DFG ve MKGP’den açıklama: Gözaltındaki gazetecileri serbest bırakın

  • 13:20 13 Haziran 2022
  • Güncel

DİYARBAKIR - DFG ve MKGP gözaltında tutulan gazetecilerle dayanışma amacıyla Ari Yapım önünde yapılan açıklamaya, “Günlerdir iktidarın siyasi amaçları doğrultusunda gözaltında olan arkadaşlarımızın derhal serbest bırakılması çağrısında bulunuyoruz. Arkadaşlarımız bırakılana kadar açıklama yapmaya devam edeceğiz” dedi. 

 
Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) ve Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu (MKGP) 6 gündür gözaltında olan 20’si gazeteci  22 kişi ile dayanışmak ve baskıları protesto etmek amacıyla Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde bulunan Ari Yapım önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya gazetecilerin yanı sıra Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır İl Eşbaşkanları Gülistan Atasoy ile Zeyyat Ceylan, HDP Diyarbakır Milletvekili Remziye Tosun, Tevgera Jinên Azad (TJA), Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Özüm Vurgun, İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, HDP ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) il ve ilçe örgütleri, Amed Emek ve Demokrasi Platformu, Türkiye İşçi Partisi (TİP) ve Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) destek verdi. 
 
Açıklamada gözaltında tutulan gazetecilerin fotoğraflarının basıldığı ve “Susturamayacaksınız” yazılı pankart taşınırken, “Özgür basın susturulamaz” sloganı atıldı. 
 
‘Tüm ekipmanlara el konuldu’
 
Açıklamayı okuyan DFG Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu, Diyarbakır’da 8 Haziran sabahı evlerine yapılan baskınlarında 20’si gazeteci olmak üzere 22 kişinin gözaltına alındığını hatırlattı. Dicle, "6 gündür gözaltında tutulan meslektaşlarımızın gözaltı gerekçeleri dosyaya getirilen kısıtlılık kararı nedeniyle bilinmediği gibi önceki gün gözaltı süreleri de 4 gün daha uzatıldı. Düzenlenen operasyonla birlikte arkadaşlarımızın çalışma alanları olan ajans ve prodüksiyon şirketlerine baskın yapılarak tüm ekipmanlara el konuldu. Gerekçesiz yapılan bu el koyma işlemiyle birlikte bu prodüksiyon şirketlerine girişler de engelleniyor" dedi. 
 
 ‘Havuz medya marifetiyle gerçekler saklanmaya çalışılıyor’
 
İktidarın saldırılarının yanında “yandaş medya”nın saldırılarına maruz kaldıklarını belirten Dicle, "Bize iktidarın diliyle yaklaşan, gazetecileri hedef gösteren bütün medya kuruluşlarını kınıyoruz. Halk için hakikat haberciliği yapanlara saldıran bu dil toplum dışı bir dildir. Habercilik etiğiyle bağdaşmayan, gazetecilik ilkelerini çiğneyen bu dili kabul etmiyoruz. Bütün politikalarında manipülasyon yapan iktidar, havuz medya marifetiyle toplumdan gerçekleri saklayarak savaşı, ekonomik krizi ve kirli siyasetini görünmez kılmak istiyor. Bundan kaynaklı da gerçekleri toplumla paylaşan bütün kesimleri baskı altına alıyor. Uyguladığı baskı politikalarıyla toplumda rıza yaratmaya çalışan iktidar bütün gerçeklere saldırıyor. Son süreçte gelişen bütün gözaltı ve tutuklamalar bu gerçeklerin saklanması içindir. Gazeteciler yönelik bu operasyon ile iktidar; yürüttüğü savaşın etkilerini ve ekonomik krizin üstünü örtmek için halkın haber alma hakkını hedef alıyor. Gerçekleri görünmez kılmak isteyen iktidar, en çok da hakikat haberciliği yapan özgür basın emekçilerini hedef alıyor. Son süreçlerde topluma dönük saldırıların merkezinde yine Kürt gazeteciler var” sözlerine yer verdi. 
 
'Özgür basın hep direndi’
 
Her dönem saldırıların hedefi olan özgür basın çalışanlarının her şeye rağmen direnmeye ve haber yapmaya devam ettiğinin altını çizen Dicle, gerçekleri açığa çıkartan gazetecilerin 90’lı yıllarda Hizbullah ve JİTEM’in, 2000’li yıllarda da cemaatin hedefinde olduğunu söyledi. Dicle, “O süreçte gerçekleri çok zor koşullarda halka ulaştırmaya çalışan onlarca Kürt gazeteci katledildi, gazete binaları bombalandı, yüzlercesi tutuklanarak cezaevlerine konuldu. Günümüzde ise AKP-MHP iktidarının topluma uyguladığı baskı ve manipülasyona karşı hakikati dünyaya duyuran gazeteciler hedef alınıyor. Kürt gazeteciler her zaman ırkçılığa, milliyetçiliğe, dinciliğe ve cinsiyetçiliğe karşı bir yayın politikası izledi. Bütün saldırılara rağmen hakikatin izinden ayrılmayan özgür basın çalışanları olarak bizler Ape Musalardan Gurbetelli Ersözlere, Nujiyan Erhanlardan Rohat Aktaşlara her zaman ve her koşulda hakikatin izinden giden bir direniş çizgisinin mirasçılarıyız. Bu mirası bütün baskı, tutuklama ve gözaltılara rağmen yaşatmaya devam edeceğiz. Bütün kamuoyuna açık bir şekilde habercilik yapan ve program sunan arkadaşlarımızın gazetecilik faaliyetleri kriminalize edilemez. Gazetecilik suç değildir. Günlerdir iktidarın siyasi amaçları doğrultusunda gözaltında olan arkadaşlarımızın derhal serbest bırakılması çağrısında bulunuyoruz. Arkadaşlarımız bırakılana kadar açıklama yapmaya devam edeceğiz" şeklinde belirtti. 
 
Dicle, herkesi yarın JINNEWS'in Yenişehir ilçesi Kooperatifler Mahallesi'ndeki binası önünde saat 13.00'te yapacakları açıklamaya davet etti.
 
‘Mücadeleyi sürdüreceğiz’
 
MKGP adına konuşan Gazeteci Roza Metina ise, özgür basının saldırılar karşısında direndiğini belirtti. Roza, "Bir yandan Başûr ve Rojavaya yönelik saldırılar devam ederken bir yandan da ordaki gerçekleri yansıtan özgür basın, Bakur sahasında hedef alınıyor, saldırılara maruz kalıyor. Çünkü gerçeğin gün yüzüne çıkmasını istemiyorlar. Bugün bir ülkede gerçekleri dile getirenler gözaltına alınıyorsa hukuktan bahsedemeyiz. Türkiyedeki iç hukuk ve uluslarası hukuk işlenmiyor. Biz özgür basın olarak aynı zamanda bu hukuksuzluğa karşı mücadele ediyoruz ve mücadelemize de devam edeceğiz. Aynı zamanda havuz medya faşizmi büyütüyor. Bu yüzden biz özgür basın olarak yarın da gerçekleri, hakikati yazmaya devam edeceğiz. Bu haksızlıklar karşısında mücadeleyi sürdüreceğiz" ifadelerine yer verdi.