
İstismar faili aynı eve gönderildi: Ailenin can güvenliği yok
- 09:05 2 Ocak 2021
- Hukuk
İSTANBUL - Cinsel istismar faili Cafer Yılmaz’ın serbest bırakılmasına yaptıkları itirazın reddedildiğini söyleyen feminist avukat Meriç Eyüboğlu, failin istismarı gerçekleştirdiği eve geri gönderildiğini belirterek, ailenin can güvenliğinin olmadığına işaret etti.
Koronavirüs (Covid-19) sürecinde eve mahkum edilen kadınlar ve çocuklar erkek şiddetine maruz kalırken, pandemi gerekçe gösterilerek serbest bırakılan birçok fail ise toplum için tehdit olmaya devam ediyor. Pandemi bahanesiyle salıverilen faillerden biri de cinsel istismar suçundan yargılanan Cafer Yılmaz. Kızları ve bebek olan torununa cinsel istismarda bulunan ve tutuklu yargılanan Cafer Yılmaz, geçtiğimiz günlerde görülen ilk duruşmada pandemi bahane edilerek tahliye edildi. “Ev hapsi” şartıyla tahliye edilen Cafer Yılmaz, cinsel istismara maruz bıraktığı çocuklarının yanına geri gönderildi. Cafer Yılmaz, olayın ilk ortaya çıktığı günden bu yana evli olduğu kadını ve çocuklarını suçlarken, tahliyesi ile beraber can güvenliklerinin olup olmadığı ise bilinmiyor.
Davayı üstlenen feminist avukatlardan Meriç Eyüboğlu, süreci ajansımıza değerlendirdi.
‘Şikayet üzerinden 20 gün geçmesine rağmen savcılık ifade almamıştı’
Meriç, ailenin bebeğe dönük cinsel istismarı fark etmesi üzerine hastaneye götürdüğünü ve ilk götürülen hastanede “istismar olabilir” denilerek işlem yapılmadığını, ailenin kapı kapı dolaştığını fakat kimsenin müdahil olmadığını söyledi. Ailenin doktor arama sürecinde davaya müdahil olan Meriç, Cerrahpaşa Hastanesi’nde bebeğin muayene edildiğini aktardı. İstismar ile ilgili şikayette bulunulduktan sonra savcılığın herhangi bir işlem yapmadığını söyleyen Meriç, “Böyle bir şikayet sonrasında savcılığın derhal soruşturmaya el koyması gerekir. Cafer Yılmaz’ı gözaltına alması, ifadesini alması, koşullara göre de tutuklamaya sevk etmesi gerekirdi. Fakat bu işlem sırası yürümemişti. Biz savcılığa başvurduğumuzda neredeyse 20 gün olmuştu ve hala ifadesi alınmamıştı” dedi.
‘Sosyal medya baskısı sonucu Cafer Yılmaz tutuklandı’
Dosyanın yavaş ilerlemesi üzerine feminist avukatlarla bir araya gelip davayı sosyal medyada paylaşma kararı aldıklarını belirten Meriç, sürece ilişkin şunları aktardı: “Olayı Cuma günü sosyal medyada paylaştık. Gerçekten çok etkili oldu. Görünürlüğünü sağladı. Arkasından feminist milletvekili Züleyha Gülüm arkadaşa dosya bilgilerini ilettik ve Meclis’teki konuşmasında dikkat çekti bu dosyaya. O bir kanaldan yürüdü, bir taraftan da sosyal medya ve arkasından haberler düşmeye başladı. 20 küsür gündür hakkında işlem yapılmayan Cafer Yılmaz apar topar evden gözaltına aldırılmış. Pazartesi sabah adliyeye gittik. Ne olacağını artık tahmin etmek zor değildi. Belli ki tutuklanacaktı nitekim öyle de oldu. Aslında hukuki süreçlerin gereği gibi işletilmesi sonucunda elde etmedik, bu sonucu sosyal medya baskısıyla, Meclis’teki vekil arkadaşlarımızın katkıları sonunda elde ettik.”
‘İki ayrı dosyadan yargılanıyor’
Cafer Yılmaz’ın iki kızına da cinsel istismarda bulunduğunu dile getiren Meriç, annenin çocuğu için şikayette bulunduğunu ve kendisi ile ilgili de şikayetçi olmaya karar verdiğini ifade etti. Çocuk ve yetişkin olarak iki ayrı dava yürütüldüğünü aktaran Meriç, bebek ile ilgili olan davada bir gelişme yaşanmazken, yetişkinler ile ilgili dosyada ilerleme kaydedildiğini, bunun sebebinin ise davaya bakan savcı ile alakalı olduğunu kaydetti.
‘Uzun uğraşlar sonucu iddianame hazırlandı’
Tutuklama ardından iddianame hazırlanması ve yargılama sürecinin başlaması gerektiğini vurgulayan Meriç, Cafer Yılmaz doyasında bu durumun olmadığını, aksine takılmalar yaşandığını belirtti. Meriç, bebeğin Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde fiziki muayene olduğunu ve ayrıntılı raporlarının olmasına rağmen Adli Tıp Kurumu’na fiziki muayene için gönderilmesine karar verildiğini, uzun uğraşlar sonucu dosyada bulunan raporları kabul ettirebildiklerini ve iddianamenin hazırlandığını ifade etti.
‘İlk celsede savunmalar alınmadan tahliye edildi’
Davanın ilk celsesinde sanık Cafer Yılmaz’ın salgın nedeniyle hastanede olduğu bilgisinin geldiğini fakat duruşmaya birebir katıldığını aktaran Meriç, “Duruşmaya getirilmeyeceğini düşünüyorduk fakat apar topar hastaneden çıkartılıp getirilmişti. Çıkabilecek durumda mıydı? Süreç nasıl işledi dosyada buna dair bir bilgi yoktu. Enteresan bir şey duruşmada avukatı yoktu. Mahkeme belli ki öncesinde karar vermiş. Çünkü olur şey değil, oda oda dolaşılıp avukat arandı. Meğerse tahliye edeceklermiş o yüzden arıyorlarmış. Prosedür, savunmaları alınamadığı, avukatı olmadığı için ertelenmesi gerekir şeklinde işler. Böyle olmadı. Savcı mütalaasında tutukluluk halinin devamını talep etti ve mahkeme kararını tahliye olarak açıkladı” dedi.
Tahliyeye itiraz reddedildi, fail istismarı yaptığı eve gönderildi
Meriç, hukuken böyle bir karar verilmesinin mümkün olmadığını vurgulayarak, “Tahliyenin daha kötüsü güya iyi bir şey yapıp ev hapsi vermişler. Ev hapsi şu demek; Cinsel istismarda bulunduğu diğer kızının ve her şeyin sorumlusu olarak gördüğü eşinin yaşadığı eve gidecek. Sanık ifadelerinde iftira olduğunu bu iftiraların gerekçesini de eşi olarak söylüyor ve her şeyin müsebbibi o diyor. Dolayısıyla o her şeyin müsebbibinin olduğu eve gönderiyorlar. Karara hemen itiraz ettik ama hemen itirazımız reddedilmiş. Kararı veren mahkeme reddedip bir üst mahkemeye göndermişti. Üst mahkeme de reddetmiş. Üstelik savcı, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın avukatı da itiraz etmişti. İtirazımızın reddedilmesi ‘bu karar doğrudur’ demektir. Bu nasıl bir fikirdir, hukuktur? Bu insanlar nasıl adalet dağıtacaklar?” diye sordu.
‘Erkek şiddetine karşı mücadelemiz uzun soluklu’
Meriç, erkek şiddetine karşı mücadelenin uzun soluklu olduğunu sözlerine ekleyerek, “Uzun bir mücadeleyi ancak kadın dayanışmasıyla yürüteceğimizi, geride bıraktığımız tarih gösteriyor. Kadın dayanışmasını örmezsek bu saldırılar karşısında hayatı devam ettiremeyiz” diye konuştu.