Pınar Gültekin davasında emsal karar bekleniyor

  • 11:06 18 Şubat 2023
  • Hukuk
 
Melike Aydın
 
İZMİR - Yeniden görülen Pınar Gültekin davasında savcının failler hakkında istediği cezayı yerinde bulduklarını söyleyen dava avukatlarından Kübra Deniz Çelik, kadın katliamlarına gerekçe sunulmasının önüne geçilmesi için kararın caydırıcı ve emsal olması gerektiğini vurguladı. 
 
Muğla'da 2020 yılında üniversite öğrencisi Pınar Gültekin'i (27) katleden Cemal Metin Avcı'nın (32) “Canavarca hisle eziyet çektirerek ve tasarlayarak öldürme” suçundan yargılandığı dava yeniden görüldü. Muğla 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde fail Cemal Metin Avcı'ya son duruşmada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilirken, “Haksız tahrik indirimi” uygulanarak, ceza 23 yıla indirmişti. Faile yardım eden ve tutuksuz yargılanan kardeşi Mertcan Avcı, annesi Ayten Avcı, babası Selim Avcı, boşandığı Eda Karagün ve ortağı Şükrü Gökhan Orhan hakkında ise beraat kararı verilmişti.
 
İzmir Bölge Adliyesi Mahkemesi istinaf başvurularının ardından kararı bozarak davanın yeniden görülmesine karar vermişti. 15 Şubat’ta İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4'ncü Ceza Dairesi'nde görülen davada ise savcı Cemal Metin Avcı’nın “Canavarca hisle eziyet çektirerek ve tasarlayarak öldürme” suçundan kardeşi Mertcan Avcı’nın ise “Canavarca hisle eziyet çektirerek ve tasarlayarak öldürmeye iştirak” suçundan ceza almasını istedi. Faillerin avukatları ise ek savunma için süre talep etti. Davanın karar duruşması 10 Mart’ta görülecek. 
 
Dava avukatlarından Kübra Deniz Çelik, görülen duruşmada savcının mütalaasına ve dava ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. 
 
‘Savcı haksız tahrik indirimini doğru bulmadı’
 
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yanı sıra Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın istinaf talebinde bulunduğunu hatırlatan Kübra, davanın ilk derecede yeniden görebileceğini söyledi. Savcının verdiği mütalaanın Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde verilen savcı mütalaasındaki gibi bir talepte bulunduğunu belirten Kübra, “Canavarca hisle öldürme suçundan ceza verilmemişti. Yakarak öldürmek amacıyla değil bedenden kurtulma amacı taşındığı belirtilmişti. Savcılık mütalaasında bizim de istediğimiz gibi hem tasarlayarak hem de canavarca hisle öldürme suçundan ceza verilmesini, taraflar arasındaki ilişkiye dair ise itibar edilmesinin mümkün olmayan haksız tahrik savunmalarının olduğunu vurgulayarak indirim yapılmamasını talep etti” dedi.
 
‘Mertcan Avcı’nın suç ortaklığını başından beri söylüyorduk’
 
Kübra, mütalaada savcının Pınar’ın ölüm şeklinde Adli Tıp Kurumu (ATK) raporlarında yangının etkisinin de bulunduğunu vurguladığını kaydederek, “Yakarak öldürmenin bariz örneklerinin olduğunu vurgulayarak canavarca hisle öldürülmesi ve haksız tahrik savunmasının itibar edilmeyecek savunmalarla indirilen cezanın ne kamu vicdanına ne de hukuka uygun olduğunu belirttik. HTS kayıtları incelendiğinde Mertcan Avcı’nın bağ evinde olduğu, ancak ifadesinde ise yakıldığını bilmediğini söylüyor. Savcı, yakılma esnasında yanmaya nezaret edip beklediğini, Mertcan Avcı’nın ifadesine itibar edilmemesini, küçük bir bağ evi bahçesi ve bunu görmemesinin mümkün olmadığını söyledi. Biz başından beri bunu söylüyoruz. Bizim açımızdan lehte bir mütalaa verildi ama mahkemede bunu göreceğiz” ifadelerini kullandı. 
 
‘Haksız tahrike yönelik uygulamalarının kaldırılmasını bekliyoruz’
 
Muğla’da görülen davada benzer bir mütalaa verilmesine rağmen mahkemenin aynı şekilde karar verdiğini anımsatan Kübra, “Burada daha da detaylandırıldı bu açıdan olumlu. İtibar edilmesi mümkün olmayan haksız tahrik savunması var. Sürekli değiştirilen bir savunma var. Haksız tahrike yönelik uygulamanın kaldırılmasını bekliyoruz” diye belirtti.
 
‘Anne baba ve iş ortağı hakkında istinaf hakkımız yoktu’
 
Mahkemede bir sürprizle karşılaşmak istemediklerini dile getiren Kübra, “Anne, baba ortak suç delillerini gizlemekten yargılanıyor. Onlarla ilgili beraat kararı verilmişti. İstinafa başvurduk ancak savcılık bunu adliyeye karşı işlenen suçlar kapsamında değerlendirerek bizim istinaf hakkımızın bulunmadığına kanaat getirdi. Dolayısıyla ceza talebinde bulunmadı” dedi. 
 
‘Herhangi bir kılıf bulunmasın’
 
Pınar’ın duruşmasının uluslararası boyutta da yankı bulduğunu ve davanın bir simge haline geldiğini kaydeden Kübra, fail savunmalarında sürekli katliama gerekçeler sunulduğunun altını çizdi. “Bizim bu algıyı kırmamız lazım” diyen Kübra, konuşmasının devamında şu sözlere yer verdi: “Bu anlamda da kamuoyunda çok fazla yer bulmuş bir dosya haline geldi. Bunun da göz önüne alınması ve bir kadının öldürülmesi, ‘öldürüldü ama şu nedenle öldürüldü’ gibi bir açıklamaya tabi tutulmaması açısından da önemli. Destek buldu ve bu desteğin devam etmesini istiyoruz ve bekliyoruz. Cezanın da caydırıcı nitelikte olmasını gerektiğini düşünüyoruz. Herhangi bir kılıf bulunmasın, herhangi bir haksız tahrik savunmalarıyla canice katleden insanların çok az süre cezaevinde kaldıktan sonra çıkıp hayatlarına devam etmesi ama o kadının hayatının baharında toprak altında olması hepimizin vicdanını yaralıyor. Cezanın caydırıcılığı ve emsal olması açısından önemli” diye ifade etti.
 
Kübra son olarak, 10 Mart’ta hakkaniyete uygun bir karar çıkmasını beklediğini söyledi.