Hasan Bilgili’nin yargılandığı davada sperm delilleri çöpe atıldı

  • 09:07 20 Kasım 2020
  • Hukuk
Habibe Eren
 
ANKARA - Cinsel saldırı faili Prof. Dr. Hasan Bilgili’nin yargılandığı davada sperm delillerinin çöpe atıldığı ortaya çıktı. Konu hakkında suç duyurusunda bulunan dosya avukatı Aslı Arıhan, bu durumun tesadüf ya da bilinçsizlikle açıklanamayacağını belirterek, mücadelelerine devam edeceklerini söyledi. 
 
Ankara'da Prof. Dr. Hasan Bilgili'nin, sahibi olduğu VCOM hayvan hastanesinde çalışan veteriner hekim Ç.B.'ye tecavüz ettiği suçlamasıyla tutuksuz yargılandığı davada 'sperm örneği' delilinin hastane tarafından çöpe atıldığı ortaya çıktı. Cinsel saldırıdan sonra Ç.B.'den alınan ve sperm tespit edilen numunenin, üzerinde 'adli olgu' yazmadığı gerekçesiyle hastanede çöpe atılarak imha edilen örneğin, Ç.B.'nin avukatının suç duyurusu üzerine hazırlanan bilirkişi raporunda, hastane idaresi ile ilgili personel kusurlu bulundu.
 
Veteriner Prof. Dr. Hasan Bilgili, Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi'nde öğretim üyesi olduğu 2019 yılı Nisan ayında, kendisine ait hayvan hastanesinde çalışan veteriner Ç.B.'ye cinsel saldırıda bulunduğu iddiasıyla gözaltına alındıktan sonra tutuklandı; ancak savcılık tarafından re’sen tahliye edildi. Cinsel saldırıya ilişkin başlatılan idari soruşturma kapsamında üniversitedeki görevinden çıkarılan cinsel saldırı faili hakkında, 'nitelikli cinsel saldırı', 'cebir ve tehdit ile hürriyeti yoksun kılma', 'tehdit' ve 'hakaret' suçlarından 5 yıldan 27 buçuk yıla kadar hapis cezası istemiyle de dava açıldı.
 
Dosya avukatından suç duyurusu 
 
Delilleri yok etmek amacıyla fail Hasan Bilgili’ye yardım eden veteriner hekim Serkan Durmaz ve Ç.B.'nin vücudundaki cinsel saldırı izlerini temizleyen jinekolog Dr. Hüseyin Şenyurt'un, Ankara 31. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılaması sürerken, 'sperm örneği' delilinin soruşturma aşamasında hastanede kaybolduğu, Hasan Bilgili'nin de bu yüzden re-sen tahliye edildiği ortaya çıktı. Ç.B.'nin avukatı Aslı Arıhan, dava için çok önemli olan bu delilin kaybolmasında sorumlu olduğunu belirttiği hastane personeli ve görevli polis memurları hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu
 
Örnekler imha edildi 
 
Soruşturma kapsamında hazırlanan bilirkişi raporunda da hastanede Ç.B.’ye ait örneklerin incelenmesi ve polise teslimi sırasında yaşanan yanlışlıklara dikkat çekildi. Raporda Ç.B.’nin 5 Nisan 2019 tarihinde polis memuru eşliğinde Ankara Şehir Hastanesi Acil Servisi’ne 'cinsel saldırı' şikayetiyle başvurduğu hatırlatılırken, "Rutin bekleme süresi içerisinde iken olguya ait örneklerin bir kısmının polis memuruna teslimi de gerçekleşmiş olmasına rağmen, kalan örneklerin imha edilmiş olması, adli olgu titizlik ve özeni ile uyumsuz bulunmuştur" denildi.
 
Laboratuvar görevlisi asli kusurlu bulundu 
 
Bilirkişi raporunda, polise örnekleri eksik teslim eden laboratuvar görevlisi 'asli' kusurlu bulunurken, hastanede idari soruşturma yapılması gerektiği yönünde görüş bildirildi. Raporda, adli olgulara ait örneklerin alınması ve laboratuvara gönderilmesinde, muayene eden hekimin sorumlu olduğuna, ancak laboratuvarda çalışan hekim ve personelin de adli olguya yönelik sorumluluğu bulunduğuna dikkat çekildi.
 
Raporda ayrıca, sperm tespit edilen swap örneklerin ismi bilinmeyen bir mikrobiyoloji kliniği personeli tarafından, ‘adli olgu’ olup olmadığı kontrol edilmeksizin imha edildiği, imhayı gerçekleştiren personelin de 'tali' kusurlu olduğu belirtildi. Laboratuvardaki organizasyon bozuklukları sebebiyle hastane idaresinin de 'tali' kusurlu olduğuna dikkat çekilerek, "Bu nedenle hastanede konuya ilişkin olarak kapsamlı bir idari soruşturma yapılarak sorumluların belirlenmesi ve eksikliklerin giderilmesi hususunun çok önemli olduğunu değerlendirmekteyiz" denildi.
 
Savcılığın, sorumlular hakkında Sağlık Bakanlığı’nın soruşturma izni vermesi halinde dava açması bekleniyor.
 
Ç.B.’nin avukatı yaşananlara ilişkin ajansımıza değerlendirmelerde bulundu. 
 
Sperm delillerin kaybolmasında Şehir Hastanesi’nin sorumluluğu olduğunu belirten Aslı, söz konusu görevliler hakkında da iddianame hazırlanacağını söyledi. Müvekkilinin güvendiği tek yer olan hastanenin delilleri yok ettiğine dikkat çeken Aslı, “Deliller şu an yok. Bunu anlamak mümkün değil, akıl sır ermiyor” dedi. 
 
Adli Tıp raporuna göre karar verilecek 
 
25 Kasım’da görülecek duruşmada faillerin tutuklanmasını talep edeceklerini söyleyen Aslı, bütün delillerin Adli Tıp’a gönderileceğini ve Adli Tıp’ın raporuna göre bir karar verileceğini kaydetti. 25 Kasım’da görülecek duruşmada tanıkların da dinleneceğini aktaran Aslı, “Bizim talebimiz tutukluluk ancak nasıl sonuçlanacağını bilmiyoruz. Dosya yaklaşık bir buçuk senedir devam ediyor. Adli Tıp’ın raporundan sonra karar verilir diye umuyoruz” sözlerini kullandı.  
 
‘Bilinçsizlikle ve tesadüfle açıklanamaz’
 
Tecavüz dosyalarında en önemli şeyin 24 saat içinde adli mekanizmalara başvurmak olduğunu vurgulayan Aslı, “Benim müvekkilim başvurmuş ancak delillerin gerçekten akıl almayacak şekilde çöpe atılması durumu var.  Ama buna rağmen mücadelemiz devam ediyor. Bu bir adli vaka. Tüplerin üzerine adli vaka yazılmamış. Böyle bir durumun olma ihtimali yok. Siz cinsel saldırı suçu ile ilgili geliyorsunuz, bunun gözden kaçma ihtimali yok. Bilinçsizlikle, tesadüfle açıklanacak bir durum değil” ifadelerini kullandı. 
 
‘Ç.B. diğer mağdurların sesi olma amacında’
 
Kadınların bu tarz durumlarda adli mekanizmalara güvenmediğini kaydeden Aslı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Toplumsal baskıya maruz kalacaklarını düşünüyorlar. Ve gerçekten özellikle taciz, tecavüz şiddet dosyalarında bunları dile getiremiyorlar. Fakat bunların dile getirilmemiş olması toplumumuzda olmadığı anlamına gelmiyor. Bu durum mağdur açısından ciddi travmalara neden oluyor. Ben müvekkilimle gurur duyuyorum. Çünkü müvekkilim birçok şeyi göze alarak yargı makamına başvurdu. Karşısındakinin güçlü kendisinin de yeni başlayan bir veteriner olmasına rağmen bu iddiasında durdu, ailesi de arkasında durdu. Ç.B., diğer mağdurların sesi olma amacında. Kimse sessiz kalmasın. Bu tarz olaylara maruz kalmak kişinin suçu değil. Ancak sessiz kalındığında o travmayı ömür boyu atlatamıyorlar. Belki bu süreçte zorluklar çıkıyor karşılarına ama delil yetersizliğinden beraat eden bir sürü gerçek suçlu ortada gezmeyecek.”