‘STÖ’lere baskı halkı ölüme terk etmek demektir’

  • 09:04 3 Mart 2023
  • Güncel
Melike Aydın 
 
HATAY -  Deprem Dayanışması topluluğunda yer alan gönüllülerden Cansel Ateş, sivil toplum örgütlerine yapılan baskının halkı ölüme terk etmek anlamına geldiğini söyleyerek dayanışmanın devam etmesi çağrısında bulundu.
 
Mereş’te merkezli olarak yaşanan depremlerden en çok etkilenen kentlerden bir tanesi de Hatay. Hatay’da depremde 22 bini aşkın yurttaş hayatını kaybetti, binlerce ev enkaza dönüştü. Yurttaşlar devlet görevlilerinin arama kurtarma çalışmalarına 3 gün sonra geldiğini, hala çadır alamayan yurttaşlar olduğunu dile getirerek tepki gösteriyor. Depremzedelerin yaraları yurttaşların dayanışmasıyla sarılmaya çalışılıyor. Gönüllüler Hatay’ın Samandağ ilçesinde kurulan Hatay Deprem Dayanışma adıyla bir araya gelerek buraya ulaşan yardımları yurttaşlara ulaştırmaya çalışıyor. 
 
Hatay Deprem Dayanışma ekibinden Cansel Ateş ve depremzedeler yaşadıklarını anlattı.
 
’20 gün geçti, çadırlar gelmedi’
 
Devletin kendi personeline bile yardım ulaştırmadığını, ancak Türk Tabipleri Birliği (TTB) gibi kurumlara baskı kurduğunu belirten Cansel Ateş, ihtiyaçların devam ettiğini dile getirdi. Depremin dördüncü gününden itibaren yardım TIR’larının olduğunu ve farklı illerden gelen yurttaşların çalışmaya başladığını dile getiren Cansel, depremin üzerinden 20 gün geçmesine rağmen çadırların gelmediğini ifade etti. Burada Hatay Deprem Dayanışma olarak oluşturdukları depoda erzak desteği sunmanın yanı sıra köylere de ihtiyaçlarını götürdüklerini dile getirdi. Cansel “Aksaklıklar çok oluyor çünkü gönüllü bir ekip. Bir gün mazot bitiyor, özellikle evleri yıkılanlara ihtiyaçlarını götürüyoruz. Temiz çamaşır götürmekte zorlanıyoruz” diye belirtti. 
 
‘Açlıktan fenalaşan devlet personeli oldu’
 
Hastane, sosyal hizmet gibi kurumlarının temiz eşya almak için dahi Hatay Deprem Dayanışmasına başvurduğunu kaydeden Cansel, “Devlet buraya gelen çalışanlarına kıyafetten uyku tulumuna hiçbir şey vermiyor. 12 saat içinde 20 jandarma, polis ve sağlık çalışanı açlıktan bayıldığını öğrendik geçen hafta. Yemek ayarlayıp gönderdik. Burası dayanışmak isteyenlerin bulunduğu yer. Ne yerel yönetimin ne de devletin bir organizasyonu yok. Çalışmalarımızı yürütmeye çalışıyoruz” sözlerini kullandı. 
 
‘Yardım merkezilerini kapatma çabası halkı ölüme terk etmek demek’
 
 
TTB’nin Samandağ’da kurmak istediği sağlık merkezinin deprem bölgesi bahanesiyle engellendiğini aktaran Cansel, soğuk ve hijyen koşulları nedeniyle sağlık sorunları yaşandığını dile getirdi. TTB ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) çadırlarına yönelik baskının iyi niyetle okunamayacağını vurgulayan Cansel, şöyle devam etti: “Bu insanları sağlık hizmetinden mahrum bırakıp ölüme terk etmek demek oluyor. İlk günden beri buradayız. Ertesi gün kaymakam geldi kapatmak istediler. Buraya da gelebilirler. Gelirlerse ciddi anlamda çok fazla insana ulaştığını biliyorlar. Bütün çalışanlara yardım edecek merkezi kapatmak Samandağ ve onunla dayanışan herkesi ölüme terk etmek demek” şeklinde konuştu. 
 
Özellikle temiz su, iç çamaşırının hala acil ihtiyaç listesinde olduğunu dile getiren Cansel, dayanışmanın durdurulmaması çağrısında bulundu.
 
‘Devletin verdiği yetersiz kalıyor’
 
 
Desteklerin eşit şekilde dağıtılmadığını bir aileden farklı bireylerin ayrı ayrı erzak alabildiğini ifade eden depremzede Didar Can “Adres yazdırıyoruz koliler gelmiyor, bazen gelmiyor. Ben AFAD’dan yazdırdım birkaç defa geldiler. Aradık ama daha gelmediler. İnsanların evleri çöktü ciddi anlamda ihtiyaçları var. Bir sürü yardım geliyor, yardımseverler geliyor çok da yardım ediyorlar. Devlet ne kadar veriyor onu bilemiyorum, yetersiz kalıyor” ifadelerini kullandı. 
 
‘18 kişi bir çadırda kalıyor’
 
Depremin üzerinden 20 günü aşkın süre geçmesine rağmen hala çadır almadıklarını, 18 kişi bir çadırda kaldıklarını belirten depremzede Lamia Gözbebek “Çocuklar korkuyorlar. Çamurun içindeler. Eltim ve iki çocuğu hayatını kaybetti. Üç gün enkazın altında kaldı, yaşıyorlardı kurtaramadık. Yardım istediler ama üzerine yıkıldı. Sonradan geldiler, 4 gün sonra çıkardık ölülerini” sözlerine yer verdi.
 
‘Hakkımızı helal etmiyoruz’
 
Hijyen malzemelerinin, iç çamaşırı ve özellikle suyun olmadığını, bebekler için ihtiyaçların giderilmediğini dile getiren ismini vermek istemeyen depremzedeler “Daha ne kadar sürecek bu? Devlet zamanında yetişmedi. İnsanlar üç gün enkaz altında kaldı, devlet yetişmedi. Enkaz altında kalanlar için hakkımızı helal etmiyoruz. Yabancı arkadaşların verdiği yardımın ufacığını bile devlet vermedi ” dedi.
 
‘Cumhurbaşkanı da belediye başkanı da bize yardım etmedi’
 
Depremden üç gün sonra AFAD ekiplerinin değil gönüllülerin geldiğini dile getiren başka bir depremzede ise 4 gün sonra ailesinin bütün bireylerinin cenazelerini enkaz altından çıkarabildiklerini dile getirdi. Depremzede, “Ne zamana kadar bu sürecek? O günden beri yıkanamıyoruz. Giyecek bir şeyimiz yok. Ne cumhurbaşkanı ne belediye başkanı kimse bize yardım etmedi” sözleriyle tepki gösterdi.