‘Kadınlar Müzeyyen Boylu davasında başarıya imza attı’

  • 09:08 2 Ekim 2020
  • Hukuk
Şehriban Aslan
 
DİYARBAKIR - Boşanma aşamasında olduğu Müzeyyen Boylu’yu katleden Mesut Issı’ya mahkeme ağırlaştırılmış müebbet cezası verdi. Kararı değerlendiren avukatlar, “Emine Bulut, Şule Çet dosyasında kadınların örgütlü mücadelesi kazandı. Müzeyyen Boylu dosyasında da kadınların başarı elde ettiğini söyleyebiliriz” dedi.
 
Diyarbakır'ın Kayapınar ilçesinde 19 Mayıs 2019 tarihinde Mesut Issı adlı erkek, kendisinden boşanmak isteyen avukat Müzeyyen Boylu’yu katletmişti. Açılan dava sonucu mahkeme fail Mesut Issı’ya “eşi kasten silahla öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Mesut Issı’ya verilen bu kararda Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi (DBKHM) avukatlarının ve birçok kentten kadın örgütlerinden gelen dayanışmanın büyük bir etkisi oldu. Davayı baştan beri takip eden ve DBKHM avukatlarından olan Hatice Demir ve Aslı Pasinli hem kadın avukatlar olarak verdikleri mücadeleyi hem de faile verilen ağırlaştırılmış müebbet kararını değerlendirdi.
 
 ‘Fail kendini aklamak için yalan söyledi’
 
Dava sürecine ilişkin konuşan Hatice, fail Mesut Issı’nın kendini suçtan aklamak için ruh sağlığının yerinde olmadığını göstermeye çalıştığını söyledi. Hatice, “Önce Elazığ Akıl Ruh ve Sinir Hastalığı Hastanesi’ne yatışını yaptı. Tabi bunlar gerçeği yansıtmıyordu ve bu sanığın ATK’ye sevk edilmesi ile ortaya çıktı. Failin akıl ve ruh sağlığının yerinde olduğuna dair bir rapor düzenledi. Akıl meselesinden kurtulamayacağını anlayınca duruşmada savunma yapmaya karar verdi ve haksız tahrikten faydalanmaya çalıştı. Ardından Müzeyyen’i karalayarak tipik bir erkek savunması yaptı. Fakat bunların hepsi dosyada mevcut delillerle ve Müzeyyen’in katledilmeden önce açtığı boşanma davasındaki süreci ile aslında ters düşüyordu. Müzeyyen’in maruz kaldığı sistematik şiddete tanıklık edenler de mahkeme aşamasında dinlenmişti ve failin yalan söylediği de ortaya çıktı” dedi.
 
‘Müzeyyen’in kararlılığını görünce katletti’
 
Müzeyyen’in kendini korumak için defalarca karakola başvurduğunu, adliyeye gidip koruma kararı talep ettiğini hatırlatan Hatice, kararların kısa ve işlevsiz olduğu için Müzeyyen’in korumasız bırakıldığına dikkat çekti. Failin cezasızlık politikasından cesaret aldığını ifade eden Hatice, “Cezasızlıktan aldığı güç ile her defasında Müzeyyen’e yöneliyordu. Müzeyyen de boşanma kararlılığı görünce sokak ortasında katletti. İddia makamı da verdiği mütalaada da tasarlama olmadığını, canavarsa hissin olmadığını, eşe karşı silahla kasten öldürme suçundan ceza verilmesi gerektiğini ve haksız tahrik indiriminin uygulanmaması gerektiğini söyledi” diye belirtti.
 
‘Basının doğru haber yapması kararda etkili oldu’
 
Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi olarak davada söz aldıklarını kaydeden Hatice, “Müzeyyen’in maruz kaldığı sistematik şiddeti anlattık. Mahkeme de ‘eşe karşı kasten silahla öldürme’ suçundan faile ağırlaştırılmış müebbet cezası verdi ve hiçbir tahrik indirimi de uygulamadı. Bizler açısından bu davada önemli olan cinayeti meşru göstermeye çalıştığı gerekçelerin mahkeme nezdinde itibar görmemesiydi. Ayrıca bu davada kadın mücadelesi ve basının doğru haber yapmasında verilen karar da etkili oldu. Bizimle beraber olup davaya güç katan herkese teşekkür ederiz” şeklinde konuştu.
 
‘Bu davada erkek aklı kaybetti’
 
Müzeyyen’in davasında da toplumsal bir adalet kaygısı olduğuna vurgu yapan Aslı, bu davada da çok büyük bir toplumsal reaksiyonun gerçekleştiğini söyledi. Alınan kararın toplumsal adaleti sağlama bakımından çok önemli olduğunu ifade eden Aslı, kararı anlamlı bulduklarını belirtti. Aslı, “Bu davada erkek aklı kaybetti çünkü kadın cinayeti dosyalarında ‘haksız tahrik indirimi’ ve ‘iyi hal indirimi’ klişesi uygulanmadı. Bunların ezbere uygulandığı bir sürü dosyaya tanık olduk. Bu kararın aynı zamanda şiddet uygulayan erkekler açısından da caydırıcı bir etki yaratmasını umuyoruz. Fakat mücadelemiz devam ediyor. Çünkü tasarlama ve canavarca his yönünden dosyayı istinaf ettik. Umarım bu dosyada mahkemeyi dediğimiz kısımlar açısından da ikna edebiliriz” ifadelerini kullandı.
 
‘Kadınların örgütlülüğü kazandı’
 
Aslı son olarak, “Burada bireysel bir adalet kaygısından ziyade toplumsal bir adalete ulaşma arzusu vardı. Bu toplumsal adalete ulaşırken dosyanın bir kadın cinayeti olması dolayısıyla örgütlü bir takip ile iyi bir sonuç alındı. Bu da kadınların örgütlü mücadelesi ile olan bir şeydi. Bir kere daha gördük ki bir bütün olmak, kamuoyunda farkındalığı sağlamak dosyaya güç katan unsurlar oldu. Bizler bu tarz dosyalarda örgütlü bir şekilde mücadele ettiğimizde Türkiye’de nasıl bir karar alındığını hep beraber gördük. Emine Bulut, Şule Çet dosyasında da yine kadınların örgütlü mücadelesi kazandı. Müzeyyen Boylu dosyasında kadınların örgütlü mücadelesinin başarısı olarak ifade etmek ve bu başarıya kadınların imza attığını söyleyebiliriz” diyerek destek veren herkese teşekkürlerini iletti.