
AYM: Adli makamlar işkenceye hoşgörü gösterdi
- 12:24 28 Temmuz 2020
- Hukuk
HABER MERKEZİ - Feride Kaya’ya işkence edilmesine ilişkin görülen yargılama sürecinde faillerin cezasızlıkla ödüllendirilmesinin ardından Feride’nin AYM’ye yaptığı başvuru sonuçlandı. AYM, “Feride’ye dönük kötü muameleyi” “işkence” olarak tanımladı, “Adli makamların işkence suçunu oluşturan hukuka aykırı eylemlere hoşgörü göstererek kayıtsız kaldığı kanaatine ulaşılmıştır” dedi.
Amasya’da Eylül 2002’de gözaltına alındıktan sonra Çorum’da götürüldüğü jandarma karakolunda iki gün boyunca işkence edilen Feride Kaya’nın, işkence faili iki asker ile işkenceye adli raporda yer vermeyen iki doktor hakkında Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) yaptığı başvuru sonuçlandı. Faillerin yargılama süreçlerinin cezasızlıkla sonuçlanması nedeniyle 2016 yılında AYM’ye başvuru yapan Feride hakkında AYM, “işkence yasağının hem maddi hem usul yönünden ihlal edildiğine” karar verdi. AYM, Feride'ye 90 bin TL manevi tazminat ödenmesine hükmetti.
AYM, 9 Haziran’da karara bağladığı başvuru hakkında yaptığı yazılı bildiride şu ifadeleri kullandı:
“Başvurucu, bir suç isnadı kapsamında gözaltında tutulduğu süreçte işkenceye uğradığını iddia ederek Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunmuştur.
Başvurucunun gözaltı sürecinde Devlet Hastanesinde yapılan muayenelerinde ‘Darp ve cebir izine rastlanmadı.’ şeklinde kayıt düşülmüş, ceza infaz kurumunda iken hastaneden verilen raporda da ortopedik muayenesinin normal olduğu kaydedilmiştir.
Başvurucu tahliye olduktan sonra Türkiye İnsan Hakları Vakfına başvurmuş, hakkında sağlık raporu düzenlenmiştir. Raporda, başvurucu hakkındaki bulguların kaba dayak ve elektrik işkencesi öyküsüyle uyumlu olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
İddialar
Başvurucu; nezarethanede işkenceye tabi tutulduğunu, zorunlu adli muayene için götürüldüğü hastanede gerçeğe aykırı raporlar düzenlendiğini, sorumlular hakkında etkili bir soruşturma yürütülmediğini belirterek işkence yasağının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
Mahkemenin Değerlendirmesi
Kötü muamele yapılmasına neden olan saikin önemi ne kadar yüksek olursa olsun yaşam hakkı gibi en zor koşullarda bile işkence, eziyet veya insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yapılamaz.
Kötü muamele iddiası nedeniyle yürütülen soruşturmada birden çok sağlık raporu düzenlendiği ve bu raporların birçoğunda başvurucunun iddialarının desteklendiği görülmektedir. Bu durumda devletin gözetimi ve sorumluluğu altında bulunan başvurucunun fiziksel ve ruhsal bir saldırıya maruz kaldığına ilişkin yeterli delilin var olduğu kabul edilmelidir. Aksini ispat yükümlülüğü artık kamu makamlarının üzerindedir.
Soruşturmanın zamanaşımıyla sonuçlanması ve olayın fail ya da failleri tespit edilmeden kesin hükümle soruşturmanın kapatılması gözönünde bulundurulduğunda kamu makamlarının kötü muameleye ilişkin iddialar konusunda açıklama yapma yükümlülüğüne aykırı davrandığı görülmüştür. Kötü muamele teşkil eden eylemlerin başvurucudan bilgi alma veya suçunu itiraf ettirme özel amacı doğrultusunda gerçekleştirildiği ve bu süreçte kamu görevlilerinin kasıtlı hareket ettiği değerlendirilmiştir.
Başvurucuya kasti olarak uygulanan muamelenin amacı, süresi, sağlık raporlarına yansıyan fiziksel ve ruhsal etkisi de dikkate alındığında ve söz konusu fiillerin devlet görevlileri tarafından bilinçli olarak yapıldığı göz önünde bulundurulduğunda işkence olarak nitelendirilmesi mümkün görülmüş ve Anayasa’nın 17. maddesi kapsamında devletin negatif yükümlülüğüne aykırı davranıldığı sonucuna ulaşılmıştır.
Öte yandan adli makamlardan beklenen, eylemlerin niteliği ve öngörülen cezaların ağırlığı itibarıyla işkence gibi vahim bir suçtan tarafların haklarını da gözeterek soruşturmayı azami süratle tamamlamaktır.
Başvurucunun zamanaşımı konusundaki uyarılarına rağmen adli makamların dosyayı suç tarihinden 13 yıl 4 ay 20 gün sonra sonlandırdığı ve verilen kararın da zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesine dayandığı görülmüştür.
Kötü muamele yasağı bağlamındaki soruşturmaların hızlı bir şekilde tamamlanarak zamanaşımına uğramasına imkân verilmemesi şeklindeki pozitif yükümlülük kapsamında adli makamların yeteri kadar hassas davranmadığı ve işkence suçunu oluşturan hukuka aykırı eylemlere hoşgörü göstererek kayıtsız kaldığı kanaatine ulaşılmıştır.
Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 17. maddesinde güvence altına alınan işkence yasağının maddi ve usul boyutlarıyla ihlal edildiğine karar vermiştir.”
AYM, ayrıca Feride Kaya'ya 90 bin TL manevi tazminat ödenmesine hükmetti.
Ne olmuştu?
Amasya’da 27 Eylül 2002 tarihinde gözaltına alındıktan sonra götürüldüğü Çorum İl Merkez Seydim Jandarma Karakolu’nda Feride Kaya, burada işkenceye maruz kaldı. İşkence faili iki astsubay Selahattin Köse ve Neşet Şakrak hakkında "gözaltındaki zanlıya suçunu söyletmek için kötü muamele yapmak"; işkenceye, hazırladıkları adli raporda yer vermeyen doktorlar Fatih Sarıoğlu ile Muzaffer Aymergen hakkında "adli görevde yetkiyi kötüye kullanmak" suçlamasıyla Çorum Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Ancak işkenceye rağmen “sağlam” raporu veren doktorların davaları 7 buçuk yıllık zaman aşımı süresi dolduğu gerekçesiyle düşürüldü. İşkence faili astsubayların yargılamasında ise “gözaltında kötü muamele” kabul edilse de faillerin ismi geçen iki asker olmadığı iddiasıyla beraat kararı verildi.