İSTANBUL - Geçtiğimiz hafta Covid-19’a yakalanan demans hastası, Kürt siyasetçi ve hukukçu Aysel Tuğluk ile görüşen ÖHD’li avukatlar, Aysel’in kelimeleri dahi hatırlamakta zorluk çektiğini söyleyerek bir an önce yaşanan hukuksuzluğa son verilmesi çağrısında bulundu.

 

Kandıra 1 No’lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde tutulan ve geçtiğimiz günlerde Covid-19’a yakalanan demans hastası Kürt siyasetçi, hukukçu Aysel Tuğluk’un sağlık durumu her geçen gün daha da kötüye gidiyor. Aysel’in ağırlaşan durumuna karşı “hukuksuzluk” da aynı şekilde derinleşiyor. Aysel’in avukatları, Anayasa Mahkemesi’ne ceza infazının ertelenmesi ve tahliye edilmesine ilişkin başvuruda bulunmuştu. Ancak tedbir talebi reddedilmiş, bu sefer de Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş ve Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyesi Fatma Kurtulan, Aysel’in cezaevinde tutularak hak ihlaline maruz kalmaması ve telafisi imkansız zararlara mahal verilmemesi için tahliyesine yönelik koşulların sağlanması amacıyla Kamu Denetçiliği Kurumu’na başvuruda bulundu. Bu başvuruya ise henüz bir yanıt verilmedi. Bunun karşısında kadınlar ise bulundukları her alandan, başta Aysel olmak üzere tüm hasta tutsakların serbest bırakılması çağrılarını haykırmaya devam ediyor.

 

Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul ve İzmir Şube üyesi avukatlar, 26 Ağustos tarihinde Aysel ile yaptıkları son görüşmeye ilişkin gözlemlerini ajansımızla paylaştı.

 

Bir gün herkese lazım olacak olan hukuk…

 

Yaptıkları her görüşmede Aysel’in durumunun cezaevi koşullarında her geçen gün daha da kötüye gittiğini gözlemlediklerini vurgulayan avukatlar, Türkiye’de hukukun işlemediğine bir kere daha şahit olduklarını dile getirdi. Avukatlar, “Vicdanların kör, sağır, dilsizi oynadığını ne yazık ki görüyoruz. Hasta tutsağın bulunduğu böylesi bir durumda bile düşman ceza hukukunda ısrar edilmesine anlam veremiyoruz. Biz hukukçuların özellikle böylesi zamanlarda, ‘Hukuk bir gün herkese lazım olacak’ cümlesi akıllara gelir. Çünkü Türkiye tarihi böylesi süreçlerle doludur. İnsanlar, anlayışlar geçicidir. Asıl olan, en temel insan hakları ve evrensel hukuk kurallarıdır. Bunların gözetilmesi gerekir” değerlendirmesinde bulundu.

 

Kelimeleri dahi hatırlamakta zorluk çekiyor

 

Aysel ile yaptıkları kısa görüşmede bile birçok rahatsızlığına şahit olduklarını belirten avukatlar, Aysel’in kelimeleri hatırlamakta dahi zorluk çektiği bir hastalığı olmasına rağmen cezaevinde tutulmasının bir işkence olduğunun altını çizdi. Avukatlar, Aysel’in son durumunu şu sözlerle özetledi: “Kurduğu cümlelerin birçoğu anlam bakımından düşüktü. Kendisinden yaklaşık 7-8 sayfa dilekçe imzalanması istendiğinde kalemi tutuşunun dahi sorunlu olduğu görülmüş, kendisinden istendiği gibi kutucukları taşırmadan imza atamamıştır. Denge probleminin arttığını ve yön yetisinin zayıfladığını gördük. Yine aynı anda birden fazla kişinin bulunması halinde odak problemi yaşadığına tanıklık ettik. Görüşmede edindiğimiz gözlemler bu yöndeydi.”

 

‘Eşitlik ilkesi doğrultusunda düzenleme yapılmalı’

 

Yaşı ileri düzeydeki ve hasta tutsaklar için yapılacak olan yeni düzenlemeleri ile genel af söylemlerinden bahsedildiğini ifade eden avukatlar,  yapılacak olan her düzenlemenin “samimiyetle” ve eşitlik ilkesine uygun bir şekilde yapıldığı takdirde yaşamda olumlu bir etki yaratacağını dile getirdi. Yaşanan “hukuksuzluğa” bir an önce son verilmesi çağrısında bulunan avukatlar, “Sayın Tuğluk özelinde tüm hasta tutsaklar için zamanın nasıl aleyhlerine işlediğine tanıklık ediyoruz. Son süreçte yaşanan hasta tutsak vefatları ne yazık ki bu durumun bir sonucudur. Daha fazla hapishanelerden tabutların çıkmaması adına samimi ve hızlı bir şekilde eşitlik ilkesi doğrultusunda düzenlemeye gidilmesi zorunluluğu artık doğmuştur. Bu vesile ile duyarlı olan tüm kesimleri de kamuoyu oluşturmaya çağırıyoruz. Hasta ve yaşlı tutsakların sesi olunması gerektiğini tekrardan vurguluyoruz” sözleriyle seslendi.