Çiğdem Kılıçgün Uçar: Güneşimiz çağrı ile yeni yaşam öneriyor

  • 12:58 13 Mart 2025
  • Güncel
RIHA - Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın memleketi olan  Xelfetî’deki Newroz kutlamasında konuşan DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Sayın Öcalan’ın Newrozu kutlu olsun. Newroz ateşi Kürt halkına güneş oldu, 27 Şubat’ta  Güneşimiz, çağrı ile yeni bir yaşam öneriyor” dedi. 
 
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın memleketi olan Riha’nın Xelfetî ilçesinden "Rêbertiya Azad Civaka Demokratîk" ve "Özgürlük İçin Demokratik Toplum Newrozu" şiarlarıyla Newroz kutlandı. 4 Nisan Parkı’nda yapılan kutlamaya Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan, DEM Partili milletvekilleri ile ilçe belediye eşbaşkanları, Barış Anneleri ve çok sayıda kişi katıldı. Ulusal kıyafetleriyle alana giriş yapan yurttaşlar, uzun süre çalınan müzikler eşliğinde halay çekti. Kutlamada sık sık “Bijî Serok APO”, “Jin Jiyan azadî” sloganları atıldı. 
 
'Artık savaş olmasın'
 
 
Newroz Tertip Komitesi, DEM Parti İl Eşbaşkanı Bekir Karakeçili, DEM Parti ve DBP ilçe başkanlarının halkı selamlaması ile Newroz başladı. Riha Barış Anneleri Meclisi adına konuşan Adalet Çay, “Önderliğin memleketinden herkesin Newroz’u kutlu olsun. Önder Apo’nun Newroz’u kutlu olsun. Bu Newroz barışa vesile olsun. Barış Anneleri olarak bütün ezilen halkların Newroz’unu kutluyoruz. Biz barış istiyoruz. Artık savaş olmasın diyoruz. Gelin el ele verelim ve Önderliğimizin elini yükseltelim. Ölene kadar Önderliğimizin arkasından yürüyeceğiz. Newroz kutlu olsun” dedi. 
 
'Newroz zulme başkaldırıdır'
 
Yerlerine kayyım atanan Xelfetî Belediye eşbaşkanları Saniye Bayram, “Bugün bizim bayramımız. Newroz direniş demek. Kürt halkının direniş günü olan Newroz kutlu olsun” derken, bir diğer eşbaşkan Mehmet Karayılan, “Newroz gün ışığına çıkan çiçektir, yeniden doğuştur. Newroz zulme karşı başkaldırıdır. Güneşin doğduğu topraklardan Sayın Öcalan’a selam gönderiyoruz. Sayın Abdullah Öcalan’ın Newrozu kutlu olsun” diye belirtti.  
 
 
DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Newrozu, ateşi diri tutan, Newroz’u bize anlamlı kılanlar ile bugünlere getirdik ve bugünü kutladık. Mezopotamya coğrafyası birçok ilke şahitlik etti. Bu coğrafya, duyguların kağıda ilk kez yazıldığı yerdir. Bunun yanında zalim krallar gördü, ama diz çökmeyen direnişçiler de vardı. Dehaq’ın sarayının ateşe verilmesi ile Kürtler yüz yıllardır Newroz ateşini yakıyor. Bu ateş Kürtler özgür oluncaya kadar sönmeyecek. Bu ateş, hep umut olacak bize. Newroz’un adı Kürdistan’da direniş oldu. Newroz ateşi Kürt halkına Güneş oldu, 27 Şubat’ta ‘Güneşimize çağrı’ ile yeni bir yaşam öneriyor. Kürt halkı üstünden ölü toprağı kaldırmaya çalışırken tarihini hep dip diri ayakta tuttu” diye konuştu. 
 
'Kürt halkının özgürlük mücadelesi büyüyecek'
 
Xelfetî’nin halkların bir arada yaşadığı bir coğrafya olduğunu belirten DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, “27 Şubat’ta yapılan çağrı ile yeni bir sürece girdik. Çağrıda, halkların bir arada yaşama, kadınların demokratik siyasetin merkezinde yer aldığı bir yöntem var. Herkes kendi kimliği ile yan yana gelebilir. Bu ülke demokratik bir ülke olabilir. Bu çağrıyı Halfeti’de hayata geçirmeye hazır mıyız? Kürt halkının özgürlük mücadelesi, Newroz ile daha büyüyecek. Bugün Suriye’de sadece Rojava’da değil genelinde Özerk Yönetim’in hayat bulması önemli. Halkların gözü aydın olsun Suriye tekçi olmayacak, herkesin kendi dili, rengi ve inancı ile yaşadığı bir ülke olacak. Yapacağımız yüz Newroz ile Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nı her yerde anlatacağız” ifadelerini kullandı.  
 
'Sözümüzdür; özgürlük gelecek'
 
Amed’de yaşamını yitiren Barış Anneleri Meclisi üyesi Sakine Arat’ı anan DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Sakine Arat yıllarını çözüme adayan bir annemiz. Yedi çocuğunu kaybeden anne ‘yedi çocuğumu kaybettim ama umudumu hiç kaybetmedim" dedi. O umudu diri tutan herkese sözümüzdür; özgürlük gelecek” diye konuştu.  
 
Daha sonra Eşitlik ve Demokrasi Partisi DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan konuştu. 
 
Kürt Halk Önderi’nin selamlarını iletti
 
 
Xelfetî’nin önemine değinen Tuncer Bakırhan, “Halfeti kimliğimiz için, mücadelemiz için, özgürlüğümüz için, insanca eşitçe bu topraklarda yaşamamız için çok önemli bir merkezdir. Kürtler Halfeti’de var oldu, Halfeti’de ayağa kalktı. Kürtler Halfetili Sayın Abdullah Öcalan’ın başlattığı mücadele ile kimliğine, onuruna, barışına kavuşuyor. Bugün Sayın Öcalan’ın doğduğu Halfeti'de olmaktan sizinle olmaktan Newroz’un ilk startını verdiğimiz kent olmasından dolayı büyük mutluluk duydum. Daha geçen gün İmralı Adası’nda Sayın Abdullah Öcalan ile görüştük. Sayın Öcalan’ın hemşerilerine Halfetililere, Urfalılara çok selamları vardı. Newroz bayramınızı kutluyordu. İnşallah bu kutsal Ramazan ayındaki dilekleriniz kabul olur, bundan sonraki Newrozları Sayın Öcalan’ın özgürlüğüne kavuştuğu ve hep birlikte karşıladığımız yıllara ve günlere vesile olur. Sayın Öcalan’ın sağlığı yerindeydi, morali yerindeydi” diye konuştu. 
 
‘Kürtlerin özgürlüğüne kavuşacağı yıl olacak’
 
 2025 Newroz’unun Kürtlerin özgürlüğüne kavuşacağı bir yıl olacağını belirten Tuncer Bakırhan, “Haklarını ve hukuklarını alacakları bir yılın startı olacaktır. Bu Newroz hepimiz için çok önemlidir. Bu Newrozları kutlamak için çok can verdik çok bedeller ödedik çok arkadaşımızı yoldaşlarımızı kaybettik. Bu vesile ile yaşamını yitirmiş Muhsin Melik, Feridun Yazar, İbrahim Ayhan şahsında bizleri bugünlere getirenlere bin kez anıyoruz şükranlarımızı sunuyoruz Hiçbir şey boşuna gitmedi, hiçbir emek boşuna verilmedi. Bugün hem Türkiye’de hem Orta Doğu’da hem Suriye’de yaşamını yitirenler bedel ödeyenlerin mücadelesi artık eşit yurttaşlık demokratik halklarına kavuşacakları bir sürece geldiler. Hiçbir şeyimiz boşuna gitmedi. Çok iyi günleri göreceğimiz bir tarihin eşiğine hep birlikte geldik” ifadelerini kullandı.  
 
‘İnkar politikası bitirilmeli’
 
Kürt Halk Önderi’nin yaptığı çağrıya dikkat çeken Tuncer Bakırhan, “Bu çağrı demokratik barışa davet çağrısıdır. Bu çağrı kardeşliğe davet çağrısıdır. Bu çağrı yüzyıllık inkar politikalarının bitirilmesi çağrısıdır. Bu çağrı Kürtlerin, Alevilerin diğer halklar ve inançların eşitçe kardeşçe bir arada yaşamalarını sağlayacak çok önemli bir çağrıdır. Dolayısıyla bu çağrıyı en başta bizlerin bu çağrıyı sahiplenmesi gerekiyor. Çünkü bu çağrıda diyor ki Kürtler eşit yurttaş olsun kadınlar katledilmesin gençlerin yaşam hakları ve gelecekleri çalınmasın. Halfeti’nin iradesine kayyım atanmasın yüzyıllık inkar ret bitsin çağrısıdır. Dolayısıyla Sayın Öcalan’ın hemşerileri olarak en fazla siz gençlerin, kadınların bu çağrıya sahip çıkması gerekiyor. Halfetili gençler Sayın Öcalan’ın çağrısını sahiplenmeye, ev ev, sokak sokak anlatmaya var mısınız? Kadın arkadaşlar Sayın Öcalan İmralı Adasında en büyük selamı sizlere gönderdi. Kadın sorunu dünyanın en büyük sorunlarından birisidir dedi. Kürtler kadın sorununu çözmek için çok yol aldılar. Jin jiyan azadî sloganı ile Hindistan’dan Arjantin’e kadar Kürt kadınının mücadelesi artık dünyada bir örnek haline geldi, bir model haline geldi. Kadın mücadelesine büyük katkılar sunan Sayın Öcalan’ın emeği fazladır” dedi. 
 
 
Kürt Halk Önderi’nin çağrısı demokratik bir Türkiye için
 
“Sayın Öcalan’ın mücadelesi ne kadar Kürtlerin demokratik haklarına kavuşması içinse bir o kadar da kadınların özgürleşmesi içindir” diyen Tuncer Bakırhan, devamında şunları söyledi: “Kadınların demokratik yaşama katılma mücadelesidir. Onun için bu çağrıyı sahiplenecek en önemli dinamiklerden birisi de siz kadın arkadaşlarsınız. Siz de var mısınız, Sayın Öcalan’ın çağrısını Türkmen’e, Arap’a, Halfeti’de Urfa’da yaşayan bütün halklara götürmeye var mısınız? Sayın Öcalan bu çağrı ile diyor ki artık kan akmasın. Artık Halfeti gençleri yaşamını yitirmesin. Artık Çanakkaleli, Edirneli kardeşlerimiz yaşamını yitirmesin. Çatışma yerine, şiddet yerine, diyalogla, müzakereyle Kürt meselesini çözelim. Türkiye’yi demokratikleştirelim. İnsanların cezaevine atılmadığı, katledilmediği, düşüncelerinden dolayı ellerine kelepçe vurulmadığı demokratik bir Türkiye olsun dedi.
 
Bu çağrı Orta Doğu’yu etkileyecek
 
 
Değerli halkımız bu çağrı ile sadece Türkiye etkilenmeyecek. Bu çağrı Orta Doğu’yu etkileyecek, Suriye’yi etkileyecek. Bakın Sayın Öcalan’ın çağrısından sonra Suriye geçici yönetimi ile genel mazlum arasında bir mutabakat imzalandı bu mutabakatta da Sayın Öcalan’ın dediği gibi Kürtlerin yönetime ortak olma mücadelesidir. Kimliksiz kürtlerin kimliği ile diliyle farklılıklarıyla birlikte demokratik bir Suriye rejiminde eşit yurttaşlar olarak yaşama çağrısıdır. Sayın Öcalan’ın çağrısının etkileri sadece Türkiye’de değil dünyanın birçok yerinde yankı buldu. İlk defa bir çağrıya dünyanın dört bir yanından destek çağrıları geldi. Çünkü Sayın Öcalan’ın çağrısında kardeşlik var, adalet var eşitlik var. İnsanca yaşamak var. Horlanmadan ötekileştirilmeden Kürdün kendi kimliği ile insanca yaşadığı bir çağrı var. 
 
Orta Doğu bu gün kan gölü
 
Özellikle son yüzyıldır Orta Doğu’ya tekçi ulus devletler dayatıldı. Sizlere soruyorum tekçilik Orta Doğu’ya çare oldu mu olmadı. Orta Doğu bugün kan gölü içerisindedir. Suriye’de Irak’ta İran’da Ortadoğu’nun birçok ülkesinde bu tekçi mezhepçi Ortadoğu’nun dokusuna uygun olmayan bu süni ulus devlet anlayışı artık yok olmalıdır. Tekçilik yerine Arap’ın, Alevinin Kürdün eşit haklarını tanıyan ve onların eşit demokratik bir zeminde eşit yurttaş olarak yaşamlarını sağlayacak yeni bir dönemin eşiğindeyiz. Eşit olmak istiyorsak rejimlerin değişip dönüşmesini istiyorsak bugün Halfeti’de olduğu gibi Sayın Öcalan’ın çağrısına sahip çıkacağız anlatacağız örgütleyeceğiz büyüyeceğiz ve hep birlikte kazanacağız. Rahmetli İbrahim Ayhanlara, Feridun Yazarlara layık olmak için, Muhsin Meliklere layık olmak için bu çağrının arkasında her zamankinden daha güçlü duracağımızın sözünü Halfeti’den yeniliyoruz.
 
Halfeti ne kadar gurur duysa azdır
 
Yüzyıllar önce Orta Doğu’da halklar ve inançlar bir arada yaşıyordu. Ne olduysa tekçi ulus devletlerle oldu. Selahattin Eyyubi yüzyıllar önce bu topraklarda yönetim kurduğu zaman Kürdü Aleviyi Türk’ü sunniyi Müslümanı ayırt etmedi. Eyyübi’nin yönetim sisteminde öteki yoktu ötekileştirilen yoktu. Yüzyıllar önce Selahattin Eyyübi’nin başlattığı bugün sayın Öcalan’ın devam ettirdiği bu anlayışta kardeşlik var barış var. Birlikte yaşam var savaşsız kavgasız kansız insanların kendi kimlikleriyle yaşayacakları bir zemin var. Selahattin Eyyübilerden Sayın Öcalanlara kadar bitip tükenmeyen bu hakikat bu adalet sizin emekleriniz ve desteklerinizle birlikte devam edecektir. Yüzyıl sonra bir Kürt Selahattin Eyyübi gibi çıktı ve dedi ki Kürt inkarını tanımıyorum Alevilerin yok sayılmasını kadınların katledilmesini tanımıyorum. Kürdün kadının alevinin eşit yaşadığı ötekileştirilmediği bir Türkiye bir Suriye ve Orta Doğu mümkün dedi. Ne kadar gurur duyarsanız azdır. Bunların tamamını sizin hemşeriniz yoldaşınız akrabanız bu topraklarda yetişen Sayın Abdullah Öcalan gerçekleştirdi. Halfeti ne kadar kendisiyle gurur duysa azdır.  Sayın Öcalan bize aynen şunu söyledi. Türkiye’de demokrasi Kürtsüz Alevisiz kadınsız olmaz. Suriye’de demokrasi Kürtsüz, Êzidîsiz, Ermenisiz orada yaşayan halkların ve renklerin katıldığı bir biçimde olur. Dünyanın çare olamadığı Orta Doğu’ya bir çare ve çıkış sunarak bir yol açarak Sayın Öcalan sadece Orta Doğu’da değil dünyada da paradigmasıyla çözümüyle birlikte dünyaya örnek oldu. Ne mutlu bize ve size ki Sayın Öcalan gibi insanlık için mücadele eden 27 yıldır 12 metrekarelik hücrede direnen bir yoldaşa ve lidere sahibiz. Dolayısıyla Sayın Öcalan’ın tohumlarını ektiği bu çağrının meyvelerini çalışarak hep birlikte alacağız. Kimliğimiz ve onurumuzla ötekileştirilmeden bu topraklarda eşitçe ve kardeşçe yaşayacağız. Sayın Öcalan’ın çağrısı diyor ki 21. yüzyıl Kürtsüz olmaz, demokrasi ve eşitlik Kürtsüz olmaz. Sayın Öcalan diyor ki 21. yüzyıl Kürt yüzyılıdır, 21. yüzyıl eşitlik yüzyılıdır, 21. yüzyıl özgürlük yüzyılıdır. Evet Sayın Öcalan’a katılıyoruz. Yüz yıl sonra ilk defa tekrar Kürtlerin önüne, Orta Doğu halklarının önüne bir fırsat çıktı. Şimdi bu fırsatı demokrasi ile, eşit haklarla taçlandırmak için bizlere çok büyük bir görev ve sorumluluk düşüyor. Var mısınız, bu sorumluluğu layıkıyla yerine getirmeye? Var mısınız, yaşamını yitirenleri anısını, bayrağını onurlu bir şekilde taşımaya? Var mısınız Türkiye’yi demokratikleştirmeye? Bu tekçi, bu yok sayan sistem yerine adil, eşitlikçi yoksulun açın olmadığı, herkesin kendi kimliğiyle yaşadığı bir Türkiye yaratmaya var mısınız? 
 
 
Sahipleneceğiz, savunacağız, örgütleneceğiz
 
Bu çağrı bir son değil. Bu çağrı aksine mücadelenin yeniden daha güçlü bir şekilde yürütülmesinin çağrısıdır. Bu çağrı ile hiçbir şey bitmiyor. Bu çağrı ile her şey yeniden başlıyor. Gençler, yeniden gençlik ruhuyla bu çağrıyı örgütlemek gibi bir sorumluluğunuz var. Bu çağrıya sahip çıkma gibi bir sorumluluğunuz var. Bugün burada binlerleyiz ama bundan sonra burada Türkü, Türkmeni, Kürdüyle birlikte 21. yüzyılın en gerçekçi, en doğru, en hakkaniyetli, en adil paradigmasını sahipleneceğiz, savunacağız ve örgütleneceğiz.
 
Bu çağrı tarihi çağrıdır
 
Evet, Sayın Öcalan çağrı yaptı ama iktidar henüz bir adım atmadı. Buradan Halfeti’den, Sayın Öcalan’ın doğduğu bu kentten iktidara bir çağrı yapmak istiyorum. Sayın Öcalan’ın özgüce çalışacağı müzakere ve yaşam koşullarını ne zaman yaratacaksınız? Neyi bekliyorsunuz? Önce Sayın Öcalan’ın müzakere ve yaşam koşulları düzeltilmelidir. Sonra cezaevinde bulunan Selahattinler Figenler Leylalar Ayşeler ve binlerce tutsak yoldaşımızın burada bizimle birlikte mücadele etmesinin alt yapısı hazırlanmalıdır. Yine bu çağrı karşısında devletin samimiyetini nasıl test edeceğiz. Daha dün burada Halfeti belediyesine kayyım atayan iktidara sesleniyoruz. Eğer samimiyseniz Halfeti’nin iradesini temsil eden bir Kürt ve Türkmen eş başkanlarımızı tekrar görevlerine iade edin. Kayyımlarınızı geri çekin kayyımcı anlayıştan vazgeçin. Önce Kürtlerin ve Türkiye’de yaşayan diğer halkların eşitçe ve birada yaşayacakları yasal düzenlemeleri yapın. Meclis’e de çağrı yapıyorum. Bu çağrı tarihi çağrıdır. Meclis bu tarihi çağrı karşısında rolünü oynayarak biran önce yasal düzenlemelerin yapılması ve çağrının gereklerinin yerine getirilmesi için bir araya gelip toplanmalıdır. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Yolumuz uzun büyük bedeller ödedik büyük mücadele ettik şimdi haklarımızı alma sonuca ulaşma Kürtlerin demokratik bir Türkiye’de eşit haklara sahip olmasını sağlayacak bir dönemin içerisindeyiz. Bunu başaracağımıza inanıyorum.”
 
Yapılan konuşmaların ardından Newroz ateşi yakıldı. Kutlama sanatçı Arhat’ın seslendirdiği şarkılar eşliğine çekilen halaylar ile son buldu.