
Sezay’ın ölümüne ilişkin delil çok ilerleme yok
- 09:05 28 Şubat 2021
- Hukuk
Habibe Eren
ANKARA - Sezay Koçak’ın şüpheli ölümüne ilişkin yürütülen soruşturmada 6 aydır gizlilik kararının kaldırılmamış olmasını eleştiren Sezay’ın kardeşi Neveser Özyalçın, kardeşinin telefon hattını baş şüpheli Ali Özahi’nin açtırarak kullandığı bilgisini paylaşarak, “Biz ilgili mercilere defalarca bunu söyledik. Tanıdık bir telefoncuya gittikleri takdirde iCloud şifresinin bilinmesi durumunda telefondaki tüm bilgiler silinebilir” dedi.
Gaziantep’te 3 Eylül 2020 tarihinde evli olduğu Ali Özahi ile tartıştıktan sonra şüpheli bir şekilde evinin balkonundan düşerek hayatını kaybeden Sezay Koçak Özahi’nin ölümüne ilişkin yürütülen soruşturma 6 aydır sürüyor. En son dosyaya giren yeni görgü tanıklarının ifadeleri çerçevesinde ‘cinayet’ şüphesi üzerinden devam eden soruşturma, ifadeler ve toplanan deliller doğrultusunda genişletildi.
Genel soruşturma bürosundan alınarak, cinayet büro savcılığına devredilen dosyada soruşturma savcılık tarafından yürütülüyor. Sezay’ın ölümünün aydınlatılması noktasında kritik öneme sahip olan detaylı otopsi raporuyla Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nde incelenen Sezay’a ait telefonunun inceleme raporunun bu ay içinde dosyaya eklenmesi bekleniyor.
‘Sezay’ın telefon hattını kullanıyor, deliller yok edilebilir’
Ajansımıza konuşan Sezay’ın kardeşi Neveser Özyalçın, yeni bilgiler aktardı. Baş şüpheli Ali Özahi’nin, Sezay’ın telefon hattını kullandığını söyleyen Neveser, söz konusu telefon hattı üzerinden whatsap dahi, mesajlarının tümünün silinebildiğine dikkati çekerek, “Biz ilgili mercilere defalarca bunu söyledik. Tanıdık bir telefoncuya gittikleri takdirde iCloud şifresinin bilinmesi durumunda telefondaki tüm bilgiler silinebilir. Bu ne demek oluyor? Hala bir telefonun peşine düşüyoruz. Şüpheli, ölmüş bir insanın telefon hattını açtırıp farklı bir paket yapıp kullanabiliyorsa çok ciddi korkuları vardır, onları yok etmeye çalışıyordur. Bu insan bunu niye yapar? Bu konuda ne gerekiyorsa yapacağım ve suç duyurusunda bulunacağım” diye aktardı.
‘İfade verecek insanlara gözdağı veriyorlar’
Soruşturmada gizlilik kararı olduğunu kendilerinin de bu noktada fazla bilgilerinin olmadığını dile getiren Neveser, “Antep Başsavcımız değişti, değiştikten sonra Cinayet Büro ve Siber Suçlar Bürosu’nu kaldırdı. Kalkmasına rağmen bizim dosyanın hala cinayet büroda ve ağır ceza savcısında devam ettiğini duydum. Baş şüphelinin ‘kasten öldürme’ suçundan yargılandığını söylediler, kesinlikle intihar şüphesi yok. Ancak tutuksuz yargılanıyor. Bir de şöyle bir durum var: İfade verilecek insanlara da gözdağı vermeye başladılar” dedi.
‘İfade vermeye zorladıklarını gören bir tanık var’
Olaydan sonra baş şüphelinin Sezay’ın arabasını karıştırdığını ve evi gizlice topladığını aktaran Neveser, “Bu durum bile suç. Apartman görevlisinin bize başka, karşı tarafa başka beyanlarda bulunması da durumu açıkça gösteriyor. Daha önce ‘kesinlikle intihar etmez. Adam kötüydü çocukları ile ilgilenmezdi’ hususunda ifadeler veren apartman görevlisi karı koca daha sonra gidiyor başka ifade veriyor. Onları bu ifadeyi vermesi için zorlayan bir görgü tanığı da var. Bizzat kulakları ile duyuyor ve uyarıyor” şeklinde konuştu.
Olay tanığı: İfademi değiştiremem
Yine olaya şahit olan başka bir görgü tanığının bir mekânda olayla ilgili konuştuğunu ve bu konuşmalara arkadaşının şahit olduğunu aktaran Neveser, sözlerine şöyle devam etti: “ O kişi konuştuğunda arkadaşım telefonu açtı tüm konuşmaları dinletti. Kadın olay anına dair şunları söylüyordu: Evde çok fena tartışma vardı kadını (Sezay’ı kastederek) darp ettiler ‘saçımı bırak’ telefonu bana ver’ diye feryat figan çığlıkları geliyordu. Ben bu kadının kesinlikle intihar etmediğini düşünüyorum’ .O sırada bu konuşmaya şahit olan arkadaşım bunları anlatan tanığa ‘ifade verdiniz’ mi dedi. ‘Hayır vermedim’ dedi. Niye vermiyorsunuz dediğinde ‘kocam kesinlikle razı değil. Beni sıkıntıya sokar’ dedi. Sonradan arkadaşımla kadının yanına gittik. Arkadaşım ifade verdiniz mi dedi. ‘Evet verdim’ dedi. Arkadaşım ifadenizde orada söylediklerinizi mi söylediniz deyince ‘hayır ben sadece hatırladığım doğrultuda konuştum’ dedi. ‘Ben ifademi değiştiremem’ dedi.”
‘6 ay çok acılı ve sancılı geçti’
6 aydır iddianamenin hazırlanmadığını söyleyen Neveser, bu sürecin kendileri için çok acılı ve sancılı geçtiğini belirtti. “Beklemek canımıza tak etti, gerçekten çok yorulduk. İnsan kaybına ağlayamaz mı?” diyen Neveser, “Biz evde her gün bu konuyu konuşmaktan, şunu yapalım demekten maalesef kaybımıza oturup ağlayamadık. Hep ağlıyoruz ancak istediğimiz gibi içimizi dökemedik” diye ekledi.
‘Bu kadar görgü tanığına rağmen soruşturma ilerlemiyor’
Geçen günlerde çıktıkları bir televizyon programına telefonla bağlanan bir görgü tanığının, “Ben orada düşmemek için çaba sarf eden bir kadını gördüm” dediğini aktaran Neveser, bu kadar görgü tanığı ve ifadeye rağmen soruşturmanın ilerlememesini anlamadığını bunun cevabını kendisinin de bulamadığını kaydetti.
‘Kadın cinayetleri dosyasında neden gizlilik kararı var?’
Kadın cinayetleri dosyasında gizlilik kararının neden verildiğini anlamadığını belirten Neveser, sözlerini şöyle sürdürdü: “ Bu durum lehimize mi aleyhimize bilemiyorum. Herkes farklı şeyler söylüyor, yetkililere sorsanız lehimize. Baş şüphelinin kardeşi bana ‘polisiyecilik oynuyorsun’ demişti. Karşı tarafın ifadeleri ve açıklamaları dakikası dakikasını tutmuyor. Hepsinin ifadeleri çelişkili. Yalan yanlış ifadeler bile suçluluğun belirtisidir. Mesela ben anlatırken bir yerden okuyormuş gibi anlatmıyorum. Çünkü bildiğim doğruları anlatıyorum. Yetkilerin daha titiz bir araştırma yapması gerekiyor. Benim beklediğim şey şu; en başından beri söylüyorum bu davaya, sonun başlangıcı ve emsal niteliğinde bir dava olması gözüyle bakıyorum. Çünkü son zamanlarda yüksekten düşme ve şüpheli ölümlerde ciddi bir artış var” ifadelerini kullandı.
‘Bizi adaletin gelmesi ayakta tutar'
“Ben kimsenin canı yanmasın istiyorum. Bizim yaşadığımız acı öyle kolay hazmedilecek bir acı değil” diyen Neveser, her geçen gün canlarının daha da yandığını belirtti. Neveser, “Biz çocuklarımızı dahi sevemiyoruz. Bir aile, bizim mazimizi, geçmişimizi, ailemizi geleceğimizi katletti. Biz aile olarak öldük, sadece toprağa vermediler. Bizi adaletin gelmesi ayakta tutar. Olayın üzerinden 6 ay geçti, ben önümde bir ay daha istemiyorum. Ben artık annemin gözyaşlarını babamın sessiz çığlıklarını duymak istemiyorum” diye belirtti.