‘Sayın Abdullah Öcalan mutlaka dışarıda olmalı’

  • 09:01 14 Mart 2025
  • Güncel
Nazlıcan Nujin Yıldız
 
İZMİR - Asrın çağrısının ardından sürecin yürütülebilmesi için Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması gerektiğini vurgulayan EGE-TUHAYDER Eşbaşkanı Ayfer Yıldırım, çağrının çok önemli olduğunu belirterek, bundan sonra devletin adım atması gerektiğini söyledi.
 
27 Şubat’ta Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan tarafından yapılan “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısının yankısı gün geçtikçe büyüyor. Asrın çağrısının ardından özellikle Kürt halkı ve halkların temel gündeminde ise Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması yer alıyor. Kürt halkı, sürecin sağlıklı işleyebilmesi için Abdullah Öcalan’ın özgür yaşar ve çalışır koşullara kavuşması gerektiğini belirtiyor. Öte yandan infaz sisteminin değiştirilmesi ve umut hakkının Türkiye tarafından dikkate alınması da gündemde yerini korurken özellikle hasta tutsakların ve siyasi tutsakların özgürlüğünün önemi vurgulanıyor.
 
Ege Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (EGE-TUHAYDER) Eşbaşkanı Ayfer Yıldırım, konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 
 
‘Sayın Abdullah Öcalan üzerine düşeni fazlasıyla yaptı’
 
Asrın çağrısının ardından Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanmasının çok önemli bir noktada durduğunu ifade eden Ayfer Yıldırım, buna dair herkesin bir beklentisi olduğunu belirtti. Ayfer Yıldırım, “Sayın Abdullah Öcalan ile beraber binlerce tutuklu arkadaşımız var içeride. Herkesin bir beklentisi var. Çağrı, çok önemli bir çağrı. Yıllardır, biz kendimizi bildik bileli, barışı haykırıyoruz. Şimdi, Sayın Abdullah Öcalan üzerine düşeni fazlasıyla yaptı. Çok açık ve net bir şekilde, barışa en büyük katkıyı sunmuş. Fakat bunun olabilmesi için, zemini de işaret etmiş. Barış olacaksa hukuki ve yasal anlamda, yapılması gerekenler bundan sonra devletin elinde. Devletin başında da şu an Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli var. Hatta ilk olarak Devlet Bahçeli umut hakkından bahsetti. Çağrının kendisi bile insanlarda bir rahatlama yarattı. İçeride 20 bin insanımız var, 4 bini de ağır hasta. Yani sözüm ona idam cezası kaldırılmış ama başka yasalarla arkadaşlar bilinçli olarak ölüme terk ediliyor. Bizler ve bu arkadaşların aileleri, Sayın Abdullah Öcalan’ı Kürt Halk Önderi olarak benimseyen halkımız, bu barışın olabilmesi için Satın Abdullah Öcalan’ın, kesinlikle fiziki özgürlüğünün sağlanmasının şart olması konusunda, kendi halkımız içerisinde konuşulan mevzu bu” dedi.
 
‘Abdullah Öcalan’ın mutlaka dışarıda olması gerekiyor’
 
Halkın barışın sağlanması konusunda samimiyet beklediğini dile getiren Ayfer Yıldırım, yıllarca barış sürecinin gündeme geldiğini fakat bir şekilde masaların devrildiğini söyledi. Ayfer Yıldırım, “Halk da güven duymak istiyor artık. Savaşsız, barışçıl bir ortamda yaşamak istiyor. Bu sadece Kürtlerle alakalı da değil, Türkiye’deki bütün halklarla alakalı. Özellikle biz kadınlarla çok daha alakalı. Bizi çok daha ilgilendiriyor. Çünkü savaş ekonomisi, herkesi vururken en çok kadını vuruyor aslında. Yani, savaşa yapılan harcamalar, yapılan yatırım bizim tenceremizden çalınıyor sürekli. Barış her anlamda hepimizin en büyük özlemi. Bu barışın olabilmesi için Sayın Abdullah Öcalan’ın mutlaka dışarıda olması gerekiyor. Çünkü onun vereceği doğrultuyla bir şeyler harekete geçecek. Daha samimi olacağına inanıyorum. Bu sadece benim inancım da değil, bütün halkımızın inancı bu yönde. Samimi bir çağrı geldi, şimdi bu samimiyeti, biz devlet tarafından görmek istiyoruz” şeklinde konuştu.
 
‘Hasta tutsaklar bir an önce serbest bırakılmalı’
 
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın yıllardır demokratik cumhuriyetten bahsettiğini kaydeden Ayfer Yıldırım, bunun tek taraflı olamayacağını vurguladı. Tarafların aynı samimiyetle yaklaşması gerektiğini ifade eden Ayfer Yıldırım, bu süreçte cezaevindeki siyasi tutsakların duruma dair de adım atılması gerektiğini belirterek şu ifadelere yer verdi: “Tecrit devam ediyor, bununla beraber cezaevlerinde ciddi baskılar var. Gece yarısı, cezaevi yönetimi geliyor, arkadaşları kaldırıyor, arama yapıyor. Ağız içi araması da buna dâhil. Hastalar ilaçlarına ulaşamıyorlar. Vasisi ve görüşçüsü yoksa arkadaşlar aç ve çıplak tabiri caizse. Çünkü dışarıdan onlara, vasisi ve görüşçüsü olmadığı için ne para gidebiliyor ne giyecek gidebiliyor. Ne oluyor, diyorlar ki ‘sen bütün ihtiyaçlarını cezaevinden karşılayacaksın.’ Peki ne ile karşılayacağım, parayla. Para gönderecek kimsem yok. Yani bütün yollar kapalı. Eğer gerçekten bir barış gelecekse tutuklu arkadaşların, özellikle hasta tutsakların bir an önce serbest bırakılması gerekiyor”
 
‘Devlet, sağlıklı ve samimi adımlar atmalı’
 
Özelde hasta tutsakların ve genel olarak siyasi tutsakların durumuna ilişkin bir netliğin kazanması sonucunda bu sürecin saha samimi olduğuna inanacaklarını sözlerine ekleyen Ayfer Yıldırım, bu durumda kararların siyasi boyutta değil, insani boyutta verildiğine inanacaklarını söyledi. Ayfer Yıldırım, “Tahliyesi gelen arkadaşların aileleri umutla geliyorlar başka yerlerden. Fakat erteleme oluyor. Şimdi yetmiyormuş gibi ikinci kez ertelemelerle karşı karşıyalar. Özellikle kadın arkadaşlar, örneğin Gülten Akgün arkadaş tahliye olacaktı, ikinci kez ertelendi. İkinci kez ertelenmesinden sonra diğer kadın arkadaşların, özellikle hasta kadın arkadaşların mental olarak sağlıklarının bozulduğunu duyuyoruz. Güler Bilen mesela, bir sürü rahatsızlıkları var. Bu olayla beraber psikolojik olarak da zor bir süreçteler. Barışsa, topyekûn bir barış olmalı. Eğer bu barış olacaksa gerçekten biz devletten sağlıklı, samimi adımların atılmasını bekliyoruz” diye belirtti.
 
'Siyasi tutsaklar serbest bırakılsın'
 
Siyasi tutsakların onurlu bir şekilde cezaevlerinde direndiğini ve iradelerini ortaya koyduklarını ifade eden Ayfer Yıldırım, cezaevlerinde varlık mücadelesinin verildiğini dile getirdi. Ayfer Yıldırım son olarak şunları söyledi: “Biz umut hakkı da dâhil bütün bunların bir an önce yürürlüğe girmesini istiyoruz. Barışın gerçekten samimi olduğu iddiasındalarsa 20 bin arkadaşımız, özellikle de 4 bin hasta tutsağımızın bir an önce bırakılmasını bekliyoruz. Bu barışa bizi inandırmak istiyorlarsa Sayın Abdullah Öcalan ile beraber diğer bütün arkadaşlarımızın serbest bırakılmasını istiyoruz.”