Dayı istismar etti, anne baba akladı, savcı ifade almadı!

  • 09:09 31 Mart 2021
  • Hukuk
Öznur Değer
 
ANKARA - İki yıl önce Onur Tunç tarafından cinsel istismara maruz bırakılan çocuğun, anne babası tarafından da tehdit edildiği öğrenildi. 9 aydır halasıyla kalan çocuğun, Ankara 8’inci Sulh Hukuk Mahkemesi’nde görülen davada anne ve babasına geri verilmesine dair karar çıktı.
 
Her gün en az bir kadının katledildiği ve onlarca çocuğun istismara maruz bırakıldığı Türkiye’de İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesinin ardından kadın ve çocukların güvenliği büyük bir tehlike altında. Ajansımızın basına yansıyan haberlerden derlediği verilere göre 2020 yılında 33 çocuk katledildi, 49 çocuk da cinsel istismara maruz bırakıldı. Ocak ve şubat ayı içerisinde ise 4 çocuk cinsel istismara maruz bırakıldı, 4 çocuk şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi, 2 çocuk ise katledildi. Şiddet veya cinsel şiddet karşısında ses çıkarabilen, sesini kamuoyuna duyurabilen kadınların aksine çocukların seslerini duyurabileceği ve haklarını savunabileceği koşulları oldukça kısıtlı.
 
Basına yansıyanın aksine çocuğa yönelik istismar ve şiddetin verilerini elde etmek de oldukça zor. Çocuk istismarının yaşandığı kentlerden biri de Dersim. 
 
Dersim’in Mazgirt ilçesine bağlı bir köyde ailesi ile birlikte yaşayan çocuk, 2 yıl önce dayısı Onur Tunç tarafından cinsel istismara maruz bırakıldı. Annesi N.O ve babası H.O. tarafından da bilinip aklanan istismar, 2 yıl sonra çocuğun, Ankara’da halasıyla birlikte yaşamaya başlamasının ardından gördüğü psikolojik destek sayesinde açığa çıktı. Bunun üzerine savcılığa fail hakkında suç duyurusunda bulunan hala, herhangi bir sonuç alamadıklarını kaydetti. Dün ise Ankara 8’inci Sulh Hukuk Mahkemesi’nde görülen vekalet duruşmasında mahkeme, çocuğun 9 aydır birlikte yaşadığı halasından alınıp anne ve babasına verilmesi yönünde karar verdi.
 
2 yıl önce yaşanan ve devam eden sistematik şiddete ve mahkemede çıkan karara ilişkin çocuğun ablası L.O. ile halası Pakize Bulut ajansımıza konuştu.
 
‘Nasıl böyle bir karar verilir?’
 
Ankara 8’inci Sulh Hukuk Mahkemesi’nde dün görülen duruşmanın, anne ve babanın psikolojik olarak çocuklarına bakıp bakamayacaklarına ilişkin süren kısıtlılık davası olduğunu belirten Pakize Bulut, 9 ay önce Sosyal Hizmetler tarafından anne ve babanın çocuklarına bakamayacağı yönünde verilen bir kararla çocukların kendilerine verildiğini söyledi. Pakize, dün görülen davada ise bir heyet raporu doğrultusunda anne ve babanın sağlıklı olduğu ve çocuklarına bakabilecekleri yönünde bir karar verildiğini ifade etti. “Çok ağır psikolojik sorunları olan iki insan hakkında bu kadar kısa sürede ve 2 kez doktora gitmekle nasıl böyle bir karar verilir?” diye soran Pakize, hakimin avukatların itirazını göz önünde bulundurmadığını dile getirdi.
 
‘Yüreğimiz sızlıyordu, konduramıyorduk’
 
Pakize, yeğeninin 2 yıl önce dayısı Onur Tunç tarafından cinsel saldırıya maruz kaldığını kaydetti. Olaydan şüphelendiklerini ancak netleştiremediklerini sözlerine ekleyen Pakize, o süreçte çocukların kendileriyle değil anne ve babalarıyla yaşadıklarına dikkat çekti. Pakize, “Çocuğun davranışlarından, gece ağlayarak kalkmasından, ‘yapma, yapma!’ diye haykırmasından istismara maruz kalmış olabileceği üzerinden şüphelendik. Yüreğimiz sızlıyordu, konduramıyorduk. Yanılmayı tercih ediyorduk. Annesi çocuğa işkence ediyordu ve bizden kaçırıyordu, susması için baskı yapıyordu. Orada yaşanan olumsuzluklardan kaynaklı yeğenim intihar girişiminde bulundu. Onu evden zor hastaneye yetiştirdik. Anne ve babası hastaneye götürmemize izin vermedi. Başka bir yerde bu anne ve babanın sağlık durumu incelenmeli ve bu çocuklar kesinlikle onlara verilmemeli” sözleriyle kaygılarını belirtti.
 
Annesi çocuğu ölümle tehdit etmiş
 
10 gün önce çocuğun cinsel istismara maruz kaldığını netleştirebildiklerinin altını çizen Pakize, karakola şikayette bulunduklarını ve savcılığa ifade verdiklerini aktardı. Çocuğun da savcılığa ifade verdiğini belirten Pakize, anne, baba ve failin ifadeye çağrılması gerektiğini ancak ifadelerinin bile alınmadığını dile getirdi. İstismara ilişkin hiçbir gelişme yaşanmadığının altını çizen Pakize, “Annesi çocuğu, ‘Eğer bunu kimseye anlatırsan seni öldürürüm’ diye tehdit etmiş ve şiddet uygulamış. Çocuk hiç iyi değil ve yarattığı hayal dünyasında yaşıyor. Savcılığın bir an önce harekete geçmesi ve faili tutuklaması gerekiyor. Hangi anne, baba çocuğuna yapılan istismarı bilip de bunu sineye çeker? Mahkemeden gerekçeli kararı aldıkları an çocukları alabilecekler biz de bunu durdurmaya çalışıyoruz” şeklinde konuştu.
 
‘Fail dışarıda dolaşmamalı’
 
Pakize, bu konuda sivil toplum kuruluşları ile kadın örgütlerinin kendilerini desteklemesini istediklerini kaydederek, “Öyle bir süreç yaşıyoruz ki bu tür olaylar sümen altı ediliyor. İstismarı gerçekleştiren cezasını alsın. Ona destek olup bunu saklayan anne, baba cezalandırılsın. Çocuklar halalarında kalmaya ve tedavi görmeye devam etsin. Çocukları toparlayalım. Tekrar kötü ortama dönmelerini istemiyoruz. 6 yaşındaki bir çocuğu istismar eden bir insan elini kolunu sallayarak dışarıda dolaşmamalı” dedi.
 
‘Hakim bizi dinlemedi bile’
 
Çocuğun ablası L.O. da annesinin yıllardır süren ve giderek artan psikolojik rahatsızlıklarına değindi. Annesinin sıklıkla Dersim’in Mazgirt ilçesine bağlı köylerine gidip gelmeye başlamasının ardından, kardeşinde değişim yaşandığını kaydeden L., kardeşinin cinsel istismara maruz kaldıktan sonra tehdit edildiğinin altını çizdi. L., durumun annesi tarafından öğrenildikten sonra kardeşinin bu defa annesinin tehdidine maruz kaldığını ifade etti.  Kardeşinin şiddet uygulandığı için korktuğunu ve durumu anlatamadığını dile getiren L., “Sadece heyet raporuna bakıldığı için bu mahkemeyi biz kaybettik. Onların vasiliklerinin kısıtlanması artık söz konusu olamayacak. Çocuklar oraya dönerse bu eziyetlere daha fazla maruz kalacaklar. Can güvenlikleri olduğunu düşünmüyorum. Çünkü annemin de babamın da ruh sağlığı gün geçtikçe kötüye gidiyor ve tedavi olmayı reddediyorlar. 3 defa hastaneye gidip gelme ile iyileştiklerine dair rapor hazırlandı. En basit psikolojik tedavi bile birkaç yıl sürüyor. Hakim bizi dinlemedi bile. Farklı bir heyet raporu talebimizi de reddetti” ifadelerini kullandı.
 
‘Sesimizin duyulmasını istiyoruz’
 
Kardeşi için kaygı duyduğunu ifade eden L., onların yanlarında kalmalarını istediklerini aktardı. “Sesimizin duyulmasını istiyoruz” diyen L. sözlerini şöyle sürdürdü: “Davayı çok küçük bir raporla kaybettik ama hukuki mücadelemizi sürdüreceğiz. Aile Mahkemesi’nde de duruşmamız olacak.  Ceza Mahkemesi’nde de cinsel istismara yönelik dava açacağız. Faillerin ceza almaları için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Herkesin de bu anlamda desteklerini bekliyoruz. Bu tür olaylar hasıraltı edilmeye devam ediliyor. Sesimizi ne kadar duyurabilirsek bunun önüne o kadar geçebiliriz. Gözümüzün önünde oluyor ama kimse ceza almıyor. Suçlular da suç işlemeye devam ediyor. Benim kardeşim sadece bir örnek. Bunun gibi binlerce çocuk var. Elimizden gelen mücadeleyi yürütmeye devam edeceğiz.”