‘Gelin birlikte yazalım bu korkunç masalın son sahnesini!’

  • 13:14 27 Mart 2020
  • Kültür Sanat
ANKARA- “Güneş, ay ve sular herkesindir diyen sesler çağırıyor sizi, acı çekenleri işiten ve karşı çıkan sesler çağırıyor sizi: Gelin birlikte yazalım bu korkunç masalın son sahnesini!” sözleri, ihraç edilen akademisyen Süreyya Karacabey'in 27 Mart Dünya Tiyatro Günü vesilesiyle kaleme aldığı bildiriden.
 
Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi’ndeki (DTCF) görevinden  Barış Bildirisine imza attığı için Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen  Doç.Dr. Süreyya Karacabey, "27 Mart Dünya Tiyatro Günü" vesilesiyle “Tiyatro… Tiyatro… Dergisi” için  bir bildiri kaleme aldı.
 
Süreyya’nın kaleme aldığı bildiri şöyle:
 
“Hep çağırdılar sizi, onlar sahnedeydi.
 
Görün diye, parçalanmış bir dünyanın yaralı imgesini. İnsanın insana hiç yardım etmediğini, koşarak savaşa gidenlerin geri dönmediğini.
 
Hep çağırdılar sizi, onlar sahnedeydi.
 
Gösterdiler size binlerce yıldır dönen zulüm değirmenini. İntikam tanrıçalarından beri tekrar ediyordu, kanın kanla temizlenişi ve hep kanlıydı bir ülke kurmak Romus Romulus’tan beri, kardeş kardeşi hep öldürüyordu Habil ve Kabil’den beri.
 
Hep çağırdılar sizi, onlar sahnedeydi.
 
Duydunuz dillerinden çivilenmiş halkların sessizliğini, evlerin içinde büyüyen cesetleri, adalet istedikçe kafası ezilen ötekileri. Şarkısını söylediler size dönecek ormanı kalmamış yağmur kuşlarının, betonla büyüyen kentlerinizden kovulan hayvanların, şarkısını söylediler hep kendi yok oluşuna çalışan bir uygarlığın.
 
Hep çağırdılar sizi, onlar sahnedeydi.
 
Ateşle kuşatılmıştı hayatlar, yasakla kuşatılmıştı, kardeşlerin birbirini boğdurmasıyla başlıyordu saltanat hikayeleri. Çok başındaydı hikayenin Kassandra’nın kehaneti, çok başındaydı acı çeken hayvanların dilsizliği. Ateşten kaçarken suda boğulan insanların gölgeleri bütün sınır hikayelerinin başındaydı. Kokuşmuş şeyler vardı kentlerde Hamlet’ten beri, söz cesetleri büyüyordu ağızlarda Brecht’ten beri, kanlıydı ülkeler Romus Romulus’tan beri ve bu zulüm döngüsüne tarih diyordu kitaplar başından beri.
 
Hep çağırdılar sizi, onlar sahnedeydi.
 
Yıkımını seyrettiğiniz dünya evinizdi. Sahnede asılı kalmış sesler çağırıyor şimdi sizi, dünya herkesin eviydi. Güneş, ay ve sular herkesindir diyen sesler çağırıyor sizi, acı çekenleri işiten ve karşı çıkan sesler çağırıyor sizi: Gelin birlikte yazalım bu korkunç masalın son sahnesini!"