25 Kasım etkinlikleri : Direniş büyüyor

  • 15:08 20 Kasım 2024
  • Güncel
 
HABER MERKEZİ - 25 Kasım etkinliklerinde kadınlar dayanışmayı büyütmek, şiddete karşı mücadeleyi güçlendirmek için bir araya geldi. Agirî’den Mêrdîn’e birçok kentte atölyeler, fidan dikimleri ve eylemlerle kadınların ve çocukların yaşadığı ihlaller gündeme taşındı.
 
Tevgera Jinên Azad (TJA) öncülüğünde 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla birçok kentte etkinlikler düzenlendi.  İstanbul'da ise 25 Kasım Platformu öncülüğünde yürüyüş düzenlendi. 
 
Agirî
 
Tevgera Jinên Azad (TJA), Agirî’de 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında cezaevindeki kadın tutsaklara dayanışma kartı gönderdi. TJA’lı kadınların bir araya gelmesiyle hazırlanan kartlar zarflara konularak PTT aracılığıyla Türkiye ve Kürdistan cezaevlerinde tutulan kadın tutsaklara gönderildi.
 
 
İstanbul 
 
25 Kasım Kadın Platformu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla Şişli’de bulunan Halaskargazi caddesini trafiğe kapatma eylemi yaparak yürüyüş gerçekleştirdi. Eylemde kadınlar “Mücadelemiz birbirimiz için şiddet eşit, özgür yaşamak istiyoruz” pankartını açarak, “Yaşasın kadın dayanışması”, “jin jiyan azadî”, “susmuyoruz korkmuyoruz itaat etmiyoruz”, “katledilen translar onurumuzdur sloganlarını attı.
 
 
'Her yerde mücadele ediyoruz'
 
Eylemde kadınlar şu ifadeleri dile getirerek 25 Kasım’a çağrı yaptı: “25 Kasım’da Taksim’deyiz. Erkek şiddetti meşrulaştırılıyor, trans cinayetleri gündemde bile yer almıyor. Biz devletin cezasızlık politikalarına karşı kadınlar olarak her yerde mücadele ediyoruz. Bu 25 Kasım yine Taksim Tünel’deyiz eylemimizi gerçekleştireceğiz. Sokaklarda trans kadınlara şiddet uygulanıyor.”
 
Eylem yürüyüşün ardından son buldu. 
 
 
Amed 
 
TJA, 25 Kasım etkinlikleri kapsamında Amed'in merkez Lîce ilçesinde kadınlarla bir araya geldi. Düzenlenen atölyede bir yandan ataerkil sistemde kadının yok sayılma, katledilme ve şiddet görme konuları tartışılırken, bir yandan da bu sorunlarla nasıl başa çıkılır konusu da kadınlar arasında tartışıldı.
 
25 Kasım’ın önemi hakkında ve kadınların günlük yaşamda karşılaştığı sorunların konuşulmasıyla devam eden atölye, taleplerinin dinlenilmesi ve hediye dağıtımı ile sona erdi. 
 
TJA ayrıca Lîcê ilçesine bağlı Çemê Elîka (Birlik) Mahallesi'nde ev ziyaretinde bulundu. Burada kadınlarla bir araya gelen TJA,  kadın mücadelesini konuşurak örgütlülük ve dayanışmanın önemine değindi.
 
 
Mêrdîn
 
TJA, Mêrdîn’in Şemrex(Mazıdağı) ilçesinde bulunan Keleke (Yücedağ) köyünde fidan dikimi gerçekleştirdi. Fidan dikimine Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Merdin Milletvekili Beritan Güneş, Merdin Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Devrim Demir ile çok sayıda kadın katıldı. Fidan dikimi öncesinde kadınlar burada açıklama  yaptı. Açıklamada, “Li diji tundiye dewleta merane jin, jiyan, azadi” (Erkek devleti şiddetine karşı jin, jiyan, azadi” pankartı açıldı. Açıklama metnini TJA aktivisti Hatice Öncü okudu. 
 
‘Erkek egemen sistemin çoklu kalkanları vardır’
 
Üçüncü Dünya Savaşı olarak nitelendirdikleri süreçte kadınların ve çocukların maruz kaldığı ihlallere dikkat çeken Hatice Öncü, kadın katliamlarının politik olduğunu vurguladı. Hatice Öncü, “AKP-MHP iktidarı, mücadele eden kadınları gözaltı ve tutuklamalarla engellemeye çalışırken, failleri cezasızlık politikasıyla cesaretlendirmektedir. Sabıkalı failler serbest bırakılırken, ölmemek için özsavunma yapan kadınlar tutuklanmaktadır. Milliyetçi kodlarını kadınların katledilmesinde bile elden bırakmayan bu iktidar, Fatma Altınmakas’ın katledilmesinde olduğu gibi anadilde ifade verilmesini engelleyerek suç işlemektedir. Erkek egemen sistem, milliyetçilikle güçlendirilen politikalarıyla İpek Er’in ölümüne sebep olmuştur. Hakkari’de kolluktan cesaret alan fuhuş çetesine müdahale etmeyen devlet, bu durumu haberleştiren özgür basını ve mağdurun ailesini tehdit etmiştir. Dersim’de kaybolan Gülistan Doku’dan hâlâ haber alınamamaktadır. Van’da şüpheli şekilde kaybolan Rojin’in günler sonra cansız bedenine ulaşılmış, ancak katledilmesi hâlâ aydınlatılamamıştır. Her gün onlarca kadın katledilirken, karakollardan salınan failler kadınlar için tehdit olmaya devam etmektedir. İstanbul’da İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil, yarım saat arayla katledilmiş; buna rağmen kolluk, kadınlar sokaklara çıktığında barikat oluşturmak için seferber olmaktadır" dedi. 
 
‘Tecridi kırarak özgürleşeceğiz’
 
Kadın kırımlarının en büyük nedenlerinden birinin PKK Lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan tecrit olduğunu ifade eden Hatice Öncü, şu sözlere yer verdi: “Kapitalist modernite, çoklu krizler yaşayarak yaşadığı kaosu ulus devletler aracılığıyla aşmaya çalışıyor. Ortadoğu’nun savaşların merkezi haline geldiği bu süreçte, tüm kadınlar ve halklar için tek çözüm demokratik modernitenin inşasıdır. Bugün çözüm gücü, İmralı Cezaevi’nde tecrit altındadır. Tecrit politikaları, İmralı’dan başlayarak toplumun tüm hücrelerine yayılmıştır. Bu süreçten en çok etkilenenler yine kadınlardır. Biz kadınlar, kadın özgürlüğünü Sayın Öcalan üzerindeki tecrit politikasının kırılmasında görüyoruz. 25 Kasım’da tecridi kırmak için her sokağı, her mahalleyi eylem alanına dönüştüreceğiz. Tecridi kırarak özgürleşeceğiz.”
 
‘25 Kasım’da daha güçlü bir sesle haykıracağız’
 
Hatice Öncü, dile ve kültüre yönelik özel savaş politikalarının sürdüğünü kaydederek şu sözleri kullandı: “Bugün Kürdistan’daki saldırılar planlı ve sistematiktir. Faşizm körüklenerek ülkede ırkçılık palazlandırılmakta, anadilimiz Kürtçe yasaklanmakta, halay çekenler tutuklanmakta, kültürel etkinliklerimiz engellenmektedir. Güvenlik politikaları adı altında Kürt coğrafyası kırıma uğratılmak istenmektedir. Dün olduğu gibi bugün de direniş mirasımızdan aldığımız güçle mücadelemize devam edeceğiz. Savaşa ve özel psikolojik savaşa karşı direnişimizi büyüterek örgütleneceğiz. Her gün kadın katliamlarıyla uyandığımız bu coğrafyada çocuklarımız kaçırılmakta, tecavüze uğramakta, rant uğruna öldürülmektedir. Kadın özgürlük mücadelesini veren biz kadınlar için ‘Özgürlük çocuklukta başlar’ şiarı esastır. Çocuklarını koruyamayan bir toplum geleceksiz bir toplumdur. Çocuklarımızı korumak, öz savunmamızı almak en meşru mücadele yöntemimizdir. Çocuklarımızı rantınıza ve kirli zihniyetinize teslim etmeyeceğiz. Çocuklar için özgür bir geleceği inşa edeceğimizi bu 25 Kasım’da daha güçlü bir sesle haykıracağız.”
 
‘Özgürlük meşalelerini yakmaya çağırıyoruz’
 
25 Kasım etkinliklerine dair Hatice Öncü şu çağrıda bulundu: “Biz kadınlar için bu tarih, sadece şiddete karşı mücadele günü değil; öz savunmamızı güçlendirme, bilincimizi yükseltme ve kadın ittifaklarını büyütme günüdür. Erkek egemen devletler, kadınların tarihsel yaratımlarına ve güncel kazanımlarına saldırıyorsa, buna verilecek en anlamlı yanıt ortak mücadele hattımızı örmek olacaktır. Binlerce yıldır susmadık, bugün de susmayacağız. Egemen sistemlerin kadın düşmanı politikalarına karşı, kadın konfederalizmi gibi ortaklaşmalarla, kadın öncülüğünde toplumsal sistemler inşa etmeliyiz. Özgür yaşam, özgür kadınlarla gerçekleşecek; özgür toplum, kadınların ortak mücadelesiyle inşa edilecektir. Bu 25 Kasım’da Jin Jiyan Azadî ruhuyla, yüreklerimizdeki ateşi harlayacak, isyanımızı sokaklara taşıyacağız. Tüm kadınları, özgürlük meşalesini yakacağımız alanlara ve sokaklara davet ediyoruz.”
 
‘Mücadelemizi büyütmeye devam edeceğiz’
 
DEM Parti Mêrdîn Milletvekili Beritan Güneş, yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi: “Bugün çocuklar anadillerinde konuşamıyor; zırhlı araçlarla katlediliyor ve gözaltılar sırasında darp ediliyorlar. Ceylan Önkol gibi çocuklar havan mermileriyle öldürülüyor. Çocukların en doğal hakları olan yaşam hakları ellerinden alınıyor. Kürdistan ve Türkiye’de çocuklar, anadillerinde eğitim hakkından mahrum bırakılıyor. Çocuklar için imzalanan antlaşmalara 193 ülke taraf oldu. Bu antlaşmalar, çocuklar bugün ve yarın güzel bir yaşam sürsün diye yapıldı. Ancak Kürt çocukları, Türkiye’nin çekince maddelerinden dolayı bu haklardan mahrum bırakılıyor. Bizler direnişimizi büyütmeye devam edeceğiz. Bugün, hem kadınlar hem de çocuklar için fidan dikeceğiz. Çocuklar için mücadele etmeye devam edeceğimizin sözünü veriyoruz.”
 
Fidan dikimi ve mezarlık ziyareti
 
Açıklamanın ardından fidan dikimine başlandı. Dikilen fidanlara katledilen çocukların fotoğrafları iliştirildi. Fidan dikiminin ardından, Şemrex’te 20 Haziran’da meydana gelen yangında hayatını kaybedenlerin mezarları ziyaret edildi.