Adıyaman'da 5 Alevi Kürt köyü sular altında kalacak

  • 09:08 18 Şubat 2018
  • Ekoloji
Gülistan Azak
 
ADIYAMAN - Yapımı devam eden Koçali Barajı 5 Alevi köyünü su altında bırakacak. Konuyla ilgili konuşan yurttaşlar, "Biz Kürt ve Alevileri köye kurdukları maden ocağı ile öldürmeye çalıştılar başaramadılar. Şimdi ise baraj yaparak öldürmeye çalışıyorlar" diyerek tepki gösterdi.
 
Adıyaman merkeze 40 km uzaklıkta bulunan Koçali Barajı’nın yapımı devam ediyor. Yapılacak baraj ile birlikte Kürt Alevilerin yaşadığı Çatalağaç, Doğanlı, Gökçay, Bağlıca, Ağaçkonak köyleri su altında kalacak. 2014 yılından bu yana yapımı devam eden Koçali Barajı’na, köylüler basın açıklaması ve eylemler düzenleyerek karşı çıkıyor.  
 
“Çiftçilik yaparak ve tütün ekerek geçimimizi sağlıyorduk. Ancak bu sene tütüne getirilen yasak yüzünden işsiz kaldık" diyen Zeynep Ergül (56), barajın özellikle Kürt Alevi köylerine yapılmak istenmesinin yıllardır devam eden devlet geleneği olduğunun altını çizdi.
 
‘Devlet baskısı nedeniyle kızım PKK’ye katıldı’
 
1980’li yıllarda Kürt ve Alevi oldukları için köylerinin askerler tarafından basıldığını kaydeden Zeynep, o dönem devletin gerçek yüzüyle karşılaştıklarını söyledi. Köy halkı olarak yoğun işkencelere maruz bırakıldıklarının altını çizen Zeynep konuşmasını şöyle sürdürdü:
 
‘Hala ölümle tehdit ediliyoruz’
 
“Köyün erkeklerine kesilen sakal ve bıyıkları yedirilir, köyün kadınlarına ise eşlerinin sırtlarına binip köyün deresinden geçmeleri için zorlarlardı. ‘Kürt’sünüz, Alevi’siniz’ denilerek basılan köyümüzde çocuk yaşlı, kadın, erkek demeden coplarıyla işkence ederlerdi. Büyük kızım yapılan baskılara, işkencelere daha fazla dayanamayıp PKK'ye katıldı. Şimdi kim çıkıp benim kızımı PKK'ye katıldı diye suçlayabilir ya da terörist diyebilir? Kaldı ki köyümüz hala yıllar geçmesine rağmen devlet tarafından hor görülüp aşağılanıyor ve bizler hala ölümle tehdit edilmeye devam ediliyoruz. Tarih biz Kürt Aleviler için tekerrürden öteye gidemedi.”
 
'Ölülerimize ve türbelerimize dahi saygıları yok'
 
Yapımına başlanan baraj ile köy içinde bulunan mezarların ve Alevi türbelerinin de su altında kalacağını söyleyen Fatma Esen (54), "Köy halkı, ölülerine ve türbelerine dahi saygıları olmayan cellatlarla karşı mücadele veriyor ama gelin görün ki ne fayda... Devlet küçük bir köye savaş açmış ama halk savunmasız ve yalnız. Daha önce maden ocağı yaparak öldürmek istedikleri köy halkını, şimdi ise yapacakları baraj ile diri diri öldürmeye geldiler. Bizlere buradan gidin diyorlar. Peki ama nereye gideceğiz? Bizler yıllardır tarımla, tütünle uğraşmış çiftçileriz. Köyden şehre göç edersek nasıl ve neyle geçimimizi sağlarız? Bu ülkenin Cumhurbaşkanı bizleri diri diri ölüme terk ediyor" dedi.
 
‘Cinsiyete göre aş ve ev verilecek aklımızla dalga geçiyorlar’
 
Köyde genç ve işsiz nüfusun fazla olduğunu aktaran Türkan Yoldaş da (47), köyden şehre göç etmeyi kabul eden köylülere, baraj yüzünden sular altında kalan evlerin ve arsaların yerine şehirde yine köylünün kendisinin ödeyeceği kredili TOKİ evlerinin verilebilmesi için evlenme şartı dayatıldığını vurguladı. Türkan, “Kredili evler için üstüne bir de evlenme şartı dayatılması köylünün aklıyla dalga geçmektir. Köyümüzde evlenmemiş ve işsiz olan gençlerimiz var. Kız çocuklarımıza hiçbir şekilde mülkiyet hakkının verilmeyeceği söylenirken, erkek çocuklarımıza ise evlenme şartı dayatılıyor. Köyü başımıza yıkanlar şimdiler de ise çocuklarımızın cinsiyetine veya evlenip evlenmediğine bakarak aş ve ev vereceğini söylüyor" diye konuştu.
 
'Köylünün ekmeğiyle oynamaktan vazgeçin'
 
Yapılan baraj ile köylünün açlıkla terbiye edilmeye çalışıldığını söyleyen Ayşe Yoldaş (90), yetkililere seslenerek: "Köylünün ekmeğiyle oynamaktan vazgeçin. Hayvancılık yapalım dedik, ormanlarımızı çoraklaştırarak izin vermediniz. Tütün yapalım dedik, tütünü yasaklayarak izin vermediniz. Şimdi ise sadece ‘bırakın yaşayalım’ dedik bu kez de barajla bizi göçertmeye çalışıyorsunuz. Topraklarımızdan, çocuklarımızdan artık elinizi çekin.”