Halide Türkoğlu: Kadınlar örgütlü mücadele ile birbirine yaşam olacak

  • 10:58 20 Kasım 2024
  • Siyaset
 
 
ANKARA- Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı önünde yapılan açıklamada konuşan DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, söz konusu bakanlığın erkeklerle ittifak kurduğunu, kadın haklarını savunmadığını kendilerinin bu politikaları teşhir ettiklerini belirterek,  “Kadınlar örgütlü mücadele ile birbirine yaşam olacak” dedi.  
 
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit ve milletvekillerinin katılımıyla 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele günü etkinlikleri kapsamında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı önünden seslendiler. “Özgür ve Eşit Yaşamda Israrcıyız Erkek Devlet Şiddetine Karşı İsyandayız” pankartı taşıyan kadınlar “İsyandayız yan yanayız” ve “Jin jiyan azadî” dedi. 
 
‘Bu bakanlık kadın kazanımlarını hedef haline getiriyor’
 
Açıklamada konuşan Halide Türkoğlu, 7 Kasım’da verilen start ile şiddeti her biçimiyle her alanda teşhir ettiklerini söyledi. Halide Türkoğlu, her türlü kadın kazanımına karşı 22 yıllık AKP iktidarında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın şiddetteki rolüne değinerek, “Bu bakanlığın kadına yönelik şiddete dair mücadele etmesi gerekirken tam tersine kadın kazanımlarını hedef haline getiriyor. Bakanlık, kadınlara yönelik yoksulluğu bitirmesi gerekirken yoksulluğun daha da derinleşmesini sağlıyor. Bu bakanlık, kadın katliamlarını önlemesi gerekirken yargı sürecinde cezasızlık politikalarına karşı tek bir söz dahi kuramıyor. Bu bakanlık, çocukların yaşam hakkını savunması gerekirken çocuk istismarlarını ortadan kaldırması gerekirken önümüze erken yaşta evlilik gibi yasal düzenlemeler geldiğinde yine tek bir söz kurmuyor. Bu bakanlık, engelli kadınların ve engelli bakımı yüklenen kadınların sorunlarını çözmesi gerekirken bu rehabilitasyon merkezlerinde engelli çocuklar ve kadınlar şiddete hedefi haline geliyor. Bu bakanlık, buna dair bir söz kurmuyor. Deprem bölgesinde kadınlar şiddetin hedefi haline gelirken, derinden bir yoksulluk yaşarken ve depremin etkilerini azaltması gerekirken bu bakanlık, deprem bölgesinde sorumluluklarını yerine getirmediği gibi kadınların yaşadığı şiddet ve istismara söz kurmuyor ve politika üretmiyor” sözlerini kullandı. 
 
‘Erkeklerle ittifak kuran bir bakanlık’
 
Bakanlığın erkek egemen zihniyetle ittifak kurduğunu belirten Halide Türkoğlu, “Bakanlık bütçesini oluştururken kapalı kapılar ardında erkek egemen zihniyetle bir bütçe çalışması yapıyor. Kadınların sorunlarını çözmek yerine bütçesini erkek egemen aile politikası üzerinden götürüyor. Bu bakanlık kadınları savunmuyor. Kadınların yaşam hakkını savunmadığı gibi toplumda kadın ve erkek eşitliğini savunan bir yerde durmuyor. Biz bugün bu bakanlığın politikalarını teşhir etmek için buradayız. Teşhir edeceğiz, teşhir ettikçe sözümüzü büyütmek zorundayız. Biz bugün burada birçok yerden kadınların mücadelesini, kadınların taleplerini, kadınların sözlerini dillendirmeye çalışıyoruz. İsteriz ki bu bakanlık kadınların hakları üzerinden ‘kadın kazanımlarını nasıl büyütürüm’ üzerinden çalışma yapıp politika üretseydi, kadın hareketleriyle yan yana gelseydi, kadın siyasetçilerle yan yana gelseydi ve ortak politika bu ülkede nasıl hayata geçirilir bunun tartışmasını yürütebilseydi. Ancak Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı erkeklerle ittifak kuran bir bakanlık. Bu toplumda erkek egemen zihniyet daha da büyüsün, cinsiyetçilik alsın başını götürsün, her yerde şiddet söylemi ve ayrımcılık artsın diye ittifakını kurmuş” diye konuştu.
 
‘Asıl olan öz savunmadır’
 
Devamında Halide Türkoğlu şunları söyledi: “Öyle bir ittifak kurmuş ki kadın hareketleriyle, inisiyatifleriyle, platformlarıyla çalışma yapmak yerine kendine göre makul derneklerle, ailecilik üzerinden bir şekilde cinsiyetçiliği büyütecek politikaları hayata geçirecek, şiddeti besleyecek derneklerle çalışma yapıyor. Öyle ki Diyanet ile çalışma yaparken kadın erkek eşitliğini fıtratına ters gören bir zihniyetle hayata geçiriyor. Erken yaşta evliliğin mubah olduğunu söyleyen Diyanet ile bunu hayata geçiriyor. Bunun üzerinden politika yürütürken eğitim kurumları başta olmak üzere birçok alanda bu zihniyet büyüsün diye her türlü çabayı gösteriyor. Onlar her türlü çabayı göstersinler, onlar kadın katliamlarını, şiddeti besleyen politikaları hayata geçirebilirler ama bizler eşitlik ve özgürlük mücadelesi veren kadınlar olarak mücadelemizle öz savunmamızı, örgütlülüğümüzü büyütmek zorundayız. Bugün buraya gelişimiz örgütlü gerçekliğimizden geliyor. Kadın özgürlük mücadelesi kadınların asıl öz savunmasıdır. Yani kadınlar isyan ettikçe, seslerini yükselttikçe kadın cinayetlerini durdurma noktasında büyük bir mücadele veriyor. Çünkü bu bakanlıklar görevlerini yerine getirmediği zaman onların görevlerini yerine getirmek için bizler sokaklarda, alanlarda suçlarını teşhir ediyoruz.”
 
'Öz savunmamızı oluşturacağız'
 
“Bu ülkede ne yazık ki kadınlara yönelik bir savaş açılmış durumda” diyen Halide Türkoğlu, “Her gün kadın katliamları yaşanıyor. BM’nin son yayınlanan raporuna göre 2023’te dünyada her 10 dakikada bir kadın katlediliyor. Bu korkunç bir olaydır. Bu ülkede de ne yazık ki her gün en az 3 kadın katlediliyor. Şehir fark etmeksizin bu ülkeyi yönetenler kadın katliamlarında oluşturdukları politikalarla kadın cinayetlerini artırıyor. Biz buradan tekrardan uyarıyoruz. Ürettiğiniz politikalar katliama sebep oluyor, bu toplumda eşitsizliği beslediği için katliamlar gün be gün artıyor. Kadınlar her yerde, her şekilde şiddet ve ayrımcılığın hedefi haline geliyor. Bugün kadınların ekonomik şiddetten fiziksel şiddete, cinsel şiddetten duygusal şiddete, dijital şiddetten birçok şiddet biçimiyle karşı karşıya kaldıklarını biliyoruz. Bu şiddete karşı mücadelede bizler örgütlü mücadelemizi yükselterek öz savunmamızı oluşturacağız” ifadelerini kullandı.
 
‘Bu toplumun teminatı kadınlarının özgürlük ve eşitlik mücadelesidir’
 
Politikaları üreten iktidarın kadınları örgütsüz ve savunmasız bırakmak ve kendi makul kadın inşasını hayata geçirmek için 22 yıldır bu politikalarla bu bakanlığın içeriğiyle her şekilde oynadıklarını dile getiren Halide Türkoğlu, şunları belirtti: “Önce adından kadını çıkarıp Aile Bakanlığı dediler, sonra üzerine bir çalışma bakanlığı eklediler, kadınların mücadelesini nasıl sosyal haklarını ellerinden alırız diye her şekilde müdahale ettiler. Sonra Aile Bakanlığı içine sosyal politikaları eklediler, yaşlı ve engelli bakımı gibi hizmetleri her birini kadınların üzerine nasıl bir yük olarak koyarız diye ellerinden geleni yaptılar. Geldiğimiz aşamada sığınaklar, kadın merkezleri açılmasın diye uğraştılar. Çünkü kadınlara ayrılan artık aileye ayrılan bir bütçeydi. Bu aile aslında erkek egemen zihniyeti besleyecek, aile reisliğini erkeklik üzerinden tanımlayacak bir aile politikasını hayata geçiriyorlar. Biz bugün bu aile politikalarını teşhir ederken kadınların özgür ve eşit yaşayabileceği alanların çoğalması için mücadele ediyoruz. Kadınlar eşit ve özgür olduğu zaman şiddet sarmalı da şiddetin her türlü hali de ortadan kalkmış olur. Bu toplumun teminatı kadınların özgürlük ve eşitlik mücadelesidir. Yükselen kadın ve çocuk katliamları ve istismarları toplumun nasıl çöktüğünün göstergesidir. Bu katliamlara, istismar ve tecavüzlere karşı örgütlü mücadeledir savunmamızı oluşturacak olan. O yönüyle bu 25 Kasım’a giderken alanlarda sözümüzü, isyanımızı örgütleyerek büyütmek zorundayız. Bunu yaptığımız zaman bu ülkede kadınların eşit ve özgür bir yaşamı hep birlikte inşa edeceği günleri de adım adım örmüş oluyoruz.”
 
‘Erkekleri atadılar bakanlık bir gün olsun ses çıkarmadı’
 
“Bugün bu ülkede üretilen politikalar nasıl kutuplaştırıcı ve düşmanlaştırıcı ise bu savaş politikalarından bağımsız değil” diyen Halide Türkoğlu, “Bu ülke hem Orta Doğu coğrafyasında hem de kendi içinde savaş politikalarından vazgeçmiyor. Biz biliyoruz ki her savaşın hedefinde kadınlar ve çocuklar vardır. Bu savaş politikalarının bir yansıması da antidemokratik olmak, özgürlüğü askıya almak, eşitliği yok saymaktır. Bu politikalar bugün kayyım politikası olarak da kendini göstermektedir. Halfeti'de, Batman’da, Mardin’de, Hakkari’de, Esenyurt’ta atanan kayyımlar yerel demokrasinin askıya alınmasına neden olan politikalardır. Bu toplumun barış ve özgürlük umudunu askıya alınmasına sebep olan politikalardır. Biliyoruz ki 8 yıl boyunca atanmış olan kayyımların hedefinde hep kadınlar vardı. Arkamda gördüğünüz bakanlık genelgeleri ile nüfusu 100 bini geçen yerlerde sığınak açılması üzerinden politika üreten bir bakanlık. Ama gelin görün ki kayyımlar ilk icraat olarak sığınakları kapattı, kadın merkezlerini kapattı. Kadın politikaları müdürlüklerine de erkek memurları atadı. Böylesine kayyım zihniyetinin ürettiği politikalara bakanlık bir kez olsun ses çıkarmadı. Çıkarmaz da. Bizler bir yandan bu politikaların ne kadar iki yüzlü olduğunu, aynı zamanda kayyım politikasının tıpkı bu iktidar gibi kadın düşmanı olduğunu her yerde teşhir edeceğiz. Kadınların iradesinin gasp edilmesi, seçme ve seçilme hakkının elinden alınması olan kayyım zihniyetine karşı eş başkanlık ve eşit temsiliyet sistemimiz ile mücadelemizde kararlı olacağız ve bu kararlılığımızı büyütmeye devam edeceğiz” dedi.
 
‘Kadınlar örgütlü mücadelesi ile birbirine yaşam olacak’
 
25 Kasım’a doğru giderken bugünün 20 Kasım’ın da Çocuk Hakları Günü olduğunu hatırlatan Halide Türkoğlu, “Bugün ne yazık ki çocuklara dair, haklarına dair kimse söz kuramıyor. Temel gündemimiz çocuk katliamları ve istismar olmuş durumda ya da yoksulluktan yaşamını yitirirken ya da çocuk işçiliği ile sömürülen çocuklar. Evet biz bunları konuşuyoruz. Halbuki bu ülkede çocukların yaşam hakkını, eşit bir şekilde bu toplumda var olma gerçekliğini konuşmamız gerekirken, yükselen çocuk katliamları temel gündemimiz olmuştur. 20 Kasım Nefret Cinayetlerine Karşı Mücadele ve Anma Günü. Bu ülkede kutuplaştırıcı siyasetin temel hedefinde farklı cinsel kimlik ve yönelimleri olan kişiler var. Biliyoruz ki bu nefret aynı zamanda bir katliama dönüşüyor. Bu nefret söylemleri barınma sorunundan tutun yoksullaşma sorunlarını da temel gündem haline getiriyor. Bizler kadın mücadelesi yapanlar, eşitlik ve özgürlük mücadelesi verenler olarak bu toplumda tüm farklılıklarımızla var olma mücadelesini birlikte vereceğiz. O yönüyle de nefret söylemlerine karşı, nefret cinayetlerine karşı örgütlü mücadelemizi büyüteceğiz. 25 Kasım’da her yerde, her alanda her türlü şiddete karşı isyanımızı büyüteceğiz. Özgür ve eşit yaşamda ısrarcıyız, erkek-devlet şiddetine karşı isyandayız diyerek yan yana geleceğiz, dayanışmamızı büyüteceğiz, kadınların isyanı olacağız ve her yere ‘jin, jiyan, azadi’ diyerek mücadelemiz ve öfkemiz daha da büyüyecek. Özgürlük ve eşitlik mücadelemiz bu ülkenin temel meselesi haline gelecektir. Biliyoruz ki kadınlar kazanacak, kadınlar örgütlü mücadelesi ile birbirine yaşam olacak, dayanışma olacak” şeklinde konuştu.