![](/staticfiles/news/251010/2025/02/08/823x463cc-van-08-02-25-rojin-kabais-avukat-zeynep-demir-rop-manset.jpg)
Rojin Kabaiş dosyasında son durum ne?
- 09:03 8 Şubat 2025
- Güncel
Rabia Önver
WAN - Üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş’in şüpheli ölümüyle ilgili değerlendirmede bulunan Wan Barosu Kadın Hakları Merkezi avukatlarından Zeynep Demir, dosyaya yeni atanan savcının sürece olumlu bir katkı sunduğunu belirterek, Rojin Kabaiş dosyası için sonuna kadar mücadele edeceklerini vurguladı.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü birinci sınıf öğrencisi 21 yaşındaki Rojin Kabaiş’in şüpheli ölümünün üzerinden 114 gün geçerken, birçok soru işareti hala giderilmiş değil. Soruşturma dosyasına getirilen gizlilik kararı devam ederken, "cenazenin kaç gün suda kaldığı, dışardan bir müdahalenin olup olmadığı, vücudundaki darp izlerinin neyden kaynaklandığı, tespit edilen erkek DNA’larının kime ait olduğu ve eşyalarının arasında bulunan ikinci telefon şarjına ne olduğu gibi birçok soruya yetkililer kulaklarını kapatmış durumda. Son olarak ise Rojin Kabaiş’in dosyasına ikinci bir savcı görevlendirildi.
Wan Barosu Kadın Hakları Merkezi avukatlarından Zeynep Demir, Rojin Kabaiş’in dosyasına ilişkin değerlendirme bulundu.
‘Rojin Kabaiş dosyası da bir şüpheli kadın ölümüdür’
Türkiye’de yaşanan kadın katliamların etkili soruşturmaların yürütülmediğine değinen Zeynep Demir, şüpheli kadın ölümlerinin cezasızlık politikalarıyla sonuçlanmasının sonucunda kadın katliamlarının da arttığını dile getirdi. Zeynep Demir, “Rojin Kabaiş dosyası da bir şüpheli kadın ölümüdür. Dosyanın ilk başından beri yürütülen bazı intihar algısı yaratılma üzerinde bir süreç yürütüldüğünü görüyoruz. Gelinen aşamada aslında dosyanın en başında belli medya kuruluşlarıyla servis edilen Rojin‘in okuduğu kitap olarak lanse edilen, kitabın aslında aylar öncesinden kütüphaneden alınan bir kitap olduğunu görüyoruz. Bu yaklaşım aslında Rojin dosyasının neden intihar ettiği ya da neden intihar olarak o algının yaratılmaya çalışıldı. Bunun doğru tespitler olmadığını görüyoruz yine belli bazı Google aramalarına servis edildiğini görüyoruz. Bu Google aramaları hangi tarihe ait hangi sürece ait nasıl elde edildi buna ilişkin veri yokken bu tür algıların yaratılmasına karşı çıktık” ifadelerini kullandı.
‘Yeni bir savcının atamasını olumlu olarak görüyoruz’
Dosyanın ilk günden bu yana dosyanın yürütülme aşaması dosya avukatlarından gizlenerek yürütüldüğünü söyleyen Zeynep Demir, “Bizim dosyaya sunacağımız katkının önünde bir engel olduğunu, dosyaya sunduğumuz taleplerin ne kadar karşılandığını hiçbir şekilde gizlilik karar sebebiyle öğrenemediğimizi belirtmiştik. Gelinen, aşamada dosyaya yeni bir savcı atandı bu savcının elbetteki bizlerin, kamuoyunun, barolarının ortak mücadelesi sonucu atandığını söyleyebiliriz. Bunun umut verici olduğunu söyleyebiliriz. Dosyanın en azından takipsizlikle kapatılmayacağını bu aşamada görebiliyoruz. Bir savcının atanması yapılacak çok şeyin daha kapsamlı araştırmaların yapılması gerektiğini göstermektedir. Bu anlamda da biz olumlu bir gelişme olarak görüyoruz” dedi.
‘Koruma yükümlülüğü yerine getirilmedi’
Üniversite ve kampüslerinde güvenlik önlemlerinin yoğun olduğu yerlerde kaybolma ve şüpheli ölümlerin olması öğrencilerin ihmallerle karşı karşıya kaldıklarını söyleyen Zeynep Demir, Rojin Kabaiş’in şüpheli ölümünden sonra üniversite ve kampüslerden sorumlu olan herkesin öğrencilere daha hassas yaklaşılması gerektiğini vurguladı. Zeynep Demir, "Rojin için değil, üniversitede bulunan her bir kadın noktasında bu şekilde bir tehlikenin mevcut olduğunu göstermektedir. Dosyanın en çok da bu anlamda sadece Rojin için değil diğer kadınlar noktasında da devletin pozitif yükümlülüğü yerine getirmemesi, önleme ve koruma yükümlülüklerini yerine getirmediğinde de açığa çıkarmaktadır. İstanbul Sözleşmesi ile birlikte devlete yüklenen temel bir görev vardır. Bu anlamda koruma ve önleme sorumluluğu vardır. Burada bizim kesinlikle koruma yükümlülüğünü yerine getirilmediğini görüyoruz. Gerekli önlemleri alınsaydı kampüs sahibinin her tarafı güvenlik kameraları ile donatılsaydı, orada bir güvenlik personeli bulunsaydı bugün belki çoğu soru işaretimiz giderilmiş olacaktı bu anlamda” sözlerine yer verdi.
‘Bir kişinin sığ alanda intihar etmesi elverişli mi?’
Rojin Kabaiş’in eşyalarının bulunduğu alan ile Mollakasım sahili arasında uzun bir mesafenin olduğunu aktaran Zeynep Demir, “Bizim savcılıktan temel talebimiz dalganın sürüklenme yönü ne tarafa doğru olduğunu bunun mevsimsel süreçlerde Eylül ve Ekim aylarında nasıl bir etkilenme durumunun olduğunu bilmek istiyoruz. Üniversitenin sığ bir alana sahip olması ve orada kaybolan birinin o sığ alanda ne kadar sürüklenebileceği ya da orada kazara bir durumun oluşması mümkün mü? İntihar eden bir kişinin sığ alanda intihar etmesi elverişli mi? Bu gibi birçok değerlendirmenin yapılmasını talep ettik. Bu anlamda özellikle Wan Gölü’n hareketliliği noktasında hareket yönünün tespiti açısından bir talebimiz oldu bu rapora ilişkili bilirkişi ve heyeti oluştuğunu biliyoruz bu bilirkişi heyetinin oluşturacağı rapor sonrasında aslında Rojin‘nin bu alandan oraya sürüklenmesi mümkün olup olmayacağı noktasında belki bir tespitimiz olacaktır” diye konuştu.
‘İntihar denmesi hukuka aykırı’
Dosyanın başından bu yana Rojin Kabaiş’in intihar ettiği algılarının olduğunu söyleyen Zeynep Demir, dosyada deliller olmadığı sürece şüpheli ölümün intihar yada katliam olarak değerlendirilmesinin süreç için doğru olmadığını söyledi. Zeynep Demir, “Gelinen aşamada dosyanın intihar olduğu noktasında elimizde somut veriler olmamakla birlikte, cinayet olduğunu söylemek için de belli araştırmaların yapılması gerekmektedir. Tüm eksiklikler giderildikten sonra bir tespit yapmak hukuki açıdan daha sağlıklı olacaktır. Bizim bu dosyada en büyük talebimiz hiçbir eksikliğin bulunmadan sürecin tamamlanması ve bu aşamada artık savcının takdirinde olarak bir karar verilmesi. Şuan dosyanın mevcut haliyle hiçbir araştırma yapılmadan araştırmalar detaylandırılmadan dosyanın faili meçhul bir şekilde bırakması ya da intihar deyip sonuçlandırması hukuka aykırı bir durum olacaktır. Bu aşamada bizlerin öncelikli talebi dosya sürüncemede kalmadan ivedi bir şekilde tüm araştırmalar yapıldıktan sonra bu anlamda bir tespitin yapılmasıdır” şeklinde konuştu.
‘Dosyada ki eksiklikler değerlendirildi’
Rojin Kabaiş dosyasının eksik ve geç başlayan bir dava olduğunu vurgulayan Zeynep Demir, dosyada birçok taleplerinin de yerine getirilmediği ve sürüncemede bırakıldığını belirtti. Zeynep Demir, “İkinci bir savcının dosyaya bir ivedi kazandırdığını da söyleyebiliriz. Dosyada hızlanma oldu, ailenin yeniden ifadesi alındı. Eksik olan hususlara ilişkin en azından bir araştırma yapıldığını düşünüyoruz. Bu kapsamda Diyarbakır Barosu’nda bizleri ziyareti ve Nizamettin‘in Kabaiş ile birlikte yeni savcıyla bir görüşme gerçekleştirdik. Bu savcılık görüşmesi yaklaşık 4-5 saat sürdü. Bizler dosyaya özel müşteki olarak bulunan avukatlardan dosyanın gizlenmemesi, kısıtlılık kararının kaldırılması ve kısıtlılık kararının biz avukatlara uygulanmaması gerektiği üzerinde bir görüş alışverişinde bulunduk. En nihayetinde dosyanın geldiği aşamada mevcut eksiklikler değerlendirildi daha dosyanın öncesinde yapılan işlemler gelinen aşamada eksik bırakılan yapılmasını talep ettiğimiz hususlar tekrardan iletildi. Yeni savcıya bu aşamada biz geçen bir görüşme olduğunu belirtebiliriz. Niyetli sürecinde daha hızlı ve etkili bir araştırma ve soruşturmanın yürütüleceğini de düşünüyoruz” sözlerini kullandı.
‘Davanın takipçisi olacağız’
Dosya sürecinin başından beri iyi beri şekilde yürütülmüş olsaydı şuan dosyanın farklı bir aşamada olacağını aktaran Zeynep Demir, “Rojin Kabaiş dosyasında aslında sürecin en başından beri iyi bir şekilde yürütüldüğü taktirde bu aşamada birçok verinin elimizde olabileceğini düşünüyoruz. Kamera görüntülerinin her yerde kameraların olması halinde etkili bir sürecin yürüteceğini düşünüyoruz. Rojin Kabaiş’i bir kadın olarak dosyası değerlendirildiğinde şüpheli bir şekilde kalması aslında mevcut Türkiye’deki kadınların şüpheli bir şekilde ölümleri sonrasında dosyalarını takipsizlikle sonuçlandırıldığını görebiliyoruz. Bu anlamda biz tüm kadın ölümleri için bir şekilde yürütülmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bunun için cezasız politikalarının uygulanmaması etkili soruşturma kimsenin aklanması kimler varsa dosyada detaylı bir araştırma yapılarak dosya bu kişilerin dahil edilmesi en nihayetinde oluşacak sonucunda yapılacak tüm maddi ihtiyacını gidermeye yönelik net bir tespit oluşturması gerektiğini söylemekte fayda var. Bu aşamada biz Van Barosu Kadın Hakları Merkezi olarak Wan’da dosyayı takip eden örgütler olarak bu dosyanın sonuna takipçisi olacağız. Rojin için adalet sağlanıncaya kadar mücadelemizi sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.