Şüpheli ölüm ve katliamların araştırılması için önerge

  • 15:17 7 Ekim 2024
  • Siyaset
 
 
ANKARA- DEM Parti Erzirom Milletvekili Meral Danış Beştaş, “şüpheli” diye nitelendirilen kadın ölümleri ve katliamların araştırılması için önerge verdi. 
 
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Erzirom Milletvekili Meral Danış Beştaş, kadınların şiddet ve katliamlara karşı “acil eylem planı” çağrılarına rağmen iktidarın sessizliğini eleştirerek, şüpheli kadın ölümlerinin araştırılması ve başta İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı olmak üzere son 22 yıllık pratiklerinin araştırılması ve kadın katliamlarının önüne geçilmesi için Meclis’e 2 önerge verdi.  
 
‘Cezasızlık katliamlara üstü kapalı onay niteliğinde’
 
Önergenin gerekçesinde şu ifadeler yer aldı: "Sadece Eylül ayında erkekler 42 kadını öldürmüştür. En az 20 kadın ölümü de şüpheli kadın ölümü olarak kayıtlara geçmiştir. Rojin Kabaiş’in ani ve şüpheli bir şekilde kayboluşu, İkbal Uzuner ve Ayşegül Halil’in sırasıyla aynı kişi tarafından vahşice katledilmesi, yine aynı gün Beyoğlu’nda bir kadının iki kişi tarafından tacize maruz kalması, kadınların ne denli büyük bir yaşamsal risk altında olduklarını açıkça göstermektedir. Bu kadar çok ve göz göre göre yaşanan şiddet ve cinayetler, yargının uyguladığı cezasızlık politikalarını bir kez daha gündeme getirmiştir. Elbette koruma kararlarının etkin bir şekilde uygulanmaması, yargılama aşamasında erkeğe hafifletici neden bulma çabası ve bu cezasızlık politikasının pratiğe aktarılması, bir sonraki katliam için faillere üstü kapalı bir onay anlamına gelmektedir. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme sürecinde erkekler tarafından gösterilen sevinç ve memnuniyet de bunun bir başka göstergesiydi."
 
Katliamlara ‘intihar süsü’
 
Şüpheli kadın ölümlerine ilişkin önergede ise gerçekleşen ve "intihar" denilen ölümlerin aslında intihar olmadığı, bu ölümlerin şüpheli olduğu ancak etkin soruşturma yürütülmediği için faillerin yargılanmadığı gerçeği vurgulanmıştır. Bu konuda araştırma yapılması talep edilen önergenin gerekçe kısmında şunlara dikkat çekildi: "Çok sayıda cinayete ‘intihar’ süsü verildiği gibi, kadınların intihara sürüklendiği olaylar da söz konusudur. Geçtiğimiz yıl kamuoyuna yansıyan verilere göre, 315 kadın eril şiddet sonucu yaşamını yitirmişken, 248 kadının da şüpheli bir şekilde öldüğü kayıtlara geçmiştir. Yani şiddet neticesinde ölen kadın sayısı kadar, şüpheli şekilde ölen kadın da vardır. Bu verilerin, ölüm biçimlerini şüpheli bulan yakınlarının iddiaları üzerine elde edildiği düşünüldüğünde, herhangi bir sorgulamaya tabi tutulmaksızın üstü örtülen şüpheli ölümlerin çok daha fazla olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Katillerin genellikle kadının akraba çevresinden olduğu gerçeği, faillerin korunduğunu ve cinayetlerin üzerinin örtüldüğünü göstermektedir.
 
Diğer yandan, etkin soruşturma yürütülmeyen her kadın ölümünde, ölenin ‘kadın’ olması ve bu yüzden soruşturmaların sonuçlandırılmaması adeta bir alışkanlık haline gelmiştir. Bu da kadın yaşamının değersiz görüldüğünün bir kanıtı olarak karşımızda durmaktadır. Şüpheli olarak bırakılan ölümlerde etkin soruşturma yapılmaması, dava açılmaması, faillerin tutuklanmaması ve cezalandırılmaması; kadın cinayetlerinin artmasına yol açmaktadır. Esasen uygulanan cezasızlık politikalarının bir nevi cinayete teşvik niteliğinde olduğu unutulmamalı ve göz ardı edilmemelidir. Cezasız bırakılan her cinayet, yeni cinayetlerin ve üstelik çok daha fazla sayıda meydana gelmesine neden olmaktadır.
 
Bu nedenle kadın cinayetlerinin araştırılması kadar, şüpheli kadın ölümlerinin de aydınlatılması büyük önem arz etmektedir. Parlamentonun sorumluluğu bu cinayetleri önlemek olup, cinayetlerin nedenlerini sorgulamak ve şüpheli kadın ölümlerini açığa çıkarmak elzemdir."