
İki fotoğraf iki ayrı temsil
- 09:06 11 Nisan 2025
- Güncel
Melek Avcı
ANKARA - Dolmabahçe Mutabakatı’nı yıllarca “hükümet ve siyasi parti arasında” diyerek tanımadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, iktidarın temsili olarak Abdullah Öcalan’ın mesajlarını dinlemek üzere İmralı Heyeti ile aynı tarihi karede yer aldı.
Meclis açılışında, 1 Ekim günü MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin DEM Parti sıralarına giderek tokalaşmasıyla başlayan gelişmeleri takiben, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile görüşmeler başladı. Yıllardır direniş verilen İmralı alanına ilk gidiş 23 Ekim’de aile ziyareti kapsamında yapılırken; 28 Aralık, 22 Ocak ve son olarak 27 Şubat’ta, Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan’dan oluşan DEM Parti İmralı Heyeti tarafından üç ayrı siyasi temas gerçekleştirildi.
Başlayacak süreçte ilk mesajlar
43 ay aradan sonra ilk siyasi temasta gelen tarihi mesajlar dünyanın gündeminde yer aldı. Tüm manşetler, Abdullah Öcalan’ın tarihi mesajlarını şu başlıklarla attı: “İmralı Meclis’i adres gösterdi”, “Türk Kürt kardeşliği tarihi sorumluluk”, “Katkıya hazırım Meclis çözsün”, “Açılımın 3 mimarı olacak Bahçeli, Erdoğan, Öcalan”, “Şartlar olursa çağrı yapmaya hazırım.” Gelen mesajlarda Türk-Kürt kardeşliğine vurgu yapılarak tarihsel süreç hatırlatıldı; çözüm için pozitif katkı vurgusu yapılarak politik ve ideolojik duruşun nasıl olması gerektiği ele alındı.
‘Asrın Çağrısı’nın ardından
Tüm dünyanın gündemine oturan ve “Asrın Çağrısı” olarak nitelendirilen Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum İnşası” çağrısında; PKK’nin silah bırakması ve kongreyi toplaması, özce demokratik bir toplumun inşası için koşulların oluşturulması ve sorumlulukların alınması gerektiği belirtilmişti. Yapılan tüm ziyaretlerde, başlatılacak bir diyalog zemini için DEM Parti yetkilileri, başta Abdullah Öcalan’ın rolünü oynayabilmesi amacıyla her türlü çalışma koşulunun yaratılması ve halkla teması engelleyen tecrit işkencesinin ortadan kaldırılması gerektiğini ifade etti. Ancak 27 Şubat’tan 10 Nisan’a kadar iktidar, bir buçuk aylık süre boyunca süreci askıya alır nitelikte bir sessizliğe gömüldü. Halklar ise hem Newroz alanlarında hem 8 Mart’ta fiziki özgürlük talebinin sesini yükseltti.
Tüm partiler Öcalan’la görüştü
Meclis’in ve toplumun rolünü oynaması bağlamında, Abdullah Öcalan’ın önerileri esas alınarak DEM Parti İmralı Heyeti; Meclis’te siyasi temsiliyeti bulunan tüm partilerle hem 28 Aralık sonrası hem de “Asrın Çağrısı”nın ardından bir dizi görüşme gerçekleştirdi. Abdullah Öcalan’ın görüşlerini dinleyen partiler, kendi öneri ve düşüncelerini Abdullah Öcalan’a iletmek üzere heyetle paylaştı.
1 buçuk aylık sessizlikten sonra ilk adım
Tüm bu görüşmelerde, sürecin yasal zemininin oluşturulması; Meclis bünyesi altında tüm partilerin yer alacağı bir komisyon kurulması ve her partinin pozitif katkı sunması gerektiği ortaya çıkarken, 27 Şubat çağrısının ardından iktidar tarafından tek bir somut adım atılmadı. Aksine, CHP’ye yönelik kayyım operasyonları ile gündemi oyalama girişiminde bulunan iktidarın sessizliği 1,5 ay sürdü. Çağrıdan sonra görece ilk somut hareket olarak nitelendirilebilecek adım ise dün atıldı. AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile DEM Parti İmralı Heyeti, 13.30’da Beştepe’de bulunan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde bir görüşme gerçekleştirdi.
Abdullah Öcalan’ın perspektifini Külliye’de dinlediler
Heyetle yapılan görüşmede; Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yanı sıra MİT Başkanı İbrahim Kalın ve AKP Grup Başkanı Efkan Ala yer aldı. 2013-2015 Çözüm Süreci’nde Kürt sorununun demokratik çözümü için ele alınan 28 Şubat 2015 Dolmabahçe Mutabakatı’nda da yer alan dönemin İçişleri Bakanı Efkan Ala, DEM Parti İmralı Heyeti’nin 6 Ocak’taki AKP görüşmesinde olduğu gibi bu tarihi görüşmede de fotoğrafa girdi. 1 saat 25 dakika süren görüşmede iktidar, Abdullah Öcalan’dan gelen mesajları dinleyerek sürece dair tartışma yürüttü.
Dolmabahçe’den bugüne iki ayrı kare
13 yıl aradan sonra tarihi anlar olarak objektiflere yansıyan bu kareler, mevcut iktidar ile Abdullah Öcalan’ın verdiği ilk fotoğraf olarak kayda geçirilebilecek nitelikte. Özellikle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile yönetilen Türkiye’de, görüşmede Tayyip Erdoğan’ın yer alması; 2013-2015 sürecindeki “devlet, hükümet, heyet” üçgeninden farklı olarak “devlet, iktidar, Abdullah Öcalan” üçgenini ortaya koymuştur.
Bu kez iktidar masada
Okunan Dolmabahçe Mutabakatı’ndan 5 ay sonra, 17 Temmuz 2015’te Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "Ortada bir hükümet vardır; diğer tarafta grubu olan bir siyasi parti vardır. Neyin mutabakatını nasıl yapıyorsunuz? Ülkemizin geleceğine yönelik atılacak bir adımsa, bunun yeri parlamentodur. Bu parlamentodan güçlü bir şekilde çıkınca onun bir değeri olur." demişti. Bugün ise başlatılacak yeni süreçte iktidarın yer alacağı açık şekilde ifade edilmiştir. Dolmabahçe Mutabakatı’nda yer alan fotoğraf; devlet ve hükümetin ortak zeminde buluştuğu, sürecin devletin resmi politikasıyla uyumlu olduğu bir tabloyu yansıtıyordu. O dönem masa, İmralı Heyeti ile hükümetin temsilcileri ve devletin çeşitli yapılarını bir arada barındırıyordu.
Ancak bugünkü fotoğraf, çok daha belirgin bir değişimi gösteriyor. Bu sefer devletin temsilcisi Cumhurbaşkanı ve onun liderliğindeki iktidar, sürecin önemli aktörü Abdullah Öcalan’ın tam karşısına oturdu. İktidarın ve devletin tüm organlarını temsil eden bir figür olarak Tayyip Erdoğan’ın varlığı, yalnızca hükümetin değil, doğrudan iktidarın masada olacağının mesajını veriyor.
İhtiyaç duyulan rol ve kişi
Bugün, savaşın Ortadoğu’yu ve özellikle Suriye’yi yeniden dizayn ettiği bir dönemde Abdullah Öcalan, sadece PKK’nin değil; aynı zamanda bölgedeki güç dengelerinin de önemli bir figürü. Yıllardır tecrit altında tutulmasına rağmen 3. Dünya Savaşı sürerken, gelişmeler üzerindeki etkisi ve paradigması ihtiyaç duyulan bir noktada duruyor. Kürt hareketi ve halkı üzerindeki etkisi yalnızca Türkiye ile sınırlı kalmıyor; aynı zamanda Suriye, Irak, İran ve daha geniş bir Ortadoğu perspektifinde de kritik bir öneme sahip. Bu durum, hem Türkiye'nin hem de bölgedeki diğer aktörlerin Abdullah Öcalan’ın rolüne ihtiyaç duyduğunu ortaya koymakta.
Bu minvalde dün yapılan görüşme, Tayyip Erdoğan, iktidar ve Abdullah Öcalan’ın Ortadoğu’nun dinamikleriyle bağlantılı olarak yeniden şekillenen bir ilişkinin kurulmasının ilk adımlarını temsil etmiştir. Yanı sıra demokratik toplum inşasında atılacak adımların somut bir zemine oturtulması açısından da önemli bir başlangıç olarak değerlendirilmektedir.