Kobanê duruşmasında avukatlar savunma yaptı

  • 20:06 2 Nisan 2021
  • Hukuk
 
ANKARA - “Kobane Soruşturması” kapsamında aralarında HDP önceki dönem Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da bulunduğu 28 siyasetçinin tutukluluk halinin incelenmesi yönünde görülen ara duruşmada, heyet başkanı kararı açıklamadan önce 1 saat ara verdi.
 
Halkların Demokratik Partisi’ne (HDP) yönelik başlatılan “Kobane Soruşturması” kapsamında aralarında HDP önceki dönem Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da tutuklu bulunduğu davada 28 siyasetçi hakkında, Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde tutukluluk hallerinin incelemesinin yapılacağı ara duruşma devam ediyor.
 
Verilen 2 saatlik öğen arasının ardından siyasetçiler savunmalarına kaldıkları yerden devam etti.
 
‘Yargının bağımsızlığını talep etmek zor’
 
Yerine kayyım atanan Kars Belediye Eşbaşkanı Ayhan Bilgen savunmasında, uzun bir siyasi mütalaa yapmayacağını, yargıyı ve mahkemeyi görmek istediği yerden savunma yapacağını belirtti. “Nasıl ki siyasete olan güven sarsılmışsa yargıya olan güven de sarsılmıştır” diyen Ayhan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yargıya olan güveni artırmak da yargıya düşen bir durumdur. İddia edilen suç çok ağır bir suç. Bir tedbir olması gereken uygulama bir cezalandırılmaya dönüşmüştür. Bu kabul edilebilir bir şey değildir. Kişisel olarak belediye başkanı seçildikten sonra hakkımda birçok dava ve soruşturma olmasına rağmen milletvekili dokunulmazlığımdan vazgeçtim. Nasıl ki toplum nezdinde yargılanmak ve aklanmak bir siyasetçinin göreviyse yargıdan da kaçmıyorum. Delil karartmaya gücüm yetmez zaten. Yargının bağımsızlığını talep etmenin zor olduğunu biliyorum. Ancak ülkenin duyduğu ihtiyaç olan yargı bağımsızlığını gözeterek hareket edin. Tahliyemi talep ediyorum.”
 
‘Bana etkin pişmanlıktan faydalanabilecek itirafçı bulun’
 
Siyasetçilerin savunmalarını sonlandırmasının ardından söz alan avukatlardan Kenan Maçoğlu soruşturmanın tarihini hatırlatarak içeriğine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Temel suçlamaların 6-7-8 Ekim 2014 tarihinde gerçekleşen olaylar olduğunun altını çizen Kenan, “6-8 Ekim olayları kapsamında emniyetin 2015’te çıkardığı bir rapor var. Şu an tutuklu yargılanan çoğu kişinin ifadesi o dönem alınıyor ama tutuklama çıkmıyor. Savcılar raporu dikkate almıyorlar. Ama şu an bu dosyanın temelini oluşturan şey bu rapor. Savcı Ahmet Altun, savcılara ‘Bana etkin pişmanlıktan faydalanabilecek itirafçı bulun’ diyor. O dönem Ankara Sulh Ceza Hakimi ve dosyaya gizlilik kararı getiren savcı bu savcı. Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın bu davaya nasıl dahil edildiğini bilmiyoruz. Savcı herhangi bir bilgi ve belge bulamadan Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ı SEGBİS’e çağırdı. Onları tutuklamak için özel bir hakim arayışına girildi. Tutuklamanın ardından bile savcının odası yoktu. Kendi istekleri doğrultusunda ‘Mahir’ diye gizli tanık buldular. Tabii gizli tanık tek başına bir şey ifade etmiyor. Sonra Sami Baran diye açık bir tanık buldular” diye belirtti.  
 
‘Savcı, bu suçların işlendiğine gerçekten ikna mıdır?’
 
Avukat Cemile Turhallı Balsak savunmasında bu davanın bir kumpas davası olduğuna işaret ederek,   bunun adaleli bir yargılama olmadığının altını çizdi. 324 klasörden oluşan bir dava dosyasından bahsettiklerine vurgu yapan Cemile, “Yargılamayı özel kılan bir neden de yargılananların siyasetçi oluşudur. Savcı, bu suçların işlendiğine gerçekten ikna mıdır? Bir hukukçu bir suçun hangi fiile karşılık geldiğini pekala bilir. Böyle bir fiil 2014’te işlenmişse savcı etkin bir soruşturma yapmalı. Savcı bu suçları işlendiğine ikna ise o dönem etkin soruşturma yapmayan ve 6 yıl sonra tutuklama yapan savcılar hakkında soruşturma başlatmalıdır. Ankara savcıları suç işlemiştir ve o savcılar hakkında suç duyurusunda bulunulmalıdır. Büyük Daire Kararına ilişkin şunu söylemek isterim; Bir hakkın konusunu bir iddianın konusu yapamazsınız. Bu kararın altında imzası olan Türk yargısı. Bu karar sizleri bağlar bizleri değil. Burada iradi bir karar vermenizi istiyoruz” şeklinde konuştu.
 
‘Bu yargılama mükerrer yargılamadır’
 
Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın avukatı Cahit Kırkazak Figen ve Selahattin’in ülkenin demokratikleşmesi için çabaladığının altını çizerek, “Onlara kaçma şüphesiyle yaklaşmak ülkenin gerçekliğinden uzaklaşmak demektir. Bu yargılama mükerrer yargılamadır” dedi.
 
‘Adli kontrolün yetersiz kalışının sebebi nedir?’
 
Avukat Nuray Özdoğan da müvekkillerinin 2017 yılında konuya dair ifadelerinin alındığını hatırlattı. Nuray, ilk sorguda müvekkillerine sorulan sorunun “6-8 Ekim olaylarına ilişkin HDP resmi Twitter hesabından yapılan paylaşıma ilişkin beyanınız nedir?” şeklinde olduğunu belirtti.  Nuray, “Müvekkillerim o dönem MYK üyesi olmaları gerekçesiyle tutuklandılar. ‘Devrimin Rojava Hali’ isimli kitap suç sayılmış. Bu kitap alındıktan sonra yasaklanmış ve hala çoğu yerde satılıyor. Yanı sıra kimi haber ajanslarının haberleri suça konu olmuş. Müvekkilim Berfin Özgü Köse’nin isminin şüpheli sıfatıyla dosyada geçmesinden başka hiçbir şeyi yok. Müvekkilim Emine Beyza Üstün’ün de bu dava dışında herhangi bir yargılaması bulunmamaktadır. Eğer tutukluluk halinin devamına karar verecekseniz adli kontrolün yetersiz kalışının sebebi nedir? Müvekkillerim ve tüm siyasetçilerin tahliyelerini talep ediyorum” sözlerini kullandı.
 
‘Hangi dosyanın incelemesi?’
 
Figen Yüksekdağ’ın avukatı Ezgi Güngördü yaptığı savunmada Figen’in tutukluluk değerlendirmesinin hangi dosyanın tutukluluk incelemesi olduğunu sordu. Buna bir açıklama getirilmesi gerektiğini kaydeden Ezgi, “Müvekkilim Kasım 2016’dan beri Kobanê olayları nedeniyle tutukludur, bu nedenle müvekkilimin tahliyesini talep ediyorum” dedi.
 
‘Dosyaya ne zaman dahil edildi?’
 
Ayla Akat Ata’nın avukatı Atiye Arıkan, müvekkilinin dosyaya ne zaman dahil edildiğini öğrenmek istediklerini bunu sormalarına karşın yanıtını alamadıklarını belirterek tahliye talebinde bulundu.
 
‘Müşteki sıfatının kazandırılmasını talep ediyoruz’
 
Ayla Akat Ata’nın bir başka avukatı olan Şevin Alaca ise davanın siyasi saikler çerçevesinde özensizlikle yürütüldüğünü ifade etti. Ayla'nın 6-8 Ekim 2014 olaylarında Diyarbakır’da bulunan Hüda Par binası önünde saldırıya maruz kaldığını hatırlatan Şevin, “Buna ilişkin şikayeti de var. Bunun dava dosyasına dahil edilmesini istiyoruz ve Ayla Akat'ın müştekilik sıfatının kazandırılmasını talep ediyoruz” sözlerine yer verdi. 
 
Söz alan tüm avukatlar siyasetçilerin tahliyelerini talep etti. 
 
Mahkeme başkanı kararını açıklamadan önce duruşmaya 1 saatlik ara verdi. Verilen aranın ardından, tutuklu yargılanan 28 siyasetçi hakkında tutukluluk hallerine ilişkin karar açıklanacak.