Yıkılan binanın yerine anıt park başvurusuna yanıt yok

  • 09:02 28 Ocak 2021
  • Yaşam
Melike Aydın 
 
İZMİR - Depremden dolayı yıkılan Rıza Bey Apartmanı’nın yerine anıt park yapılması için yaptıkları başvuruya halen cevap gelmediğini söyleyen Emine Toklu Yücel, anıt park ile amaçlarının deprem gerçeğini hatırlatarak farkındalık yaratmak olduğunu söyledi. 
 
Merkez üssü Ege Denizi olan ve İzmir’de birçok ilçede yıkıma sebep olan 30 Ekim 2020’de yaşanan depremden geriye yaşanan yıkım ve bu yıkımın sebep olduğu acılar kaldı. Deprem’de 5 yakınını yıkılan Rıza Bey Apartmanı’nın enkazı altında kalmasıyla kaybeden Emine Toklu Yücel, yaşadıklarını ajansımız ile paylaştı. 
 
‘İzmir depreme hazır değil’
 
İzmir’de öngörülen büyük depremin henüz yaşanmadığını, buna karşılık çoğu yurttaşın depreme hazır olmadığını ifade eden Emine, Rıza Bey Apartmanı’nın göz önünde olduğunu belirterek şunları söyledi: “Bir kişi bile olsa bu farkındalığı yaratabiliriz. Çocuğumu gönderdiğim dershane, ameliyat olup bir hafta yattığım hastane ne kadar sağlam? Biz bunlara çözüm bulamazsak, bu kadar insanı kaybettik. Bu hataları yapmayalım diyebilmeliyiz. Ders çıkarmamız gerekiyor.”
 
Deprem korkusunun nedeni ‘güvenlik endişesi’
 
Deprem korkusunun daha çok güvenlik endişesinden kaynaklandığını dile getiren Emine, “Bu korkuyu herkes yaşadı. Bunları hatırlatmak istiyoruz. Tedbir almalarını, çaresiz kalmamalarını istiyoruz. Bu kamu yararı aslında. Ama görüyoruz ki 3 günde unutuluyor veya konuşmayı bırakıyor insanlar” diyerek yaşananları anımsattı. 
 
Anıt acıları unutturmaz ama bir nebze su serper
 
Yakınlarını kaybeden aileler olarak hala yaşadıkları travmanın etkisi altında olduklarını ifade eden Emine,  bu etkiyi azaltmak için Rıza Bey Apartmanı’nın yerine anıt park yapılabileceğini söyledi. Emine şöyle devam etti: “Depremde yakınlarını kaybedenler hayat boyu yas tutacaklar. Bu kişiler kaybettiği canları için bir anıtta gözyaşı dökebilecek ya da daha iyi hissedebilecek. İnsanlar yapıyor ben de bazen yapıyorum. Fotoğraflarla kızımın yaptığı resimle konuşuyorum. O anıtı gördükçe onları andıkça acımızı unutamayız. Ama orada başka çocukların oynadığını gördükçe kendi çocuklarına benzetecektir ve acılarına bir nebze de olsun su serpilecektir.”
 
‘Rıza Bey beyinlere kazınan bir noktada duruyor’
 
Rıza Bey Apartmanı’nda oturanların çoğunun kiracı olduğunu, mülkiyet hakkına sahip olanların bir an önce ev yapılmasını istemelerinin de doğal bir hak olduğunu kaydeden Emine, “Devletin bu sorunu çözecek gücü var. Hiçbir yiten geri gelmiyor. Elimden geleni de maddi olarak yapmak isterim. Zaten bunun maddiyat olmadığını göstermek istiyoruz. Beyinlere kazınan bir nokta olduğu için Rıza Bey Apartmanı olmalı” diye belirtti. 
 
 ‘Hiçbir şey olmamış gibi yapamayız’
 
Depremin değil, ihmalin ve gizlenen gerçeklerin yaşamların yitirilmesine sebep olduğuna dikkat çeken Emine, “İzmir’de bile gerçekleşmeyen depremde 7 bina yıkılıyor ama diğerlerinde bir şey yok. Yıkılan evlerin olduğu yerde evler yapılacakmış. İnanamadım. Bu kadar insanın öldüğü yerde nasıl tekrar bir apartman yapılacak. Kanım dondu. Yaşadığımız şey hiç olmamış gibi yapamayız. Bunlar bir ihmaller sonucunda kaynaklandığı için bunun farkındalığını yaratmak istedim. Gerekli yazışmaları yaptık başvuruda bulunduk” dedi. 
 
‘Başvurudan herhangi bir dönüş yok’
 
Yıkılan Rıza Bey Apartmanı’nın yerine anıt park yapılması için yaptıkları başvurunun üzerinden uzun zaman geçmesine rağmen herhangi bir geri dönüşün yapılmadığını belirten Emine, “Bu parkın bir köşesinde deprem farkındalığını yaratacak eğitimler verilebilir, bir köşesinde çocuklar için oyun parkı olabilir, bir köşesinde yitirdiğimiz canların adının yazılı olduğu bir anıt olabilir. Kaybettiğimiz 28 çocuğun anısına bir meyve ağacı olabilir. Koru kampanyası yapan aileler de var. Onlara da destek oluyoruz. Anne babasını kaybetmiş aileler, yitip gitmiş çocuklar var. Onların da bu şekilde anılması için mücadele veriyoruz” diye konuştu.  
 
Emine son olarak, “ #rızabeyparkolsunizmir” hashtagi ile başlattıkları Twitter kampanyasının da devam ettiğini sözlerine ekledi.