
'Tarihi açıklama Şubat sonu veya Mart başında gelebilir’
- 12:25 22 Şubat 2025
- Güncel
HABER MERKEZİ - Alevi derneklerinin Londra’da düzenlediği “Barışı konuşuyoruz” paneline katılan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, burada yaptığı konuşmada Abdullah Öcalan'ın açıklamasının Şubat sonu ya da Mart başında olabileceğini duyurdu.
Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK), Britanya Alevi Federasyonu (BAF) ve Britanya Demokratik Güç Birliği, İngiltere'nin başkenti Londra'daki cemevinde Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları‘nın katılımıyla "Barışı konuşuyoruz" adlı bir panel düzenledi.
Panelde konuşan Tülay Hatimoğulları, PKK Lideri Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelere ilişkin bilgi verdi. Tülay Hatimoğulları, Abdullah Öcalan ile yapılan ilk görüşmede Suriye'deki gelişmeler ile Orta Doğu’da yaşanan gelişmelerin değerlendirildiğini aktardı. Abdullah Öcalan'ın Türkiye ve İran’ın küresel gelişmeler ışığında iç demokrasilerini inşa etmeleri gerektiğini vurguladığını söyleyen Tülay Hatimoğulları, "Sayın Abdullah Öcalan, Türkiye ve İran’ın kendi iç demokrasilerini sağlayamamaları durumunda küresel ve emperyalist güçlerin bölgedeki bu yapılanma süreçlerinde büyük zararlar görür diyor ve ‘Ben ortak yaşamı savunan bir insan olarak bunun olmasını istemiyorum. Bu nedenle bu sürecin bir barışla çözülmesi ve Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yöntemle çözülmesi için geçmişte nasıl çalıştıysam şimdi de böyle çalışmak istiyorum’ diyor" dedi.
‘Devlet Bahçeli doğrudan devlet adına konuştu’
MHP Başkanı Devlet Bahçeli’nin Meclis'te DEM Parti milletvekilleriyle selamlaşması ve daha sonra grup toplantılarında yaptığı konuşmalara değinen Tülay Hatimoğulları, şunları dile getirdi: "Biz Devlet Bahçeli’nin bir gün aklına geldi, ‘barışı yapalım’ diye çıkmadığını da biliyoruz. Devlet Bahçeli’nin doğrudan devlet adına konuştuğu aslında Sayın Öcalan’ın işaret ettiği bu tehlikeleri bir biçimiyle devletin bir kanadının ya da tamamının analiz ettiğini ki bunu tam bilmiyoruz ve bu dönem de bir adım atılması gerektiğine dair bir yaklaşım olabileceğini değerlendirdik. Bu nedenle Devlet Bahçeli’nin konuşması ve çıkışlarının devlet adına yapıldığını düşünüyoruz. Peki bu çıkışlar yeterli midir? Tabi ki değildir. Sayın Öcalan birinci görüşme de, başta Meclisi Başkanı, MHP Genel Başkanı, ana muhalefet partisi genel başkanı başta olmak üzere muhalefetteki tüm partilerin ziyaret edilmesini ve biz neden bu barış sürecini inşa etmemiz gerektiği, hem uluslararası gelişmelerin Orta Doğu yansımaları hem de Türkiye’nin kendi iç barışını sağlaması gerektiği mesajlarını heyet aracılığı ile gönderdi.”
‘İç barışın sağlanması önemli’
Devamında ise Tülay Hatimoğulları, “Bizler de Sayın Öcalan gibi düşünüyoruz. Geçmişte barış süreci dönemleri oldu fakat negatif olarak sonuçlandı. 2013 yılında başlayan ve Dolmabahçe Mutabakatı'na varan süreç negatif bir biçimde sonuçlandı. O dönem muhalefet etkin bir biçimde sürecin bir parçası olmadı. Toplumsal dinamikler bu sürecin etkin bir parçası olmamıştı. Bakın muhalefet ve toplumsal dinamikler tesis edilecekse bir barış süreci onun bir parçası olmaları demek bu sürecin eksikliklerini giderilmesi ve gerçekten kalıcı bir iç barışın sağlanması açısından önemli ve kıymetlidir” sözlerine yer verdi.
‘Ortak yaşam demokratik bir zeminde tesis edilmeli’
İmralı Heyeti’nin Abdullah Öcalan'ın mesajlarını ilgili tüm yerlere ilettiğini ve bu görüşmeler dizisini tamamladığını paylaşan Tülay Hatimoğulları, "Bu yapılan görüşmelerin ve bizlerin başta ana muhalefet ile parlamentodaki muhalefet partilerini, Barolar Birliği, emek örgütleri yani bir bütün toplumsal dinamikler ile yaptığımız tüm görüşmeler toplamında pozitiftir. Bu görüşmeler de bizlere verilen yanıt, ‘Evet Türkiye’nin bu koşullar içerisinde iç barışa ihtiyacı var. Kürt sorununun çözümünden yanayız’ şeklindeydi. Ama özü itibari ile genel çerçeve de pozitif olarak bir duruş sergilendi. Bu tarihi bir fırsattır. Çünkü bugüne kadar gerçekten muhalefet barış süreci ifade edildiğinde ‘Aman da aman ülke bölünüyor’ paranoyasını onlar da hissettirdi bu topluma. Bu dönem de ise bunun böyle olmayıp iç barışın ve ortak yaşamın demokratik bir zeminde tesis edilmesi vurgusunun herkes tarafından yapılması bu sürecin sağlıklı ilerlemesi açısından çok önemlidir” diye belirtti.
Açıklama Şubat sonu ya da Mart ayı başında yapılabilir
Tülay Hatimoğulları, İmralı Heyeti’nin Güney Kürdistan’daki görüşmelerini tamamladığını ve bunların sonuçlarının Abdullah Öcalan'a iletileceğini aktardı. Tülay Hatimoğulları, sonrasında Abdullah Öcalan'dan beklenen tarihi açıklamanın Şubat sonu ya da Mart ayı başında yapılmasının beklendiğini sözlerine ekledi.
Tülay Hatimoğulları, "Açıklamanın içeriği bize soruluyor. Bunu özetle ve tahmini olarak ifade edersem; 'Kürt sorununun çatışma ve şiddetten arındırılarak, barışçıl, demokratik ve hukuki bir zeminde çözümünün sağlanmasıdır' olacaktır. Bunu Sayın Abdullah Öcalan’ın kendi kullandığı kavramlar ile bire bir söylüyorum. Heyetle yapılan görüşmelerin tümünde ‘ortak yaşam’, ‘Türk-Kürt kardeşliği’ ve aynı zamanda Türkiye’de bulunan tüm halkların inançları eşit yurttaşlık temelinde haklarının tesis edilmesi ez cümle, demokratikleşme dışında ve demokratik toplumu inşa etme dışında bir çözümün olmadığı vurgusunu her fırsatta ifade etmiştir" dedi.
Narin Güran katliamına değindi
Abdullah Öcalan ile İmralı Heyeti arasında yapılan görüşme detaylarından da söz eden Tülay Hatimoğulları, Abdullah Öcalan'ın ikinci görüşmenin 4 saatlik bölümünün yarım saatini Narin Güran katliamına ayırdığını dile getirdi. Tülay Hatimoğulları, "Diyor ki, bugün Türkiye’de başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere eğer biz onları koruyamıyorsak çocukları istismardan koruyamıyorsak ve böyle bir cinayet toplumda gerçekleşiyor ve toplum bunu izliyorsa bu toplumsal çürümenin geldiği noktayı gösterir. Orada başta sol, sosyalist, muhalif ve yurtsever kesimleri dönük olarak ‘Bizler bekleyen talep edenden çıkıp toplumu demokratik zeminde örgütleyen, değiştiren ve dönüştüren çocukları istismar etmeyecek, katletmeyecek, Tavşantepe gibi bir köyün olmayacağı böyle bir anlayışın ve zihniyetin olmaması gerektiğine dair vurguları yapmış. Bunu özellikle söylememin nedeni Sayın Abdullah Öcalan’ın demokratikleşmeye yaklaşım toplumsal değişim dönüşüme yaklaşım konusunda son derece önemlidir” ifadelerini kullandı.
‘Demokratikleşme vurgusunu sık sık yapıyor’
"Acaba bu süreç Erdoğan’ı yeniden seçtirmek için mi veya Anayasal değişiklik yapmak için mi?" kaygıları olduğunu dile getiren Tülay Hatimoğulları, "Bakın heyetimiz ile yaptığı görüşmede, Sayın Abdullah Öcalan demokratikleşme vurgusunu sık sık yapıyor. Çünkü devletle bu görüşmeleri birebir kendisi yapıyor. Çağrı yapacak olan da kendisi. Burada yine muhalefetin bu süreçte yer almasının öneminin altını çiziyor. Muhalefet eğer bu süreçte etkin bir rol üstlenmezse mevcut iktidar ve rejim bu süreci kendi lehine yontacağına dikkat çekiyor. Bu açıdan konjonktürel gelişmeler lehimize iken, Türkiye’de birçok muhalif kesim bu işe olur vermişken daha ne bekliyoruz? Burada bize düşen görev iktidarı ve devleti çözüm süreci ile ilgili daha fazla zorlamaktır” diye kaydetti.
TÜSİAD soruşturmasından kayyımlara ve HDK’ye yönelik siyasi operasyonlara değinen Tülay Hatimoğulları, ”Biz şu anda 12 Eylül askeri cunta döneminin bizlere yaşattığı dönemi yaşıyor ve yaşamaktayız. Sayın Abdullah Öcalan’da parantez içinde diyor ki, ‘Biz diyor ‘terör’ parantezini kapatmayı başarırsak demokratik mücadelenin de önü açılır.' Bakın bugün Türkiye’de emek meslek örgütleri sendikalar eylem ya da grev yapamaz hale getirilmiş. Kürt sorununun demokratik barışçıl yöntemle çözülmesi aynı zamanda Türkiye’nin demokratikleşmesinin de kapılarını da açacaktır” dedi.
‘Müzakereye de mücadeleye de hazırız’
"Müzakereye de hazırız mücadeleye de hazırız" diyen Tülay Hatimoğulları, barışı kimsenin altın tepsiyle sunmayacağını vurguladı. Bu dönemin barışa evrilmesi için mücadele edeceklerini söyleyen Tülay Hatimoğulları, “Türkiye topraklarında barış, özgürlük ve eşitlik mücadelesi Mustafa Suphiler ile başladı. Bugüne kadara geldi. Kürt özgürlük hareketi bu yolda ağır bedeller ödedi. Türkiye solunun ödediği bedeller var. Dolayısı ile biz bu süreci en iyi şekilde inşa etmek ve barışa dönüştürmek istiyoruz” diye belirtti.
‘Alın yazımızı da tarihimizi de biz yazacağız’
AABK Eşit Başkanı Hüseyin Mat da barışın sadece Aleviler yada Kürtler açısından değil, tüm halklar ve kimlikler, inançlar açısından önemli olduğunun altını çizdi. Hüseyin Mat, “Devletler Anayasal çerçevede eşit yurttaşlık hakkı yazmışsa bunu uygulamak zorundalar. Ama görüyoruz ki böyle bir şey söz konusu değil. O zaman bu süreç doğru bir süreçtir. Biz Aleviler olarak Erdoğan’ı nereye konumlandırdığımızı biliyoruz. Ama bugün Erdoğan dese ki, ‘Buyurun gelin Aleviler sizinle konuşacağız.’ Biz tabi ki gideceğiz. Görüşmek değil. İlke ve esaslar önemlidir. Bu girişime biz Aleviler olarak doğru bakıyoruz ve pozitif buluyoruz. Hepimiz eşit ve özgür yurttaşlık için bu barış mücadelesinin bir parçasıyız. O nedenle barış önemli ise biz bu sürecin seyircisi ve izleyicisi olamayız. Alın yazımızı da tarihimizi de biz yazacağız” sözlerini kullandı.
‘Barış coğrafyamızda egemen olsun’
DEM Parti Milletvekili Celal Fırat’ta barışın esasında Alevilerin adı olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu: “Biz iliklerimize kadar barışın coğrafyamızda egemen olmasını istiyoruz. Aleviler farklılaştırıldı, katliamlar yaşatıldı. Türkiye’de demokrasi olsaydı kendi yurttaşı ile barışık olsaydı herkesi eşit yurttaşlık kavramında bir arada tutsaydı birçoğumuz kendi topraklarımız ve köylerimizde kalırdık. Bu açıdan Aleviler barışa daha çok omuz vermelidir, verecektir. Sayın Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmeler tek taraflı olmamalıdır. Şu anda kayyumlar atanıyor. HDK’ye dönük şu anda operasyon var ve insanlar tutuklanıyor. Bizim barış için birbirimize hızır olmamız gerekiyor. Birileri Irak ya da Suriye’de Kürdistan Kürt deyince rahatsız oluyor. ‘HTŞ gibi komşumuz mu, Kürtler gibi bir komşunuz mu olsun?’ diye sormak gerek. Bunu en fazla da Alevilerin destek olması gerekiyor.”