Başkaleliler depremin yaralarını kendileri sarıyor

  • 09:04 22 Aralık 2020
  • Yaşam
Dilan Babat
 
VAN - Başkale ilçesinde meydana gelen depremin ardından geçen 10 aya rağmen verilen sözler tutulmadı. Kışın zorlu koşullarına rağmen konteynırda yaşayan yurttaşlar, herhangi bir devlet kurumundan yardım gelmediğini, her şeyi kendi imkanlarıyla yaptıklarını belirtti.
 
İran’ın Xoy kentinde 23 Şubat tarihinde meydana gelen 5.9 şiddetindeki depremde Van’ın Başkale ilçesinde de yıkım meydana geldi. Depremin ardından on ay  geçmesine rağmen Özpınar (Elbis), Güvendik (Elezi), Gelenler, (Qirati) , Kaşkol (Qaşkol), Böğrüpek (Xanik), Ömerdağ ( Gullik) mahallerinde yaşayan yurttaşlara verilen sözler tutulmadı. Depremde 11 kişi yaşamını yitirirken, çok sayıda hayvan da enkaz altında kaldı.
 
Kışın zorlu koşullarıyla birlikte deprem bölgesinde yaşayan yurttaşların sorunları da daha da arttı. Hala konteynır kentlerde kalan yurttaşlar, elektrik kesintilerinden kaynaklı zor zamanlar geçiriyor. Kadınlar çadırların içinde tandır kurarak ekmek yapıyor. Deprem sonrası yaşanan sorunların giderilmemesinden kaynaklı ilçeden çok sayıda aile çevre ilçe ve kent merkezine göç etmek zorunda kalmış. Deprem üzerinden geçen 10 ayda yaşadıklarını anlatan kadınlar, hiçbir devlet kurumundan yardım görmediklerini belirtiyor.
 
‘Bazen günlerce ekmeksiz kalıyoruz’
 
Depremin yıkıma sebep olduğu yerlerden biri olan Güvendik (Elezi) mahallesinde yaşayan Şilan Başkurt, verilen konteynır kentlerde kaldıklarını ve elektrik kesiminin sık sık yaşanmasından kaynaklı kendi imkanları ile yaptıkları kulübede kömür sobası kurarak ısınmaya çalıştıklarını söyledi. Şilan, depremden sonra kendilerine herhangi bir yardım yapılmadığını kaydederek, “Kayınpederim ve kaynanama bu küçük konteynırda bakamadığım için akrabalarımın yanına gönderdim. Buranın kışı çok çetin geçiyor ve bu kışın ortasında elektrik sobaları ile ısınmaya çalışıyoruz. Kömür getirildi ama konteynırda soba kuramadığımız için kömürü kendi imkanlarımız ile yaptığımız derme çatma bir yerde kurduk elektrik gidince sobayı yakıyorum orada ısınıyoruz. Küçük bir kulübe yaptık yarın başka bir deprem olsa oda yıkılacak.  Bizim gidecek başka bir yerimiz olmadığı için buradan da gidemiyoruz. Bütün eşyalarım depremde gitti. Var olan altınlarımı sattım elimizde birkaç küçükbaş hayvan kaldı oda iş olmadığı için satmak zorunda kalıyoruz ve öyle geçinmeye çalışıyoruz.  Sürekli borç ediyoruz, bazen günlerce ekmeksiz kalıyoruz. Tandır olmadığı için ekmek pişiremiyorum ve ekmek arabasını bekliyoruz. Bazen ekmek yemeden sadece çorba ile geçirdiğimiz günlerimiz oluyor” diye belirtti.
 
‘Herkes bize sırtını döndü’
 
Güvendik köyünde kalan ve dört küçük çocuğu ile konteynırda yaşamak zorunda kaldığını ifade eden Aslı Göryüz,  kendilerine ev yapacağız diyen yetkililerin on aydır köye uğramadığını belirtti. “Herkes bize sırtını döndü” diyen Aslı yaşadıkları zorlukları şöyle anlattı: “Depremin üzerinden on ay geçmesine rağmen bir şey yapılmadı. Kendi imkanlarımız ile kulübe yaptık ama elime bakan dört küçük çocuğum var. Kışın küçük bir yerde çocuklarıma nasıl bakacağım bunun hastalığı var.  AFAD geldi gezdi biz ev yapacağız dedi yine kış geldi bir şey yapılmadı.  Bizde bekleyeceğiz yani başka şansımız yok. 30 tane hayvanım öldü kalan hayvanlar ise ahır olmadığı için soğuktan bazıları öldü bazılarını da geçimimiz için bakıyoruz ve satıyoruz. Elektrik faturaları sürekli geliyor. Her ay 100, 250 civarı fatura geliyor. Şimdiye kadar elektrik borcumuzu ödemedik.  Başka bir yere taşınalım dedik ama ona da gücümüz yetmediği için burada kalmak zorundayız.” 
 
‘Devlet Kürtlere yardım etmiyor’
 
Depremin yaşandığı mahallerden biri olan Gelenler’de (Qirati) yaşayan Remziye Işık ise, “Devlet Kürtlere yardım etmiyor” diyerek yaşadıkları mağduriyete tepki gösterdi. Remziye, “Depremin bir yılı dolacak ama herhangi bir şey görmedik.  Elektrik gitti mi hepimiz dışarı da kalıyoruz soba yakıyoruz elektriğin gelmesini bekliyoruz.  Tandır evleri yok bizde kendi imkanlarımız ile yaptığımız üstüne çadır kurduğumuz bir yerde ekmek pişiriyoruz. Ekmek pişirdiğimiz günün sonrasında sürekli hasta olup iki gün yatakta kalıyoruz.  Hani devlet, hani yardım.  Kendi kendilerine yardım yapıyorlar onun dışında bize bir şey yapmadılar. Şimdiye kadar yanıma gelen bizim ihtiyacımızı soran tek bir insan yok” sözlerini kaydetti. 
 
‘Yaşadığımız zorlukları görmüyorlar’
 
Kendi imkanları ile bir şeyler yapmaya çalıştıklarını belirten Meryem Işık ise, “Depremde gelen yardımlar dışında başka bir yardım yapılmadı.  Bugün herhangi bir destek yapılmadı.  Konut yapılmadı, maddi durumda gelen herhangi bir yardım yapılmadı.  Bize kömür verildi ama konteynır kentlerde soba yakılmadığı için verilen kömür de şuan işimize yaramıyor.  130 TL’ye bir torba un alıyoruz, oda pahalı.  İş yok ve eşlerimiz çalışmıyor. Biz zaten şehir merkezine uzağız imkanımız yok. Ama bizi kimse görmüyor. Yaşadığımız zorlukları görmüyorlar” ifadelerinde bulundu.