Tülay Hatimoğulları: Sayın Öcalan’ın çağrısını sahipleniyoruz!
- 14:27 9 Mart 2025
- Güncel
WAN- Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın mesajının kadınlar için Rönesans olduğunu söyleyen DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, “Sayın Öcalan’ın mücadelesini çağrısını sahipleniyoruz” dedi.
Tevgera Jinên Azad’ın (TJA) “Kadın kırımına isyan ediyor, özgürlüğe yürüyoruz” şiarıyla Wan’da gerçekleştirdiği final mitinginde son olarak Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğullları konuştu.
Kadınların yüzyıllardır erkek egemen sisteme karşı mücadele ettiğini söyleyen Hatimoğulları, “Erkek egemen sistem kadınları toplumsal hayatın dışına itmeye çalıştı. Erkek egemen sistem kadına yönelik her şiddeti mubah gördü. Bizler evimizde en sevdiğimiz erkeklerin şiddetine maruz kalıyoruz. Ve Sayın Abdullah Öcalan işlenen kadın cinayetlerine ilişkin şunları söyledi: Kadınları onlara aşık olduğunu söyleyen erkekler katlediyor. Onları seven erkek kardeşleri eşleri yakınları. Böyle sevgi böyle aşk olur mu? diyor. Biz buradan bir kez daha ‘bizi öldüren sevgi değil, bizi yaşatan sevgi istiyoruz’ Ne yazık ki Türkiye’de özellikle son zamanlarda yargı sistemi tamamen erkeklerin lehine çalışıyor. Kadınları katleden erkekleri 3-5 yıl hapiste tutan sonra serbest bırakan yargı, yani erkek egemen yargıdır. Biz bu yargıya karşı hem Kürt kadın hareketi hem de Türkiye kadın hareketi olarak bir kez daha adaletli yargı istediğimizi ifade ediyoruz. Erkek egemenliğinden kurtulmuş kadınları gören bir yargı istiyoruz. Bizlerin katledilmesini teşvik eden değil cezalandıran bir yargı istiyoruz” dedi.
Rojin Kabaiş’e ne oldu?
Wan’da kaybolduktan sonra cenazesi bulunan Rojin Kabaiş’e değinerek konuşmasına devam eden Hatimoğulları, babası, ailesi ve kadınlar olarak Rojin’e ne oldu? sorusunu sormaya devam edeceklerini belirtti. Hatimoğulları, “Türkiye bir an önce çekilmiş olduğu İstanbul Sözleşmesine geri dönmelidir. Türkiye’de kadınları ve çocukları şiddetten koruyan 6284 sayılı kanunun en aktif bir şekilde uygulanmasını talep ettik. Biz kadınlar bugüne kadar ekmeğimiz, dişimiz, tırnağımızla, mücadelemizle kazandığımız haklarımızdan asla vazgeçmeyeceğiz. Buradan kadın mücadelemizi yakın tarihten günümüze kadar taşıyan bütün kadınlar selam olsun. Biz kadınlar ‘vardık varız var olacağız’. Kürt özgürlük hareketini, Kürt kadın hareketini örgütleyen sadece Türkiye’de değil Ortadoğu’da etkin aktif öncü bir özne haline getiren Sakinelere Sevelere, Pakizelere, Hevrin Xeleflere binlerce kez selam olsun” dedi.
Kayyımlara tepki
Wan Büyükşehir Belediyesi kayyım atanmasına ilişkin konuşan Tülay Hatimoğulları, “Wan halkı Türkiye ve Kürdistan’ın onuru ve gururudur. Türkiye’nin hiç bir yerinde hiç bir siyasi partinin başaramadığını sizler başardınız. Sizler seçimlerde 14 sıfır alarak bütün dünyaya örnek olan bir kent oldunuz. Sizleri bir kez daha kutluyorum. Bu kayyımcı anlayış 14’te 14 alınmış bir yere halkın iradesini gasp etmekte gecikmedi bir kez daha gasp etti. Gelen kayyımın geçmiş dönemdeki kayyımların yaptığı gibi ilk müdahalesi biz kadınların dişiyle, tırnağıyla elde ettiği kazanımlara yönelik olmuştur. Wan’da kayyım geldiği zaman ilk icraatı JIN Kartı iptal etmiş. Belediyelerimizin dağıttığı sosyal kartları iptal etmiş. Neymiş kadınlar bunları farklı yerlere harcıyormuş, kendisine bakım malzemesi alıyormuş. Sana ne ey kayyım sana ne! Kadının cebindeki parayı, kartındaki parayı neye ve nasıl harcayacağına sen mi karar vereceksin? Yoksulluğun bu kadar arttığı bir yerde işin, aşın bu kadar olmadığı bir yerde kadınlar evlerinde çocuklarına pişirecek soğanı, domatesi, patatesi bulmadığı bir yerde belediyemizin büyük bir sosyal belediyecilik anlayışıyla dağıttığı kartlara, kendine göre ürettiği saçma sapan gerekçelerle bu kartları iptal etmiş. Biz kadınlar bunu asla kabul etmiyoruz. Sana hakkımızı asla helal etmiyoruz” diye konuştu.
Kadınlar için bir Rönesans
Suriye’de Alevi ve diğer azınlıklara yönelik katliamlara değinen Tülay Hatimoğulları, “3 gündür orada yaşayan Alevilere dönük binlerce tarihin gördüğü en büyük Alevi katliamı ile karşı karşıya. Bizler buradan Wan’dan Kürt kadınlarıyla, Türk kadınlarıyla beraber Suriye'de yaşayan bütün Alevi canlarımızla dayanışma içindeyiz. Suriye’de hala sınır ötesi operasyonlar devam ediyor. Rojava’da Kobani’ye yakın köylerin bombalandığı haberlerini alıyoruz. Tişrîn Barajı’na dönük yapılan operasyonların haberlerini alıyoruz, sivillerin katledildiği haberleri hala geliyor. Bizler bunu asla kabul etmiyoruz. Bir an önce demokratik Suriye Cumhuriyetinin oluşturulmasının alt yapısı sağlanmalı. Orada oluşan öz yönetim Rojava’daki öz yönetim de kadınların geliştirdiği toplumsal sözleşmede yerlerine aldıkları kadın eşitlikçi bir toplumsal sözleşmenin bütün Ortadoğu’ya model olması gerekir. Savaşın ve çatışmanın bu kadar yoğunlaştığı bir dönemde Sayın Abdullah Öcalan, tarihi bir çıkışa imza atmıştır. Sayın Öcalan, Barış ve Demokratik Toplum çağrısında bahsini ettiğimiz bütün bölge savaşlarını aslında çok önemli bir reçete sunmuştur. Bir yandan Türkiye’de Kürt sorununun barışçıl ve demokratik bir zeminde çözülmesi için mesajını vermiştir. Buradan hep beraber ‘Sayın Öcalan çağrın baş göz üstünedir’ diyoruz. Bu çağrı kadınlar için Rönesans’tır” dedi.
Kadın mücadelesinin önü açıldı
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın mesajına de değinen Tülay Hatimoğulları, “Ortaçağda kadınlar cadı diye yakıldı bitkileri kaynatıp hastalara şifa veren kadınları büyücü diye yaktılar. Ama Rönesans ile birlikte kadın mücadelesinin önü açıldı ve kadın hareketi çok büyümüştür tarihte. İşte Sayın Öcalan tam da bunu ifade etmektedir. Bizler de bilime ilime kültürel gelişmelere ve kendi kültürümüze sahip çıkan bir yerden aynı zamanda biz kadınlar bedenimize emeğimize kimliğimize sahip çıkan bir yerden Sayın Öcalan’ın mücadelesini çağrısını sahipleniyoruz. Özgürce konuşacağız haklarımızı özgürce talep edeceğiz, özgürce örgütleneceğiz özgürce erkek egemen sisteme karşı çıkacağız. Özgürce sevgili Narinlere katledilen küçücük çocuklara o istismara uğrayan küçücük çocuklara hep birlikte sahip çıkacağız. Sayın Öcalan’ın verdiği en önemli mesajlardan birisi Türkiye’de Kürtler ve Türkiye’de yaşayan bütün farklı halklar ve inançların kendi öz örgütlenmelerini sağlaması, bütün toplumsal dinamiklerin başta kadınlar olmak üzere bütün özgürlük alanlarına sahip çıkması ve örgütlenmesidir. Demokratik Cumhuriyet tezinin toplum tarafından sahiplenilmesi, örgütlenmesi vurgusunu önemle yapmıştır. Bizler de DEM Parti olarak da, Kadın Meclisi olarak da kadın hareketi olarak da demokratik bir cumhuriyetin inşası için dün olduğu gibi bugün de mücadelemizi sonuna kadar devam ettireceğiz” dedi.
Konuşmanın ardından Jin Ma grubu sahne aldı.