
Gazeteci İzel Sezer: Kürt medyası özel olarak hedefte
- 09:02 10 Şubat 2025
- Güncel
İSTANBUL - Son dönemlerde Özgür Basın emekçilerine yönelik artan saldırılara ilişkin değerlendirme yapan Gazeteci İzel Sezer, Kürt medyasının özel olarak hedef alındığını belirterek, “Halka gerçek haberi vermeye çalışan tüm meslektaşlarımızla yan yana gelmemiz ve birbirimize sahip çıkmamız lazım” dedi.
Yıllardır iktidar Özgür Basın çalışanlarına yönelik baskı, gözaltı, tutuklama, şiddet ve yıldırma uygulamalarını sürdürüyor. İktidarın Özgür Basın emekçilerine ilişkin baskılarının yanı sıra dijital medya hesaplarına erişim engelleri getiriliyor. En son JINNEWS Müdürü Özgür Değer, evine yapılan baskın sonucu işkence ile gözalıtana aldı, ardından da tutuklandı.
Son dönemde iktidarın özgür basına yönelik baskı, gözaltı ve tutuklamalarla hedef aldığına ilişkin DİSK Basın İş Yönetim Kurulu üyesi gazeteci İzel Sezer değerlendirmelerde bulundu.
Gazetecilere yönelik gözaltı, tutuklama operasyonlarının hepsinin medyaya yönelik bir darbe olduğunu ifade eden İzel Sezer, bu baskıları iktidarın yıldırma politikası olarak değerlendirdi. İzel Sezer, “Şiddet baskı, tutuklamalarla birçok gazeteci gözaltın alındı. Birkaç gün önce üyemizin de aralarında olduğu 7 gazeteci arkadaşımız tahliye edildi. 40 günlük hukuksuz bir sürecin ardından tahliye edilen arkadaşlarımız neden tutuklanmıştı? Hayatını kaybeden iki gazeteci meslektaşını anmak istediği için Şişhane Meydanı’nda orada sendikamızın da çağrısıyla bir basın açıklaması ve anma etkinliği düzenlemek istedikleri için tutuklandılar. İki meslektaşımız saldırıda öldürüldü ve o meslektaşlarımızı almak istedik sırf anmak istediğimiz için 7 meslektaşımız tutuklandı. Bu anlamıyla Özgür Basın’a yönelik saldırdılar bugün olan bir şey değil. Bu onlarca yıldır olan bir şey. AKP iktidarı ‘bir barış süreci’ örmeye çalıştığını söylese de bu barış sürecinde ilk hedefe alınanların gazeteciler olduğunu görüyoruz. Yani aslında bir barış olacaksa barışı duyuracak kişilerin nasıl iktidarın hedefi haline geldiğini ve baskıyla susturmaya çalışıldığını görüyor” dedi.
‘Kürt medyası özel olarak hedefte’
AKP iktidarının baskılarla halkın haber alma hakkına engel olduğunu dile getiren İzel Sezer, Özgür Basın emekçilerinin halkın gerçek haber alma hakkını savundukları için tutuklandıklarını belirti. İzel Sezer, “Mesleğimiz aslına baktığımızda bir kamu görevi dolayısıyla siz nasıl haber veremezseniz halkın da haber alma şansı olmaz. Dünyada bütün iktidarlar halkın bir şey öğrenmesini saklamak istiyorsa zaten doğrudan medyaya yönelik bir baskı kurar. Bu da aynı şekilde burada da bu örnekte görüyoruz. Sadece Kürt basınına değil Kürt halkına yönelikte bir baskı var. Yolda Kürtçe konuşan, sokak röportajında Kürtçe konuşan herkese yönelik bir baskı var. Tabi ki Kürt medyası özel olarak hedefte. Bunu ortaya koymak lazım. Kürt halkına yönelik saldırıları kayyımlarda görebiliriz, Kürt illerindeki eylemlerin bastırılma yöntemlerini bu şekilde görebiliriz. Ve dolayısıyla da Kürt halkının sesini duyuran her türlü araç ve medya da iktidarın hedefe koyduğu araçlardan biri. Genel olarak Kürt medyasına müdahale etmek Kürtlere ilişkin bir baskının bir aracı aynı zamanda” şeklinde konuştu.
‘En büyük sorumluluk halka düşüyor’
“Biz gazeteciler, halk haber alabilsin diye çalışıyoruz” diyen İzel Sezer, halkın gerçek bilgiye ulaşabilmesi için mücadele ettiklerini ifade etti. Halkın kendi haber alma hakkına sahip çıkması gerektiğini söyleyen İzel Sezer, “Halkın da şunu yapmasını tabii ki bekliyoruz ve talep ediyoruz. Evet bu gazeteciler bize haber vermeye çalışıyor ve sırf gerçekleri duyurmaya, bizi haberdar etmeye çalıştıkları için böyle bir baskıya şiddete tutuklamaya maruz kalıyorlar. Dolayısıyla tabii ki sahip çıkması lazım yani zaten halkın sahip çıkmadığı bir gazetecilik ve gazeteciler tutuklanır, gözaltına alınır. Herkese buradan da halka gazetelere sahip çıkma çarşısı yapıyoruz. Asıl halkın gazetecilere sahip çıkması gerekiyor. Eğer siz gerçek haberlere ve gazetecilere sahip çıkmazsanız, iktidar bütün yargıyı kendi arka bahçesi gibi kullandığı için her türlü hukuksuzluk, gözaltı, tutuklamalar olur. Bunlar çok doğal şeylere dönüştü artık kimse dönüp siz tutukladınız tamam işte yasal süreç devam etsin tutuklu arkadaşlarımız ‘neden tutuklulardı’ bunu sormadığınız ve halk bunu sormadığında doğal olarak bu hukuksuzluk süreci artarak devam edecek. En büyük sorumluluk halka düşüyor. Halkın gazetecileri ve haber alma hakkına sahip çıkması gerekiyor” diye belirtti.
‘Medyaya yönelik baskıya karşı mücadele edeceğiz’
Gazetecilerin baskı, şiddet ve sansüre maruz kaldığını paylaşan İzel Sezer, “Mesleki olarak da bir çok şeyle karşı karşıyayız. Güven, istihdam çok uzun çalışma saatleri, düşük ücretler bunlar aslında gazetecilerin karşı karşıya kaldığı şeyler. Biz gazetecilerin yaşamak için bir şekilde para kazanmamız lazım hayatını devam ettirebilmek için ve asgari düzeyde dahi çalışmamızın önüne geçen maddi koşullar var. Bunları da değerlendirmek lazım. Tabii ki baskıya sansüre şiddete karşı bütün meslektaşlarımızı bir araya gelme çağrısı yapıyoruz. Ama bir yandan da bu güvencesiz çalıştırılmaya karşı sendikasızlaştırılma girişimlerine karşı düşük ücretlere karşı da meslektaşlarımızın yan yana gelmeye çağırıyoruz. Yani sen tek başınasın, ben tek başımayım ve sesimizin tabii ki çıkması mümkün değil. Ama yan yana geldiğimizde yan yana durdurduğumuzda neleri başarabileceğimizin bence geçmiş örneklerden de farkındayız. Tek olduğumuzda yapabileceğimiz fazla bir şey yok ama yan yana geldiğimizde biri tutuklandığında nereli olduğuna, nerede doğduğuna, hangi medyada çalıştığına bakmadan sahip çıkabildiğimizde hem AKP’yle hem de medyaya yönelik baskıyla mücadele edebiliriz” şeklinde konuştu.
‘Bundan sonraki yol haritamız yan yana durmak’
İzel Sezer, şunları dile getirdi: “Özellikle bütün meslektaşlarımıza şu çağrıda bulunuyoruz: Kim olduğuna, nereli olduğuna, hangi medyada çalıştığına bakmaksızın halka haber vermeye çalışan tüm meslektaşlarımızla yan yana gelmemiz ve birbirimize sahip çıkmamız lazım. O Kürt’müş o Sunniymiş, o Türk’müş o Aleviymiş bunları gerçekten bir kenara bırakmadığınızda birbirimize sahip çıkmadığınızda bugün Kürt bir gazeteci tutuklandı yarın görüyoruz Türk gazetesinde tutuklanıyor. Çünkü birbirimize sahip çıkamıyoruz. O yüzden bundan sonraki yol haritamızda bu olacak. Zaten bu güne kadar tutuklanan, gözaltına alınan baskıya uğrayan bütün meslektaşlarımıza da dayanışma içindeydik, bundan sonra aynı şekilde kim olduğuna bakmaksızın tutuklanan şiddete maruz kalan baskıya maruz kalan meslektaşımız kimse onun yanında durmayan devam edeceğiz. Ve bir yandan da bu hukuksuzlukları duyurmaya çalışıyoruz. Bunlar için çeşitli çalışmalarımız var onlara da aynı şekilde devam edeceğiz.”