‘Tecrit herkesin sorunu’

  • 09:01 24 Eylül 2024
  • Güncel
 
Pelşin Çetinkaya
 
AMED - İktidarın tecrit uygulamalarıyla yarattığı kaosun çözümünün İmralı’da olduğuna dikkat çeken DBP Amed İl Eşbaşkanı Sultan Yaray, tecridin herkesin ortak sorunu olduğunu ve ortak mücadele ile çözülebileceğini ifade etti.
 
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan yaklaşık 43 aydır haber alınamıyor. Abdullah Öcalan, en son 7 Ağustos 2019 tarihinde avukatlarıyla görüştü. Ailesiyle yüz yüze görüştüğü en son tarih ise 3 Mart 2020 olan Abdullah Öcalan’ın en son telefon görüşmesi ise 25 Mart 2021 tarihinde kardeşi Mehmet Öcalan ile yaptığı ve yarıda kesilen görüşmeydi. Kesintili telefon görüşmesinin ardından Abdullah Öcalan'dan haber alınamadı. Abdullah Öcalan’ın yanı sıra İmralı’daki diğer isimler Hamili Yıldırım, Veysi Aktaş ve Ömer Hayri Konar’dan da yaklaşık 43 aydır hiçbir haber alınamıyor. 
 
Tecrit, bir yandan İmralı’da devam ederken bir yandan da toplumun her alanında çoklu krizler ile yayılıyor. Toplumu baskılama aracı olarak da uygulanan tecride karşı Kurdistan, Türkiye ve dünyada ise mücadele büyütülüyor. Bu kapsamda 12 Eylül’de “Komploya direniyoruz, özgürlük için Amed'de buluşuyoruz” kampanyasının startı verilirken, süreç 13 Ekim’de Amed’de yapılacak büyük miting ile sonlanacak. Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Amed İl Eşbaşkanı Sultan Yaray, tecride ve etkilerine dair konuştu.
‘Görüşlerin engellenmesi keyfi bir muamele’
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Türkiye’ye uluslararası bir komplo ile teslim edildiğini hatırlatan Sultan, yaklaşık 43 aydır da kendisinden haber alınamadığını ekledi. Haber alamama halinin de komplonun devamı olduğunu vurgulayan Sultan, “Baktığımız zaman Türkiye’de herkesin avukatıyla, ailesiyle kanunen görüşme hakkı var ama Abdullah Öcalan mutlak dediğimiz bir tecrit ile karşı karşıya bulunmaktadır. Ne kendisi ne de yanındaki arkadaşları yakınlarıyla da avukatlarıyla da hiçbir şekilde görüştürülmüyor. Kanunen de bu kabul edilir bir şey değil, suçtur. Bu keyfi bir muameleye de giriyor” sözlerine yer verdi.
 
‘Tecridi ifade etmek hak savunuculuğudur’
 
Adalet Bakanlığı Yılmaz Tunç’un “Tecrit yoktur” sözlerine atıfta bulunan Sultan, bunu “altı boş bir yalan” olarak değerlendirdi. Sultan, “Aslında sadece ‘Tecrit yok’ demiyorlar. Tecrit kelimesini kullanan herkese bir suçlu gözüyle bakıyorlar. Halbuki bu bir insan hakkı savunuculuğudur. Mesela basın açıklamalarında tecrit kelimesi kullanıldığı an karşı taraf hemen tepki gösteriyor. AKP ve küçük ortağı MHP 23 yıldır adeta halklara kan kusturmuş vaziyete gelmiş. Öyle bir şekilde ülkeyi yönettiler ki zaten bunu 31 Mart seçimlerinde de gördük. Kendileri artık parti olarak yok düzeyine geldi, tabela partisi haline geldiler. Bunu Kurdistan’da gördük. Türkiye cephesine baktığımızda ise devletin bütün imkanlarını kullanmalarına rağmen en önemli belediyeleri kaybettiler. Ülkeyi gerçekten yanlış yönettiler. Türkiye’yi büyük bir uçuruma sürüklediler. Halk da bunu görüyor. Halk da artık onları istemiyor” dedi.
 
Tecrit yaşamın her alanında
 
Sultan, tecritle beraber uygulanan politikaların toplumda barışı, demokrasiyi yok ettiğini, bunların yerine ise savaşı getirdiğini belirtti. Artan şiddetin de tecritle bağlantılı olduğuna işaret eden Sultan, “Tecrit kalkarsa barış olur, halkların tekrar birlik ruhu işlenir, tecridi Türkiye’deki her şeyle bağlayabiliriz. Kadına olan saldırılar, çoğu gencin umutsuz oluşu, okuldan bir beklentinin olmayışı, uyuşturucuyla iç içe olması… Bunlar hepsi tecritle alakalıdır. Tecrit kaldırılmadan, Sayın Öcalan’ın fiziki serbestliği sağlanmadan Türkiye’de bir istikrardan, mutlu bir gelecekten, iyi bir ekonomiden bahsetmek mümkün değil. Bir an önce tecrit bitmeli ve demokrasi gelmeli. Yoksa cinayetler, doğa talanı, gençlerin kendinden bu kadar uzaklaşması bitmez. Bunu aslında kendileri de çok iyi biliyor” ifadelerini kullandı.  
 
‘Çözüm Abdullah Öcalan’
 
“Bu tecridi nereye kadar sürdürebilirler? Kürtlerin iradesini tanımamayı nereye kadar sürdürebilirler? Bu yüzyılda inkarla, soykırımla, Kürtleri tanımamayla nereye kadar gidecek” sorularını soran Sultan, Kürt sorununun tek çözüm adresinin İmralı, Abdullah Öcalan olduğunun altını çizdi. Sultan, son olarak şunları söyledi: “Bu tecridi mücadele ile Türkiye’de gerçekten barışı isteyen insanlarla kaldırabiliriz. Tecrit sadece Kürt’ün meselesi değil. Türkiye’de gerçek anlamda barışı ve bu kanın durmasını isteyen kesimlerin isteğidir. O yüzden de el birliğiyle tecridi kaldırmalıyız. Buna dair daha önce birçok eylem ve etkinlik düzenlendi. Buradan sesleniyoruz, el ele verip tecridi kaldıralım. Tecrit sürdükçe ne göçler biter, ne gençlerimizi uyuşturucudan kurtarabiliriz ne de kadın katliamları biter.”