
Hukukçular Çağlayan’dan seslendi: Ankara Sözleşmesi’ni reddediyoruz
- 13:00 25 Mart 2021
- Hukuk
İSTANBUL - İstanbul Sözleşmesi’nin feshine karşı Çağlayan’da bir araya gelen kadın hukukçular, iktidarın Ankara Sözleşmesi girişimini kesin bir dille reddederek, “Sizin değil bizim kararımız demekten, haklarımızı, hayatlarımızı savunmaktan vazgeçmiyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile feshedilen İstanbul Sözleşmesi’ne ilişkin kadınlar her yerde seslerini yükseltmeye devam ediyor. Mor Dayanışma Hukuk Komisyonu, Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi önünde Sözleşme’ye dikkat çekmek amacıyla basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya çok sayıda avukatın yanı sıra İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin de destek verdi. Açıklamada “İstanbul Sözleşmesi bizimdir vazgeçmiyoruz” yazılı pankart açıldı. Kadınlar sık sık, “Erkek adalet değil gerçek adalet, “Susmuyoruz korkmuyoruz itaat etmiyoruz” ve “Kadınlar birlikte güçlü” sloganları attı.
‘Taciz ve tecavüzlerin önü açılıyor’
Açıklamada ilk olarak söz alan avukat Çağla Çinili, kadınların, LGBT+ların, kız çocuklarının yaşam güvencesi olan İstanbul Sözleşmesi’nin gece yarısı çıkarılan kararname ile feshedildiğini söyleyerek, “Bu fesih kararı açıkça taciz, tecavüz, şiddet ve kadın cinayetlerinin önünü açmaktır. Her türlü şiddetten uzak eşit bir yaşamın inşasını taraflara yükleyen İstanbul Sözleşmesi etkin uygulansaydı erkek şiddeti sonucu kaybettiğimiz birçok kadın aramızda olabilirdi. Failleri cesaretlendiren, biz kadınların iradesini yok sayan kadın düşmanı karar ve politikaları reddediyoruz” dedi.
‘Hukuki bir kazanımdır’
Faşizmin kurumsallaştırılmaya çalışıldığının altını çizen Çağla, “İstanbul Sözleşmesi, bedeli bugüne kadar onlarca kadın, çocuk ve LGBT+ bireylerin canıyla ödenmiş, hukuki bir kazanımdır. Bu ülkede yaşayan insanların hukuk güvenliğini sağlayan, en kısa sürede en etkili yaptırımları hayata geçirerek cinsiyet eksenli ayrımcılığın önünü kesen uluslararası bir metindir. Toplumun yarısından fazlasının hukuk güvenliğini sağlayan bu sözleşmenin bir gece yarısı, tek bir kişinin iradesiyle, bir imza ile tek taraflı olarak feshedilmesi bilinen tüm usul ilkelerine aykırı olduğu gibi, en başta vicdan ve hakkaniyete aykırı bir eylemdir. Kabulü hiçbir surette mümkün değildir” diye belirtti.
‘Ankara Sözleşmesi’ni kabul etmeyeceğiz’
Avukat Sezen Ezer de Anıt Sayaç’ta yılın üçüncü ayı bitmeden 82 kadının katledildiğini hatırlatarak, devlet mekanizmasının kadın katliamlarını önlemek yerine mağdur lehine olan uygulamaların önünü kapadığını ifade etti. Sezen, “Feshettiklerini zannettikleri İstanbul Sözleşmesi yerine kendilerince kadınları, çocukları, LGBTİ+ları kapsayacak heteroseksist ve muhafazakar aileyi ve toplumu inşa edecekleri, makbul kadını meşrulaştıracakları Ankara Sözleşmesi’ni ve girişimlerini kabul etmeyeceğiz, tanımayacağız. Bizler biliyoruz ki şiddete maruz kalan, öldürülen her kadının, fail kadar suçlusu, devlettir” şeklinde konuştu.
‘Vazgeçmiyoruz’
İstanbul Sözleşmesi’nin kadınlara yapılan bir lütuf olmadığını vurgulayan Sezen, “Mevcudiyetimizi, korunmaya değer her çeşit haklarımızı, irademizi, onurumuzu hiçe sayarak, üstelik hukuka aykırı olarak alınan fesih kararını asla tanımıyoruz. İstanbul Sözleşmesi gerektiği gibi uygulanana, erkek şiddeti son bulana kadar mücadelemiz devam edecek. Sizin değil bizim kararımız demekten, haklarımızı, hayatlarımızı savunmaktan vazgeçmiyoruz. Kadın düşmanı devlete karşı yaşasın kadın dayanışmamız” ifadelerini kullandı.
Açıklama cumartesi günü Kadıköy İskelesi’nde gerçekleşecek eyleme yapılan çağrı ve “Bağır herkes duysun erkek şiddeti son bulsun”, “Kadın cinayetleri politiktir” sloganları ile son buldu.