
DEM Parti Asrın Çağrısı’nı toplumsallaştırmak için sahaya iniyor
- 15:03 3 Mart 2025
- Siyaset
ANKARA - DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan Abdullah Öcalan’ın tarihsel çağrısını toplumsallaştırmak için sahaya ineceklerini açıklarken devlete ise “Bu fırsata somut adımlarla çok hızlıca cevap verilmelidir” diye seslendi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın çağrısı sonrası bir araya gelen Merkez Yürütme Kurulu’nun kararlarına ilişkin basın toplantısı düzenledi. Anayasa tartışmalarına ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine ilişkin gelen sorulara ise Ayşegül Doğan, gündemin sadece bu tartışma eksenine çekilmesinin doğru olmadığını, yanı sıra Türkiye’nin demokratik bir anayasaya ihtiyacı olduğunu belirtti. Ayrıca Devlet Bahçeli’nin Selahattin Demirtaş ve Ahmet Türk’e yönelik telefon aramasını ise teyit etti.
‘Barış için inisiyatif almaktan kaçınmayacağız’
Bu toplantıların süreceğini belirten Ayşegül Doğan, 27 Şubat çağrısının yankılarının sürdüğünü söyledi. Ayşegül Doğan, “Sayın Öcalan’ın İmralı tecridini aralayarak tüm dünyaya duyurduğu bu tarihsel çağrının arkasındayız yanındayız. Bu inisiyatifi çok önemsiyoruz çok tarihi ve önemli buluyoruz. Parti olarak, ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısını’n hayata geçmesi için en hızlı bir şekilde hayata geçmesi için tüm yapmamız gerekenleri yapmaya hazır olduğumuzu, bu konuda inisiyatif almaktan kaçınmayacağımızı defaatle burada söyledik. Şimdi dünden daha büyük bir kararlılıkla yine sizlerle bu çağrının gereklerinin yerine getirilmesi ve bundan sonraki sürecin hızlı bir şekilde işletilebilmesi için hazırız” dedi.
‘Çağrı demokratik siyaset kanallarının açılması çağrısıdır’
Çağrı sonrası siyasilerden gelen açıklamaların memnuniyet verici olduğunu söyleyen Ayşegül Doğan, “Bu açıklamaların artması da temennimiz. Yalnızca Türkiye’nin değil dünyanın çeşitli yerlerinden Sayın Öcalan’ın çağrısına ilişkin açıklamalar geldi. Hayat bizi doğruladı: Sayın Öcalan’ın Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı dünyada yankılanan bir çağrıya dönüştüyse bu Kürt meselesinin Türkiye’de demokrasi sorununun yalnızca Türkiye ile sınırlı bir mesele olmadığını bir kez daha göstermiş oldu. Sözünü ettiğimiz çağrı demokratik siyaset kanallarının açılması ve genişlemesi çağrısıdır. Sözünü ettiğimiz çağrı tüm dünyayı neden ilgilendiriyor. Çünkü hem yaşadığımız ülkenin hem komşu ülkelerin yani Ortadoğu coğrafyasının hem de esas gündemi aslında yaşanan savaşlar ve bu savaşların kalıcı barışlarla nihayetlendirilememesidir. Barışa açılan bu çağrıda hızla koşar adımlarla ilerlemek gerekiyor ki riskler ortadan kaldırılabilirsin” sözlerini kullandı.
‘Sözün gereklerini yapmanın tam da zamanı’
Devamında ise Ayşegül Doğan şunları söyledi: “Bu çağrı hepimize, bu çağrı herkese. Bu açıklamanın muhatabı bu nedenle demokrasi, çözüm ve barıştan yana olan herkes. Metnin aynı zamanda önemli muhatabı kim oluyor, elbette iktidar ve devlettir. Sayın Öcalan’ın çağrısı son derece açık. Çağrıda da özetle çok şey olduğu gibi en başa çekeceğimiz çok önemli bir şey var. Kaçırılmaması gereken bir fırsat bu. Bu fırsat için önemli destek mesajları geldi. Şimdi artık hakikaten söylenen sözün gereklerini yapmanın tam da zamanı.
Hız önemli, zamana yaymamak önemli
Sayın Öcalan’dan bir çağrı gelirse Kandil buna uyar mı, uymaz mı, örgütü ne diyecek? Buna ilişkin sayısız spekülatif haber yapıldı. Ama şimdi PKK’den tarihi önemde bir açıklama geldi. PKK ateşkes ilan etti tüm silahlı güçlerine. Bu fırsatı güçlendiren bir açıklama bu. Görmek istediğimiz Türkiye çatışmanın savaşın olduğu Türkiye değil. Görmek ve yaratmak istediğimiz Türkiye savaşın kalıcı bir biçimde son bulduğu hayatın yani hepimizin içine sinecek kalıcı bir barışın gerçekleşebildiği bir Türkiye’dir. Devlet ve iktidarın da söz konusu koşulların sağlanabilmesi için gerekeni yapması gerekiyor. Hız önemli, zamana yaymamak önemli. O nedenle yapılması gereken her şey bu barış ve demokratik toplum çağrısının hayata geçmesi için yapılmalıdır. Kimse bundan çekinmemelidir. Parlamento çok şey yapabilir. DEM Parti İmralı Heyeti ilk görüşmelere İmralı’da Sayın Öcalan’la görüştükten sonra parlamentodan başladı. Bu istişareler orada başladı ve orası adres gösterildi birçok kesim tarafından. Onlarca yıldır adres gösteriliyor ve olması gereken önemli zeminlerden biri. Hepimizin ihtiyaç duyduğu hukuk, hak ve özgürlükler, demokrasi ve adalet düzeninin herkes için işlemesi. Yani demokratik hukuk ilkelerinin hayata geçmesi. İşte parlamento bunu sağlayabilecek bir zemin.
Birlikte kazanmaya herkesi davet ediyoruz
Bunun için yasal düzenlemeler yapabilecek ve bunu güvenceye kavuşturabilecek önemli bir zemin olduğu için parlamentoya buradan bir kez daha sorumluluğunu hatırlatmak isteriz. Açık, kanayan, onlarca yıldır kanamakta olan bu yarayı açıkta bırakmamak gerekiyor. O yüzden de bu fırsata çok hızlı bir biçimde bir takım yasal çerçevelerle somut adımlarla yanıt vermek gerekiyor ki kaygılar ve endişeler ortadan kalksın. Riskleri ortadan kaldıracak olan bu sadeliğe aynı sadelikle yanıt vermektir. Böyle bir iradeyi ortaya koymak bunu da bir takım yasal düzenlemeler için değerlendirmektir. Yıllardır dedik ki çözümün ve barışın adresi sayın Öcalan’dır esas muhataptır İmralı adasının kapılarını açın ve nelerin değişeceğini nelerin değişme ihtimali olduğunu hep beraber görelim. Henüz kapılar tam açılmadan henüz Sayın Öcalan’ın fikirleri toplumla özgürce buluşmadan dahi Türkiye’de iklim değişmeye yüz tuttu. Tüm Türkiye kamuoyuna DEM Parti olarak bir daha sesleniyoruz. Farklı bir pencereden bakalım ezberleri bozalım.
101 merkezde halk buluşmaları gerçekleştireceğiz
Demokratik toplum çağrısını alanlarda 8 Mart’ta kadınlarla buluşturmaya hazırlanıyoruz. 21 Mart geliyor. Newroz’a da bu coşkuyla bu umutla hazırlanıyoruz. Yani DEM Parti olarak önümüzdeki günlerde yeniden sahaya iniyoruz. Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı halk buluşmaları yapacağız. Tam 101 merkezde, İzmir’den Şırnak’a, Hakkari’den Manisa’ya, Trabzon’dan Ankara’ya İstanbul’a her yere uzanmaya çalışacağız. Herkese anlatmaya çalışacağız. Neyi anlatacağız, barışı anlatacağız. Hepimiz için yeni bir sayfa açılıyor. Aralanan bu kapıdan, açılan bu sayfayı birlikte dolduralım, birlikte yazalım.
Uzatılan bu eli sımsıkı kavrayalım
Bugün uzatılan bu eli avuçlarımızdan kayıp gitmesini engelleyecek bir şekilde sımsıkı tutmak hepimizin yurttaşlık görevidir. O nedenle biz barış ve demokratik toplum çağrısı halk buluşmaları için barış ihtimaline en uzak kesimlere bile bıkmadan, usanmadan giderek bu yeni süreci anlatmaya çalışacağız. Onların kaygılarını gidermeye çalışacağız. Dünden daha büyük bir kararlılıkla, dünden daha büyük bir umutla, daha büyük bir coşkuyla. Çünkü kendimize güveniyoruz tecrübemize güveniyoruz bunu başarabileceğimize inanıyoruz. Kürt sorunu bugüne kadar demokratik çözümü için destek veren bunun için bedel ödeyen bu çözüme omuz veren herkesin bu yolda tereddütsüz bir biçimde yürüyeceğinden de hiçbir şekilde kuşku duymuyoruz. Kürt sorunun çözümü demek Türkiye’nin demokratikleşmesi demektir.”