VAN -  İki yurttaşın helikopterden atılmasını haberleştirdikten sonra tutuklanan 4 gazetecinin davasında mahkeme heyeti, 4 gazetecinin tahliye edilmesine karar verdi. 

 

Van'da 2 köylünün helikopterden atılması ve işkence görmelerini haberleştirdikleri için 9 Ekim 2020’de tutuklanan Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri Adnan Bilen ve Cemil Uğur, muhabirimiz Şehriban Abi ve gazeteci Nazan Sala ile tutuksuz yargılanan MA muhabiri Zeynep Durgut hakkında açılan davanın ilk duruşması verilen aranın ardından avukat savunmaları ile devam ediyor. 

 

 ‘Ucundan kıyısında tutularak suç bulmaya çalışılmış’

 

Muhabirimiz Şehriban Abi’nin avukatı Barış Oflas, soruşturmanın başlangıcının hukuka aykırı başladığını belirtti. Müvekkili hakkında somut hiçbir delilin olmadığını ifade eden Barış, “Gazeteciler acısından örgütün hiyerarşisi içinde yer aldıklarına dair tek delil yok. Türkiye basın özgürlüğü konusunda kötü bir sıralamada. İddianamenin içeriğinde tek şey, gazetecilerin yaptığı haberler bunlarda suç olarak görülüyor.  Dosyada bulunan delilerin bir tanesi de, evde bulunan kıyafete üç renk ve arasında yıldız sembolü olduğu için ‘örgüt üyesi’ olarak suç yöneltiyorlar. Yine suç sayılan delilerin bir tanesi de Jineoloji dergisi. Dosya o kadar karışık ki. Adeta ne bulsak da dosyaya yerleştirsek yapılmış. Soruşturmanın başından bu yana bir delil yok. Ama ucundan kıyısından tutularak suç üretilmeye çalışılmış” dedi.  

 

‘Gazeteciler istediği konuda haber yapabilir’

 

İddianame hazırlandıktan sonra müvekkilleri hakkında çıkan haberlerin de suç olarak görüldüğünü ifade eden Barış, gazetecilerin istediği konuda haber yapma özgürlüğünün olduğunu söyledi. Şehriban’ın toplum, yaşam ve ekoloji haberlerinin özellikle görülmek istenmediğine işaret eden Barış, müvekkilinin bir gazeteci olduğunu ve yaptığı telefon görüşmelerinin habercilik kapsamında yapıldığını dile getirerek, müvekkilinin tutuksuz yargılanmasını ve serbest bırakılmasını talep etti.  

 

‘Yargılanan gazeteciler değil gazeteciliktir’

 

Ardından savunma yapan Van Baro Başkanı Zülküf Uçar, gazetecilerin yargılanma sebebinin iki yurttaşın helikopterden işkence edilerek atılması olduğunu, ama dosyada bu iddiaya ilişkin bir şeyi olmadığını ama tutuklu bulunan dört gazetecinin bundan kaynaklı tutuklu bulunduğunu bütün kamuoyunun bildiğini kaydetti. Zülküf, “Olayı yakından takip ediyoruz ve tüm ayrıntıları inceliyoruz.  Ağır bir olay var ve bu olayın basitleştirilmesi ve kamu nezdinde gündem olmasından kaynaklı gazeteciler tutuklu.  Dışarıda konuşan herkesin ‘terörist’ edildiği bir dönemden geçiyoruz. Zeynep Durgut sadece telefonla konuştuğu için yargılanıyor. Diğer tutuklu gazetecilerin dosyalarında hiçbir şey yok. Yargılanan gazeteciler değil gazeteciliktir. Gazetecilerin tahliye edilmesini bekliyoruz” dedi.  

 

‘Gazeteciler hakkında kuvvetli bir suç şüphesi yok’

 

Avukat Zelal Pelin Doğan ise, tutuklu gazeteciler için AYM ve AİHM’in aldığı kararlara değindi. Helikopterden atılan iki yurttaşa ilişkin siyasi partilerin inceleme yaptığını ve raporların hazırlandığını  belirten Zelal, “Konun gündem olmasından kaynaklı ve tepkilerin yükselmesiyle birlikte gazeteciler tutuklandı. Gazeteciler hakkında kuvvetli bir şüphe olmamasına rağmen tutuklandığını iddia ediyoruz. Bundan kaynaklı gazetecilerin beratını talep ediyoruz” diye konuştu. 

  

Zelal,  Şehriban’ın ev baskınında delil olarak sunulan, “sarı kırmızı yeşil” renkteki yöresel kıyafete ilişkin mahkeme heyetine, “Bir yöresel kıyafete ilişkin örgüt ithamı yapılmasının sebebi nedir?” diye sordu.  Heyetin soruyu cevapsız bırakması ise dikkat çekti.  

 

Savcı: Gazetecilerin gazetecilik faaliyeti göstermiyor