Polisten şiddet gören kadına: Şikayet ettikçe sonuç alamayacaksın

  • 13:15 1 Mart 2021
  • Hukuk
 
DİYARBAKIR - Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi, kendilerine başvuruda bulunan bir kadının Mehmet Doğan adlı erkek tarafından rahatsız edildiğini, ölümle karşı karşıya olduğunu söyledi. Merkez, polislerin kadına “Sen şikâyet ettikçe sonuç alamayacaksın” dediğini aktardı.
 
Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi kendilerine başvuruda bulunan ve davalarını takip ettikleri kadınların yaşadıkları sorunlara ilişkin yargı organları ve idarenin tutumuyla ilgili kamuoyuna bilgi vermek amacıyla Diyarbakır Adliyesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi avukatları ve Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) katıldı. Açıklamayı Kadın Hakları Komisyonu üyesi avukat Öykü Çakmak okudu.
 
‘Her yeni güne kadın cinayeti ile uyanıyoruz’
 
Her yeni güne kadın katliamları ile başlandığını belirten Öykü, ülkede kadınların, her gün erkeklerin fail olduğu katliamlarla hayattan koparıldığını kaydetti. Öykü, 2020 yılında Bianet’in erkek şiddeti çetelesine göre; en az 284 kadının erkekler tarafından katledildiğine, katledildikten sonra da üzüntülerini ifade edenlerin kadınları yaşatmak için sorumluluklarını yerine getirmediğine dikkat çekti. Öykü, “Bugün hala hayatta olan ve gördükleri şiddet nedeniyle her gün karakolların ve adliyelerin yollarını aşındıran kadınlar için gerekli koruma mekanizmalarının uygulanmalıdır. Bu cinayetleri durdurabilecekken, merkezimize gelen başvurular ve vekilliğini yaptığımız kadınların dosyalarından biliyoruz ki kadınların ihtiyacı olan tedbirler alınmamaktadır” dedi.
 
‘Yükümlülük etkin bir şekilde uygulanmıyor’
 
Öykü, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi Kanunu’nda düzenlenen “şiddeti önleme”, “mağduru koruma”, “faili cezalandırma” ve “şiddetle mücadelede etkin mekanizmalar oluşturma” yükümlülüklerini etkin bir şekilde uygulamaktan imtina edildiğini ifade etti. Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi’ne başvuru yapan ve davalarını takip ettikleri kadınların yaşadığı sorunlara değinen Öykü, “Yargı organları ve idarenin tutumu ile ilgili kamuoyuna bilgi vermek istiyoruz. Yaşamak isteyen bir kadının ‘imdat’ çağrısını son çare olarak buradan duyuruyoruz. Ve biliyoruz ki şiddete maruz kalıp ‘hayatta kalmak’ için her kapıyı çalan tüm kadınlar, benzer ayrımcı pasifliğe maruz kalmaktadır” şeklinde konuştu.
 
‘Fail hakkında 20’den fazla şikâyet var’
 
Öykü merkezlerine başvuran kadının yaşadıklarını şu sözlerle paylaştı: “Merkezimize başvuran kadın müvekkilimiz, imam nikâhıyla evli olduğu ve bu evlilikten 2 müşterek çocukları olan Mehmet Doğan’dan maruz kaldığı sistematik şiddet nedeniyle 2 yıl önce ayrılmıştır. Ancak fail bu ayrılığı kabul etmeyerek müvekkilimize karşı fiziksel, sözel ve psikolojik şiddet uygulamakta, ısrarla takip etmekte ve can güvenliğini tehdit etmektedir. Müvekkilimiz her geçen gün daha da derinleşen bu şiddet sarmalına karşı 2 yıldır çocukları ile birlikte hukuk mücadelesi vermektedir. Fail erkek tarafından gerçekleştirilen 20’den fazla tehdit, hakaret, kişilerin huzur ve sükûnunu bozma, ısrarlı takip suçlarından yapılan şikâyetler neticesinde birden çok mahkemede failin yargılaması devam etmektedir.
 
Hukuk kararları erkeğe güç veriyor
 
Failin sistematik şiddetinin, eziyet suçu kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Devam eden soruşturma ve kovuşturma dosyalarının hiçbirinde fail erkek hakkında yakalama, gözaltına alma, tutuklama, ev hapsi, elektronik kelepçe gibi koruma tedbirleri tüm taleplerimize rağmen uygulanmamıştır. Son iki yılda müvekkilimiz için 6284 sayılı yasa kapsamında 4 ayrı tedbir kararı almış olmamıza rağmen, fail Mehmet Doğan tarafından sayısız kez bu tedbir kararları ihlal edilmiştir. Tedbir kararlarının erkek tarafından ihlal edilmesi nedeniyle yaptığımız 30’dan fazla başvurunun bir kısmı hakkında hakimlikçe, ‘mağdurun soyut beyanı dışında tedbir kararının ihlal edildiğine dair bir delil bulunmadığından zorlama hapsi talebinin reddine’ şeklinde karar verilmiştir. 6284 sayılı Kanun’ un açık düzenlemesine rağmen, hakimlikçe gerekli tahkikat yapılmadan fail hakkında tazyik hapsi talebimizin reddedilmesi, 2 yıldır devam eden sistematik şiddeti, müvekkilin maruz kaldığı eziyeti görmek istemeyen haksız ve hukuka aykırı bir karar olup, erkeğe güç vermektedir.
 
Müvekkili işten çıkarmış
 
Son 1 ay içinde fail Mehmet Doğan, müşterek çocuklarla kurduğu kişisel ilişkiyi de bahane ederek, müvekkile yönelik ısrarlı takibini, ısrarlı aramalarını ve mesaj gönderme yoğunluğunu arttırmıştır. Özellikle müvekkilin yaşadığı evin ve çalıştığı iş yerinin fail tarafından tespit edilmesinin ardından, müvekkil neredeyse her gün failin taciz ve takibine maruz kalmıştır. Oysa Türkiye’nin taraf olduğu İstanbul Sözleşmesi’ne göre failin, çocuklar üzerinden şiddet mağduruna ulaşmaması için gerekli tedbirlerin alınması gerekirken, bu tedbirler alınmamıştır. Son 1 aylık süreçte müvekkil, Mehmet Doğan tarafından en az 4 kez kaçırılmakla ve ölümle tehdit etmiştir. Söz konusu suçlarla ilgili olarak da suç duyurusu yapılmıştır. Ancak savcılıkça bu suçlar yönünden de hiçbir koruma tedbirine başvurulmamıştır. Son olarak fail 26 Şubat tarihinde müvekkilin çalıştığı işyerine gidip işvereni ile görüşerek, müvekkilin işten çıkarılmasını sağlamıştır.
 
Polis bu memleketi terk et demiş
 
Giderek artan ölüm tehditleri ve can güvenliği riski nedeniyle Diyarbakır Valiliği’nden talep ettiğimiz yakın koruma taleplerinden olumlu sonuç alınamamıştır. Ayrıca müvekkilimizin can güvenliği riskinin yoğunlaşması sebebi ile Diyarbakır Valiliği ile görüşme yapmak için 24 ve 25 Şubat tarihlerinde talep ettiğimiz randevu; Valilik sekretaryası tarafından ‘karakol ile görüşsünler’ denilerek reddedilmiştir. Oysa müvekkilin defalarca karakola yapmış olduğu başvurular kolluk tarafından ‘evine git, sen yine mi geldin, bu memleketi terk et, sen şikâyet ettikçe sonuç alamayacaksın, bu adamdan ne istiyorsun, adam iş yerine gelip gitmiş sana hiçbir şey yapmamış’ denilerek ciddiye alınmamış. Müvekkilin can güvenliği için gerekli işlemler yapılmayarak ölüm tehditleri ile baş başa bırakılmıştır.”
 
‘Her kadının faili adli ve idari merciler olacaktır’
 
Ülkede hayatta kalmak için meşru müdafaa haklarını kullanan kadınların tutuklu yargılandığını vurgulayan Öykü, “Cinsel saldırıya uğrayan kadınlara ‘o eve gitmeseydin, o arabaya binmeseydin, o kıyafeti giymeseydin’ diye mahkûm edilmektedir. Çıplak aramaya maruz kalan kadınların ahlakı sorgulanmakta, Las Tesis eylemlerine katılan kadınlar yargılanmaktadır. Ayrıca ‘Gülistan Doku nerede’ diye soran kadınlara bu eylemdeki amaçlarının ne olduğu sorulmakta, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinliklerine katılan kadınlara eyleme neden katıldıkları sorulmaktadır. Kadınlara ve çocuklarına sosyal ve ekonomik destek sunulmalı, kadınların şiddete ilişkin şikâyetlerini ‘aile içinde hallolunması gereken mahrem/özel konular’ olarak değerlendirmeyi bırakmalıdır. Kadınlara yönelik sistematik şiddet dosyaları bir bütün olarak değerlendirilmeli ve eziyet suçunu oluşturduğu gözetilmeli, cezasızlık politikasına son verilerek kadınların adalete erişimi önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır. Aksi halde müvekkilimiz dahil öldürülen ve şiddete uğramaya devam eden her kadının faili adli ve idari mercilerdir” sözlerine yer verdi.