Edebiyatın öncü kadınları: Yazın daha fazla yazın...

  • 09:02 20 Ocak 2018
  • Kültür Sanat
Evrim Kepenek
 
İSTANBUL - Hayatın her alanındaki erkek bakış açısı edebiyata da yansımış durumda. Oysa, popüler kültürün “renkli” raflarında ön sıralarda yer almasalar da kadın edebiyatçıların yazınları da son döneme damga vuran eserlerden. Can, İthaki ve Ceylan yayınları ile Ayizi Kitap tarafından okuyucu ile buluşturulan bu eserler adeta kadınlara şöyle sesleniyor: Yazın, yazın daha fazla yazın…  
 
Edebiyat dünyası da tıpkı medya alanı gibi erkek yazarlar tarafından işgal edilmiş durumda. Oysa, kendi dünyalarındaki erilliği kitaplar aracılığı ile okuyucuyla buluşturan erkek yazının ve yayınevlerinin tekeline çomak olmasa da kalem sokan kadın yazarlar günümüz edebiyatına yön veriyor. “Kadınlar da, Shakespeare gibi bir yazar olabilir, yeter ki özgürlüğe alışalım, düşündüğümüzü aynen yazmaya cesaretimiz olsun" diyen onlarca kadın yazar arasından, son dönemde, kitapları okuyucu ile buluşan kadınların okuyucuya bıraktığı ses ise artarak  bir çığlığa dönüşüyor: Yazın, yazın daha fazla yazın…  
 
'Uy Karadeniz Uy...(Lanetliler)'
 
Yakın dönemde kadın yazarlar tarafından kaleme alınan kitaplardan biri Erendiz Atasü’nün Can Yayınları’ndan çıkan  “Uy Karadeniz Uy.. (Lanetliler)” kitabı.  Kitabın konusu şöyle; Birinci Dünya Savaşı’nın kendisinin çokça hissettirdiği günler. Trabzon’da Kırmızı Hafız’ın kızı Rabia, dönemin toplumsal yapısına göre daha cesaretli ve farklı duruşu ile öne çıkıyor. Ailesini işgal altındaki Trabzon’dan çıkaran Rabia’nın torunu Selma, yıllar sonra Trabzon’a döndüğünde, Trabzon’un keskin erk dünyası ile birkez daha karşılaşıyor. Erendiz’in Rabia ve torunu arasında kurduğu bağ, zaman ve mekan olarak da kuşaklar arasında kurulan bir köprü gibi insanı, bu zamandan alıp önce savaş yıkıntılarına sonrada tam da günümüzün ortasına bırakıyor. Kitabın ilk öyküsünün ardından Erendiz’in kelimeleri Rabia ile sınırlı değil. Sonraki öyküsünde okuru, 1980’lere baskı altındaki Ankara’da acılı bir kadın aydına ve bir akıl hastanesinde insan olmanın onuruna tutunarak boyun eğmeyen Hülya’nın hayatına götüren Erendiz’in kaleminden kadınların iç dünyasını okumak, okurun zihninde yeni pencereler açıyor.
 
'Kadınlarımız, Sofrada Yeri Ağzında Dili Olmayan...'
 
Yine yakın dönemde okuyucuyla buluşan bir diğer kitap da Hatice Eroğlu Akdoğan’ın Ceylan Yayınları aracılığıyla kadını anlattığı, “ Kadınlarımız, Sofrada Yeri Ağzında Dili Olmayan” kitabı. Köylerin yakılması, çatışmalar, modernleşme… Köyden kente göçün nedenleri farklılıklar gösterse de göç aşamasının tüm yükünü omuzlayanlar ortak; kadınlar.  Yaşları 60 ila 85 arasında değişen 15’i aşkın kadınla birebir yapılan görüşmeler sonucu yazıya dökülen kitapta, kadınların göçler sırasında neler yaşadıklarına, erkekler tarafından nasıl ötelendiklerine, çoğu kez en yakınındakilere dahi seslerini duyuramadıklarına tanık oluyorsunuz. Kitabın en önemli ayrıntılarından biri de, her bir röportaj bitip diğeri başladığında toplumsal hafızada yer turan, “Kızını dövmeyen dizini döver”, “Avradın kazdığı kuyudan su çıkmaz”, “Kadın erkeğin şeytanıdır” gibi deyimleri hatırlatması. 
 
Bu hatırlatma kitabın bütünü ile düşünüldüğünde, kadınların nelere mecbur bırakıldığını ve hayata tutunmak için vermiş olduğu mücadeleyi daha da içselleştirerek anlamak mümkün.
 
Sofya Kurban’dan ‘Cebimdeki Taşlar’
 
Aksu Bora, İlknur Üstün ve Selma Acuner tarafından kurulan Ayizi Kitap, kadın kaleminin okurla buluşturulmasında en önemli işlevi yerine getirenlerden. Feminist bir yayınevi hedefi ile yola çıkan Ayizi’nin 50’inci kitabı Cebimdeki Taşlar.  İddialı öyküler yerine kendi gerçekliğinizle yüzleşme fırsatı yakalayacağınızı hissettiğiniz kitap, hedefine ulaştıysa okuru için tek soluk da okumalık kitaplardan.
 
Anılar paramparça: Suat Derviş - İthaki Yayınları
 
Osmanlı’nın son dönemlerine  yakından tanıklık etmiş yazar -gazeteci Suat Derviş’in yazılarının bir araya getirilmesi ile oluşan kitapta, Suat’ın anılarına, gazete yazılarına, gezilerine, kendisiyle yapılmış röportajlara, aile tarihçesine yer veriliyor. Yazarın, Almanya’da Hitler dönemine ait tanıklıkları ile geçmişin ve şimdinin sesini duymanız olası.  Suat Derviş’in yazılarından oluşan bu son kitabı, sizi en başa Suat’ın hayatına ve ilk yazdığı kitaba götürüyor. Çünkü, Suat, ilk kitabını daha 7 yaşında yazmış, döneminin erkek romancıları arasında öncü olacağının ip uçlarını daha o günler de vermiş bir kalem ustası.
 
Kadınlığım, Yazarlığım, Yurdum: Erendiz Atasü
 
Erendiz, yazarlığının 20’inci yılında, kadınların iç sesine yer veren, kalemi kadınların ruhunu yansıtan önemli yazarlarımızdan. Erendiz’in bu son kitabında, kadın edebiyatçı olarak var olma sürecine, kadın edebiyatçıların sorunlarına, soru işaretlerine tanık olmak mümkün. Kendi yazılarına da eleştirel bakan yazar, feminist harekete ve ülke gündemine de sıkça göndermeler yapıyor.