İyi ki doğdun JINNEWS

  • 09:03 25 Eylül 2024
  • Kadının Kaleminden
 
“JINNEWS, kadın bakış açısıyla özgür gazetecilik yapıyor ve bu nedenle de çok önemli bir işin altına imza atıyor. O nedenledir ki demokrasi, kadın hakları, insan hakları mücadelesi veren herkes tarafından çok önemseniyor ama devlet tarafından da adeta “düşman” olarak görülüyor. Bu, JINNEWS’in önemli bir iş yaptığını gösteriyor.”
 
Eren Keskin
 
Üzerinde yaşadığımız coğrafya, çok büyük hak ihlallerinin yaşandığı, büyük katliamlara sahne olmuş, soykırımların yarattığı tahribatların hala ortadan kaldırılamadığı hatta konuşulmadığı bir coğrafya. Böyle bir coğrafyada, doğal olarak hak ihlallerinin en büyüğünü, kadınlar yaşıyor. Özellikle yaşadığımız coğrafyaya egemen olan, erkek egemen, feodal ve militer ideoloji, maalesef ki tüm toplum tarafından içselleştirilmiş olduğundan, bu ideolojinin en yakıcı yanını da kadınlar yaşıyorlar.
 
Coğrafyamız aynı zamanda bir mezarsız, kadın ölüler coğrafyası. 1915-1938 soykırımları yine Kürdistan'da yaşanan katliamlar, askeri darbeler döneminde yaşanan militarist katliamlar ve benzerlerinde çok sayıda kadın yaşamını yitirdi. Birçok sayıda kadının, bugün mezarları bile belki bilinmemekte. Böylesine bir coğrafyada kadın mücadelesi vermek gerçekten çok güç.
 
İnsan hakları savunucuları olarak 90'lı yıllar bizler için unutulmazdı. Çünkü devlet baskısının en yoğun yaşandığı, hak ihlallerinin kimsenin aklına bile getiremeyeceği ölçüde büyük olduğu bir dönemdi. İnsanlar kontrgerilla cinayetlerinde katlediliyor, gözaltında kaybediliyorlardı. Ancak bu çatışmalı süreçte, yaşanan Kürt savaşında maalesef ki en büyük hak ihlallerini de kadınlar yaşıyorlardı.
 
Koruculuğun dayatıldığı ya da boşaltılan köylerden ya da belli katliamların yaşandığı köylerden haber aldığımızda, insan hakları savunucuları olarak o köylere hemen ulaşmaya çalışıyorduk. Heyetimizde daima kadın sayısı daha fazlaydı. Gittiğimiz bölgelerde, büyük acılar yaşayan insanlarla karşılaşıyorduk. Bunlardan birini gerçekten de hiç unutmuyorum.
 
Şırnak katliamı yaşanmıştı, 90'ların başıydı. Bu katliamda yaşanan acıları, rapor haline getirmek, insanlarla konuşmak, onların dertlerine biraz çare olmak adına, yine çoğunluğu kadınlardan oluşan bir heyetle, Cizre'de bulunuyorduk. Cizre'de bulunduğumuz Kadıoğlu Oteli’ne yaşlı bir amca geldi ve Kürtçe ‘köyümüzü yaktılar, çabuk bize yardım edin’ diye haykırıyordu. Hemen arabalara binip, yaşadıkları Şırnak’la-Cizre arasında bulunan Şah Köyü’ne doğru yola çıktık.
 
Yolda, karşıdan bir araba geliyordu. Beyaz bir Renault arabaydı bu. Sadece arabayı kullanan kişi erkekti. İçi yanmış kadın ve çocuk doluydu. Yanmış olan insanlardan biri, yaşlı bir teyzeydi. Ellerindeki yangını, yüzümüze gösteriyor ve bize yardım edin diye haykırıyordu. Biz önce köye gidemedik. Çünkü askerler, her yer mayınlı diyerek bizi engellediler. Ancak ardından köye gidişimize izin verildi.
 
Köye girdiğimizde, bir kadını, kapının önünde yere yatırmışlardı. Kadının ismi Bende Özdemir'di. Engelli olduğu için, yatağından kalkamamış ve yakılan evinde, dumandan boğularak yaşamını yitirmişti. Bende Özdemir'in başında iki kadın duruyordu ve Bende’nin başını yukarı doğru tutuyorlardı. Neden başını böyle tutuyorsunuz ölünün diye sorduğumuzda, bize verdikleri cevap son derece çarpıcıydı. Biz artık ölülerimize bile baş eğdirmiyoruz, demişlerdi.
 
Bu cümleyi ben hayatım boyunca unutmadım. Bende Özdemir, engelli olmasına rağmen, o evden çıkarılmamış ve evi yakılmıştı. Bende Özdemir, bu büyük, korkunç, insanlık suçu karşısında, yaşamını yitirmişti ve onun başını dik tutan kadınlar, hala son derece kararlıydılar. 
 
Ben, insan hakları mücadelesini, her zaman ölülerimize karşı, borcumuz olarak tanımladım. Çok sayıda borcumuz var, o kadar çok birikmiş bir borç ki bu o nedenledir ki biz insan hakları mücadelesinden hiçbir zaman vazgeçmiyoruz.
 
İşte kendimi borçlu hissettiğim kadınlardan biri de Gurbetelli Ersöz’dür. Gurbetelli’yi tanıdığımda henüz Özgür Gündem gazetesi, yeni yayınlanmaya başlayacaktı ve herkes son derece heyecanlıydı. Gurbetelli, ilk kadın genel yayın yönetmeniydi. Bu gazetenin başına geçmişti ve son derece önemli bir yayıncılık yapacaklardı. Hiç kimsenin görmek istemediği, duymak istemediği gerçekleri yazacaklardı. Kürdistan'da yaşanan hak ihlallerini, ilk ağızdan, insanlara duyuracaklardı.
 
İşte Gurbetelli, böylesine büyük bir görevi devraldı ve bunu başarıyla yerine getirdi. Özgür Gündem, görevini o kadar çok doğru bir şekilde yaptı ki maalesef ki yaptığı basın faaliyeti, devlet tarafından çok tehlikeli bulundu.
 
Gurbetelli Ersöz, bu başarısının karşısında tabii ki devlet tarafından cezalandırılacaktı. 10 Aralık 1993 günü gazeteye bir baskın yapıldı ve Gurbetelli Ersöz ve diğer gazeteciler, gözaltına alınıp, ardından da tutuklandılar. Gurbetelli cezaevinde de son derece baş eğmez tutumunu devam ettirdi.
 
Bir süre cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edilse de maalesef ki 1994 yılının 3 Aralık günü, gazete bombalandı. Ancak her şeye rağmen Gurbetelli’nin yaptığı gazetecilik, bugüne kadar hiç unutulmadı. Onun yaptığı özgür basın gazeteciliği, -bir kadın olarak gerçekleştirdiği-, özgür basın gazeteciliğinin, bugünkü devamı JINNEWS. Tabii ki siyasi mücadelede, erkek arkadaşlarımızla ortak bir mücadele yürütüyoruz, demokrasi mücadelesi bu. Ancak ben kadınların her alanda ayrı örgütlenmelerini, son derece önemli olduğunu düşünüyorum. Bu gazetecilikte de böyle. Çünkü devlet güçleri tarafından ya da en yakınındaki kişiler tarafından, haksızlığa uğramış, istismar edilmiş, cinsel saldırıya maruz kalmış bir kadın, ilk önce bir kadına anlatmak ister yaşadıklarını. Bu nedenle de kadın gazeteciliği, son derece önemlidir.
 
İşte JINNEWS bunu gerçekleştiriyor. JINNEWS, kadın bakış açısıyla özgür gazetecilik yapıyor ve bu nedenle de çok önemli bir işin altına imza atıyor. O nedenledir ki demokrasi, kadın hakları, insan hakları mücadelesi veren herkes tarafından çok önemseniyor ama devlet tarafından da adeta “düşman” olarak görülüyor. Bu, JINNEWS’in önemli bir iş yaptığını gösteriyor. O nedenle JINNEWS’e kadın kurtuluş hareketine inanan herkesin destek vermesi gerekiyor. 
 
JINNEWS, 7 yaşında. 
 
İyi ki doğdun JINNEWS!