Kobanê Davası: Kadın mücadelesi yargılanıyor

  • 17:06 27 Ekim 2021
  • Hukuk
 
ANKARA - Kobanê Davasında konuşan avukat Çiğdem Kozan, Ayla Akat Ata için verilen beraat kararlarının bile tutuk gerekçesi yapıldığına dikkat çekerek, “Kadınların mücadelesi müvekkil şahsında yargılanıyor” dedi.
 
DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırıları üzerine 6-8 Ekim 2014’te yaşanan protestolar nedeniyle Halkların Demokratik Partisi (HDP) geçmiş dönem Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ile Selahattin Demirtaş, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) önceki dönem Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, HDP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri ve yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 21’i tutuklu 108 isim hakkında açılan Kobanê Davası’nın 5’inci duruşması 7’nci oturumu Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görülüyor.
 
Tayyip Erdoğan hakkında suç duyurusu talebi
 
Avukat Hadi Cin, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun hakkında “yargıya müdahale ettikleri” gerekçesiyle mahkemece haklarında suç duyurusunda bulunulmasını istedi.
 
Meclis konuşmaları getirilmedi
 
Ayla Akat Ata’nın avukatı Çiğdem Kozan söz alarak, Ayla’nın KJA’daki çalışmalarının dosya kapsamında suç sayıldığını ifade etti. Çiğdem, “Bununla ilgili Diyarbakır’da görülen davaları var. Aynı konu kapsamında 2 ayrı yargılama yapılıyor. Bunun net bir ihlal olduğu yönünde kararlar var. Müvekkil yaptığı konuşmalarla anayasal haklarını kullanmıştır. Dosya kapsamında müvekkil hakkında yer alan açıklamaların tamamı milletvekili olduğu dönemde yaptığı konuşmalarla aynı. Biz milletvekili olduğu dönem yaptığı konuşmaların hepsini dosyaya getirilmesini talep ettik ancak henüz getirilmedi. 2012’den 2019’a kadar müvekkilin katıldığı birçok etkinlik suçlama olarak dosyaya eklenmiş. 12 Ekim 2016 kapsamında yapılan sınır ötesi operasyonlara dair yapılan açıklamaların dosyaya eklenmesini talep ettik” dedi. 
 
‘Yargılananlar halkı sağduyuya çağıranlar’
 
Çözüm sürecinde yapılan konuşmaların suçlama olarak dosya kapsamında yer aldığına değinen Çiğdem, “Sizler çözüm sürecinde söylenen söz ve yapılanları suç saydığınız müddetçe bizler de bunu buradan dile getirmeye devam edeceğiz. Canlı kalkan olmaya dair bir eylem suçlamalara konu ediliyor. Ama müvekkil çözüm sürecinde görev almış bir kişi olarak sorumluluğu dahilinde bir çatışmanın çıkmasını engellemek maksatlı olarak faaliyet yürütmüştür. Bunların hiçbirinin suçlamaya konu edilemeyeceğini bir kez daha ifade ediyor ve dosya kapsamından çıkarılmasını talep ediyoruz. Müvekkile yönlendirilen 6-8 Ekim suçlamalarına dair suçlama konusu olan tek şey tweeti alıntılayıp paylaşması. Bu tweetin zaten suç teşkil etmeyeceği, düşünce ve ifade hakkı kapsamında olduğu da AİHM büyük daire kararıyla da net bir şekilde ortaya konuldu. Ancak mahkemeniz AİHM kararını uygulamamakta kararlı görünüyor” ifadelerini kullandı.
 
Dava kapsamında yargılananların, paramiliter güçlere karşı halkı sağduyuya çağıran kişiler olduğuna vurgu yapan Çiğdem, “Demirtaş’ın İmralı’dan geldiğini söylediği mesajda da sağduyu çağrısı yapıldığı açık bir şekilde görülmekte” diyerek AİHM kararlarını hatırlattı. 
 
‘Kadın mücadelesi yargılanıyor’
 
ANF’de yer alan haberlerin suçlama konusu yapılarak dosyaya eklendiğini belirten Çiğdem, “Bir haber sitesinin haber yapması müvekkile nasıl bir yargılama konusu olarak yönlendirilebilir? Kadınların mücadelesi müvekkil şahsında yargılanıyor. Müvekkilin KJA Sözcüsü olması suçlama konusu oluyor. Müvekkil zaten KJA’daki eylemlerinden dolayı yargılanmakta. Müvekkil 2013’ten bu yana KJA ve çeşitli kadın çalışmalarında yer almıştır. Kadınların örgütlenme iradesini engellemek için bu dernek ve kuruluşlar hedef alınmıştır” şeklinde konuştu.   
 
Beraat kararı tutukluluğa devam gerekçesi yapıldı
 
Ayla’nın beraat ettiği dosyalarının dahi tutukluluk devam gerekçesi yapıldığını vurgulayan Çiğdem, “Beraat kararlarının dahi tutukluğa devam gerekçesi yapılması anlaşılabilir bir durum değil. İddianamede yöneltilmeyen suçlamalar tutukluğa devam gerekçeleri olarak eklendi. Müvekkilin yaptığı açıklamalar, katıldığı parti toplantıları gerekçe yapılmış” dedi. 
 
‘Gizli tanık suça delil oluşturma yöntemi’
 
Dosyada yer alan gizli ve açık tanık beyanlarının birbirinin kopyası olduğunu kaydeden Çiğdem, “Burada yargılama devam ederken Diyarbakır’da yürütülen bir soruşturma kapsamında yalnızca gizli tanık Hermes’in beyanlarına dayanarak yeni bir iddianame hazırlandı. Gizli tanığın tanıklık ettiği durumları, belirtme gibi bir zorunluluğu var. Gizli tanık ifadeleri hukuki olarak çürümüş. Sadece gizli tanık beyanlarına dayanarak bir yargılama yapılamayacağı yönünde kararlar mevcut. Gizli tanık, suça delil oluşturmak için başvurulan bir yöntem” ifadelerini kullandı.
 
‘Taleplerimiz Sarayın duvarlarına çarpıp dönüyor’
 
Ardından söz alan avukat Kazım Bayraktar, “Taleplerimiz Saray’ın duvarlarına çarpıp geri dönüyor ama biz ısrarla savunma yapmaya devam ediyoruz. Bu davanın nasıl bir operasyonel dava olduğu ifade etmeye devam ediyoruz. Birçok toplumsal dinamik ile birlikte biz de bu salonda sözlerimizle sarayın duvarlarına vurmaya devam edeceğiz. Sarsıntılar duyuyoruz. Bu durumu Kavala ile ilgili yapılan açıklamaya baktığımızda da hissediyoruz. Biz burada şeklen size hitap ediyoruz ama asıl muhataplarının kim olduğunu da defalarca ifade ettik” diye belirtti.  
 
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin kararını hatırlatan Kazım, 22’nci Ağır Ceza Mahkemesindeki davanın düşürülmesi gerektiğini sözlerine ekledi. 
 
‘Adil yargılanma hakkı kısıtlanıyor’
 
Ardından söz alan avukat Cihan Aydın, bir sonraki duruşmanın en az bir buçuk ay sonrasına verilmesi yönünde taleplerini mahkemeye ilettiklerini belirterek, “ Ancak siz duruşmaya sadece bir hafta ara verileceğini belirttiniz. Bu adil yargılama hakkını kısıtlayan bir durum. Biz bu dosya içinde Türkiye’nin çok farklı illerinden geliyoruz. Bu dosyayı 2 hafta boyunca takip etmemiz de mümkün görünmüyor. Ayrıca müvekillerimizin de küçük SEGBİS odalarında ve burada bu yargılamayı takip etmeleri mümkün olmuyor” diyerek taleplerinin bir kez daha gözden geçirilmesini istedi. 
 
‘Devletin tüm kurumlarını buraya getirmişsiniz’
 
Mahkeme salonunda bulunan asker ve polislere ilişkin de konuşan Cihan, “Önümüze iki sıra asker ve polis koymuşsunuz. Davacı kısmına kamu hukuku yazıyor ama sanırım savcı bununla yetinmemiş, devletin tüm kamu kurumlarını buraya getirmiş. Cumhuriyet savcısı 276 kişi hakkında bu davaya katılma kararı almış, aslında bu durum polis fezlekesinde düzenlenmiş. Erciş Belediyesi’nin, Pertek Belediyesi’nin neden bu davaya katıldığını biliyor musunuz, bilmiyorsunuz biz de bilmiyoruz. Asgari olarak usul kurallarına uyun” şeklinde konuştu. 
 
‘Mit davanın tarafı’
 
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün davanın müştekisi olarak göründüğünü ifade eden Cihan,   “MİT bu davanın şikayetçisi ve katılanı olarak görünüyor. Adalet Bakanlığı da bu davanın mağduru ve katılanı olarak görünüyor. İstediğimiz talepte bulunduğumuz bilgi belgeler de yine bu davanın katılı durumundaki kurumlardan istiyorsunuz” diye belirtti. Davaya ilişkin olarak tüm aşamalarının kumpas fikriyle adım adım örüldüğünü kaydeden Cihan, “Bunlar ortaya da çıkacak. Bunları belgeleriyle size sunacağız. Onun için bu katılma mevzusunu gözden geçirin. Bu aşamaya kadar gönderilen talimatların hiçbirini kabul etmiyoruz. Kolluğun göndermiş olduğu tüm belgeler bizim için geçersizdir. Çünkü kolluk karşımızda davanın tarafı”  ifadelerini kullandı.
 
Duruşma avukatların savunmasıyla devam ediyor.
 

Etiketler:

kobanê dava