’taydım. Tabka’ya geçtim sonra. Çoğunlukla evdeydim. Ablamın evindeydim. Ablam dışında kimsem yoktu. Türkiye’den Antep üzeri Suriye’ye geçtim. Çocukları aldıktan sonra kaçakçı ile irtibata geçip Irak Konsolosluğu’na başvurdum. Oradan Türkiye ile iletişime geçip geldim. Pasaportsuz geldim. Habur Sınır Kapısı’ndan geldim. Uçakla Şırnak’tan Ankara’ya geldim. Eşim beni Kobanê’ye götürdü. 3 ay sonra da öldü. Savaşa gitti. Telefon kullanmıyordum. Yaşadığımı birkaç defa Türkiye’deki aileme telefon üzeri iletmiştim. En son Roj Kampı’nda bulunuyordum. Buradan Türkiye’ye geçtim.”
Avukatlardan Senem Doğanoğlu çelişkiler üzerine tanığa sorular sordu. Senem, tanığa önceki ifadesinde Kilis’ten Suriye’ye Selami Sertaç tarafından geçtiğini beyan ettiğini hatırlattı. Tanık Büşra ise ablası ve eniştesi tarafından götürüldüğünü kaydetti. Tanık evli olduğu erkek tarafından sınırdan kaçakçılık yoluyla Suriye’ye geçtiğini öne sürdü.
Sanık avukatı, avukatların soru sormasının önünü alarak, heyetten tanığın dinlenmesinin sona erdirmesini talep etti. Buna itiraz eden müdafi avukatları ile aileler tepki gösterdi.
Müşteki avukatlarından Sanem’in söylediği isimleri tanımadığını kaydeden tanık, gösterilen fotoğrafları da teşhis edemedi.
Başkan salonu terk etti
Ailelerden birinin “Adalet istiyoruz” demesi üzerine mahkeme başkanı kişiyi salondan çıkartmak istedi. Bunun üzerine salonda kargaşa çıktı. Katılımcılar, heyet başkanını alkışla protesto etti. Heyet başkanı, tepkiler üzerine salonu terk etti.
Salona geri dönen mahkeme başkanı, ailenin duruşma salonunu terk etmesini, aksi halde duruşmaya devam etmeyeceğini belirtti.
Heyete tepki gösterildi
Duruma tepki gösteren ve bu tutumun yasal olmadığını belirten avukatların yanı sıra CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrukulu, “Bir vahşetin yargılaması yapılıyor burada. Gerginliğe gerek yok. İnatla yargılama olmaz. Müştekilerle inatlaşmak doğru değildir. Yargılamanın ertelenmesine gerek yok. Yapacağınız işlem hukuka aykırı olur” derken HDP Ankara Milletvekili Filiz Keresteciğolu ise “35 yıllık avukatım böyle bir yargılama görmedim” sözleriyle duruma tepki gösterdi.
Başkandan katılımcılara tehdit
İddia makamı mütalaa vermezken, dava 19 Mart’a ertelendi. Mahkeme heyeti ayrıca tanığın gelecek celse mahkemede hazır bulunmasına karar verdi.
Kararın ardından katılımcılar, heyetin tutumunu alkış, ıslık ve “katil devlet” sloganlarıyla protesto etti.
‘Seyircisi yoktur’
Duruşmanın ardından adliye önünde basın açıklaması gerçekleştirildi. Açıklamada konuşan 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği Başkanı Mehtap Sakinci Coşgun, bugün hiç olmadığı kadar dayanışma duygusuyla duruşma salonunu doldurduklarını söyledi. Heyetin tutumuna tepki gösteren Mehtap, “Yargılama bugün başlamış gibi, ilk gün yaşadığımız duygulara geri döndük. Duruşma salonunda seyirci yoktur. Duruşma salonlarını biz yakınlarını kaybeden aileler, ruhen ve bedenen yara alanlar takip etmektedir. Hiç kimsenin seyircisi olmadığı bizatihi katılımcı olduğu tek davadır bu dava” sözlerine yer verdi.
‘Büyük bir haksızlık’
Müştekilerden birinin “Adalet istiyoruz” dediği için salondan çıkarılmak istendiğini anımsatan Mehtap, bu zamana kadar hiçbir yargılamada, böyle bir şeyin yaşanmadığını vurgulayarak, “Bu yapılan şey, katliamda hayatını kaybedenler, ruhen ve bedenen yara alan bizlere ve ailelere büyük bir haksızlık. Mahkeme başkanının o gitmezse ben gelmem deyişini sizlerin takdirine bırakıyoruz. Biz gitmiyoruz. Duruşmalara devam ediyoruz. Bizsiz bir yargılamanın sonuçlarını düşünmek bile istemiyoruz” dedi.
‘Gerçekleri yok etmek istiyorsunuz’
Ardından konuşan dava avukatı İlke Işık ise yaşadıkları durumunun "akıl almaz" olduğunu söyleyerek, “103 insanı kaybettik ve 697 katılanı var bu davanın. 5 buçuk yıldır ülkenin en büyük katliamının aydınlatılmasını istiyoruz. Adaleti gizlemek, gerçekleri yok etmek istiyorsunuz. Biz 5 buçuk yıldır azalmadık. Bir araya gelmekten vazgeçmeyeceğiz. Adalet demekten asla vazgeçmeyeceğiz. Bunları yaparak bizleri vazgeçireceklerini sanıyorlarsa yanılıyorlar" ifadelerini kullandı.
Açıklama “Gün gelecek devran dönecek katiller halka hesap verecek” sloganı ile son buldu.